Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1794 E. 2023/75 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1794
KARAR NO : 2023/75

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2018 (Dava) – 17/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/217 Esas – 2019/914 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 18/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/01/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2019 tarihli ve 2018/217 Esas – 2019/914 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait ve …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … VE … plakalı aracın maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, … plakalı aracın davalı sigorta şirketinde 23859648 no’lu poliçe ile KZMM Sigortasının olduğunu, araçtaki hasar bedelinin tespiti maksadıyla İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/192 Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespitini talep ettiğini ve davacıya ait araçta 14.600,00 TL tutarında hasar olduğunu, davacıya ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 9.000,00 TL ile değer kaybı alacağına mahsuben 10 TL olmak üzere 9.010,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/192 Değişik İş sayılı dosyasında sarf edilen 662,60 TL delil tespit gideri ile 485 TL delil tespit vekalet ücretinden ibaret toplam 1.147,60 TL delil tespit giderinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…meydana gelen trafik kazasında davacıya ait araçta oluşan hasar bedelinin karşı taraf Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı davalı şirketten tahsili istemi ile iş bu davanın açıldığı, davalı tarafından davanın reddinin istendiği, meydana gelen kazada davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz olduğu, kaza nedeniyle davacıya ait araçta 13.457,00 TL hasar meydana geldiği, serbest piyasa koşullarına göre davacıya ait aracın 1500,00 TL değer kaybına uğradığı, bu konuda düzenlenen bilirkişi raporunun dosyadaki verilere uygun, denetlenebilir nitelikte olduğu bu nedenle itibar edilebileceği, belirlenen toplam 14.957,00 TL zararın kaza tarihi itibariyle geçerli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi limiti içinde kaldığı, davalı Sigorta şirketinin TTK, KTK ve TBK hükümlerine göre kazaya sebebiyet ve zarara sebebiyet veren araç işleteni ve maliki gibi sorumlu olduğu, davacı tarafından istenen zarara istem yerinde görülerek dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği…” gerektiği gerekçesiyle davanın KABULÜNE, 13.457,00 TL hasar bedeli, 1.500,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 14.957,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava açılmasında kusuru bulunmadığını, davacı tarafın aracını göstermeyerek araç üzerinde inceleme yapılmasını engellediğini, müvekkili şirketin gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkil şirketin sigortalısının kusurunun ispat edilmesi halinde dahi müvekkili şirketin gerçek zarardan sorumlu olduğunu, davacı tarafın talep ettiği tazmin tutarının fahiş olduğunu, davacı tarafın değer kaybı ve maddi hasar taleplerine ilişkin müvekkili şirketin bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının taleplerinin teminat kapsamı dışında kaldığını, hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte bir hesaplama yapılacak olması halinde değer kaybı hesaplama formülüne göre hesaplama yapılması gerektiğini, değer kaybı hesabında aracın onarımının nerede ve ne şekilde yapıldığının da önem arz ettiğini, aracın yetkili bir serviste orijinal parçalar kullanılarak onarılmış olması durumunda araçta değer kaybı yaşanmadığı, hatta davacıya ait araçtaki eskiyen ve yıpranan parçaların yenilenmesi nedeniyle araçta değer artışı meydana geleceğini, müvekkil şirkete ihbar yapılmadığından ve ekspertiz incelemesi yapılma imkanı ortadan kalktığından dolayı aracın kullanılmışlık düzeyinin tespit edilemediğini, dava konusu aracın, dava konusu kaza tarihi itibariyle kullanılmışlık düzeyi 75.000 Km. ve üstünde olması ihtimalinde araç kullanılmışlık düzeyi çarpanı “0 (Sıfır)” olacacağından araçta herhangi bir değer kaybından söz edilemeyeceğini, değer kaybının belirlenmesi için birden çok kriterin incelenmesi gerektiğini, bu incelemenin de, konusunda uzman, ehil ve tarafsız bilirkişiler ile yapılması gerektiğini, aracın daha önce başka bir kazaya karışıp karışmadığını bilmediklerini, davacıya ait aracın daha önce kazaya karışmış olması durumunda orjinalliğinin de bozulmasının söz konusu olmayacağını ve araçta değer kaybının da yaşanmayacağını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı olarak karşı araç zorunlu trafik sigortacısından araç hasar bedeli ve değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davalının bilirkişi raporu usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen itiraz etmeyerek bu hususta davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, davalınn tüm istinaf itirazlarını dosyada bulunan bilirkişi raporunun karşıladığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/217 Esas – 2019/914 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 1.021,71 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 255,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 766,29 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/01/2023