Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1804 E. 2023/328 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1804
KARAR NO : 2023/328

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2016 (Dava) – 05/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/690 Esas – 2019/1025 Karar
DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti Önlenmesi ve Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 02/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarihli 2018/690 Esas ve 2019/1025 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin profesyonel konfeksiyon ürünlerinin satış ve pazarlanması ile iştigal etliğini, bu kapsamda “…” firmasının tek Türkiye satıcısı ve distribütörü olduğunu, davalı şirketin de aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin “…” firmasının ürünlerini piyasada kendisinden daha ucuz bir bedelle sattığı yönünde duyumlar aldığını, bunun üzerine İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1430 D. İş sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporunda, davalı şirketin “…” markasına ait ürünlerin neredeyse bire bir aynısını Çin’de taklit olarak ürettirerek orijinal ürünmüş gibi piyasaya sürdüğünün tespit edildiğini, davalının haksız rekabete sebebiyet verdiğinden bahisle, taklit ürünlere el konulmasına ve imhasına, davalının haksız rekabet oluşturan eylemlerine son verilmesine, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 75.000 TL maddi tazminata hükmedilmesini, mahkeme kararının yurt genelinde yayın yapan bir gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin anılan ürünleri satmadığını, tek kutu mezura olan ürünlerin kutusunda “SATILAMAZ” ibaresi bulunduğunu, ürünlerin Çin’deki bir fuardan alınan numuneler olduğunu, haksız rekabetin söz konusu olmadığını, dava konusu mezuraların iktisadi mallar olmadığını ve sürekli tüketim malzemesi olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…davanın kısmen kabulü ile davalı taraf eylemlerinin davacı yan yönünden haksız rekabet oluşturduğu kanaati ile haksız rekabetin menine, söz konusu haksız rekabet teşkil eden eylemler nedeni ile hesap ve takdir edilen 30.713,43 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ispat edilememesi nedeni ile reddine, davalı uhdesinde bulunan mallara el konulması talebi yönünden davalının … Caddesi no:… …/İZMİR adresindeki ürünlere İzmir 1 ATM’nin 2015/1430 D. İş ve 2015/1430 K. Sayılı ilamı ile el konulması yönünde karar verildiğinden bu adrese ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu malların yeddiemine teslim edilmiş olması halinde yeddiemin deposunda imhasına, bu adres dışında bir yer davacı tarafça beyan edilmediğinden ve dosya kapsamında da bulunmadığından el konulması yönündeki talebin yukarıdaki adres dışındaki yerlere ilişkin olmak üzere reddine, kararın kesinleşmesinden sonra TTK 61. madde ye göre masrafın davalı tarafından karşılanmak sureti ile kesinleşmiş karar özetinin yurt genelinde yayın yapan bir gazetede ilanına…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın maddi tazminata işletilen faiz türü yönünden hatalı olduğunu, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre ticari işlerde ve tacirler arası ilişkilerde ticari faiz uygulanacağını, kararın anılan yönden düzeltilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; haksız rekabete dayalı tazminat davalarında zamanaşımı süresinin fiilin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl, her halde fiilin işlenmesinden itibaren 3 yıl içinde açılması gerektiğini, davacının taraf tespit davasını 08.12.2015 tarihinde açtığını, iş bu davanın ise 30.12.2016 tarihinde açıldığını, davacı tarafın bunu tespit tarihi itibari ile öğrendiğinin kabulü gerektiğini, 1 yıllık dava zaman aşımı süresi geçtiğini, iş bu sebeple zaman aşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin yetkili elemanının bunları Mahkeme heyetine kendisinin çıkarıp gösterdiğini, zira müvekkili şirketin bu ürünlerin satışını yapmadığını, bu ürünler Çin’e fuara gittiklerinde çeşitli firmaların dağıttıkları numunelerden olduğunu, zaten kutunun üzerinde büyük harflerle yazılı “SATILAMAZ” ibaresi bulunduğunu, iş yerinde bulunan 1 adet 1,5 metre uzunluğunda mezuranın da müvekkil şirketin işyerinde kendilerinin kullandığı bir mezura olduğunu, mahkemenin bu tespit raporunu karara dayanak ettiğini, ancak bu raporun “marka konusunda uzman bir bilirkişi” tarafından değil bir tekstil mühendisi tarafından hazırlandığını, tekstil mühendisinin marka konusunda uzmanlık gerektiren bir konuda hazırladığı raporun davaya dayanak olamayacağını, ayrıca Mahkemenin gerekçeli kararında; davalının bu ürünlerin orjinal olup olmadığı ile ilgili bir beyanda bulunmadığını, dolayısı ile taklit olduğunu kabul etmiş şeklinde bir gerekçe yazdığını ki en basit hukuk kuralını yok saydığını, müvekkilinin bu konuda bir beyanda bulunmamasının nedeninin Çin’den numune olarak alınan bu ürünlerin orjinal mi yahut taklit mi olduğunu bilmediğinden olduğunu, ki müvekkili şirket yetkililerinin de bunu bilmesinin beklenmeyeceğini, sonuç olarak müvekkili şirketin işyerinde bulunan ürünlerin halen daha taklit mi yahut orjinal mi olduğunun tespit edilmediğini, üzerinde kocaman satılamaz yazan ürünün bunun delili olduğunu, müvekkili şirketin işyerinde bulunan 1 adet mezura ve üzerinde” SATILAMAZ” ibaresi bulunan ürünlerinin satışının yapılmadığının ortada olduğunu, taraflar arasında rekabetin söz konusu olmadığını, zira müvekkili şirketin davacı şirketin mezurasını alıp sattığını, herhangi bir haksız yada haklı rekabet söz konusu olmadığını, gelir elde etme amacı taşımayan faaliyetlerin haksız rekabetin konusunu oluşturamayacağını, haksız rekabeti doğuran fiilin özünde ekonomik bir değer taşıması gerektiğini, Mahkemenin sadece ve sadece davacının 2015 ile 2016 yıllarının kıyaslaması ile hesaplanan kar kaybını baz alarak müvekkili aleyhine haksız yere tazminata hükmettiğini, davacının davasını ve iddialarını ispat etmesinin esas olduğunu, dava konusu ürünlerin taklit olup olmadıkları yönünde inceleme yapılmadığı ve söz konusu ürünlerin de fiilen bulunmaması nedeni ile inceleme yapılamayacağının ortada olduğunu, satışa arz edilen sahte markalı ürün olmadığını,
maddi tazminat yönünden, ortada haksız rekabet sayılacak bir fiil olmadığı gibi gerçekleşmiş bir zarar da olmadığını, mahkeme kararının haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız rekabetin önlenmesi ile haksız rekabetten kaynaklı tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilince istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1-Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olmasına, davanın tespit dosyasında verilen ek karar tarihinden(06/01/2016) itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmış bulunmasına göre, davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde ise;
Dava, haksız rekabet nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, temerrüt halinde uygulanması gereken faiz türü avans faizidir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/5575 Esas, 2020/3557 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.) Davacı vekilince dava dilekçesinde davalı aleyhine maddi tazminat hükmedilmesi talep edildiği halde, faiz talebinde bulunulmamış ise de ıslah dilekçesi ile faiz talebinde bulunulmuş, davalı yanca faiz talebine karşı açıkça muvafakat verilmediği bildirilmemiştir. Bu nedenlerle; ilk derece mahkemesinde hüküm altına alınan tazminata avans faizine hükmetmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerden ötürü, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının kabulü ile kararın HMK’nın 352/1-b/2 maddesi uyarınca kaldırılarak, faizin türü yönünden düzeltilerek yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
3-Kabule göre de; davacı şirket unvanı … Şirketi olmasına rağmen, gerekçeli karar başlığında, davacı şirketin unvanının … olarak yazılması 6100 sayılı HMK’ nın 297/1-b maddesine aykırılık teşkil etmekte ise de; bu husus sonuca etkili olmadığından, mahallinde her zaman düzeltilebilecek yanlışlık niteliğinde bulunduğundan, kaldırma nedeni yapılmamış ve anılan yöne eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1/b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
B)Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜNE; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarihli 2018/690 Esas ve 2019/1025 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davalı taraf eylemlerinin davacı yan yönünden haksız rekabet oluşturduğu kanaati ile haksız rekabetin MENİNE,
2-Söz konusu haksız rekabet teşkil eden eylemler nedeni ile hesap ve takdir edilen 30.713,43 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin ispat edilememesi nedeni ile REDDİNE,
3- Davalı uhdesinde bulunan mallara el konulması talebi yönünden;
a) Davalının … Caddesi no:… …/İZMİR adresindeki ürünlere İzmir 1 ATM’nin 2015/1430 D. İş ve 2015/1430 K. Sayılı ilamı ile el konulması yönünde karar verildiğinden bu adrese ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu malların yeddiemine teslim edilmiş olması halinde yeddiemin deposunda İMHASINA,
b) Bu adres dışında bir yer davacı tarafça beyan edilmediğinden ve dosya kapsamında da bulunmadığından el konulması yönündeki talebin yukarıdaki adres dışındaki yerelere ilişkin olmak üzere REDDİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden sonra TTK 61. maddeye göre masrafın davalı tarafından karşılanmak sureti ile kesinleşmiş karar özetinin yurt genelinde yayın yapan bir gazetede İLANINA,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 2.098,03 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 1.280,82 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye irat kaydına bakiye 817,21 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı Harçlar Kanunu’ nun 28. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 1.310,02 TL (1.280,82 TL peşin harç ile 29,20 TL başvuru harcından oluşan) ile gider avansından kullanılan 1.241,20 TL (posta masrafı, müzekkere masrafı ve adli tıp ücreti) yargılama giderinden oluşan toplam 2.551,22 TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 1.044,75 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansı olan 815,80 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın Gider avans Tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACIYA İADESİNE,
8- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan 11,00 TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 6,49 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama gideri talebinin reddine,
9-Davalı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısım bulunmadığından BU HUSUSTA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
10-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümleri gereğince kabul tutarı üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00- TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
11-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümleri gereğince ret tutarı üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00- TL’nin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
12- Dosya arasına alınan İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1430 D.İş esas sayılı dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen Mahkemeye İADESİNE,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
C-İSTİNAF AŞAMASINDA;
1-a)İstinaf başvurusu sırasında, davacıdan alınan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
b)İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının, hazineye gelir olarak kaydına,
c)İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 148,60-TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-a) Alınması gerekli 2.098,03- TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 524,43- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.573,60 – TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir olarak kaydına,
c)Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
5-Kararın, temyize tabi olması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 02/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.