Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1759 E. 2023/480 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1759
KARAR NO : 2023/480

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
NUMARASI : 2016/320 Esas – 2019/1214 Karar

DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 15/03/2016

BAM KARAR TARİHİ : 23/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2019 tarihli 2016/320 Esas 2019/1214 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin ortağı olarak, 14/02/2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına katılıp, gündemin 4, 5, 6, 7, 8 ve 9. maddelerinde alınan kararlarda olumsuz oy kullandıklarını, davalı kooperatif tarafından, … İlçesi … Ada … Parsel ve … Ada … Parsel üzerinde iki blok halinde inşaat yapıldığını; … Ada … Parselde inşa edilen bloğa kooperatif ortaklarının yerleştiğini ancak hak ettikleri inşaat payını alamadıklarını iddia eden arsa sahiplerinin uyuşmazlık çıkardığını; İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2013/75 Esas sayılı davanın derdest olduğunu ancak alınan bilirkişi raporunun, kooperatifin tezini doğruladığını; davanın sonuçlanmasının beklenmesi gerekirken, olağan genel kurul toplantısında, eksik teslim edildiği iddia edilen inşaat payı ile ilgili olarak arsa sahiplerine para ödenmesi yönünde karar alınmasının hukuka aykırı olduğunu, arsa sahiplerine ödenecek paranın ne şekilde hesaplandığının belirsiz olduğunu; Yönetim Kurulunun, mahkeme kararı olmadan ya da uzman görüşü almadan, arsa sahiplerine yapılacak ödeme miktarı konusunda karar alamayacağını, Kooperatif yönetiminin, alt bloktaki dairelerin tamamlanması işini, davalı taraflardan …’nın oğlu …’ya vermesinin etik olmadığını, İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/75 sayılı dosyasında karşı tarafa verilmek üzere ayrılan 12 dairenin işgal edildiğini ve işgal edenlerin daire sahibi yapıldığını; dava konusu genel kurulda alınan kararlarla, hukuka ve ahlaka aykırı bu işlemin yasalaştırılmaya çalışıldığını; sözü edilen dava dosyası incelendiğinde, 12 daireyi işgal eden kişilerin hak sahibi olmadıklarının görüleceğini, açılan davalar kooperatifin lehine gelişirken, kooperatife ve ortaklara yük getirecek işlemlere girişilmesinin, kooperatif yönetimi ile arsa sahipleri arasındaki işlemleri tartışmalı hale getirdiğini belirterek, davalı kooperatifin 14/02/2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, gündemin 4, 5, 6, 7, 8 ve 9. maddelerinde alınan kararların iptal edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılardan …’ ın kooperatifte kooperatif vekili olduğunu, ağabeyi …’ ın yönetim kurulu başkanı olduğu dönemlerde devir aldığı ortaklığa yasa ve ana sözleşmeye uygun olmayan biçimde bir ortaklığa 2 kişiyi ortak kaydettirdiğini, 14/02/2016 tarihinde yapılan genel kurulda alınan ve iptali istenen kararlardan 5-6-7-8-9 nolu kararların kooperatifin 02/08/2015 tarihli olağan üstü genel kurulunda da alınmış kararlar olduğunu, davacılardan …’ ın bu kararların iptali için İzmir 5. Atm’ nin 2015/1045 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, bu davanın reddedildiğini, davacıların 6 madde ile ilgili kararların iptalini istediklerini ancak bu kararlar ile ilgili yasa ve ana sözleşmeye uygun her hangi bir iptal gerekçesi ileri sürmediklerini, İzmir 3. Ahm’ nin 2013/75 Esas sayılı dosyasındaki davanın 2003 yılından itibaren devam ettiğini, kooperatif ortaklarının bu davanın 13 yıldan bu yana usuli gerekçeler ile sürüncemede kalması ve Yargıtay bozma kararının arsa sahipleri lehine olmasını dikkate alarak arsa sahipleri ile anlaşma yolunda irade ortaya koyup, 2013 yılında kooperatif yönetimlerini değiştirdiklerini, 2014 ve 2015 olağan genel kurulları ile 02/08/2015 tarihinde yapılan olağan üstü genel kurullarda yalnızca davacının muhalif kaldığını, kahir çoğunlukla aldığı kararlar ile anlaşma iradesini ortaya koyarak sorunların çözümünü istediğini, kararın yasa ve ana sözleşmeye uygun olup, ortakların yararına olduğunu, 2. Bloktaki imalat eksikliklerinin arsa sahiplerinden birinin oğlu …’ ya ihale ile verildiğini, 02/08//2015 tarihinde yapılan genel kurulda sözleşmenin genel kurulun bilgisine sunulduğunu, dava dilekçesinde işgal edilen 12 daireden bahsedildiğini, kooperatif kayıtlarında 2000 yılından bu yana 54 ortağın mevcut olduğunu, işgal edilmiş 12 dairenin görülmediğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…davanın kısmen kabulü ile davalı … Kooperatifi’nin 14/02/2016 tarihinde yapılan 2015 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 9 nolu kararın arsa sahiplerine ödenecek olan aidatlar ile diğer tüm aidatlarını geciktiren ortaklara aylık % 2 gecikme cezası uygulanmasına ilişkin bölümünün iptaline, fazlaya ilişkin isteğin reddine…. ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıların söz konusu genel kurul kararına iştirak edip alınan karara aykırı kalarak durumu tutanağa geçirdiğini, üyesi bulundukları kooperatifçe …İlçesi … ada … parsel ve … ada … parselde arsa payı karşılığı 2 blok halinde inşaat yapılmış olup inşaatın paylaşımı hususunda arsa sahipleri ile kooperatifin arasında husumet çıktığını, bunun üzerine İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığını, söz konusu davanın halen derdest durumda olduğunu, bu davada keşif ve bilirkişi incelemesinin yapıldığını ve bilirkişi raporunun kooperatif lehine geldiğini, kooperatifçe yapılan söz konusu binaya kooperatif üyeleri yerleşmiş olup arsa sahiplerince kendi haklarına tecavüz edildiğini ve sözleşme uyarınca almaları gereken inşaat paylarını alamadıklarını iddia ettiklerini, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin, arsa sahiplerince iddia edilen eksik inşaat payı oranında arsa sahiplerine para ödenmesi hususunun genel kurul kararı alınmasının hukuka aykırı olduğunu bu nedenle inşaatların arsa sahiplerine eksik teslim edilip edilmediği noktasında ortada bir dava olduğunu, bu dava neticelenmeden bu yönde karar alınmasının mümkün olmadığını bu nedenle eksik teslim edildiği iddia edilen inşaat payı karşılığının arsa sahiplerine ödenmesine karar verilen paranın tespit edilmediğini bu nedenle bir mahkeme kararı, uzman görüşü vs. olmadığını, yönetim kurulu kendi inisiyatifine göre böyle bir para tespitini yapamayacağını, kooperatif yönetiminin alt blok dairelerinin tamamlanması işini davalı taraflardan … ‘nın oğlu … ‘ya verdiğini, bu olayın etik olmadığını, ilk derece mahkemesi kararının karşı tarafa verilmek üzere ayrılan 12 dairenin işgal edildiğini ve işgal edenlerin daire sahibi yapıldığını bu nedenle hukuk ve ahlaka aykırı işlemi yasallaştırmaya çalışan genel kurulun iptalinin gerektiğini, bu on iki dairenin ilgili mahkeme dosyası getirilerek incelenmesi haline söz konusu şahısların hak sahibi olmadığının ortaya çıkacağını, bilirkişi, raporunu sadece usuli tespitler olarak yaptığını, olayın çok eskiye dayandığını ve çok yönlü olduğu için işin esası hakkında hiçbir gerçekçi, hukuki temele dayanan inceleme ve tespitlerde bulunulmadığını, iptali istenen hükümlerin geçerliliği sadece karar sayısına göre belirlenemeyeceğini, bunlarla ilgili genel hukuk kurallarına aykırılık durumlarının da değerlendirilmesinin gerektiğini, protokolün içerisinde yapılan bir miktar fedakârlığın yaklaşık 16.000.000,00 TL’ye tekabül ettiğini ve bu denli büyüklükteki bir uzlaşmanın maddeleri ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına uygunluğuna göre incelenmesi gerektiğini ve protokolde izah edilen durum fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ile de bağdaşmadığını, böyle bir tespitin iyiniyet kurallarına ve ahlaka aykırı olup Kooperatifler Kanunun 53. Maddesine göre iptalinin gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 14/02/2016 tarihinde alınan kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1-Davacılar, davalı kooperatifte yarı oranında hissedar olup, davacılardan … kendi adına asaleten, eşi … adına vekaleten genel kurul toplantısına katılmış olup, genel kurul toplantısında kararlara karşı oy kullandığını bildirmiş ve davalı kooperatife verdiği dilekçede iptalini istediği genel kurul kararlarından 4, 5,7,8,10 nolu kararlara karşı muhalefet şerhi koyduğunu belirtmiştir.
Bu nedenle , davacıların eldeki davayı açmakta aktif dava ehliyetleri bulunduğu gibi hak düşürücü süre içinde açtıklarından dava şartlarının tamam olduğu görülmektedir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, iptali istenen 4. Maddede 2015 yılına ait faaliyet ve hesapların ibrasının görüşüldüğü, söz konusu maddede yönetim kurulunun 1′ e karşı 34, denetim kurulunun 1 e karşı 35 oyla ibra edildiği, Kooperatifler Yasasının 45 ve Ana Sözleşmenin 33. Maddesinde belirtilen karar nisabının sağlandığı, iptali istenen 5. Maddede tapuların ortaklar üzerine alınabilmesi için arsa sahipleri ile tüm konularda anlaşma yapmak üzere 2014 olağan ve 2015 yılında yapılan olağanüstü genel kurullarda alınan karar ve verilen yetkiler doğrultusunda yapılan protokolün genel kurulca onaylanması maddesinin görüşüldüğü ve kooperatif yönetimi ile arsa sahipleri arasında imzalanmış olan protokolü uygulamak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesinin 2′ ye karşı 36 oyla kabul edildiği, Kooperatifler Yasasının 45 ve Ana Sözleşmenin 33. Maddesinde belirtilen karar nisabının sağlandığı, iptali istenen 6. Maddede arsa sahipleri ile yapılan anlaşma uyarınca arsa sahiplerinden … İli, … İlçesi … ada … parselde bulunan kooperatif adına alınacak dairelerin azami satın alma değerlerinin belirlenmesi, satın alınan dairelerin üzerine arsa sahipleri lehine ödenemeyen borç kadar ipotek verilmesi, daire başı ipotek bedeli ile süresinin belirlenmesi şeklinde belirlenen gündem gereğince … İli … İlçesi … ada … parselde kayıtlı bulunan arsada kurulacak kat irtifakına göre oluşan tüm bağımsız bölümlerin her birinin arsa sahipleri üzerinden bir bağımsız bölümün azami 250.000,00 TL’ ye üzerindeki tüm şerhler ve takyidatlar ile birlikte ipotekli ya da ipoteksiz … Kooperatifi’nin tüzel kişiliği üzerine satın alınması, satın alınmada her bir bağımsız bölüm üzerine azami 250.000,00 TL tutarında ve en fazla 1 yıl süreli arsa sahipleri lehine yasal faizli her dereceden ipotek verilmesi, her bir bağımsız bölümde arsa sahipleri lehine verilecek bu ipoteğin değerinin her bir bağımsız bölümdeki arsa sahiplerinin arsa payı hisseleri oranına bölünerek her biri lehine ya da yalnız biri lehine bu paya karşılık gelen miktarda her dereceden ipotek tesis edilmesi bu iş ve işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesinin 1 e karşı 37 oyla kabul edildiği, Kooperatifler Yasasının 45 ve Ana Sözleşmenin 33. Maddesinde belirtilen karar nisabının söz konusu madde açısından da sağlandığı, iptali istenilen 7. Maddede kooperatif üzerine alınan bağımsız bölümlerin hak sahibi olan ortakların kooperatife ve arsa sahiplerine ödenecek tüm aidatlarını ödemeleri halinde ortak üzerine ferdileştirmelerinin yapılabilmesi için yönetim kuruluna yetki verilmesi şeklinde belirlenen gündem gereğince gündemin 6. Maddesinde kabul edilen esaslara göre aidatlarını ve arsa sahiplerine olan borçlarını sonradan gecikme ile ödeyen ortakların arsa sahipleri üzerinden kooperatif tüzel kişiliği üzerine alınan bağımsız bölümleri hak sahibi olan ortaklarının kooperatifin kuruluşundan bu yana tüm aidat borçlarını ve gecikme cezalarını arsa sahiplerine ödenecek olan tüm aidat borçlarını ve gecikme cezalarını, bu bağımsız bölüm için arsa sahipleri üzerinden kooperatif üzerine alınırken yapılan tüm tapu ipotek masrafları, ferdileşme masraflarını, yapılmış ise icra ve mahkeme masrafları ve tüm avukatlık ücretleri ile birlikte gündemin 5. Maddesinde kabul edilen arsa sahipleri ile varılan anlaşma protokolündeki sürelerde ödemeleri halinde dairelerin kendilerine ferdileşme suretiyle verilmesi konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesinin 1’e karşılık 37 oyla kabul edildiği, Kooperatifler Yasasının 45 ve Ana Sözleşmenin 33. Maddesinde belirtilen karar nisabının sağlandığı, iptali istenilen 8. Maddede mal sahiplerine ait olan dairelerin ve kooperatife ait bloğun ortak yerlerinin bakım ve onarımlarının yapılması kooperatife ait bloğun su aboneliklerinin ferdileştirilmesi konusunda ortaklara bilgi verilmesi ve ek imalatların yapımı ve proje tadilatları ile yapı kullanma izin belgelerinin alınması konusunda karar alınması şeklinde belirlenen gündem gereğince kat irtifakı tesis edilip yapı kullanma izinlerinin alınabilmesi için vergi ve SGK prim borçlarının ödenmesi eksik ve ayıplı imalatların düzeltilmesi, elektrik tesisatlarının ve trafonun projeye uygun hale getirilmesi hususlarında yönetim kuruluna yetki verilmesinin 1′ e karşı 37 oyla kabul edildiği, davacıların karara yönelik herhangi bir beyanları olmadığı, kat irtifakı tesisi ve yapı kullanma izinlerinin alınabilmesi için maddede belirtilen iş ve imalatların yapılması zorunlu olduğu, kararın yasa ve ana sözleşme hükümleri ile iyi niyet esaslarına aykırı olmadığı, kararın iptali koşullarının oluşmadığı, Kooperatifler Yasasının 45 ve Ana Sözleşmenin 33. Maddesinde belirtilen karar nisabının sağlandığı, iptali talep edilen 9.maddede tahmini bütçenin görüşülerek onaylanması ve onaylanan bütçe doğrultusunda ortaklardan toplanacak aidatların ve toplama biçiminin belirlenmesi, aidatlarını ödemeyen ortaklara aylık % 2 gecikme cezası uygulanması şeklinde belirlenen gündem gereğince tahmini bütçenin 6 ya karşı 32 oyla kabul edildiği, arsa sahiplerine ödenecek aidatların her ortağın kuradaki çekilişe ve devir sözleşmelerine göre devir aldıkları daire tiplerine göre ödemesi gereken meblağların belirlendiği, ödemelerin en geç 15/04/2016 tarihine kadar ödenmesinin 6 ret oyuna karşılık 32 oyla kabul edildiği, arsa sahiplerine ödenecek bedeller dışında kabul edilecek bütçe harcamaları için toplanacak aidatların ve ödeme tarihlerinin 7 ye karşı 31 oyla kabul edildiği ve arsa sahiplerine ödenecek aidatlar ile diğer tüm aidatlarını geciktirecek ortaklara % 2 gecikme cezası uygulanmasının 1′ e karşı 37 oyla kabul edildiği, davacıların bu maddede alınan kararlara karşı da herhangi bir açıklamada bulunmadığı anlaşılmıştır.
İptali istenen tüm gündem maddelerinin katılan ortaklarca genel kurulda tartışıldığı, kooperatif ile dava dışı arsa sahipleri arasındaki derdest davanın anlaşmalarına engel bir durum oluşturmadığı, davacılar dışında toplantıya katılan tüm ortakların anlaşmayı uygun bularak kabul oyu verdikleri, kooperatif ile dava dışı arsa sahiplerinin anlaşmasında hukuka aykırı bir durum bulunmadığı, genel kurulda ortakların ödeme bedellerini resen ve belli kriterlere bağlayarak tespit ettikleri, dava konusu genel kuruldan önce yine kooperatif ile dava dışı arsa sahipleri arasında yapılan protokolün karar altına alındığı 02.08.2015 tarihli genel kurul toplantısında bu doğrultuda alınan kararların aynı iddialarla iptali istemiyle davacı … tarafından açılan davada yapılan yargılama sonucunda İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1045 E 2015/1061 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2016/1875 Esas 2018/3332 K sayılı 25.05.2018 tarihli ilamı ile davacının temyiz itirazları yerinde görülmeyerek kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verildiği, dava konusu 14/02/2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında gündemin 4-5-6-7-10 maddeleri çerçevesinde alınan kararların kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olmadığı sonucuna varılmakla; mahkemece anılan maddeler yönünden davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve esastan reddi gerekmiştir.
2- 6101 sayılı Kanun’un 7. maddesine göre görülmekte olan davalarda da uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 120. maddesine göre taraflar arasında serbestçe kararlaştırılan temerrüt faizi yasal faizin %100’ünü aşamaz. Bu kural emredici nitelikte ve kamu düzenine ilişkindir. Kooperatif Genel Kurulunda anılan maddenin (9.maddenin ile gecikme faizi aylık %2 kabul edilmiştir. Genel kurulda kararlaştırılan gecikme zammı temerrüt faizi niteliğinde olup Yasa’nın 120. maddesinde öngörülen sınırı aşamaz. Kanunun emredici hükmüne aykırı alınan bu karar (%2gecikme faizi) mutlak butlanla malûl olup, muhalefet şerhi ve karşı oy şartı aranmaksızın iptal edilebilir. (Yargıtay (kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 2018/2484 Esas, 2021/238 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.) Somut uyuşmalıkta mahkemece bu husus gözden kaçırılarak; 9.maddenin gecikme zammına ilişkin kısmının mutlak butlanla batıl olduğuna, karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle 9. Maddenin iptaline karar verilmesi doğru görülmediğinden davacılar vekilinin bu yöne ilişen istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile kararın HMK nın 352/1/b/2 maddesi uyarınca kaldırılarak, esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/11/2019 tarihli 2016/320 Esas – 2019/1214 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
” a)Davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
-Dava konusu 14/02/2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan gündemin 4-5-6-7-10 maddelerine ilişkin açılan davanın reddine,
-Dava konusu 14/02/2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan gündemin 9. Maddesinin mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine,
b) Alınması gerekli 179,90 -TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 29,20- TL harcın mahsubu ile bakiye 150,70- TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir olarak kaydına,
c)Davacılar tarafından yapılan 701,30 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre kendi üzerinde bırakılmasına,
ç)Davacılar kendilerini yargılama esnasında vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
d) Davalı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,

e)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davacıların diğer istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle REDDİNE,
3-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a)Davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL- istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacılara iadesine,
b)Davacılar tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL’ nin hazineye gelir olarak kaydına,
c)Davacı tarafından istinaf yargılama sırasında yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ile 5,50-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 126,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Davacılar tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının mahkemesince istinaf eden davacılara iadesine,
e)Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 23/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.