Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1806 E. 2022/1806 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1806
KARAR NO : 2022/1806

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2017 (Dava) – 24/12/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/1349 Esas- 2019/1470 Karar
DAVA : Trafik Kazası Nedeniyle Uğranılan Bedensel Zarar Nedeniyle Açılan Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2019 tarihli 2017/1349 Esas ve 2019/1470 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/09/2017 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile seyir halinde iken, davacı … yönetimindeki …plaka sayılı motosikletin çarpışması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazasında müvekkilinin ağır derece yaralandığını, kaza Anamur Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan … plaka sayılı otomobil sürücüsü …’ın kusurlu olduğunu, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketince kaza tarihini kapsar zorunlu trafik poliçesinin tanzim edildiğini, müvekkilinin belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararının davalı sigorta şirketinden tazmini gerektiğini bildirerek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden sigortalısının kusuru oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirketçe 25.04.2017-2018 tarihleri arasında zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere sakatlanma ve ölüm olaylarında kişi başına azami 330.000,00 TL, ile sınırlı olduğunu, teminat limitlerini bildirmesinin davayı kabul anlamında olmadığını, müvekkili şirket sigortalısının dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, poliçede sadece davacının sürekli maluliyet hallerinin teminat altına alındığını, geçici maluliyetten kaynaklı tazminat taleplerinin teminat dışında olduğunu, davacının sürekli sakatlığının adli tıp kurumu 3. ihtisas dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanması ve maluliyet/destekten yoksun kalma tazminat hesabı yapılır iken yeni genel şartların dikkate alınması gerektiğini, müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini, sigortacı olan müvekkili şirketten ancak KTK 98. ve 99. maddeleri uyarınca, gerekli tüm belgelerle birlikte yapılan müracaattan 8 işgünü sonrasından itibaren faiz talep edilebileceğini, ancak dava açılmadan önce müvekkil şirkete yapılan bir başvuru bulunmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderlerine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmaması gerektiğini bildirerek istinaf isteminde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…davanın kabulü ile 46.668,07-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 100-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 46.768,07-TL tazminatın 19/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesinde yapılan değişiklik ile dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurunun zorunlu olduğunu, bu hususun HMK’nın 114/2.maddesinde belirtilen diğer kanunlarda düzenlenen dava şartları kapsamında değerlendirilmesi ve dava şartı niteliğinde olduğunun kabulü gerektiğini, davacı davadan müvekkili şirkete başvururken herhangi bir maluliyet raporu ibraz etmediğini, yalnızca tedavi evraklarını sunduğunu, bu sebeple başvuru şartının yerine getirilmediğini, davacı tarafça eksik evraklar temin edilmeden işbu davanın açıldığını, huzurdaki davanın tarihi 01.12.2017 olup, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan KTK. 97. maddenin somut uyuşmazlıkta uygulanması gerektiğini, davacı tarafça dava açmadan önce gerekli ve yeterli tüm belgeler ile başvuru yapılmamış olması nedeniyle müvekkili sigorta şirketi kendi aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olduğundan aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmeyeceğinin gözetilmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesi gerekirken esası hakkında karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zorunlu trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.
2918 Sayılı KTK’ nın 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun ile yapılan ve 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” denilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; dava tarihi 01/12/2017 tarihi olup, dava tarihi itibariyle başvurunun dava şartı niteliğinde olduğu, davacının dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, davalının davacı yana maluliyet raporunu ibraz etmediği gerekçesi ile herhangi bir ödeme yapmadığı, davacının davalıya eksik evrakla başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK’nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Açıklanan tüm maddi ve hukuki sebeplerden ötürü, istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekilinin dilekçesinde yer verdiği istinaf itirazlarının yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2019 tarihli 2017/1349 Esas ve 2019/1470 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 3.194,72 TL istinaf nispi karar ve harcından, başlangıçta peşin olarak alınan 796,97 TL harcın mahsubu ile, bakiye 2.397,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK.nun 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 148,60 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. mad. gereğince karar kesinleştiğinde resen yatıran tarafa İADESİNE,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 24/11/2022 tarihinde oy birliği karar verildi.