Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1715 E. 2022/1676 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1715
KARAR NO : 2022/1676

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2017 (Dava) – 02/10/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/1452 Esas – 2019/914 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Kasko Sigortasından Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 09/11/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 09/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2019 tarihli 2017/1452 Esas ve 2019/914 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plaka sayılı ticari aracın davalı tarafından 20/09/2017-20/09/2018 tarihleri arasında teminat altına alındığını, 23/10/2017 tarihinde sabah 08:50’de … Petrol’den müvekkili şirkete ait … plaka sayılı araca şoförü … tarafından motorin alınarak aracın evinin önüne park edildiğini, ertesi sabah şoförün araçla sabah servisine tekrar çıktığını, yaklaşık 80 km sonra aracın stop ederek durduğunu ve bir daha çalıştırılamadığını, çekici çağrılarak aracın servise götürüldüğünü, aracın yakıt deposunda su miktarı oldukça yüksek kalitesiz akaryakıt tespit edildiğini, aracın motoruna ve motora ait parçalarına oldukça fazla zarar verdiğini, müvekkiline ait aracın hasarlı hali ile serviste beklemekte olduğunu, aracını yaptıramadığından oldukça mağdur duruma düştüğünü, davalıya yapılan başvuruya istinaden davalı ekspertiz çalışması yaptırmış ise de bu raporu kötüniyetli bir şekilde müvekkili ile paylaşmadığını, mahkemece bilirkişi incelemesi safhasına geçilmesinin ise oldukça zaman alacağından delil tespiti isteminin kabulü ile ivedilikle öncelikle araç üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını, müvekkilinin derhal Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/6481 sayılı dosyası üzerinden şikayetçi olduğunu ve soruşturma başlatıldığını, davalının hiçbir gerekçe göstermeksizin hasarın teminat dışında kaldığını beyan ederek hasarı reddettiğini, …’ün yakıt deposundan alınan numunede analiz yapıldığını ve yakıt değerlerinin normal olduğunun belirtildiğini, aracın deposundan boşaltılan akaryakıtın numunesinin bulunduğunu, mahkemece gerekli görülmesi halinde mahkemeye sunulacağını, dava konusu aracın motorunda kalitesiz akaryakıttan bir hasar meydana geldiğinin sabit olduğunu, davalının meydana gelen hasardan sorumluluğunun tartışmasız olduğunu, poliçede açıkça teminat altına alındığı üzere “Üçüncü kişilerin kötüniyet veya muziplikle yaptıkları hareketler ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar” denildiğini, öncelikle davalının gerekli bilgilendirmeyi yaparak üzerine üzerine düşen yükümlülüğü basiretli tacir sıfatına uygun olarak yerine getirmesi gerektiğini, poliçeler yapılırken kapsam dışı kalan hallerin hiçbir şekilde belirtilmediği gibi müzakere dahi edilmediğini, sözleşme ve sözleşme öncesi bilgi formunda teminat dışı bırakılan durumlara ilişkin herhangi açıklık bulunmadığını belirterek, kalitesiz akaryakıttan dolayı müvekkilinin aracında oluşan maddi hasar nedeniyle kasko poliçesi ile temin edilen sigorta hasar bedelinin 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi gereğince fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL’lik (KDV dahil) tutarının 15/11/2017 hasar ret tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile de dava değerinin 58.974-TL’ye çıkarıldığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen … plakalı aracın, müvekkili şirkete 20.09.2017-2018 tarihleri arasında genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, aracın hasarlandığı ihbarı üzerine hasar dosyası açıldığını, yapılan inceleme ve araştırmalarda hasarın teminat dışı olduğunun tespit edildiğini, eksper raporunda; aracın depodaki mazotunda yüksek oranda su tespit edildiği ve hasarın mazotun içine su karışması sonucu meydana gelebileceği kanaatine varıldığını, teminat harici değerlendirileceğinden yapılan ilk tespite istinaden dosyanın kapatıldığını, hasar ile ilgili olumsuz görüş belirtildiğini, konunun netleşmesi bakımından uzman bilirkişi …’dan da rapor alındığını ve alınan raporda; supap sapının kopması sonucu motor iç çalışanları üzerinde arızalar oluşturduğu, arıza kaynaklı zararın teminat kapsamında olmadığı, ayrıca hasarın ek sözleşme ile de teminata dahil edilmediği ve arıza kaynaklı zararın onarım masraflarının ödenmesinde sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı yönünde rapor tanzim edildiğini, bu nedenlerle talebin teminat dışı olup işbu davanın da reddinin gerektiğini, davacı taraf her ne kadar bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilmediğini belirtmekte ise, bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin bu husustaki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, aleyhe hiçbir kabul teşkil etmemek üzere, Türk Ticaret Kanunu’ nun “Aydınlatma Yükümlülüğü” nü düzenleyen 1423. maddesinin 2. fıkrasında; “Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına on dört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir.” denildiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Hasarın kalitesiz akaryakıttan meydana gelip gelmediği hususlarında kök ve ek rapor alındığı, teknik bilirkişi Öğr. Gör. …’in sunduğu raporlarında; ‘…Dosyaya ibraz edilen … A.Ş. Akaryakıt Laboratuvarının 24/11/2017 tarihli ‘Motorin Analiz Raporu’nda; ‘Petrol istasyonu tabancasından alınan motorin numunesinin yapılan teknik düzenlemede yer alan özelliklerine uygun olduğunun belirtildiğini, aracın tamir servisi …’in yapılan arıza kontrolünde; ‘…eksoz ve turbo bağlantıları söküldüğünde silindir kapak eksoz çıkışı ve eksoz manifoldunda su olduğu, aracın silindir kapağı söküldüğünde piston tepelerinde su olduğunun görüldüğü, suyun nereden geldiğini tespit etmek amacı ile mazot filtresi alt tapası söküldüğünde içerisinden su geldiğinin görüldüğü, yakıt deposunun dolum ağzı ve havalandırma boru kontrolünde su ile ilgili herhangi bir soruna rastlanmadığı, aracın yakıt deposu sökülerek mazot kontrolü için içerisinden mazotun temiz bir kaba alınması sonucu mazotun içerisinde su olduğunun görüldüğü, aracın motor bloğu, piston tepeleri, silindir üst kapağı ve emme -eksoz subaplarının sudan dolayı aşırı hasar gördüğü, eksoz ve turbo türbin çarklarının hasarlı olduğu” ve ayrıca dava konusu araç için, davalı … tarafından hasar ve tazminat tespiti için görevlendirilen sigorta eksperi …’ın 14.11.2017 tarihli raporunda; ‘yapılan incelemede; aracın depodaki mazotunda, yüksek oranda su olduğunun tespit edildiği, bu durumun tarafınca da görülerek onaylandığını, aracın yürüdüğü, kendiliğinden stop ettiğinin öğrenildiğini, aracın çekici ile servise getirildiğini, araç söküldükten sonra yapılan incelemede; kapak söküldüğünde ararın piston tepelerinde enjektör tarafında su tespit edildiğini, motor indiğinde, piston kollarının ölçüldüğü, biyel kollarının eğri olduğu ve motorun komple hasarlı olduğunun tarafınca da görüldüğünü, söz konusu hasarın, mazotun içine su karışması sonucu meydana gelebileceği kanaatine varıldığı’ şeklindeki tespitlerine göre; ‘araçta meydana gelen hasarın, yakıtın içerisine su karışması sonucunda meydana geldiği, buna bağlı olarak subap başı ile subap sapının koparak piston tepelerine ulaştığı ve silindir kapağı ile piston tepesi arasına sıkışan subaptan kopan parçaların silindir kapağında ve motorda zarara neden olduğu kanaatine varıldığı, bu arızanın giderilmesi için komple motorun değiştirilmesi ve turboşarjın revizyon yapılması gerektiği, dava konusu araçtaki motor arızası nedeniyle değiştirilmesi gereken yedek parça ve işçilik bedellerinin 58.974,00 TL olduğu’ görüş ve kanaatinde olduğunun bildirildiği, taraflarca rapora herhangi bir beyan ya da itirazda bulunulmadığı, dosyanın sigortacı bilirkişiye tevdi edilerek düzenlenen 03/12/2019 havale tarihli raporda; ‘…Olayın 20.09.2017-2018 tarihleri arasındaki sigorta teminat süresi içinde olduğu, davada davacı yanca; araca kalitesiz akaryakıt doldurulması nedeniyle aracın arıza yaptığı, davalı … tarafından da, araçta bulunan akaryakıt içinde yüksek oranda su olduğu ve hasarın mazotun içine su karışması sonucu meydana gelebileceği, ancak bu halin teminat harici olduğunun iddia edildiği, bilirkişi … tarafından motor arızasının sebebinin ne olduğunun net bir şekilde belirtilmediği, ancak dosya içinde … AŞ akaryakıt laboratuvarı 24.11.2017 tarihli motorin analiz raporunda, petrol istasyonu tabancasından alınan motorin numunesinin yapılan teknik düzenlemede yer alan özelliklerine uygun olduğunun tespit edildiği, numune tespiti dikkate alındığında, davacı yan aracına yüklenen yakıtın kalitesiz olduğundan bahsedilemeyeceği, taraflar arasındaki kasko sigorta sözleşmesi ile verilen ek teminatlar içinde ne kalitesiz akaryakıt ne de motora su kaçmasına neden olacak diğer haller bakımından ek teminat verilmediği, bu halde kasko sigorta sözleşmesi teminatları içinde gerçekleşen bir zarar tespit edilemediği, son kararın mahkemeye ait olduğu’ şeklinde görüş belirtildiği, bilirkişi raporunun dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve davacı vekili tarafından itirazları içerir dilekçe sunulduğu, her ne kadar istem konusu edilen zararın poliçe kapsamında olup olmadığı yönünde dosyaya sunulan 03/12/2019 tarihli raporda kasko teminat şartları içerisinde bir zarardan bahsedilemeyeceği şeklinde bir görüş belirtilmiş ise de, taraflar arası ilişkinin kasko poliçesinden kaynaklanmakta olduğu, söz konusu zararın sigortanın konusu olarak belirlenen ve genel şartlar dahilinde olan üçüncü kişilerin kusurundan kaynaklı olarak verdikleri zarar kapsamında olduğu değerlendirildiğinden bu hali ile bilirkişi raporunun sonuç kısmındaki değerlendirmeye katılmanın mümkün görülmediği, aracını kaskolatan bir kişi ya da kurumun sigorta sözleşmesinin geçerli olduğu süre boyunca sigorta sözleşmesinin imzalandığı tarihteki aracının durumunu koruma altına aldığının kabulü gerektiği, kişi ya da kurumların araca verdikleri zararın haricinde doğa olaylarından ya da beklenmedik durumların ortaya çıkaracağı durumlardan kaynaklı zararların da teminat altına alınması hususu ve bu nedenle kasko teminatına genel şartlar olarak dahil edilmiş olduğu, kasko sigorta sözleşmesinin amacının bu olduğu konusunda bir tereddüt olmadığı, sigorta sözleşmesinin geçerli olduğu tarihler arası gelebilecek herhangi bir zarar nedeniyle eski hale getirme ya da bu minvaldeki hasar bedelinin tam olarak kasko poliçesi tarafı sigortacı tarafından tazmin edilmesi iradesi ile aracın kaskolatılması amaçlandığından davalı tarafın bu yönde bir sorumluluğun ek teminatlarda olmadığı yönünde ileri sürülen düşüncenin sorumluluktan kurtulma olarak ortaya çıktığı, ancak kasko poliçesi yönünden bu hususun ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımı olduğunun değerlendirildiği, kaldı ki kalitesiz akaryakıttan kaynaklanan zararın poliçede ek teminat altına alınmasına da bu yüzden gerek bulunmadığı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; hasar ile zarar arasında illiyet bağının kurulduğu ve yukarıda anlatılan hususlar göz önüne alındığında benimsenen 15/08/2019 tarihli ek rapordan da anlaşılacağı üzere davalının söz konusu durumun teminat dışında kaldığı savunması ile istemi reddettiği, kalitesiz akaryakıtın araç deposundan su çıkması ile sabit olduğu ve bu durumun hükme esas alınan bilirkişi raporu ve savcılık dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi ile de sabit olduğu, söz konusu zararın teminat içerisinde kaldığı kanaatine varıldığı, üçüncü kişi konumundaki dava dışı akaryakıt firması tarafından davacının aracına depolanan akaryakıtın yasal mevzuata uygun kalitede olması gerekmesine rağmen mevzuata aykırı olarak araca akaryakıt depolanması sonucu somut olay meydana geldiğinden bu durumun genel şartların ‘3. şahısların kötü niyetli yaptıkları hareket’ kapsamında değerlendirilmesiyle hasarın teminat içinde olduğu sonucuna varılarak; DAVANIN KABULÜ ile, davacı aracında meydana gelen 58.974,00 TL zararın 15/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “….Alınan bilirkişi raporunun aksi yönünde kurulan hükmün hatalı olduğunu, 30.11.2018 tarihli bilirkişi raporu uyarınca kasko sigorta sözleşmesi teminatları kapsamında gerçekleşen bir zarar bulunmadığının tespit edildiğini, … A.Ş. tarafından yapılan numune tespiti dikkate alındığında davacı yanın aracına yüklenen yakıtın kalitesiz olduğundan bahsedilemeyeceği, taraflar arasındaki kasko sigorta sözleşmesi ile verilen ek teminatlar içinde ne kalitesiz akaryakıt ne de motora su kaçmasına neden olacak diğer haller bakımından ek teminat verilmediği, bu halde ‘kasko sigorta sözleşmesi teminatları içinde gerçekleşen bir zarar tespit edilemediği’ şeklinde yapılan değerlendirmeyle meydana gelen zararın kasko poliçesi teminatı kapsamında bulunmadığının tespit edildiğini, ancak tüm değerlendirmelerin aksine yerel mahkeme tarafından davanın kabulü yönünde hüküm kurulduğunu, mahkeme gerekçesinde meydana gelen zararın üçüncü kişinin kusurundan kaynaklı olarak değerlendirildiğinin beyan edildiğini, bilirkişi raporlarında da değinildiği üzere dava konusu araca yüklenen yakıtın özelliklere uygun olduğunun ve kalitesizliğinden söz edilemeyeceğinin tespit edildiğini, bu minvalde üçüncü kişinin kusurundan söz edilme ihtimalinin bulunmadığının ortada olduğunu, aksi durumla yanlış akaryakıt ikmalinden kaynaklı hasarın meydana geldiği tespit edilmiş olsa dahi müvekkili şirket nezdinde yer alan kasko poliçesi kapsamında yanlış akaryakıt dolumu durumunda meydana gelen zararların teminat kapsamına dahil bulunmadığını, yapılan yorumun her türlü hasarın sigorta örtüsü altına alındığı anlamını taşıdığını ki, bu yorumun açıkça kanuna ve içtihatlara aykırı olduğunu, eksik incelemeyle davanın kabulü yönünde verilen mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, dava konusu hasarın poliçe teminatı kapsamı dışı olduğunu, hasar ihbarı üzerine hasar dosyası açıldığını ve yapılan inceleme sonucunda; hasarın mazotun içine su karışması sonucu meydana gelebileceği teminat harici değerlendirileceğinden yapılan ilk tespite istinaden dosyanın kapatıldığını, hasar ile ilgili kanaatin olumsuz olduğu şeklinde görüş belirtildiğini, konunun netleşmesi bakımından konusunda uzman bilirkişi …’dan da rapor alındığını ve alınan bu raporda; zararın teminat kapsamında olmadığı, ek sözleşme ile teminata dahil edilmediği, sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığı yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğunu, ancak ilgili raporlar dosya kapsamına sunulup gerekli beyanlarda bulunulmuşsa da yerel mahkeme tarafından davanın kabulü yönünde hatalı hüküm tesis edildiğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kalitesiz yakıt nedeniyle araçtaki hasarın kasko sigorta şirketinden tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlıkta aracın mazot alımından sonra 80 km. kadar yol yaptığı ve ardından stop ettiği, servis tarafından yapılan tespitte ve bizzat davalı … tarafından atanan eksperin raporunda araç deposundaki mazotta su olduğu tespitinin yapılmış olduğu, esasen bu hususun davalı tarafın dilekçelerinde de açıkça kabul edilmekte olduğu, ancak bu şekilde meydana gelen bir hasarın teminat dışı olduğu savunmasının yapıldığı anlaşılmış ise de, mahkeme gerekçeli kararında da ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, somut uyuşmazlıktaki hasarın Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A-1-c maddesi uyarınca “…üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler ile fii ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar” kapsamında olduğu kanaatine varılmakla, davalı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1452 Esas – 2019/914 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 4.028,51-TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.007,13-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 3.021,38-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/11/2022