Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1708 E. 2022/1670 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1708
KARAR NO : 2022/1670

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2019 (Dava) – 13/05/2019 (Karar)
NUMARASI : 2019/63 Esas – 2019/266 Karar
DAVA : İtirazın İptali – Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 02/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/05/2019 tarih ve 2019/63 Esas- 2019/266 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/06/2014 tarihinde müvekkili şirkette kasko poliçesiyle sigortalı araca, davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan aracın arkadan çarpması nedeniyle müvekkili nezdinde sigortalı aracın da önde seyreden araca çarptığını, sigortalı aracın arka kısmında meydana gelen hasar nedeniyle davalı sigorta tarafından 1.404,61 TL ödenmiş ise de önde meydana gelen hasarla ilgili olarak ödemede bulunulmadığını, müvekkilince sigortalısına ödenen 6.265,92 TL’nin tahsili için davalılar hakkında takip başlatıldığını, davalıların takibe itirazları nedeniyle takibin durdurulduğunu, müvekkilinin Sigorta Tahkim Komisyonunun kararına istinaden sigortalısına ek olarak 2.902,47 TL daha ödediğini, bu miktar yönünden takip başlatılmadığını ileri sürerek İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2015/11225 Esas sayılı dosyasıyla ilgili olarak itirazın iptali ve takibin devamına, yine sigortalıya yapılan ek olarak ödenen 2.902,47 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, itirazın iptali talebiyle birlikte icra takibinde yer almayan 2.902,47 TL lik sonradan ödemenin bu davayla istenemeyeceğini, davalıların kazanın meydana gelmesinden kusurları bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin birlik protokolüne aykırı davrandığını, icra takibine konu olmayan bir alacak için talepte bulunamayacağını, 08/08/2014 tarihinde davacının sigortalısı …’a 1.404,61 TL zararın ödenmiş olduğunu, başkaca sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İZMİR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN 2016/179 ESAS-2018/19 KARAR SAYILI VE 22/01/2018 TARİHLİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Davanın KISMEN KABULÜNE , Davalıların İzmir 19 İcra Müdürlüğünün 2015/11225 sayılı takip dosyasındaki İTİRAZLARININ İPTALİNE, TAKİBİN DEVAMINA, Fazlaya dair talebin REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İZMİR BAM 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 02/11/2018 TARİHLİ KALDIRMA KARARI:
İzmir BAM 11. Hukuk Dairesi’nce; “…Davacı kasko sigortacısı TTK’nın 1472. maddesi uyarıca sigortalısının haklarına halefen bu davayı açmıştır. Davacı, yalnızca sigortalısı ile davalılar arasındaki hukuki ilişkiden doğan sigortalıya ait haklara dayanabileceğinden dava dışı sigortalı ile davalılar arasında dava görülmüş olsa idi hangi mahkeme davaya bakmakla görevli olacaktı ise davacı sigortacının açtığı davaya da aynı mahkeme davaya bakmakla görevlidir. Somut uyuşmazlıkta davalılar arasında kazaya karışan karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı bulunmaktadır. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının 6102 Sayılı TTK.nda düzenlenmesine ve aynı yasanın 4. maddesi uyarınca bu kanunda düzenlenen işlerden kaynaklanan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde bulunmasına göre mahkemece davaya bakmakla asliye ticaret mahkemesinin görevli olması nedeniyle göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının resen KALDIRILMASINA, dosyanın görevli İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 13/05/2019 TARİHLİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…rapor kapsamına göre araçtaki gerçek hasar bedelinin 9.595,52 TL olduğu, takibe konu edilen miktarın talep ile uyumlu olduğu anlaşılmakla her bir davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu dikkate alınarak…” gerekçesiyle davacının davasının KABULÜNE, Davalıların İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2015/11225 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların iptaline, 2.902,47 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği protokolü hilafında davrandığını, bu husus dikkate alınmaksızın verilen yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, protokol hükümleri hilafında hareket edildiği için davanın reddi gerekirken kabul yönünde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket tarafından sorumlu olunan 1.404,61 TL hasar bedelinin davacının sigortalısına dava öncesinde ödendiğini, müvekkili şirketin bir sorumluluğunun kalmadığını, 5684 sayılı Kanunu’nun 22. Maddesi uyarınca tespit edilen gerçek hazar tazminatının sorumlu olunan miktar üzerinden ödenmiş olduğunu, müvekkili şirket üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, davanın İİK 67. Maddesi hükmüne dayalı itirazın ip tali istemine ilişkin olduğunu, itirazın iptali davasında hüküm kurarken icra dosyasında talep edilen miktarın aşılamayacağını, bu hususun göz ardı edilerek icra takibine konu olmayan başkaca bir alacak için hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/05/2019 tarihli, 2019/63 esas ve 2019/266 karar sayılı ilamının istinaf denetimi yapılarak yeniden inceleme ve yargılama yapılmasına karar verilmesine, istinafa konu gerekçeli karar hakkında istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar tehir-i icra kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen araç hasar bedelinin kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından rücuen tahsili amacıyla başlatılan takiple ilgili itirazın iptali ve yapılan ek ödemenin rücuen tahsiline yönelik alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kusurun açıkça takip mesafesini ayarlayamayıp davacı sigortalısına arkadan çarpan davalı sürücüde olduğu, bunun yanı sıra araçtaki hasarın dosyada yer alan eksper raporları ile onarım faturası irdenelerek gerçek zararın gerekçeli ve ayrıntılı olarak tespit edildiği, itirazın iptali ile alacak davasının “davaların yığılması” kapsamında birlikte açılabileceği, davalıların sunduğu emsal içtihatlarda ise dava yığılması mevcut olmayıp tek bir davada talep sonucu olarak hem itirazın iptali hem de alacak isteminin infazda tereddüt yaratması sebebiyle mümkün olmadığı gerekçesine dayalı olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Davacı sigorta şirketi ile davalı sigorta şirketi tarafından imzalanan Sigorta Şirketlerinin Birbirlerine Olan Rücu Taleplerinin Hızlandırılması Hakkında Protokol uyarınca davacının davalıya davadan önce başvurması gerekliliğinin dava şartı olarak kabulü mümkün değildir. Zira, dava açma hakkına yasa hükmü dışında, şahıslar arasında yapılan düzenlemeler ile engel getirilebilmesinin kabulü, Anayasa’nın 36. maddesindeki hak arama hürriyetine aykırıdır. Davacı sigorta şirketinin protokolde imzası bulunsa dahi, davalı sigorta şirketine başvurmadan dava açmasına yasal bir engel olmadığından, davalının bu yöndeki istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
Ancak aynı protokolün VII. Maddesinin (b) bendine göre, sigorta şirketlerinin birbirlerine yönelik rücuen talepler için dava açmadan önce talebin dayandığı belgelerin sigorta şirketine gönderilmesi, kusurla ilgili itirazlar için yazışma yapılması ve her durumda protokoldeki süreler geçmeden şirketlerin birbirleri aleyhine dava açamayacakları belirtilmiş, aynı maddenin (e) bendinde ise, poliçenin tespit edilebileceği hallerde buna rağmen zarar sorumlularına dava açılmış olması halinde, sigorta şirketinin teminat limiti ile bağlı kalmak şartıyla ana alacağı ödemesi halinde ana alacak ve tüm fer’ileri yönünden hem zarar sorumlularının hem de sigorta şirketi bakımından borcun sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Hal böyleyken davacı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvurularak ödenen hasar bedelinin talep edildiğine dair davacı tarafça dosyaya belge sunulmamış olup mahkemece, protokol hükümleri esas alınarak davalı sigorta şirketinin ana alacağın fer’isi niteliğindeki yargılama masrafları ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur (Aynı yönde Yargıtay (kapatılan) 17. HD’nin 2011/7157 E – 2012/8379 K. Sayılı ilamı ).
Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının davalı sigorta lehine kaldırılmasına, kararın harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden anılan davalı sigorta lehine düzeltilmesine, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/63 Esas – 2019/266 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
a-Davacının davasının KABULÜNE,
b-Davalıların İzmir 19.İcra Müdürlüğü’nün 2015/11225 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların iptaline,
c-2.902,47 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
d-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 626,30 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 125,25 TL harcın ve icra dosyasına yatırılmış olan 31,33 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 469,72 TL nin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
e-Davacı tarafından sarf edilen harç, tebligat-posta masrafı olan 1.033,74 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
f-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
g-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
h-Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan 157,00 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davalı sigorta şirketine iadesine,
b-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının mahkemesince istinaf eden davalı sigorta şirketine iadesine,
e-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/11/2022