Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1713 E. 2022/2055 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1713
KARAR NO : 2022/2055

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2016 (Dava) – 05/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2016/506 Esas – 2019/1140 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 28/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarihli ve 2016/506 Esas – 2019/1140 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 27/11/2013 günü saat 12.20 sıralarında Afyon Gazlıgöl Yolu Ahmet Necdet Sezer kavşağında karşıdan karşıya geçerken sürücü dava dışı …’in idaresindeki, davalı … Sigorta AŞ tarafından 39308404 numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı otomobilin kendisine süratle çarptığını, tutulan trafik kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsüne asli kusur verildiğini, müvekkiline de kusur verildiğini ancak bu kusurun kabulünün mümkün olmadığını, olayla ilgili Afyonkarahisar 6. ASCM’nin 2014/570 sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiğini, müvekkilinin kaza sonrası Afyon Devlet Hastanesi ve Ödemiş Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, kırıklar sebebiyle uzun süre bakıma muhtaç kaldığını, yapılan tedavilere ve evde aylarca fizik tedavi görmüş olmasına rağmen tam iyileşmediğini, üniversite öğrencisi olan müvekkilinin okul hayatını etkileyen kazanın yaz aylarında mevsimlik işçi olarak çalıştığı için gelirini de etkilediğini, kazaya bağlı yara izlerinin geçmediğini, sabit iz olarak kaldığını, kaza sonrası müvekkilinin efor kaybına da uğradığını, davalının oluşan zarardan sorumlu olduğunu, maddi tazminat olarak efor kaybı ve sürekli iş gücü kaybından dolayı 800,00 TL geçici iş göremez kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybından dolayı 100,00 TL tedavi ve iyileşme giderinden dolayı 100,00 TL talep edildiğini, davacının kaza sonrası ortopedik cerrahi operasyon geçirdiği hastanede ve sonrasında evde aylarca istirahat etmek zorunda kaldığını, tedavi için Afyon’dan Kiraz’a, Kiraz’dan da Ödemiş Devlet Hastanesi’ne defalarca taksi kullanıldığını, aylarca özel fizik tedavi gördüğünü, bu giderlerin çoğunun belgelendirilemediğini, bu harcamalardan 600,00 TL’lik taksi ücreti vs. belgeli bir kısmının dosyada mevcut olduğunu ileri sürerek, istenilecek tedavi evrakları ile yapılmış ve yapılması muhtemel iyileşme giderleri, yol giderleri, tedavi ve iyileşme giderlerinin BK 50/2 uyarınca uzman bilirkişi marifeti ile hesaplattırılıp tazminine karar verilmesini, sorumlular hakkında manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile maddi tazminat yönünden belirsiz alacak davası niteliğindeki davada şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tedavi gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı talebinden 6111 sayılı yasanın geçici 1. Maddesi düzenlemesi gereği müvekkili sigorta şirketinin değil Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın maluliyet tazminat taleplerinin tespitinde sigortacının sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve sigortalının kusuru oranında tazminat ödemekle yükümlü olduğu, ancak tazminatın ödenebilmesi için davacının maluliyet oranı ve maluliyet oranına göre zararlarının uzman bilirkişilerce hesap ettirildikten sonra sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, öncelikle tüm delillerin toplanarak dosyanın kusur tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi, davacının maluliyet oranı konusunda Adli Tıp 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması, tazminat hesabının da aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini savunarak, 6111 sayılı yasa gereği Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda bulunduğundan tedavi gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı talepleri yönünden davanın reddine, kusur tespitinin yapılmasından sonra aktüer sıfatına sahip bilirkişi vasıtasıyla sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…27/11/2013 tarihinde davalı …’in sevk ve idaresindeki ve davalı … Sigorta’ ya 12/10/2013 – 12/10/2014 tarihleri arasında geçerli 73206588 numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracı ile Gazlı Göl yolunda Gazlı Göl istikametinden Afyonkarahisar Merkez istikametine seyir halinde iken Ahmet Necdet Sezer kavşağına geldiğinde döner ada yanlarında aracının ön kısımları ile yolun sağından rektörlük yolu istikametinden taşıt yolunu kullanarak döner ada istikametine karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya davacı …’e taşıt yolu üzerinde çarptığı , kaza sonucu davacı …’ ün meslekte kazanma gücünde % 3,3 oranında azalma gerçekleşecek ve 3 ayda tıbbi şifa bulacak şekilde yaralandığı, trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in idaresindeki aracı ile seyri sırasında KTK 52.1.a ve b maddesine aykırı davranışı nedeniyle kazanın oluşumunda ikinci derecede etken olduğu ve tali %25 oranında , davacı yaya …’ün KTK 68.b-1 maddesi ve Trafik Yönetmeliği 138.b-1 maddesine aykırı davranışı neticesinde kazanın oluşumunda birinci derecede etken olduğu ve asli %75 oranında kusurlu bulunduğu, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının 15.313,55 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile SGK tarafından karşılanmayan 622,86 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.459,25 TL tedavi amaçlı bakım, ulaşım, fizik tedavi gideri, 1.000,00 TL ileride yapılması gerekecek estetik cerrahi vb. gideri olmak üzere toplam 18.395,66 TL tutarında olduğunun alınan ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi kurulu raporu ile belirlendiği, oluşan maddi zarardan davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi hükümleri doğrultusunda sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği…” gerekçesiyle Davanın KISMEN KABULÜ ile, 18.395,66 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Faizin başlangıç tarihine yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı tarafından maluliyet rapora itiraz edilmediğini, usuli kazanılmış hak ilkesi kapsamında ilk raporda belirlenen %13 kalıcı maluliyet oranı üzerinden tazminat hesabı yapılması gerektiğini, müvekkilinin maluliyetinin tespitinde kaza tarihi dikkate alındığında maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliği kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğini, ancak hükme esas alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu raporunun çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespiti işlemleri yönetmeliği kapsamında hazırlandığının anlaşıldığını, kanuna ve yönetmeliğe aykırı rapora göre verilen hükmün yerinde olmadığını belirterek, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/506 esas – 2019/1140 karar sayılı kararının usuli kazanılmış hak ilkesi gözetilmeden ve hatalı yönetmelik kapsamında belirlenen maluliyet raporu üzeriden kurulan hükmün isabetsiz olduğunu, ilgili yerel mahkeme kararı tarafından verilen usule ve yasalara aykırı kararın müvekkili lehine ortadan kaldırılmasına karar verilmesini, usuli kazanılmış hak kapsamında İzmir Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenen %13 maluliyet oranı esas alınmak suretiyle tazminat hesabı yapılması için aktüerya bilirkişisine dosyanın tevdi ile yeniden rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulmasına karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde usule ve yasala aykırı kararın müvekkili lehine ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme hükmünde muğlak ve farazi veriler ile yapılan hesaplama içeren aktüerya raporunun dikkate alındığını, maddi tazminat kalemlerinin belirlenmesinde haksız fiil tarihi itibariyle somut ve net verilerin dikkate alınması gerektiğini, davacının ihtimal dahilindeki durumunun, gerçekleşmiş gibi dikkate alınarak asgari ücretin 1,93 katı ücret üzerinden hesaplama yapılmasının usule aykırı olduğunu ve sebepsiz zenginleşmeye yol açtığını, hükme esas teşkil etmemesi gereken iki hatanın, müvekkili şirketin haksız fakirleşmesine neden olacağını belirterek, İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2019/14877 esas sayılı dosyası için istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesini, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarih ve 2016/506 esas, 2019/1140 karar sayılı kararının kaldırılarak yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesine dayalı cismani zararın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.

1-Mahkemece davacının maluliyetine ilişkin alınan ilk raporda maluliyet oranı %13 ve iyileşme süresi 3 ay olarak tespit edilmiştir. Bu rapora dayalı olarak alınan aktüer rapora göre ise davacının toplam zararı 27.656,02 TL olarak hesap edilmiştir. Davacı maluliyet raporuna itiraz etmemiş ancak, aktüere rapora itiraz etmiş, davalı ise raporların tebliğine rağmen itiraz etmemiştir. Mahkemece resen davacının maluliyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden maluliyet raporu alınmış ve davacının maluliyet oranı bu kez %3,3 ve iyileşme süresi de 3 ay olarak tespit edilmiş, bu rapora dayalı olarak alınan aktüer ek raporu uyarınca davacının zararı toplam 18.395,66 TL olarak hesap edilmiştir. Alınan raporlar davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalı bu raporlara herhangi bir itirazda bulunmamış, davacı ise söz konusu maluliyet ve aktüer raporuna itiraz etmiş ve talep arttırım dilekçesi ile de fazlaya dair haklarını saklı tutarak belirsiz nitelikteki alacağını 18.395,66 TL’ye yükseltmiş, mahkemece bu bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bir tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ile, diğer (bilirkişi raporuna itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğar. Yani, bir taraf bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğerinin itirazı (veya mahkemenin kendiliğinden gerekli görmesi) üzerine yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılır (veya aynı bilirkişiden ek rapor alınır) ve ikinci bilirkişi raporu (veya ek rapor) birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden ve bununla diğer (itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan, mahkemenin ilk bilirkişi raporuna göre karar vermesi gerekir (Kuru, B., Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s. 2753) Mahkemece, davacının maluliyetine ilişkin olarak alınan ilk raporda maluliyet oranı %13 ve iyileşme süresi 3 ay olarak tespit edilmiş, davalı bu rapora herhangi bir itirazda bulunmamış, alınan ikinci rapor ise maluliyet oranını %3,3 olarak tespit etmiş ve bu rapor hükme esas alınmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere ilk rapora itiraz etmeyen davalı taraf bakımından bu rapor kesinleşmiş ve davacı lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan mahkemece ilk maluliyet raporu esas alınarak hüküm kurulması yerine daha az maluliyet tespit etmiş olan ikinci rapor esas alınarak hüküm kurulması hatalı olmuş, davacının bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmüş, davalının istinaf itirazları ise haklı görülmemiştir.
2-Bunun yanı sıra, somut olayda yaralanan davacının kaza tarihinde Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Programında üniversite öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan aktüer ek rapor, davacının ilerde mezun olması halinde öğretmenlik yapacağı ve asgari ücretin üzerinde gelir elde edeceği kabul edilerek hesaplama yapmıştır. Böyle bir davada davacının zararının belirlenebilmesi için gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir. Bu sebeple davacının mezun olduğunda mesleğine göre elde edebileceği gelir saptanarak rapor alınması doğru olmuş, bu yöndeki davalı itirazları ise yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalar uyarınca mahkemece yapılacak iş, davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gereğince alınan ilk maluliyet raporu esas alınarak aktüer bilirkişiden davacının halihazırdaki geliri de tespit edildikten sonra rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; davalı vekilinin istinaf itirazlarının reddine, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/506 Esas – 2019/1140 Karar kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalının istinafı yönünden alınması gerekli 1.256,60 TL harçtan, davalı tarafça peşin yatırılan 314,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 942,44 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine)
6-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
7-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
9-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/12/2022