Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1756 E. 2022/1795 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1756
KARAR NO : 2022/1795

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2018 ( Dava ) – 26/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/506 Esas- 2019/960 Karar

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2019 tarihli 2018/506 Esas ve 2019/960 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/11/2016 tarihinde, sürücü … idaresindeki, davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile …. plaka sayılı araçların çarpışması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, kazada … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan … ‘nun yaralandığını, söz konusu kaza ile ilgili olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/107343 Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, davacının oluşan iş gücü tazminatının tahsili nedeniyle davalıya başvuruda bulunulduğunu, başvuru üzerine sigorta şirketi tarafından kendilerine 34.923,26 TL ödeme yapıldığını, fakat ödenen işbu miktarın müvekkilinin zararını gidermediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL daimi sakatlık tazminatı ile 1.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı, 05/08/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, 24.494,21 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili şirkete başvurusu üzerine 66741-3 nolu hasar dosyası kapsamında, 14/03/2018 tarihli ibraname ile yapılan hesaplama neticesinde 34.923,86 TL ödeme yapıldığını, trafik kaza tespit tutanağındaki %100 kusuru kabul etmediklerini, kusur tespiti yönünden dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı yönünden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, bakıcı gideri ve tedavi giderleri ile birlikte sorumluluğun SGK’ya ait olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”…Davanın kabulü ile davacının daimi ve geçici iş gücü kaybından doğan bakiye 24.494,21 TL maddi tazminat alacağına, dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak, davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; araçta yolcu konumunda bulunan davacı … ‘nun, aldığı ağız ve çene darbelerinden anlaşılacağı üzere emniyet kemerini takmadığını; davacı tarafın emniyet kemerini takmaması sebebi ile müterafik kusur indirimi ve davacı ile müvekkili şirket nezdinde sigortalı araç sürücüsü arkadaş olduğundan hatır taşıması yönünden takdiri indirim nedenlerinin varlığının araştırılması ve varılacak sonuca göre Yargıtayın yerleşik içtihatları doğrultusunda %20 müterafik kusur indirimi ve ayrıca %20 hatır taşıması indirimi uygulanmasını gerektiğini, ancak ilk derece mahkemesinin bu hususları göz ardı ederek karar verdiğini, sürekli maluliyet tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporunun alınmadığını, raporların yetkili sağlık kurumlarından alınmadığından değerlendirmeye alınamayacağı, dava dosyasında bulunan davacıya ait eski ve yeni tarihli raporlar arasında çelişki olduğundan maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Kuruluna gönderilerek çelişkinin giderilmesi gerektiği halde gönderilmeyerek eksik inceleme neticesinde karar verildiği gerektiği, dosyaya sunulan ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının 6111 sayılı yasa ve trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı olduğunu, 6111 sayılı kanun ile bu talepler tedavi gideri kapsamında sayılacağından SGK tarafından karşılanması gerektiğini, bu nedenle davacının “Geçici İş Göremezlik” ve tedavi masraflarına ilişkin tazminat bedeline ilişkin talebinin de reddi gerektiğini belirterek ilamın bozulması ve davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan daimi maluliyet ve geçici iş gücü kaybından doğan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda; 27/11/2016 günü, saat 23:43 sıralarında, davacının sağ ön koltuğunda yolcu olarak bulunduğu, maliki … olan dava dışı … ‘nın sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile İzmir ili, Narlıdere ilçesi, Huzur Mahallesinde, Mithatpaşa Caddesini takiben Güzelbahçe istikametinden, Narlıdere istikametine doğru seyir halinde iken, İstihkam Okulu 3 nolu nizamiye önüne geldiğinde, karşı yol bölümüne geçerek, aracının ön kısımları ile karşı yönden Narlıdere istikametinden, karşı yol bölümlü sağ şeridi takiben gelen dava dışı sürücü … ‘nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin ön kısımları ile çarpışması sonucu, çarpmanın etkisiyle … plaka sayılı aracın yol kenarındaki demir bariyerlere çarpmasıyla neticelenen trafik kazası meydana geldiği; … plaka sayılı aracın dava dışı … adına davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen ZMMS Poliçesi kapsamında 10/02/2016-10/02/2017 tarihleri arasında teminat kapsamına alındığı, kazanın teminat süresi içinde meydana geldiği, dava öncesinde sigorta şirketi tarafından davacıya 34.923,26 TL tazminat ödendiği, SGK tarafından da 7.687,83 TL geçici işgöremezlik ödemesi yapıldığı anlaşılmıştır.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 21/09/2018 tarihli 2097 raporda özetle; Engellik ölçütü sınıflandırılması ve engellilere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, kaza sebebiyle davacıda trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle oluşan sakatlık oranının %8 olarak, tıbbi iyileşme süresinin ise 9 ay olarak beyan edildiği görülmüştür.
Trafik bilirkişisi ve aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 11/04/2019 tarihli raporda özetle; 27/11/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, kazanın oluşumunda, … plaka sayılı araç sürücüsü … ‘nın %100 oranında asli ve tam kusurlu, … plaka sayılı araç sürücüsü … ‘nin kusursuz olduğu, davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının SGK tarafından yapılan ödemenin mahsubundan sonra 4.836,02 TL olduğu, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 57.987,12 TL olmak üzere toplam maddi tazminat alacağının 62.823,14 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından, davacıya ödenen 38.328,93 TL’nin güncellenerek mahsubu neticesinde bakiye maddi tazminat alacağının 24.494,21 TL olduğu belirtilmiştir.
1-Davalı vekilinin müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken uygulanmadığı yönünden itirazının değerlendirilmesinde; kazada zarar görenin zararın ağırlığını arttıracak etken bir davranışı bulunması halinde %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekmekte olup, bu husus mahkemece de re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. Bununla birlikte, dosya kapsamında alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen maluliyet raporunda, davacının ağız ve çene darbelerinden kaynaklı diyet kısıtlaması bulunmadığı sadece katı yiyecekleri yerken zorlanma bulunduğu ve bu hususun ilgili yönetmelikte karşılığının bulunmadığı belirtilerek, maluliyet tespitinde yürüyüş bozukluğuna göre engellilik oranını tespit edildiği belirtilmiş olmasına göre ve dosyada kapsamına göre davacının emniyet kemeri takmadığı yönünde bir tespit de bulunmadığı gibi, davalı vekilinin de bu hususa ilişkin dosyaya somut delil sunmamış olması karşısında, varılan sonuç itibariyle mahkemece verilen kararda bu yön itibariyle de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, davalı vekilinin bu istinaf itirazının da esastan reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin hatır taşıma indirimi yapılmasına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; Hatır taşıması indirimi yapılabilmesi için, davalı tarafın süresinde cevap dilekçesinde, bu yöndeki savını ileri sürmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. (Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 2019/818 Esas, 2019/9417 karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır) Eldeki davada, davalı vekilinin cevap dilekçesinde hatır taşıması yönünde bir savunmada bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
3-Davalı vekilinin maluliyet oranına ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde; haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 22/06/2021 tarih ve 2021/3089 E, 2021/3441 K sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Somut olayda, dava konusu trafik kazası 27/11/2016 tarihinde meydana gelmiş olup, mahkemece hükme esas alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 21/09/2018 tarihli raporda maluliyet oranı Engellik Ölçütü Sınıflandırılması Ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmiştir. Bu yönüyle hükme esas alınan maluliyet raporunun yeterli olduğu, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre maluliyet tespiti yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin de istinaf itirazında söz konusu yönetmeliğin esas alınmasını talep ettiği, ancak aynı yönetmelik hükümleri esas alınarak düzenlenen rapora uygulanan yönetmelik yönünden itiraz etmiş olmasında hukuki yararının da bulunmadığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 17/10/2017 tarihli ve 2244 sayılı raporunun uzman bilimsel görüş olarak düzenlendiği, raporunda maluliyet oranın kaza tarihi itibarı ile yürürlükte olmayan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlendiği, bu nedenle de hükme esas alınamayacağı, mahkemece alınan maluliyet raporunun söz konusu raporun da incelenerek düzenlendiği, dolayısıyla raporlar arasında çelişki bulunduğu yönündeki itirazın da yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, davalı vekili maluliyet raporuna itirazında, maluliyet raporunda uygulanan yönetmelik hükümleri ve düzenlenen rapor ile önceki rapor arasında çelişki meydana geldiği yönünden de herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davalı vekilinin maluliyet oranına ilişkin istinaf itirazının esastan reddi gerekmiştir.
4-Davalı vekilinin, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğu yönündeki itirazının değerlendirilmesinde; KTK’nın 98.maddesi hükmü uyarınca kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluğun, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olmasına ve buna göre davalı vekili itirazının aksine sözkonusu tazminattan sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam etmekte olmasına göre, itirazı yerinde görülmeyerek esastan reddi gerekmiştir. (Bu yönde bknz. Yargıtay 4 HD. 2021/2511 E.- 2021/2452 K.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2019 tarihli 2018/506 Esas ve 2019/960 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.673,19-TL istinaf karar harcından peşin alınan toplam 418,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.254,79-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022