Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1749 E. 2022/1680 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1749
KARAR NO : 2022/1680

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/07/2017 (Dava) – 01/10/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/555 Esas – 2019/906 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Maddi Hasarlı Trafik Kazası Nedeniyle)
BAM KARAR TARİHİ : 09/11/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 09/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2019 tarihli 2018/555 Esas ve 2019/906 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı aracının normal seyrinde ilerlerken arkadan gelen … plakalı… yönetimindeki aracın kontrolden çıkarak müvekkilinin aracına çarptığını, çarpan aracın %100 kusurlu olduğunu, çarpma neticesinde müvekkilinin aracının büyük hasar gördüğünü, bu konuda İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/38 D. İş sayılı dosyasında tespit yapıldığını, müvekkilinin aracında 38.000.00-TL hasar meydana geldiğinin bilirkişi raporları ile sabit hale geldiğini, davalılar hakkında İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4120 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların borca itiraz ettiklerini, bu nedenle davalıların itirazının iptalini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkilinin aracının özellikli bir araç olduğunu, parçalarının hayli pahalı olduğunu, işçilik maliyetlerinin fazla olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla borçlu davalıların İzmir 26. İcra Müdürlüğünün 2017/4120 sayılı dosyasında vaki haksız itirazlarının 38.000.00-TL asıl alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına ve davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kabul anlamına gelmemekle, kusur oranlarının tespiti bakımından mahkemece dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, yokluklarında alınan tespit bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davacının gerçek zararının tespitinin gerektiğini, bu sebeple, dosyanın bilirkişi incelemesine gönderilmesini, tespit raporunda söz konusu araç için yapılan piyasa araştırmalarında dahi aracın rayiç bedelinin 20.000-TL olarak tespit edildiğini, aracın rayiç bedelinin oldukça üzerinde olan tazminat talebinin fahiş olduğunun açıkça ortada olduğunu, kabul manasında olmamak üzere, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, 2016 yılı için araç başına teminat limitinin ise 31.000-TL olduğunu, alacak likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar… ve …(eski soyadı: …) vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle kazanın oluşuna ait kusurun tamamının müvekkillerinden araç sürücüsü…’ e ait olduğu hususunu kabul etmediklerini, aşağıya doğru eğimli olan yolun sağından inen müvekkilinin aracındaki teknik bir nedenle her ne kadar karşı şeride geçmekte iken kaza oluşmuşsa da davacının hareketsiz kalışının, yoluna devam etmemesinin de kazanın oluşuna etki ettiğini, her iki müvekkilinin de davaya konu edilen İzmir 8.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/D.İş dosyası ile yaptırılan tespite itiraz ettiğini, ne raporun esasını ne de kusuru kabul etmediklerini, tespit raporunda aracın parçalarının ve işçilik ücretinin fiyatlandırılmasının üst tavandan yapıldığını, dava konusu aracın … model … vites olduğunu, yapılan araştırmalarda internet siteleri üzerinden yapılan ve kesin olmayan emsal araç fiyatları 8.000,00-TL-I0.000,00-TL iken, davacı bile dava dilekçesinde kabul anlamına gelmemekle birlikte aracı 30.000,00-TL’ye aldığını beyan etmişken, tespit bilirkişisinin aracın piyasa fiyatını 45.000,00-TL olarak kabul etmesinin, aracın parçalarının ve işçilik ücretinin fiyatlandırmasını üst tavandan bile üste çıkarak yapmasının anlaşılır olmadığını, bunun kabulünün mümkün olmadığını, dava ve icra konusu alacak kesin likit bir alacak olmadığından icra inkar tazminatı istenemeyeceğini, farazi bir rapora dayanarak icra takibi yapmanın kötü niyetli bir girişim olduğunu beyanla, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Davacı tarafından … plakalı aracın KZMM sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş., aracın maliki ve kazaya sebebiyet veren sürücüsü davalılardan alacaklı olduğundan bahisle İzmir 26.İcra Müdürlüğü’ nün 2017/4120 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe itirazı üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı, trafikçi bilirkişi … ve makine mühendisi …’ dan aldırılan 27/05/2019 havale tarihli raporun ve 12/07/2019 havale tarihli ek raporun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle itibar edildiği, buna göre; kazanın oluşumunda davalı sürücü…’ in % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ in kusursuz olduğu, davacıya ait … plaka sayılı araçta 38.000,00-TL hasar meydana geldiği, … plaka sayılı aracın ZMM sigortacısı davalı sigortanın ZMMS kapsamında, davalı…’in araç sürücüsü, davalı …’ in de işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu oldukları anlaşıldığından, DAVANIN KABULÜ İLE; davalı borçluların İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4120 sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 38.000 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından, “….Kabul anlamında olmamakla, mahkemece verilen kararda müvekkili şirketin poliçe teminat limitinin gözetilmediğini, kaza tarihinde ZMM sigortasında maddi hasar gören araç başına limit tutarının 31.000,00-TL olarak belirlendiğini, mahkemece ise bu husus gözetilmeksizin takibin 38.000-TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş olmasının kabulünün mümkün olmadığını, sigorta şirketinin sorumluluğu teminat limitleri ile sınırlı olduğundan, hatalı tespitler içeren raporu hükme esas alan yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, hükme esas alınan raporda herhangi bir inceleme yapılmadığını, ‘Hasar tespitinin yapıldığı dosyada hazırlanan bilirkişi raporu bizce de uygundur’ biçiminde soyut bir gerekçeyle, önceden hazırlanan raporun aynen kabul edildiğini, bu durumun açıkça hukuka aykırılık içerdiğini (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No:2011/352 – Karar No:2011/370), yargılama sırasında dilekçe ekinde sunulan ekspertiz raporu incelendiğinde aracın rayiç bedelinden dahi yüksek tazminat talep edildiğini ve hazırlanan bilirkişi raporunca da bu husus gözetilmeden rapor hazırlandığını, mahkeme tarafından bu hatalı raporun hükme esas alındığının görüleceğini, mağdur aracın 6. sanayi sitesinde bir serviste aramalar sonucu aynı kasanın 77 modelinin bulunduğunu, parçaların birebir aynı olmasından dolayı servisten 8.000-TL+KDV olarak aracın yapımı için teklif alındığını, ancak araç sahibinin bulunan aracın parçalarını beğenmemesinden dolayı kendisinin mahkeme tespiti yaptıracağını ifade ettiğini, açıklanan nedenlerle ekspertiz raporu ile aracın antika belgesinin de bulunmaması da gözetilerek yeniden inceleme yapılması, bu defa salt önceki raporun kabul edilmesiyle yetinilmemesi, araç parçalarına göre hasar bedeli değerlendirilmesi ile aracın rayiç değerinin de tespiti yönünde araştırma yapılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğu aşikar olduğundan kararın kaldırılmasını….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
Davalılar… ve … vekili tarafından, “….Yerel mahkeme kararının, 2017/D.İş dosyası ile yaptırılan tespit raporunun mahkeme bilirkişi incelemesinde aynen kabul edilmesi nedeniyle keşif yapılmadan, yer görülmeden verilen yanlış ve hukuka aykırı, eksik incelemeye dayalı bir karar olduğunu, gerek kendilerinin ve gerekse de davalı … Sigorta A.Ş’nin önceki bilirkişi raporunda itiraz ettikleri hususların hiçbirinin inceleme konusu yapılmadığını, önceki bilirkişi raporunun birebir tasdikinin yapılması yoluyla verilen hukuka ve hakkaniyete aykırı raporlarla karar verildiğinden maddi gerçeğin ortaya çıkarılamadığını, keşif yapılsa idi, aşağıya doğru eğimli olan yolun sağından inen müvekkilinin aracındaki teknik bir nedenle her ne kadar karşı şeride geçmekte iken kaza oluşmuşsa da davacının hareketsiz kalışının, yoluna devam etmemesinin de kazanın oluşuna etki ettiğinin görülecek olduğunu, davacının tedbirsizliği kazada ana faktörlerden iken tüm kusurun müvekkillerinden sürücü…’de olduğunu iddia etmenin hakkaniyetli olmadığını, buna itiraz edildiğini ve yeni bir bilirkişi raporu istendiğini, dosyada kaza mahalinde keşif yapmadan, kazanın oluş şekli tam takdir edilemeyeceğinden sadece işbu tespit raporuna dayanılarak karar verilmesinin hukuka aykırı sonuçlar doğurduğunu, tespit raporunda aracın parçalarının ve işçilik ücretinin fiyatlandırmasının üst tavandan yapıldığını, çoğunlukla da üst tavanın bile üstüne çıkıldığını, ek bilirkişi raporunda bu hususların da değerlendirilmediğini, kusur tespiti için Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumu’ndan rapor alınmasına karar verilmesi talepleri kabul görmediğinden kusur tespitinin eksik incelemeye dayandığını, mağdur aracın aynı kasasının 77 modelinin bulunduğunu, servisten 8.000-TL+KDV aracın yapımı için teklif alındığını, bilirkişi raporunda kabul anlamına gelmemekle birlikte gerçek zararın 38.000-TL olarak belirlendiğini, 8.000+KDV ile 38.000-TL arasındaki fahiş farkın ortada olduğunu, maddi zararın tazmininin bir zenginleşme aracı olmadığını, parçaları birebir aynı olmasına rağmen davacının teklifi kabul etmemesinin, bu durumu bir zenginleşme aracı olarak gördüğünü düşündürdüğünü, mağdur araç sahibinin, ‘aracının antika olarak geçtiğini, ancak antika belgesinin bulunmadığını, bu sebeple piyasasının 40.000-TL ile 60.000-TL arasında olduğunu, kazadan önce aracına 35,000-TL verdiklerini, kendisinin satmadığını’ ifade ettiğini, bilirkişilerce aracın antika belgesi olmayışından kaynaklı antika olarak değerlendirilemeyeceği ve bu husus göz önüne alınarak zarar tespitinin yapılması gerekirken, ek bilirkişi raporunda bu hususlar dikkate alınarak inceleme yapılmadığını, aracın … model …düz vites olduğunu, yapılan araştırmalarda emsal araç fiyatları 8.000,00-TL – 10.000,00-TL iken, davacı bile dava dilekçesinde kabul anlamına gelmemekle birlikte aracını 30.000,00-TL’ye aldığını beyan etmişken, tespit bilirkişisinin aracın piyasa fiyatını 45.000,00-TL olarak kabul etmesinin, üst tavanın bile üstüne çıkarak fiyatlandırma yapmasının anlaşılır olmadığını, davanın itirazın iptali olmakla birlikte mahkeme kararının ‘hüküm’ kısmında müvekkili ve diğer davalı … Sigorta A.Ş’nin sorumluluk durumlarının belirtilmediğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle araç hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1-Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; öncelikle, davanın itirazın iptali davası olduğu gözetilerek dayanağı olan icra dosyasının dosya içerisine alınması gerekirken, buna dikkat edilmediği, karar sonrasında dosyaya konulan birtakım onaysız fotokopi belgelerin başka bir icra dosyasına (2016/4120) ait olduğu, Uyap sistemi üzerinden de dosyaya icra dosyasındaki tüm belgelerin eklenemediği anlaşılmakla, başta icra takibine itirazların süresinde olup olmadığının denetlenmesi olmak üzere, takiple sıkı sıkıya bağlı bulunan işbu itirazın iptali davasında icra dosyasının denetlenebilir şekilde aslının veya onaylı suretinin dosyada bulunmaması eksiklik olarak görülmüş, öncelikle bu husus yönünden kararın re’sen kaldırılması gerekmiştir.
2-Kabule göre ise; yapılan değerlendirmede; her ne kadar davalılar … ve … vekili tarafından kusur yönünden mahkeme kararı istinafa getirilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunun dosyadaki belgelere, özellikle tarafların aralarında düzenledikleri kaza tespit tutanağı içeriğine ve davalı taraf sürücüsünün karşı şeride geçmesi suretiyle kazanın meydana gelmiş olmasına göre %100 tam ve asli kusurlu bulunmuş olmasına göre bu itiraz yerinde görülmemiş, esastan reddi gerekmiştir.
3-Tüm davalı taraflar vekillerinin, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik hasar hesaplaması bakımından yaptıkları itirazları ise yerinde görülmüştür. Davalılar vekillerinin itirazlarında da belirtildiği üzere; alınan kök ve kök raporun tekrarı niteliğindeki ek raporda, bilirkişilerce araç hasarına ilişkin ayrıntılı ve denetime açık bir araştırma ve tespitte bulunulmadığı, davadan önce alınan tespit raporunun tekrarı ile yetinildiği, bu kapsamda davacı tarafa ait aracın kazadan önceki rayiç değeri ile sovtaj bedeline dair hiçbir piyasa araştırmasına dair evrak eklenmediği, kaza tarihi itibariyle belirlenmesi gereken bu değerlere dair internet siteleri, servisler, galeriler gibi piyasa unsurlarından fiyat araştırmasına dair araştırma yapılıp belgeler eklenmeksizin soyut olarak tespitlerde bulunulduğu, kök rapora itiraz üzerine düzenlenen ek raporda bilirkişilerce ‘tespit dosyasındaki rapordaki ek belgeler’ olarak belirtilen piyasa araştırma belgelerinin tespit bilirkişi raporunun eki olmayıp, esasen davalı tarafça tespit raporuna itiraz ile sunulan ve aracın bedelini daha düşük olarak belirleyen ekler olduğu, bu haliyle bilirkişilerce bu belge içeriklerinin yeterince incelenmediği gibi dava konusu aracın yılı ve modeli de dikkate alınarak yeterli bir piyasa araştırması da yapılmadığının anlaşılmakta olduğu, bu kapsamda taraf itirazlarının da karşılanmadığı görülmekle, mahkeme kararının hasar hesaplaması yönü itibariyle eksik incelemeden dolayı kaldırılması gerekmiştir. Mahkemece yapılması gereken iş; dava konusu aracın özellikleri ve yılı da dikkate alınarak, her ne kadar antika belgesi olmadığı belirtilmiş ise de bu şekilde belgesi bulunmayan muadilleri bakımından piyasa fiyatlarının özel olarak araştırılarak “kaza anındaki” rayiç değerinin ve sovtaj değerinin belirlenmesi, davacının sözkonusu aracı alış ve satış noter evraklarının, aracın kaskoda beyan edilen değerinin de bu evraklara eklenip değerlendirilmesi, ayrıca aracın rayicine dair piyasa araştırmalarının dayanağı olan somut belgelerin denetlemeye elverişli biçimde dosyaya konulması ve tarafların itirazlarının karşılanması suretiyle farklı bir heyetten yeni bir bilirkişi raporu alınmasından ibarettir.
4-Yine kabule göre, davalı sigorta şirketinin kaza tarihi itibariyle poliçe limitinin 31.000-TL olduğu gözetilmeksizin mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olması ve yine yargılama giderleri yönünden de bu hususta oranlama yapılmaksızın hüküm kurulması da yerinde olmamıştır.
5-Ayrıca, davacı tarafça “sigorta şirketine başvuru” ya dair bir dilekçe dosyaya sunulmuş ise de, tarihsiz ve sigorta şirketinin havalesini içermeyen bu dilekçenin davalı sigorta şirketine tebliğ evraklarının da eklenmemiş olduğu görülmekle, tamamlanabilir dava şartı niteliğindeki bu hususun da netleştirilmesi, başvuru bakımından bir eksiklik var ise tamamlatılması için kararın re’sen kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalılar vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/555 Esas – 2019/906 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalılar vekillerinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-Davalı … Sigorta AŞ. tarafından yatırılan 649,00-TL istinaf karar harcının istek halinde bu davalıya iadesine,
b-Davalı… ve … tarafından yatırılan 649,00-TL istinaf karar harcının istek halinde bu davalılara iadesine,
5-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 09/11/2022