Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1745 E. 2022/1737 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1745
KARAR NO : 2022/1737

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2017 ( Dava ) – 24/09/2019 (Karar )
NUMARASI : 2017/763 Esas – 2019/937 Karar
DAVA : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2019 tarihli 2017/763 Esas ve 2019/937 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/07/2009 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı aracın yaya olan müvekkili davacıya çarpması sebebiyle davacının yaralandığını, yaralanmasına bağlı olarak geçici iş göremezlik ve kalıcı iş gücü kaybı zararının davalı sigorta şirketinden tazminine karar verilmesini talep ettiklerini, kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın asli kusurlu olduğunu, bu sebeple … Şirketinden tazminat talep hakları doğduğunu, kaza sonrası müvekkilinin tedavisinin Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapıldığını,kaza sonucu müvekkilinin sağ ayak bileğinin kırıldığını, tedavi, operasyon ve muayenelere ilişkin raporların celbini talep ettiklerini, kaza tespit tutanağını delilleri arasında Mahkemeye sunduklarını, davanın safahatında rapor alındığında davacının geçici iş göremezlik süresi ve maluliyet oranının açığa kavuşacağını, kaza sebebiyle müvekkili adına poliçe sorumlusu … şirketi’ne 25/04/2017 tarihinde başvuru yapmalarına rağmen, çeşitli nedenlerle dava tarihine kadar taraflarına ödeme yapılmadığını, başvuru dilekçeleri ve posta gönderi belgelerinin de dilekçe ekinde sunulduğunu belirterek cismani zarar sebebiyle H.M.K. 107. md. gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 50,00 TL maluliyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili 21/05/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırmış, harcını yatırmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 2918 sayılı yasanın 97. maddesine göre başvurusunun bulunmadığını, KTK 109. madde uyarınca 2 yıllık ve 10 yıllık sürelerin geçtiğini, zamanaşımı definde bulunarak zamanaşımının gerçekleştiğini, … plakalı aracın 16/06/2009-2010 vade ile … adına müvekkili sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olduğunu, poliçe teminatının kaza tarihi itibarıyla 150.000 TL olduğu, kaza tarihinde araç malikinin poliçede ismi geçen …’tan farklı kişi olması sebebiyle trafik poliçesinin geçerli olmadığını, davanın husumetten reddinin gerektiğini, davacının sürekli sakatlığı olduğunu iddia etmekte ise genel şartta yer aldığı üzere Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporunu sayın mahkemeye sunması gerektiğini, aktüerya hesabında TRH 2010 yönteminin kullanılması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle SGK dan elde ettiği rucüye tabi ödemenin mahsubunun gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının sigorta poliçesi teminatı dışında bulunduğu belirterek davanın müvekkili yönünden reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”…Davanın kabulü ile 2.734,86-TL geçici iş göremezlik zararı, 46.952,28-TL malüliyet zararı olmak üzere toplam 49.687,14-TL’nin 10/05/2017 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş den alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu kaza sebebi ile bir bedeni zarar ortaya çıktığından davada uzamış zamanaşımının uygulanması gerektiğini, ancak uzamış zamanaşımı süresi olan, sekiz yıl açısından zamanaşımı başlangıç tarihi yanlış esas alınmış olunmakla, aslen zamanaşımı süresi dolmuş olmasına karşın, esasa girilerek ve aleyhte hüküm tesis edildiğini, sigorta şirketine yapılan başvurunun süreyi kestiği hususu, yerel mahkeme tarafından kabul edilmiş olup, bu hususun hukuka aykırılık teşkil ettiğini, kanunen kabul edilen zamanaşımı süresinin dava ikame süresi olduğunu, sigorta şirketine başvuru yapılması sadece bir dava ön şartı olup zamanaşımının kesilmesi gibi bir hukuki etki yaratmadığını, sürelerin zararın ve sorumlusunun öğrenildiği tarihte başladığını, araştırma hastanesinden alınmış belge ve raporlar kapsamında belirlenen maluliyet oranının gerçeğin üzerinde oldukça yüksek olduğunu, bu sebeple adli tıp 3. ihtisas kurulu nezdinden rapor temin edilmesi gerekir iken, gerçek dışı yüksek bir oran üzerinden hesaplama yoluna gidilmesinin, haksız ve fahiş bir sakatlık tazminatı belirlenmesine yol açtığını, karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporunun fahiş hesaplamaya mahal verdiğini, hesaplama methodunun hatalı olduğunu bu hususta yeniden inceleme yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik talepleri, SGK‘nın sorumluluğunda olup, tedavi kalemi kapsamında bu kurum tarafından karşılanması gerektiğini, söz konusu taleplerin poliçe teminatı kapsamında olmadığını belirterek kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, temyiz yolu açık olarak karar verilmesi halinde temyiz başvuru süresinin sonuna kadar tehir-i icra kararının verilmesini;yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 01/07/2009 tarihinde meydana gelen kaza sebebi ile ZMMS poliçesi kapsamında geçici iş göremezlik tazminatı ve maluliyet tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup karar, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda; 01/07/2009 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması sebebiyle davacının yaralandığı, yaralanmasına bağlı olarak geçici iş göremezlik ve kalıcı iş gücü kaybı zararının davalı sigorta şirketinden tazmininin talep edildiği; … plakalı aracın davalı … tarafından … adına düzenlenen poliçe ile kaza tarihini de kapsar şekilde 16/06/2009-2010 tarihleri arasında teminat altına alındığı, düzenlenen ZMMS poliçesi kapsamında sakatlanma ve ölüm teminat limitinin 2009 yılı itibariyle kişi başına 150.000-TL olduğu anlaşılmıştır.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi 17/05/2018 tarihli adli sağlık kurulu raporunda özetle; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oran Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının meslekte kazanma gücündeki azalma oranının % 13,3 olarak bulunduğu, şahsın tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 ay olacağı bildirilmiştir.
Trafik bilirkişisi, aktüerya- sigorta bilirkişisi ve Dr. aktüerya uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 28/08/2018 havale tarihli kök raporda özetle; kazanın meydana gelmesinde davacı sigorta poliçeli aracın dava dışı sürücüsü …’un % 50 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nun % 50 oranında kusurlu olduğu, 01/07/2009 tarihinde yaralanan …’nun geçici iş göremezlikten kaynaklı 2.185,92-TL, sürekli malüliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 49.799,35-TL olmak üzere toplam maddi tazminat alacağının 51.985,27-TL olduğu, davacının olaydaki kusuru % 50 olmakla mahsubu ile davacının alacağının neticeten 25.992,63-TL olacağı belirtilmiş, 07/05/2019 tarihli ek raporlarında özetle; kök raporda diğer hususlar aynı kalmakla birlikte 01/07/2009 tarihinde yaralanan …’nun geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 5.469,72-TL olduğu, sürekli malüliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 93.904,57-TL olduğu, davacının toplam maddi tazminat alacağının 99.374,99-TL olduğu, davacının olaydaki kusuru % 50 olmakla mahsubu ile davacının alacağının 49.687,14-TL olacağı belirtilmiştir.
1-2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zaman aşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. (HGK’nın 10/10/2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK’nın 16/04/2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları)
Somut olayda, trafik kazası 01/07/2009 tarihinde meydana gelmiş, davacı vekili tarafından dava 07/07/2017 tarihinde açılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesiyle süresi içinde zaman aşımı def’inde bulunmuştur. Davaya konu trafik kazası sonucunda bir kişi yaralanmış olup, kaza sebebiyle davacının sağ ayak bileğinden yaralanmasının olduğu, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan itibariyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 89/1 ve 89/6 ve 66/e maddesine göre 8 yıllık zaman aşımı süresi öngörüldüğü anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, her ne kadar davalı vekili süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de; davacının sigorta şirketine başvurunun zaman aşımı süresi dolmadan yapıldığı, ancak davacının
zamanaşımı süresi içerisinde usulüne uygun başvurusu ve tebliğine rağmen davalı sigorta şirketinin cevap vermeyerek davacının talebini sürüncemede bırakmış olması nedeniyle, davalının yaptığı dava zamanaşımı definin reddi gerekmiştir.
2-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda;davalı süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde maluliyet tespitinin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde yapılmasını talep etmiş ise de, söz konusu yönetmeliğin olay tarihinde yürürlükte olmadığı; mahkemece davacı …’nun maluliyetinin tespiti açısından Ege Üniversitesi’nden alınan Adli Sağlık Kurulu raporunun olay tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun olduğu, kaldı ki davalının alınan bu rapor kendilerine tebliğ edilmesine rağmen rapora itiraz etmedikleri, bu sebeple davacı taraf bakımından usuli kazanılmış hak teşkil eden maluliyet durumu bakımından davalının savunmanın genişletilmesi niteliğinde bulunan ve davacı tarafça kabul edilmeyen itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Hükme esas alınan aktüer raporu PMF 1931′ e göre düzenlenmiş olup,davalı süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde tazminat hesabında TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasını talep etmiş, bu yönde hesaplama methodunun hatalı olduğunu belirterek bu hususta yeniden inceleme yapılması gerektiği yönünde istinaf itirazı da bulunmakta ise de, buna göre PMF 1931 Tablosu’nun, TRH 2010 Tablosu’ndan daha kısa ömür süresi belirlemesi ve davalı lehine olmasından dolayı, bu husus istinafa gelen davalı tarafın sıfatına göre aleyhe kaldırma nedeni yapılmamıştır. (Bu yönde bknz.Yargıtay 4. HD 2022/3852 E.-2022/9094 K., 2021/15545 E.- 2022/7638 K). Kaldı ki davalı vekilinin usulüne uygun olarak tebliğ edilen aktüer rapora itirazı da bulunmadığından bu yöne ilişkin itirazının reddi gerekmiştir.
4-Bilindiği üzere, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alındığında TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen geçici işgöremezlik tazminatının sigorta şirketi aleyhine de hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı sigorta şirketi vekilinin geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olmadığına dair istinaf itirazının reddi gerekmiştir. (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/2511 E.- 2021/2452 K)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2019 tarihli 2017/763 Esas ve 2019/937 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 3.393,63-TL istinaf karar harcından peşin alınan 848,53-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.545,10-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/11/2022