Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1796 E. 2022/1730 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1796
KARAR NO : 2022/1730

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/08/2017 (Dava) – 18/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/874 Esas – 2019/960 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/09/2019 tarihli 2017/874 Esas ve 2019/960 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/05/2017 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle maliki … ve kaza tarihinde sürücüsü … olan … plakalı aracın müvekkilinin maliki olduğu … idaresinde olan … plakalı araca çarptığını, bu sebeple araçta maddi hasar meydana geldiğini, taraflarca tanzim edilen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında da belirtildiği gibi müvekilinin meydana gelen kazada sorumluğunun bulunmadığını,kazanın oluşmasında asli kusurlu olan … plakalı araç sürücüsü olduğunu, bu aracın kaza tarihi itibari ile … A.Ş tarafından 272591000165 nolu poliçe numarasıyla sigortalı olduğunu, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/76 D.İş dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda, aracın tamirinin ekonomik olmayacağı tespiti yapıldığını, hasar bedeli likit olmadığından, yargılamayı gerektirdiğinden, fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak 250,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesini beyan ederek, davanın kabulünü talep etmiştir.
Davacı vekili 24/05/2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 24.500,00 TL maddi tazminatın davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi 2017/76 D.İş dosyasında yapılan 475 TL giderler ve 440 TL vekalet ücreti ile birlikte işbu davada yapılacak yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirketçe 11/10/2016-11/10/2017 vadeli 264081001681-1 nolu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, söz konusu hasarın şüpheli olduğuna kanaat getirildğinden davacıya ödeme yapılmadığını, kaza dolayısıyla davacı tarafından müvekkil şirkete yapılan başvuru ile 20170025479-1-2 nolu hasar dosyaları açılmış ve yapılan değerlendirmeler sonucunda söz konusu hasarın şüpheli olduğuna kanaat getirildiği için talebin reddedildiğini, tarafların kaza sonrasında aralarında anlaşmalı kaza tutanağı tanzim ettiğini bu denli ağır hasara sebebiyet veren bir kaza neticesinde tarafların anlaşmalı tutanak tanzim etmesinin beklenmediğini, polis tarafından bir kaza tespit tutanağı tanzim edilmesinin olayın akışına daha uygun düşeceğini, davacı taraf dosya kapsamında müvekkil şirketin hasar departmanınca yapılmak istenen incelemede süreci zorlaştırıcı bir tutum sergilediğini, aracın yerini göstermekten kaçındığını bu nedenle müvekkil şirketin kendi çabalarıyla dosyayı neticelendirmeye çalıştığını, ancak tarafın olumsuz tutumu ve olay sonrasındaki şüpheli durumlar sebebiyle araç hasarının gerçeği yansıtmadığı kanati ile talebi reddettiğini, müvekkil sigorta şirketi sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davanın KABULÜ ile, 24.500,00-TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, İzmir 8. Sulh Hukuk Mah. 2017/76 D. İş sayılı dosyasında yapılan 475,00-TL gider ve 440,00-TL vekalet ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hasar miktarının tespiti amacıyla İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/76 D.İş sayılı dosyasında delil tespiti kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporunda, araçta meydana gelen zarar tutarı, 30.000,00-TL olarak tespit edilmiş olduğunu, dava konusu zararın davacı tarafından bilinip, tespit edilebilecek nitelikte olduğu, davacı tarafın işbu davayı belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, kaldı ki davacının işbu davayı fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutmak kaydı ile 250,00-TL üzerinden ikame ettiğini, bu yönüyle işbu davanın kısmi dava niteliğinde olduğunun sabit olduğunu, nitekim davacı tarafın dava dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası olduğuna dair bir beyan da bulunmadığını, dolayısıyla işbu davanın kısmi dava niteliğinde olduğu nazara alındığında, dava konusu taleplere ilişkin zamanaşımının, yalnızca ilk dava ile talep edilen talepler yönünden kesildiğini, dava konusu trafik kazası 02.05.2017 tarihinde meydana gelmiş olup, 2 yıllık zamanaşımı süresi 02.05.2019 tarihinde sonra ermiş olup, bu yönüyle, ıslah tarihi olan 24.05.2019 tarihi itibariyle ıslah konusu 24.250,00-TL’lik talebin zamanaşımına uğradığını, bu husus yargılama sırasında belirtilmesine karşın Mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, işbu hatalı ve hukuka aykırı kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak ıslah konusu taleplerin zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kazanın oluş şekli ile hasarın uyumlu olmadığı, dolayısıyla hasarın şüpheli olduğu sabit olup, bu husus nazara alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, aracın gerçek zararının tahmin edilip bir kanaat oluşturabilmesi için davacı tarafın ayrıntılı yedek parça/işçilik dökümü, kaza yeri fotoğrafı, kazaya karışan araçların kaza yerindeki kazalı fotoğrafların, aracın kaldırımda kaldığı son an fotoğrafı, diğer araçtaki hasarın yeri gibi destekleyici unsurların sunulması gerektiği, bu şartlarda hasar ile kaza uyumsuz olduğundan gerçek zarar ile ilgili bir tespit yapılmasının mümkün olmayacağının açık bir şekilde tespit edildiğini, hasar aşamasındaki ve bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alındığında, hasar ile kazanın uyumsuz olduğunun sübuta erdiğini, bu yönüyle, davacı tarafın iyi niyetli hareket etmediği ve sigorta şirketini yanıltıcı eylem ve tutum içinde olduğunun açık olduğunu, bu hususun Mahkeme nezdinde yapılan yargılama sırasında defalarca belirtilmesine karşın, Mahkeme tarafından verilen kararda dikkate alınmadığını, Mahkemenin kararında dosya kapsamında tanzim edilen 18.07.2018 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlerin neden dikkate alınmadığını da açıklamadığını belirterek; kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, davanın müvekkil şirket yönünden esastan reddine karar verilmesini veya yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeni ile davacının aracında meydana gelen zararın ZMMS poliçesi kapsamında tahsiline yönelik maddi tazminat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/76 D.İş sayılı dosyasında tanzim edilen 17/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; aracın yapılan TRAMER kaydında mevcut kazadan önce başka hasar kaydına rastlanmadığı, aracın onarımın gayri iktisadi olacağı, mevcut hali ile değerlendirilmesi gerektiği, aracın kaza öncesi rayiç bedelinin 40.000,00- TL, hasarı hali 2. el rayiç bedelinin 10.000,00- TL olduğu, araçta 30.000,00- TL hasar meydana geldiği belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ve davalı vekilinin istinafa da geldiği husus; dava konusu 02/05/2017 tarihli kazanın gerçek bir kaza olup olmadığı, taraflar arasında düzenlenen kaza tutanağında belirtilen şekilde kazanın meydana gelmiş olması halinde, belirlenen hasarların meydana gelip gelmeyeceği, işbu davada talep edilen hasar bedelinin 02/05/2017 tarihli kazaya ilişkin hasar olup olmadığı bakımındandır.
Dava konusu kazaya ilişkin olarak, trafik bilirkişisi ve otomotiv- hasar uzmanı bilirkişinin düzenlediği 18/07/2018 tarihli bilirkişi ön raporunda, kaza ile hasarın uyumlu olmadığı, kazanın resmedildiği şekilde olabileceği, meydana gelebileceği, ancak D.İş dosyasında araçta tespit edilen hasarların ve parçaların bir çok bakımdan dava dosyasındaki kazanın oluş şekli ve sonucu ile uyumsuz olduğu, bu dava konusu kaza sonucu oluşamayacağı, aracın tamir faturası bulunmadığından ve sigorta eksperi hasar tespiti yapmadığından, hasar bedeli raporu düzenlenebilmesi için kaza sonrası olay mahallindeki resimler ve aracın tamir edildiğine dair tamir ve parça işçilik belgelerinin sunulması gerektiği kanaatine varıldığı belirtilmiş;14/05/2019 tarihli ek rapor ile, davaya konu kazada davacıya ait araç (kaza krokisine göre), sigortalı aracın sağ ön yan kısmından çarpmasıyla savrulup kaldırıma çıkıp durduğu şeklinde olduğu, böyle bir kazada davacı aracı sağ ön-yan kısmından ve kaldırıma çıkması nedeniyle (kaldırımın yüksekliğine ve çarpma hızına bağlı olarak) aracın ön kısmı ve alt kısmından hasar alması gerektiği, kaza krokisinde aracın sağ arka çamurluğunda, arka tamponunda, kasar olduğuna dair bir ifade ve çizim bulunmadığı, motor kaputunun da hasar laması için kaldırımın en az 50-60 cm olması gerektiği, kaldırıma çarpmada sağ ve sol çamurluklarının aynı anda nasıl hasarlandığının anlaşılamadığı, bu tespitlere göre davacı aracında D.İş dosyasında tespit edilen kabaca (ayrıntısız) hasarın tümünü bu kazada almayacağını, davacıya ait kazalı aracı bizzat göremediklerini ve hasar tespiti yapılamadığını, D. İş bilirkişi raporunun ayrıntısız ve yetersiz olduğunu, davacı tarafın aracının hasar ve zararına ilişkin fatura, iş emri vs. sunmadığını,08.04.2019 tarihinde dilekçe ekinde sunulu, el yazısı ile gayri ihtiyari yazılmış parça listesinin de, gerçek zararı ortaya çıkaracak bir delil olmadığı, kazanın oluş şeklin göre hasara uyumlu olmadığı, böyle bir kazada aracın hasar görmeyecek parçalarını da kapsadığı belirtilmiştir.
Bu durumda; 02/05/2017 tarihli işbu dava konusu kazanın gerçekliğinin titizlikle incelenmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ile kök raporda hasarın kaza ile uyumsuz olduğu belirtildiği halde, belirtilen hususlar nazara alınmaksızın ek rapor ile hasar tespiti yapılması talep edilmesi üzerine bilirkişiler tarafından düzenlenen 14/05/2019 tarihli ek raporda ise ön raporda belirtilen kaza ve hasar uyumsuzluğu yönünde ayrıntılı açıklama yapılarak, ek raporun sadece delil tespiti raporundaki genel tespitlere, kazalı fotoğraflar ile aracın dış görünüşündeki hasarlarının kaza tutanağı nazara alınarak aracın tahmini hasarının tespit edildiği belirtilmiş olmasına rağmen çelişki giderilmeksizin ek rapora göre hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Taraflar arasında düzenlenen kaza tespit tutanağında belirtilen kazanın oluş şekline göre söz konusu hasarın oluşmasının mümkün olup olmadığı hususunda, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/76 D.İş sayılı dosyasında makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 17/05/2017 tarihli bilirkişi raporu, dava dosyası, dosya kapsamında düzenlenen ön rapor ve ek raporların birlikte değerlendirildiği, İTÜ veya Karayolları Fen Heyetinden 3 kişilik bilirkişi heyetinden kazanın oluşu, dava konusu kazanın mevcut kaza tutanağına ve dosya kapsamına göre, değişik iş dosyasındaki bilirkişi raporunda belirtilen hasarlı bölgeler de nazara alınarak, hasar -kaza uyumuna, hesaplanan zararın dava konusu kaza sonucunda oluşup oluşmayacağı, kaza gerçek bir kaza ise gerçek hasar bedeli, kusur durumuna ilişkin denetime elverişli ve yeterli değerlendirmeyi içeren tarafların beyanlarının da nazara alındığı, davalı tarafın itirazlarını da karşılayacak şekilde çelişkiyi gideren rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, belirtilen hususlar yönünden yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/09/2019 tarihli 2017/874 Esas ve 2019/960 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine, istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın kaldırılma şekline ve sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.10/11/2022