Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1751 E. 2022/1799 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1751
KARAR NO : 2022/1799

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2017 (Dava) – 19/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/301 Esas – 2019/1194 Karar

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)

BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2019 tarihli 2017/301 Esas ve 2019/1194 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı maliki … ve kaza tarihinde sürücüsü … olan araç ile … plakalı aracın Buca ilçesi 643 sokaktan ani çıkış sebebi ile çarpıştığını, kaza sonucu davacı aracında maddi hasar meydana geldiğini, kazaya tam kusurlu olarak davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün neden olduğunu, sigorta poliçesinin 20020020172397 nolu olduğunu, araçtaki hasar tespiti için İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/142 D.iş sayılı dosyasından tespit yapıldığını ve hasar bedelinin 20.331,40 TL olarak belirlendiğini, bununla birlikte aracın kazasız emsalinin 50.000,00 TL, kazadan sonra değerinin ise 48.500,00 TL olup, 1.500,00 TL değer kaybı oluştuğunu, araç ikame bedelinin 1.000,00 TL olduğunun belirlendiğini, davacı sürücünün malike aynen iade yükümlülüğü altında olup Yargıtay içtihatları çerçevesinde davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu bildirmiş ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 500,00 TL tazminatın davalı sigorta şirketinden dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile tahsiline ve D.iş dosyasına yapılan 500,00 TL masraf, 400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 09/09/2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile; 9.250,35 TL hasar, 3.500,00 TL değer kaybının temerrüt tarihinden yasal faizi ile tahsili ve D.İş yargılama giderlerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Asli müdahil … A.Ş. vekili asli müdahale beyan dilekçesinde özetle; … .’ye rehinli … plakalı araç malikinin … olup, malikin asli müdahile olan borcunun ödememesi nedeni ile İstanbul Anadolu 14. İcra Dairesi’nin 2016/21154 Esas sayılı dosyasından rehinin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını ve yakalama şerhi işlendiğini, davalı sigorta şirketine başvuru yapılarak ödeme talep edildiğini, bu nedenle davaya müdahil olma zaruriyetinin olduğunu, davacı … ‘ın araç maliki değil sürücü olduğunu, hak taraf sıfatının bulunmadığını, araç takyidatında asli müdahilin dain mürtehin sıfatının açık olduğunu, sigorta tazminat ödemelerinin zarar gören rehin alacaklısına yapılması gerektiğini TTK 1456. maddesinde ve sigorta genel şartlarında mevcut olduğunu, Medeni Kanun’un 879. maddesi gereğince rehin alacaklısının muvafakatı yok ise araç maliki taleplerinin husumetten reddi gerekeceğini, hasar bedelinin tespiti için yeniden rapor alınmasını ve işçilik ve kdv ile birlikte değerlendirme yapılmasını, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 150,00 TL hasar bedeli+KDV, 50,00 TL değer kaybı, 177,00 TL eksper ücreti olmak üzere toplam 377,00 TL’nin kaza tarihi itibari ile avans faizi dainmürtehin sıfatına haiz davacı şirkete ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 26/09/2016-2017 tarihleri arasında 31.000,00 TL teminat limiti ile sigortalı olduğunu, değer kaybı yönünden sigorta şirketine eksik evrak ile başvuru yapıldığını, davanın usulden reddi gerektiğini, değer kaybı tazminatı hesaplamasında aracın güncel km’si ve ikinci el rayiç değerinin dikkate alınması gerektiğini, trafik sigortası genel şartları gereğince sorumluluğun belirleneceğini ve faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”…Davacı … ‘ın davasının REDDİNE, Asli müdahil … A.Ş.’ nin talebinin kabulü ile 9.150,00 TL hasar, 3.500,00 TL değer kaybı ve 177,00 TL eksper ücreti olmak üzere toplam 12.827,00 TL’nin kaza tarihinden avans faizi ile davalıdan tahsiline…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Türk Ticaret Kanunu rehin hakkı sahiplerinin sigorta tazminatı üzerindeki haklarını düzenleyen 1456. maddede  “Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder.” ifadesi ile malik üzerinde rehin hakkı bulunan eşyasını kendi adına ve lehine sigortalatması durumunda rehin hakkı sahibinin, borçlu malikten alacağı rehinli eşyada riziko gerçekleşmesi durumunda  ödenecek sigorta tazminatı üzerinde de devam edeceğini, rehin hakkı sahibine tanınan bu özel hakkın hangi sigorta tazminatlarında tanınacağı hususunun da 1456. maddesinde açıkça gösterildiğini, mal üzerindeki malike ait menfaatin sigortalanması sonucuna dayalı tazminatlar üzerinde rehin hakkı sahibinin önceliği bulunduğunu, davada; trafik kazasında kusuru bulunan araç zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı araç hasar zararı talep edildiğini yani davanın klasik anlamda sigortacıya karşı sigortalatma ilişkisinin dayanak olarak değil; haksız fiil kökenli olarak kusurlu araç işletmecisinin halefi olarak kusurlu araç zorunlu trafik sigortacısına karşı açıldığını, açıklanan nedenlerle davacı mücekkilinin kendi menfaatini sigortalattığı bir durum olmaması tamamen karşı araç malikinin menfaatini sigorta eden sigortacıya karşı araç araç hasar ve değer kaybı talep edilmesi karşısında TTK 1456. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığını belirterek, kararının usule, yasalara, hukuka ve Yüksek Mahkeme içtihatlarına aykırı olması sebebiyle müvekkili lehine ortadan kaldırılmasına karar verilerek, müvekkili yönünden davanın kabulününe karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil … A.Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının aracın haklı zilyedi olmadığını, halihazırda aracı hangi hakla elinde bulundurduğunun taraflarınca hala anlaşılamadığını, aracın üzerindeki yakalama şerhi nedeniyle, aracın trafiğe çıkmasının dahi yasal olmadığını, araç malikinin de iradesinin, aracın, yakalama şerhine istinaden bağlanarak satışa çıkarılması yönünde olduğunu, davacı tarafça araç malikine aracın hasarına ilişkin bilgi dahi verilmediğini, davacının kötüniyetinin bir diğer kanıtının değer kaybı tazminatı talep etmesi olduğunu, değer kaybının, hasar bedeli nedeniyle, satış anında, aracın düşen değerini karşılayacak bir tazminat talebi olduğunu, aracı ancak araç malikinin satabileceğini ve bu tazminatın araç maliki nezdinde meydana gelebileceğini, müvekkili açısından değerlendirecek olursa, daini mürtehin sıfatını haiz rehin alacaklısı müvekkilinin, rehinli aracın satışı halinde değer kaybı tazminatı tutarı kadar düşük bedele satacağını, davacının tazminat talebinin haksızlığı bir yana, müvekkilinin, rehin alacaklısı sıfatıyla asli müdahil olarak davaya müdahil olduğunu, aracın üzerinde müvekkili lehine rehin ve yakalama şerhi bulunduğunu, aracın satışa çıkarılmak üzere arandığını, aracın bulunması halinde satış bedelinin müvekkiline ödeneceğini, bahsi geçen nedenle, hak sahibinin müvekkili olduğunu yerel mahkemece verilen karar hukuka ve hakkaniyete aykırı olmayıp onanmasını talep ettiklerini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybı tazminatının kusurlu aracın ZMM sigortacısından tahsiline ilişkindir.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Somut olayda; 02.10.2016 günü saat 20:30 sıralarında davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile 643/1 sokak üzerinde seyir halinde iken kaza mahalli olan yere geldiği esnada aracının sol yan kısmına; seyir istikametine göre sol tarafından gelerek kavşak mahalline giriş yapan ve davalı şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin ön kısmı çarpışması neticesi dava konusu … plaka sayılı otomobilde maddi hasarın oluştuğu trafik kazası meydana gelmiştir.
Bilirkişi makine mühendisi … 30/10/2017 tarihli raporda özetle; kazada kusurun %100 dava dışı … ‘e ait olduğu, davacının … plakalı araç sürücüsü olup kusursuz olduğunu, … plakalı araçta KDV hariç 7.845,22 TL hasar oluştuğu, değer kaybının 3.500,00 TL olacağı ve ikame araç bedelinin 600,00 TL olduğu bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 23/08/2019 tarihli raporda özetle; dava dışı sürücü … ‘in %100 kusurlu olduğunu, davacı sürücüsünün kusursuz olduğu, hasar miktarının parça ve işçilik kdv dahil 9.257,35 TL, ikame araç bedeli 600,00 TL olup değer kaybının 3.500,00 TL olduğu bildirilmiştir.
1-Somut olayda, davacının taraf sıfatı bulunup bulunmadığının tespiti bakımından, dain-i mürtehin asli müdahile borcun ödenip ödenmediği, kalan borç miktarı, açılan davaya koşulsuz muvafakatinin olup olmadığı hususlarının değerlendirilmesi gerekir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Sigorta tazminatı üzerinde hak” başlıklı 879. maddesinde ise “Muaccel olan sigorta tazminatı, malike ancak bütün rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebilir. Sigorta tazminatı taşınmazın eski hale getirilmesi için harcanacaksa, malik tarafından yeterli bir güvence gösterilmesi koşuluyla kendisine ödenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Kural olarak tazminat ödemesi sigortalıya yapılır. Yerleşik uygulamaya göre, araç maliki yanında hukuka aykırı şekilde araç ele geçirilmemiş ve diğer gerekli şartları mevcut ise, malik dışında sürücüsünün de idaresinde bulundurduğu aracı aynen iade yükümlülüğü kapsamında sorumluluk sahiplerine dava açabilir ise de; üzerinde bulunan sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığında, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam edeceğinden araç tescil kaydı üzerinde dain-i mürtehin sıfatıyla başka biri gösterilmişse, tazminat artık bu kişiye ödenir. Çünkü, dain-i mürtehin olarak gösterilen bu kişi, sigorta tazminatı açısından öncelikli olarak lehtar konumundadır. Bu husus dava ön şartı olup Kanun’da emredici şekilde düzenlenmiştir. Bu kurala aykırı olarak ödeme yapan sigortacı ancak sınırlı hak sahiplerinin sonradan yazılı onay vermesiyle sorumluluktan kurtulabilir. Muaccel olan bir sigorta tazminatı, sigortalıya ancak tüm rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebilir. Rehin hakkı sahibinin bu rızası, şarta bağlı olamayacağı gibi, sigorta tazminatının sigortalıya ödenmesine açıkça rıza gösterilmesini de kapsamalıdır. Rehin alacaklısı asli müdahil 09/11/2017 tarihli beyan dilekçesinde muvafakatinin bulunmadığını açıkça beyan ederek davaya asli müdahil olarak katıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; … A.Ş.’ye rehinli … plakalı aracın kaza anında sürücüsünün davacı … olduğu, araç malikinin ise … olup, araç maliki ve asli müdahil arasında imzalanan 12/05/2015 tarihli tüketici kredisi sözleşmesine istinaden, dava dışı malikin aracının tescil kaydı üzerine 12/05/ 2015 tarihinde … A.Ş. lehine dain mürtehin kaydı eklendiği, 12/06/2015 ve12/07/2015 tarihli taksitlerinin ödenmemesi nedeniyle Beşiktaş 8. Noterliğinin 04/04/2016 tarihli 16861 yevmiye nolu ihtarnamesi ile 34.379,19 TL nin ödenmesi hususunun araç malikine 11/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine 34.288,45 Tl asıl alacak ve ferileri ile toplam 34.638,27 TL alacak için kullandırılan krediye istinaden asli müdahil tarafından araç maliki aleyhine 10/10/2016 tarihinde İstanbul Anadolu 14. İcra Dairesi’nin 2016/21154 Esas sayılı dosyasından rehinin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, bu hususun da takip tarihinde araç kayıt bilgisine şerh verildiği, takip borcunun ödenmediği, rehin alacaklısı asli müdahilin davaya muvafakatının olmadığını belirttiği; bu durumda, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, diğer taraftan usulüne uygun olarak davaya asli müdahale yoluyla davada taraf olan … A.Ş.’nin rehin alacaklısı olması ve alacağının ödenmemiş olması nedeniyle davada aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf itirazının esastan reddi gerekmiştir.
2-Kabule göre; Mahkemece, yargılama giderlerinden sayılan 177,00 TL eksper ücretinin tazminat kalemleri içerisinde kabul edilerek, kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmakla birlikte, bu yöne ilişkin itiraz bulunmadığından bu husus kararın kararın kaldırılması nedeni yapılmamış, belirtilen husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2019 tarihli 2017/301 Esas ve 2019/1194 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022