Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1731 E. 2023/7 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1731
KARAR NO : 2023/7

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2018 (Dava) – 06/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/499 Esas – 2019/1147 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 11/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/01/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2019 tarihli ve 2018/499 Esas – 2019/1147 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/09/2014 tarihinde müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı çekici ve bağlı … plakalı dorsenin neden olduğu tek taraflı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve iş gücü kaybına uğradığını, olayla ilgili İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1046 esas sayılı dosyası üzerinden, ZMMS poliçesi sigortacısı … Sigorta A.Ş aleyhine dava açtıklarını, bu davada müvekkilinin sürekli iş göremezlik oranının %25,2 olarak tespit edildiğini, sürekli sakatlık nedeni ile toplam maddi tazminat alacağının 310.963,07 TL olarak tespit edildiğini, davalının teminat limitinin 268.000,00 TL olması nedeni ile 42.963,00 TL maddi tazminat alacağının tahsil edilemediğini, … plakalı aracın aynı zamanda davalı tarafından düzenlenen İMMS poliçesi olduğunu, poliçe ölüm/sakatlık ve manive tazminat birleşik ek teminatının 100.000,00 TL olduğunu, ZMMS limitini aşan maddi tazminat ve manevi tazminat ödenmesi için davalıya başvurduklarını, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bakiye maddi tazminatın tam tutarının bilirkişi incelemesi ile tespit edileceğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL iş gücü kaybı ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle, … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde 11/04/2014-2015 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, ihtiyari mali mesuliyet poliçesinden kaynaklı teminatın maddi bedeni kaza başına toplam 100.000 TL olduğunu, kazaya ilişkin yapılan başruvu neticesinde araç hasarına ilişkin olarak 28/11/2014 tarihinde 42.500 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme sonrası kalan teminatın 57.500 TL olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğun poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, kaza masraf ve vekalet ücreti sorumluluğunun bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limitinin maktuen ödenecek bir rakam olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…davacının sürekli iş göremezlik tazminatının gerek ZMMS ödenmemiş bakiye tazmiatının tespit edildiği tarih gerekse iş bu rapor tarihi itibariyle hesaplamada ZMMS poliçe limitinin üzerinde olduğu ve ZMMS poliçe limitini aşan sürekli iş göremezlik zararının tamzini için davalıya başvuru hakkının bulunduğu, davacının ZMMS poliçe limiti üzerinde kalan zararının ödenmesi için davalıya 25/01/2018 tarihinde belgelerini gönderdiği, bu başvurunun 01/02/2018 tarihinde davalıya ulaştığı, davalının ödeme yapmadığı, 01/02/2018 tarihinde 8 işgünü ilavesi ile davalının 14/02/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, davacının rapor tarihi itibari ile sürekli iş göremezlik gerçek zararının 598.993,77 TL olarak tespit edildiği, bu zarardan karışlanmış ZMMS poliçe teminat limit tazmiatının mahsubu ile karşılanmamış teminat limiti üzerinde gerçek zararının 330.993,17 TL olarak tespit edildiği, davalının tespit olunan sürekli iş göremezlik zararı bakımından tamamı tüketilebilir İMMS teminat limiti olan 100.000,00TL ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, İMMS poliçe teminatının aynı zamanda manevi tazminat taleplerini kapsar biçimde tek limit olarak belirlendiği, davacı vekilinin değer arttırım dilekçesi gözetilerek, maddi tazminat talebine ilişkin olarak; davacının davasının kabulü ile; 90.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 14/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebine ilişkin olarak, davacının manevi tazminat talep edebileceği…” gerekçesiyle maddi tazminat talebine ilişkin olarak; davacının davasının kabulü ile; 90.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 14/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebine ilişkin olarak; davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan 14/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının alacağının İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince alınan bilirkişi raporu ile belirlenmişken, davayı belirsiz alacak davası olarak açmasında hukuki yarar bulunmadığını, karar ile poliçe limitinin aşılarak hüküm kurulduğunu, dosya kapsamında yapılan ödeme sonrası kala teminat limitinin maddi, bedeni ve manevi zararlar için 57.500,00 TL olduğunu, yargılama sırasında teminat limiti aşılarak hüküm kurulduğunu, hesap bilirkişi raporuna itirazlarının bulunduğunu, kesinleşmiş bilirkişi raporu varken yeniden rapor alınmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna esas alınan maluliyet raporuna itirazları bulunduğunu, karar ile hükmedilen manevi tazminat tutarının fahiş oranda yüksek olduğunu, zenginleşmeye mahal verecek nitelikte olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminat miktarının yargıtay uygulamaları esas alınarak yapılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte hatır taşımacılığı indirimi yapılması gerektiğini, müterafik kusur araştırması yapılarak kazazedenin kaza sırasında emniyet kemeri takıp takmadığı hususunun araştırılması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminatın ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesine dayalı olarak tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davacı vekili, 08/09/2014 tarihinde müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı çekici ve bağlı … plakalı dorsenin yaptığı tek taraflı trafik kazasında yaralandığını ve iş gücü kaybına uğradığını, olayla ilgili İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1046 esas sayılı dosyası üzerinden ZMMS poliçesi sigortacısı dava dışı … Sigorta A.Ş aleyhine dava açtıklarını, bu davada alınan maluliyet raporu uyarınca müvekkilinin sürekli iş göremezlik oranının %25,2 olarak tespit edildiğini, alınan aktüer rapor uyarınca da geçici ve sürekli sakatlık nedeni ile toplam maddi tazminat alacağının 310.963,07 TL olarak tespit edildiğini, davalının teminat limitinin 268.000,00 TL olması nedeni ile 42.963,00 TL maddi tazminatın alacağının tahsil edilemediğini, … plakalı aracın aynı zamanda davalı tarafından düzenlenen İMMS poliçesi olduğunu, poliçe ölüm/sakatlık ve manive tazminat birleşik ek teminatının 100.000.00 TL olduğunu, ZMMS limitini aşan maddi tazminat ve manevi tazminat ödenmesi için davalıya başvurduklarını, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bakiye maddi tazminatın tam tutarının bilirkişi incelemesi ile tespit edileceğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL iş gücü kaybı ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1046 esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; davacının …, davalının … Sigorta A.Ş, davanın 08/09/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının iş göremezlik tazminatının tahsili istemi olduğu, mahkemece kusur, maluliyet ve aktüer raporun alındığı, yapılan yargılama sonucunda 14/12/2018 tarih 2017/1413 sayılı kararı ile davanın kabulüne, 200.304,68 TL tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi şeklinde hüküm kurulduğu, hükmün istinaf yoluna başvurulmadan kesinleştiği görülmüştür.
1-) İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1046 esas sayılı dosyasında mahkemece davalı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçecisinin daha önce yaptığı kısmi ödemenin güncellenmesi neticesinde kalan bakiye tazminat miktarı olan 200.304,68 TL’nin davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, davacı eldeki davada davacının zararı daha fazla olduğundan kalan bakiye zararın ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçecisi olan davalıdan tahsilini talep etmektedir.
Öncelikle davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin önlenebilmesi için, davacıya davadan önce maluliyet sebebiyle yapılan ödemelerin, ödeme tarihi ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasındaki süre için hesaplanacak yasal faiziyle birlikte güncellenmesi ve hesaplanan tazminattan düşülmesi gerekir. Ancak bu şekilde kesin zarar miktarı tespit edilebileceğinden davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmakta olup bu yöndeki davalı istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2-) Davalı davacya cevabında ve istinaf itirazlarında araç hasarı için 28.11.2014 tarihinde 42.500,00 TL ödeme yaptıklarını dolayısıyla geriye 57.500,00 TL teminat limitlerinin kaldığını belirmiş, bu bedelin ödendiğine dair belgeyi de dosyaya sunmuştur.
Motorlu Kara Taşıt Araçları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 1. maddesine göre sigortacı, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitinin dışında (üstünde) kalan miktardan başlayıp ihtiyari mali sorumluluk sigortası teminat limitine kadar sorumludur. İhtiyari Mali Mesuliyet Poliçesi, Zorunlu Mali Mesuliyet limitleri üzerinde kalan kısma ilişkin olduğu gibi kazada zarar gören üçüncü kişilerin zararlarının giderilmesine yöneliktir.
Dosya içerisinde yer alan Kasko Sigorta Poliçesinin incelenmesinde İhtiyari Mali Mesuliyet şahıs başına maddi bedeni teminat limitinin (manevi dahil) 100.000,00 TL olduğu görülmüştür. Bu durumda davalının 100.000,00 TL poliçe limitinin tamamından sorumlu olduğu anlaşıldığından bu yöndeki istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir. ( Aynı yönde Yargıtay 4. HD, 2021/5222 E. – 2021/8605 K. Sayılı ilamı )
3-) Davalı vekili, davacının araçta hatır için taşındığını savunarak tazminattan indirim yapılmasını talep etmiş ise de, bu itirazın yargılama aşamasında ileri sürülmemiş olması ve davalının hatır taşımasına ilişkin savunmasını yargılama boyunca ileri sürmemesi bakımından defi niteliğindeki bu savunmanın resen dikkate alınamayacağı anlaşılmakla davalının bu yöndeki istinaf itirazları da haklı görülmemiştir.
4-) İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1046 esas sayılı dosyasında, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alınan 27.07.2017 tarih ve 86404204-1161 rapor sayılı rapor uyarınca, davacının Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre maluliyet oranı %25,2 olarak tespit edilmiş, eldeki istinaf incelemesi yapılan dosyada aktüer hesaplama için bu rapor esas alınmıştır.
1982 T.C. Anayasası’nın 36. ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 27. maddesi uyarınca, taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Yine HMK’nın 280. maddesi hükmüne göre “bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.” Bilirkişi rapor örneğinin taraflarca okunup değerlendirilebilmesi, varsa itirazlarını dile getirebilmeleri ya da belirsizlik gösteren hususlar hakkında açıklama yapılmasını temin amacıyla veya yeni bilirkişi incelemesini talep edebilmeleri için taraflara tebliğ edilmesi zorunluluğu öngörülmüştür.
Somut olayda, hükme esas alınan maluliyet raporu davalının taraf olmadığı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1046 E. Sayılı dosyasında alınmış olup davalının bu rapora itiraz etme hakkı olmamıştır. Bilirkişi raporuna itiraz etme veya beyanda bulunma hakkı verilmeden Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak hüküm kurulması doğru değildir. ( Yargıtay 4. HD, 2021/9422 E. – 2022/3627 K. ) Davalının maluliyet raporuna itiraz edememiş olması bu raporu kabul ettiği anlamına gelmeyeceği gibi davacı taraf lehine usuli kazanılmış bir haktan da bahsedilemez. ( Yargıtay 17. HD, 2014/20357 E. – 2015/8806 K. ) Bu itibarla mahkemece Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. (bknz. Yargıtay 4. HD, 2021/3581 E. – 2022/565 K. Sayılı ilamı)
5-) Mahkemece benimsenen aktüer rapora göre davacının gerçek zararı hesap tarihi itibari ile 598.993,77 olarak tespit edilmiş, bu miktardan zorunlu mali mesuliyet sigortacısının 268.000,00 TL’lik teminat limiti düşülerek bakiye karşılanmamış zararın 330.993,77 TL olduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda 2 nolu bentte de açıklandığı üzere davacıya davadan önce maluliyet sebebiyle yapılan ödemelerin, ödeme tarihi ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasındaki süre için hesaplanacak yasal faiziyle birlikte güncellenmesi ve hesaplanan tazminattan düşülmesi gerekir. Buna göre alınan aktüer rapor zararı hesap tarihi itibari ile güncelleyerek tespit etmesine rağmen zorunlu mali mesuliyet limiti olan 268.000,00 TL’nin ödenme tarihlerinden itibaren güncellenmeden zarardan düşülmesi doğru olmamış, bu yönden davalı istinaf itirazları haklı görülmüştür.
Bunun yanı sıra hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda PMF 1931 yaşam tablosu progresif rant hesabıyla alınan aktüer rapora göre karar vermiştir. Hemen belirtilmelidir ki, ayrıntıları Yargıtay 17. HD’sinin 14/01/2021 gün ve 2020/2598 E-2021/34 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, ülke çapında uygulama birliği açısından tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu açıklamalar ışığında mahkemece yapılacak iş, 4 nolu bent uyarınca maluliyet rapor alındıktan sonra zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketi tarafından varsa yapılmış ödemelerin belgeleri de getirtilip bu ödemeler yukarıda bahsedilen yönteme göre güncellenerek ve anılan içtihatlar gözetilerek aktüer bilirkişiden bu verilere göre ve İSTİNAF EDENİN SIFATINA GÖRE tarafların kazanılmış hakları da gözönünde bulundurularak taraf ve yargı denetimine elverişli, açık ve ayrıntılı ek bilirkişi raporu alınarak sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır.
6-) Zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde hakim TBK’nın 51 ve 52. maddesi uyarınca tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Bu itibarla, davalının savunması üzerinde durularak, davacının yaralanmasında müterafik kusurunun olup olmadığı, indirim yapılması gerekip gerekmediği hususları araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar araştırılmadan ve tartışılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/499 Esas – 2019/1147 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/01/2023