Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1805 E. 2022/1743 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1805
KARAR NO : 2022/1743

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/07/2019 (Dava) – 22/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2019/355 Esas – 2019/1107 Karar
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/11/2019 tarihli 2019/355 Esas ve 2019/1107 Karar
sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı kooperatifin ortakları olduklarını, kooperatifin 29/06/2019 tarihinde yapılacak genel kurulu için davacılara gündem ve genel kurul tarihinin tebliğ edildiğini, buna karşın davacılar tarafından genel kurul tarihinden 15 gün önce kooperatifin bilançosu ile ortakların durumlarının bildirilmesinin gündemin 4 maddesinde verilecek yetkinin açıklanmasının kooperatife ihtar edildiğini, kooperatif tarafından Koop Kanunu 24 maddesine aykırı olarak kooperatif bilançosu ile ortaklarının bildirilmediğini, ortakların bilgi edinme hakkının ihlal edildiğini, kooperatif tarafından davacılara bilgi verilmemesi sebebiyle ortak cetvelinde ismi geçen 37 ortağın hangi şartlarda ortak olduğunu, eşitlik şartlarının sağlanıp sağlanmadığının bilinmediğini, davacıların genel kurul toplantısına katılarak toplantıda alınan 2-3-4 ve 6 maddelerde alınan kararlara ret oyu verdiklerini, muhalefetlerini tutanağa geçirdiklerini ileri sürerek, 29/06/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının tümden iptaline, aksi takdirde 2-3-4 ve 6 nolu gündem maddelerinde alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların kooperatifin her yıl yapılan olağan genel kurullarına iptal davası açmayı alışkanlık hale getirdiğini, bu durumun MK 2’de yer alan dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacıların kooperatif merkezinde belgeleri inceleme imkanına sahip olduğunu, söz konusu belgelerin kooperatif merkezinde genel kuruldan 15 gün öncesinde incelemeye hazır tutulduğunu, bu belgelerin suretlerinin istenmesi durumunda masrafının talep eden tarafından karşılanması gerektiğini, 4 nolu gündem maddesinin oy birliğiyle kararlaştırıldığını, davacıların bu gündem maddesine olumsuz oy kullanmadıklarını, dava açma şartının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…öncelikle 29/06/2019 tarihli genel kurul toplantısında 4 ve 5 nolu gündem maddeleriyle alınan kararların davacıların olumlu oyuyla oybirliğiyle alındığı, bu kararlara karşı davacıların iptal davası açma hakları bulunmadığı, davacının genel kurul kararlarının iptali nedeni olarak ileri sürdüğü bilgi edinme hakkının kullandırılmadığı yönündeki iddia ile ilgili olarak kooperatif kanunu 24 maddesinde yazılı belgelerin kooperatif merkezinde incelemeye hazır tutulduğu, kooperatifin gönderi masrafını kooperatif kasasından karşılayarak belge örneklerini her bir ortağa gönderme yükümlülüğünün bulunmadığı, davacıların gönderi masraflarını bizzat karşılaması gerekirken karşıladıklarının ortaya konulmadığı, dolayısıyla bilgi edinme hakkı kullandırılmadığı iddiasının da yerinde olmadığı…” gerekçesiyle; ”…Davanın REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkillerinin her ne kadar belgeleri yerinde incelemek de isteseler kooperatif merkezinin sürekli olarak kapalı olması nedeniyle bir türlü bu fırsatı yakalayamadıklarını, ilgili belgelerin sadece kooperatif merkezinde hazır bulundurulması yeterli olmayıp merkezin kooperatif üyeleri için açık da tutulması gerektiğini, ancak kooperatif yöneticilerince bu hususun hiçbir zaman sağlanmadığını, kooperatif merkezinde çalışan sigortalı eleman bulunmamakta olup merkezin devamlı olarak kapalı tutulduğunu, bu sebeple de müvekkillerince kooperatife gönderilen tüm ihtarlar ve başlatılan icra takipleri nedeniyle gönderilen tüm tebligatların kooperatif merkezinin kapalı olması nedeniyle devamlı olarak muhtara yapıldığını, davada bahsi geçen İzmir 21. Noterliğinin 17095 yevmiye nolu ve 29/05/2019 tarihli ihtarnamesinin tebliğ şerhinin de bu hususu doğruladığını, ihtarnamenin içeriğinde de kooperatif kayıtlarına hiçbir şekilde ulaşamadıkları ve bilançodan haberlerinin olmadığı ortaklar arası eşitlik ilkesine uyulup uyulmadığı, tüm kayıtların taraflarına gönderilmesi açıkça istenmesine rağmen davalı kooperatif yönetiminin bu görevini yerine getirmeyip Kooperatifler Kanunu’na aykırı davranmış olup alenen suç işlemiş olduğunu, mahkemelerin temel görevi tüm delilleri toplayıp oluşan duruma göre karar vermesi olup hiçbir delil toplanmadan varsayıma dayalı olarak hüküm kurulmasının Anayasaca korunan hak arama özgürlüğünün ihlali niteliği taşıdığını, kooperatif merkezinin devamlı kapalı olması nedeniyle müvekkillerinin ilgili belgelerin bir örneğinin kendilerine sunulmasını talep ettiklerini, Çünkü pratikte kooperatif merkezine gitmenin bir faydası bulunmamakta olup kanunla getirilmek istenen amaca ulaşılamayacağını, ayrıca Kooperatifler Kanunu m.53’te açıkça genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış olmalarının iptal sebebi olarak açıklandığını, genel kurul toplantısından önce ortakların durumunun tespit edilmesi ve Kooperatif Kanunu m. 23 gereği ortaklar arası eşitliğin sağlanması gerektiğini ancak davalı Kooperatif yöneticilerince bu hususun hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, ortak cetvelinde ismi geçen 37 ortaktan bazılarının kooperatife hangi koşullarda alındığı ve eşitlik-denklik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun bilinmediğini, her genel kurul toplantısında hazirun cetvelindeki ortakların ismi değişmekte, haricen satış ve yeni ortak kayıtları yapılmakta olduğunu ancak bu hususun yasalara uygun olup olmadığı, eşitlik ilkesine uyulup uyulmadığı, yeni ortakların ödemeleri ne şartlarda yaptıkları belli olmadığı gibi kooperatif yönetiminin bu hususta şeffaf da davranmadığını, bu hususu müvekkillerinin genel kurul toplantısında ifade ettiklerini ve muhalefet şerhi koyduklarını, zira tüm bu ortakların gerçek ortak olup olmadığı, kooperatife kimin ne kadar borcu olduğu, edimlerini yerine getirmeyen ortaklar yönünden herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı hususlarının tespit edilmediğini ve bundan bahisle eşitlik ilkesine uyulup uyulmadığının da görülemediğini, tüm bu hususlara aykırı davranılması halinde genel kurulun toplanamayacağı toplanılsa da hangi ortağın oy hakkının olup olmadığı belli olmadığı için alınan kararların kanuna uygun karar sayılarıyla alınmadığı sonucuna ulaşıldığını, ilk derece mahkemesince taraflarına sunulan deliller dahi incelenmeden ve Kooperatif Kanunu m.53 ve m.23 ‘e aykırılık iddiaları doğrultusunda hiçbir şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verildiğini belirterek; kararın kaldırılarak talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif genel kurul karar iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
Kooperatifler Kanunu’nun 24.maddesinde; “Yönetim Kurulunun gelir gider farklarının dağıtım şekli hakkındaki tekliflerini ihtiva eden yıllık çalışma raporu ile bilanço ve denetçilerin 66 ncı madde hükümlerine uygun olarak tanzim edecekleri rapor genel kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süre ile Kooperatif merkezinde ve varsa şubelerinde ortakların tetkikine amade tutulur. Talep eden ortaklara bilanço ve gelir gider farkı hesaplarının birer suretinin verilmesi mecburidir. Ortakların bilgi edinmek hakkı, anasözleşme veya kooperatif organlarından birinin karariyle bertaraf edilemez veya sınırlandırılamaz.” şeklinde düzenleme yapılmış olup, yine 25. maddede de, “Kooperatifin ticari defterleri ve haberleşme ile ilgili hususların tetkiki, genel kurulun açık bir müsaadesi veya yönetim kurulunun kararı ile mümkündür. İncelenmesine müsaade edilen defter ve vesikalardan öğrenilecek sırlar hariç olmak üzere, hiçbir ortak kooperatifin iş sırlarını öğrenmeye yetkili değildir. Her ortak ne suretle olursa olsun öğrenmiş olduğu kooperatife ait iş sırlarını, sonradan ortaklık hakkını kaybetmiş olsa dahi daima gizli tutmak zorundadır. Bu mecburiyete uymıyan ortak meydana gelecek zararlardan kooperatife karşı sorumlu olduğu gibi kooperatifin şikayeti üzerine herhangi bir zarar umulmasa dahi bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” düzenlenmesi bulunmaktadır.
Kooperatifler Kanununun 53. Maddesine göre ”Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri” iptal davası açabilirler şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut olayda, davacılar 29/06/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının tümden iptaline, aksi takdirde 2-3-4 ve 6 nolu gündem maddelerinde alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Belirtilen yasa metnindeki şartlar dahilinde ortakların bilgi edinme hakkı bulunmaktadır. Bilgi edinme hakkı madde metninde yer aldığı üzere, söz konusu belgelerin kooperatif merkezinde ve varsa şubelerinde ortakların tetkikine sunularak kullandırılır. Talep eden ortağa ise bilanço ile gelir gider fark hesaplarının bir örneğinin verilmesi mecburidir. Davacılar dava dilekçesinde kooperatif merkezinde bu belgelerin incelemeye hazır tutulmadığını iddia etmemiş, talep ettikleri halde kendilerine gönderilmediğini ileri sürmüşlerdir. Kooperatifin bu belgelerin gönderilmesi yönünde yasal bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Davacılar bu belgelerin incelenmesine engel olunduğunu da iddia etmemiştir. Bu durum karşısında davacıların söz konusu belgelerin kendilerine gönderilmediğinden alınan tüm kararların iptali talebi yerinde değildir.
Dosyanın incelenmesinde, iptali istenen 29/06/2019 tarihli genel kurul toplantısında 4 nolu gündem maddesiyle alınan kararların davacıların olumlu oyuyla oybirliğiyle alındığı, muhalefet şerhlerinin bulunmadığı, bu karara karşı davacıların iptal davası açma haklarının bulunmadığı açıktır.
Diğer yandan da davacıların iptalini istedikleri diğer gündem maddelerine ilişkin olarak ileri sürdükleri nedenlerin değerlendirilmesinde, davacıların dava dilekçesinde talep edilen belgelerin incelettirilmediğine dair delil sunmadıkları, sadece noter ihtarı ile belgelerin genel kurul öncesi kendilerine gönderilmesini talep ettikleri aksi halde genel kurulda muhalefet şerhi koyacaklarına dair bildirimde bulundukları; Kooperatifler kanunu 24. maddede talep eden ortaklara bilanço ve gelir gider farkı hesaplarının birer suretinin verilmesi mecburidir şeklinde düzenleme bulunmakla birlikte, bilanço ve gelir gider farkı hesapları dışında diğer belgelerin suretini verme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Davacıların genel kurul kararlarının iptali nedeni olarak ileri sürdüğü bilgi edinme hakkının kullandırılmadığı yönündeki iddiaları ile ilgili olarak Kooperatifler Kanununun 24. maddesinde yazılı belgelerin kooperatif merkezinde incelemeye hazır tutulduğu, kooperatifin belge örneklerini her bir ortağa gönderme yükümlülüğünün bulunmadığı, dolayısıyla davacıların bilgi edinme haklarının kullandırılmadığı yönündeki iddiasının da yerinde olmadığı sonucuna varılmakla davacıların itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere, davacıların bilgi alma hakkının engellendiğine dair somut itiraz ve delil bulunmadığı, kaldı ki 24. madde belirtilen belgeler maddede belirtilen usuller çerçevesinde temin edebileceği ve incelenebileceği gibi, davacılar tarafından iptal nedeni olarak belirtilen hususların da iptali istenen maddelerin ve genel kurul kararlarının iptalini gerektirir nitelikte olmadığı, dava dilekçesi ile iptali talep edilen 4 nolu gündem maddesiyle alınan kararların davacıların olumlu oyuyla oybirliğiyle alındığı, muhalefet şerhlerinin bulunmadığı, bu karara karşı davacıların iptal davası açma haklarının bulunmadığı anlaşıldığından davacıların itirazlarının reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/11/2019 tarihli 2019/355 Esas ve 2019/1107 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 26,30-TL’nin davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/11/2022