Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1721 E. 2022/1722 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1721
KARAR NO : 2022/1722

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/08/2018 (Dava) – 24/10/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/967 Esas – 2019/1011 Karar
DAVA : Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2019 tarihli 2018/967 Esas ve 2019/1011 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ve yine müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile… plakalı araçların 19/06/2018 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde… plakalı araç sürücüsü …’ın “aynı şeritte ve aynı istikamette önünde seyreden araca arkadan çarpmak’” suretiyle asli kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin kazada kusurlu olan… plakalı aracın zorunlu trafik sigorta poliçesini tanzim eden şirket olup müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limitleri ile sorumlu bulunduğunu, kaza sonrası müvekkiline ait araçtaki hasar bedelinin İzmir 10. Sulh Hukuk Mah.2018/112 D. İş sayılı dosyasında alınan rapor ile 42.200 TL tutarında olduğunun belirtildiğini, 23/07/2018 tarihinde davalının ….(….kep.tr adlı resmi kayıtlı elektronik posta adresine başvuru yapıldığını, ancak bugüne değin olumlu ya da olumsuz bir yanıt alınamadığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 20.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kazayı müvekkili şirkete Karayolları Trafik Sigortası Genel Şartları’nda yazılı belgelerle usulüne uygun şekilde ihbar etmediğini, davacı tarafın araçta 42.200,00-TL hasar bulunduğunu ileri sürdüğünü, ancak söz konusu hasar ile kazanın illiyet bağının bulunmadığını, zararın tespitinin 19.06.2018 tarihinde meydana geldiği iddia edilen kazadan bağımsız olarak yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…19/06/2018 tarihinde davalı sigorta şirketine poliçeli aracın sürücüsü olan dava dışı … sevk ve idaresindeki… plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken aynı yön ve istikamete doğru seyir halinde bulunan davacı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, mahkememizce otomotiv uzmanı ve trafik uzmanı bilirkişiden alınan kusur raporuna göre meydana gelen olayda; davalı sigorta poliçeli aracın sürücüsü dava dışı …’ın kazanın oluşumunda %100 (yüzde yüz) oranında asli ve tam kusurlu bulunduğu; davacı …’in kazanın oluşumunda kusursuz bulunduğu, davaya konu … plakalı aracın hasar miktarının 34.516,23 TL+KDV yedek parça, 1.420,00 TL işçilik olmak üzere toplam 35.936,23 TL+KDV, 204,75 TL hurda tenzili ile birlikte KDV dahil 42.200,00 TL olduğu, pert-edilmesine gerek olmadığı, poliçedeki limitin 33.000,00 TL olduğu…” gerekçesiyle “…davanın kısmen kabulü ile; 33.000,00 TL hasar bedeline ilişkin tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; somut olayda, davacı tarafın 19.06.2018 tarihinde meydana geldiğini iddia ettiği kazayı müvekkili şirkete Karayolları Trafik Sigortası Genel Şartları’nda yazılı belgelerle usulüne uygun şekilde ihbar etmediğini, bu durumda geçerli bir ihbar olmadan dava açıldığından dava şartının yerine getirilmediğini, Karayolları Trafik Kanunu gereğince, KZMM Sigorta Poliçesi kapsamında sigorta şirketine dava açılabilmesi için öncelikle, söz konusu poliçenin genel şartlarında belirtilen belgelerle sigorta şirketine müracaat edilmesi gerektiğini, bu müracaata rağmen 15 gün içinde ödenme yapılmaz ise ancak dava yoluna gidilebileceğini, bu düzenlemenin “dava şartı” niteliğinde olup re’sen gözetilmesi gerektiğini, davacı tarafın vaki davadan önce müvekkili şirkete hasar tazminatı talebinde bulunmadığını, bu durumda davanın öncelikle “dava şartı noksanı” nedeniyle reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında trafik kazası sonucu oluşan hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup; hüküm davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK’nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK’nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluk Sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin tamamlanabileceği açıktır.Aynı Kanunun 100. maddesinde ise;” Bu Kanunun sorumluluğun kaldırılması veya tazminatın azaltılmasına ilişkin 95 inci maddesi, doğrudan doğruya talep ve dava hakkına ilişkin 97 nci maddesi ve zamanaşımına ilişkin 109 uncu maddesi ihtiyari mali sorumluluk sigortasında da uygulanır.” hükmü yer almaktadır.(Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15571 Esas, 2022/8952 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Somut olayda, davacı vekili tarafından eldeki başvuru öncesinde, 23/07/2018 tarihinde aracın zorunlu trafik sigorta poliçesini düzenleyen davalı … Sigorta AŞ’ne, zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında 42.200,00 TL hasar bedelinin tahsilini teminen başvurulmuş ve davalı tarafından başvuru 02/08/2018 tarihli cevabi yazı ile reddedilmiştir. Her ne kadar davalı sigorta şirketi vekili, dava öncesi müvekkiline usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından bahsetmiş ise de, dosya kapsamından, davacı vekilinin başvuru dilekçesi ekinde kaza tespit tutanağı, ruhsat fotokopileri, poliçe, kazaya karışan sürücülerin sürücü belgeleri ve tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunu sunmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan tüm maddi ve hukuki sebeplerden ötürü, istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekilinin dilekçesinde yer verdiği istinaf itirazlarının yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2019 tarihli 2018/967 Esas ve 2019/1011 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 2.254,23 TL istinaf nispi karar ve harcından, başlangıçta peşin olarak alınan 563,55 TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.690,68 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 121,30 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. mad. gereğince karar kesinleştiğinde resen yatıran tarafa İADESİNE,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 10/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.