Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1704 E. 2023/68 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1704
KARAR NO : 2023/68

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2018 (Dava) – 27/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/672 Esas – 2019/560 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 18/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/01/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarihli ve 2018/672 Esas – 2019/560 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Kooperatifi’nin 30.06.2013 tarihli Genel Kurul toplantısında alınan karar gereğince, kooperatif bloklarında zemin kat dairelerin satışı veya ortak kaydedilmesi için yönetim kuruluna yetki verildiğini, buna göre “sözleşme niteliğindeki” kooperatif genel kurul kararı uyarınca blok zemin kat 2+1 dairelerin satış bedeli 100.000,00 TL’den az olmayacağını, davalı-borçlu …’ın kooperatife ait D Blok Zemin Kat 4 numaralı 2+1 daire için 100.000,00 TL bedel ile müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu, kooperatif üye kayıt defterine göre davalının 20/08/2014 tarihinden beri kooperatifin ortağı konumunda olduğunu, davalının “kooperatif ortağı” sıfatıyla kooperatif genel kurulu toplantılarına katıldığını, davalının kooperatife ortak olduğu tarihten itibaren, kooperatifin devamı ve amacının gerçekleştirilebilmesi maksadıyla müvekkili kooperatif genel kurulunda alınan kararlar ile kooperatif ortaklarının çeşitli kalemde ödemelerle yükümlü tutulduğunu, belirlenen tutarların ödeme zamanlarının da “sözleşme niteliğinde” kabul edilen kooperatif genel kurulu kararları ile belirlendiğini, müvekkili kooperatifin genel kurul kararı uyarınca kooperatif ortaklarına getirilen mali yükümlülüklerin yerine getirilmesini, kooperatifin kurulma amacına ve ortakların çıkarlarına düşeceğini, davalı …’ın kooperatif ortaklığı sürerken 14.01.2018 tarihinde gerçekleştirilen Kooperatif Olağan Genel Kurulu’nda alınan kararlar ile kooperatif üyelerine ödemeleri için borç tahsis edildiğini, söz konusu genel kurul kararı uyarınca kooperatif ortağı davalının D Blok Zemin Kat 4 numaralı 2+1 dairesi için 12.450,00 TL ek ödeme yapması gerektiğini, davalı kooperatif ortağının ödemekle yükümlü olduğu bu borcu vadesi geçmesine rağmen müvekkili kooperatife ödemediğini, davalının bu borcu ödememesi üzerine genel kurul kararı uyarınca kendisi hakkında Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4874 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı olan 12.680,24 TL’nin tahsili için başlatılan takip dosyasında 7 örnek ödeme emri icra kanalıyla gönderildiğini, davalı borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliğ olmasının ardından 23/05/2018 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, Davalının işbu itirazı haksız ve kötüniyetli olup, alacağın tahsilini engellemeye yönelik olduğunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler.” düzenlemesini içerdiğini, buna göre ortaklarının barınma ihtiyacını karşılıklı yardımlaşma yoluyla en uygun maliyete karşılamak maksadıyla kurulan ve kar amacı gütmeyen müvekkili konut yapı kooperatifinin de eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorunda olduğunu, kooperatif ortaklığı halen devam eden davalının ortaklığı sürerken doğmuş bu borçtan sorumluluğunun söz konusu olduğunu, hak ve vecibelerde eşitlik ilkesi uyarınca da, müvekkili kooperatif ortaklarının tümünün (dolayısıyla davalının da), müvekkili kooperatif genel kurulunda alınan ortak giderlere payına düşen oranda katlanmakla mükellef olduğunu, ortaklar arasındaki eşitliğin sağlanabilmesi ve diğer kooperatif ortaklarının haklarının zarar görmemesi için davalının üzerine düşen ödemeleri müvekkili kooperatife gerçekleştirmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın kabulü ile, davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötüniyetli itirazının iptali ile Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4874 E. sayılı dosyasına konu takibin devamına, davalı aleyhine, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkilinin kooperatifin üyesini olduğunu, genel kurullara katıldığını, bu nedenle icra takibine konu bedelden sorumlu olduğunu iddia ettiğini, ancak davacı tarafın bu iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olup davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin davacı kooperatifte ortaklık sıfatı bulunmadığını, taşınmaz malın mülkiyetine bağlı olarak ortaklığının kabulü için bu doğrultuda kooperatifin ana sözleşmesinde hüküm bulunmasını ve bu hususun tapuya şerh verilmesini şart koştuğunu, kooperatife ait bir taşınmazın satışı ile 3. kişinin kooperatife ortak olarak kabul edilebilmesi için davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği gibi, olağan genel kurul ile yönetim kuruluna yetki verilmesi yeterli olmayıp, bu hususta ana sözleşmede bir hüküm bulunmasının şart olduğunu, oysa ticaret sicil kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile davacı kooperatifin bu hususta ana sözleşmesinde herhangi bir hüküm yer almadığının görüleceğini, müvekkilinin taşınmazı davacı kooperatiften değil, … isimli 3. bir şahıstan satın aldığını, taraflar arasında üyelik devrine ilişkin olarak da hiçbir anlaşma bulunmadığını, taşınmazı 3. kişiden alan malikin, üyeliğin devrine ilişkin bir anlaşma ve kooperatife bu konuda yazılı bir üyelik başvurusu olmaksızın, kullanımdan doğan giderler harici herhangi bir giderden sorumlu tutulamayacağını açık bir şekilde ortaya koyduğunu, bu itibarla davacı kooperatifin üye olmak için herhangi bir başvurusu bulunmayan müvekkilinin itirazının iptali talep edilen icra takibi kapsamında davacı kooperatife borçlu olmadığını, müvekkilinin davacı kooperatife üyelik için herhangi bir başvurusu bulunmadığı gibi, müvekkilinin hiç bir zaman davacı kooperatifin genel kuruluna katılmadığını, bu kapsamda, davacı tarafın dilekçesinin ekinde sunduğu genel kurul tutanağında müvekkilinin adına vekaleten atıldığı anlaşılan imzaya ilişkin kooperatif yönetim kurulu hakkında suç duyurusunda bulunacağını, bu konuya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, müvekkilinin hiçbir şekilde davacı kooperatife üye olmak için bir başvuruda bulunmadığını, davacı kooperatife ilişkin hiçbir evrakı imzalamadığını, bununla birlikte davacı kooperatifin sunduğu ve müvekkili adına vekaleten imzalanmış genel kurul tutanağından müvekkilinin işbu dava ile bilgisi olmuş olup, müvekkilinin davacı kooperatifin genel kuruluna katılması için herhangi birine vekalet vermediğini, davacı kooperatifin, mevzuata aykırı bir şekilde 3. kişileri kooperatife üye yapmaya çalıştığı ve bu yolla gelir elde etmeye çalıştığı anlaşılmakla, bu konuya ilişkin olarak kooperatif yönetim kurulu hakkında gerek cezai gerekse de hukuki yollara başvurma haklarını saklı tuttuklarını savunarak, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı aleyhine asıl alacağın %20 tutarında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da görüleceği üzere, davalının davacı kooperatife sabit ödemeli ortak olduğu, sabit ödemeli ortağın genel kurulda belirlenen aidatlardan sorumlu olmadığı, ancak inşaat maliyetleri dışında kalan kooperatifin genel yönetim gideri mahiyetindeki harcamalarından payına düşen miktardan sorumlu tutulması gerektiği, bu miktarın da bilirkişi raporuyla hesaplanan 653,80-TL asıl alacak, 53,79-TL faiz alacağı olmak üzere toplam 707,59-TL olduğu tespit edilmiş olduğu…” gerekçesiyle davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının icra takip dosyasında 653,80-TL asıl alacak, 53,79-TL faiz alacağı olmak üzere toplam 707,59-TL’ye yönelik yaptığı itirazın iptaline, davacı yararına iptal edilen miktar üzerinden %20 (106,13-TL) tazminat verilmesine, fazlaya ilişkin (11.742,41-TL) istemin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı tarafın tapu devrini gerçekleştirmiş olsa dahi müvekkilinin kooperatife karşı üye statüsünde olduğunu, davalı tarafın müvekkili kooperatifte sabit ödemeli ortak statüsünde olmadığını, davalının, kooperatif üyesi olarak kabul edilse dahi, yerel mahkeme tarafından bilirkişi raporu göz önüne alındığında davalının sabit ödemeli ortak statüsüne konulduğunu ve bu şekilde hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının D Blok Zemin kat 4 nolu konutun söz konusu genel kurul kararında konuta biçilen 100.000,00 TL değer ile davalıya satışının yapılmasından bahisle davalı tarafın sabit fiyatlı ortak olduğu tespitinde bulunulduğunu, bilirkişi tarafından yapılan tespite katılmadıklarını, müvekkili kooperatifin 30/06/2013 tarihli olağan genel kurulunda davalı tarafın sadece genel giderlere katılma payı ödeyeceği, ek ödemelerden sorumlu tutulmayacağının açık ve net bir şekilde belirtilmediğini, davalı ortağın sabit ödemeli ortak olarak kabul edilmesinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. Maddesi gereğince eşiklik ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, eşitlik ilkesine aykırı şekilde zımnen ve açıkça müvekkili kooperatifte davalının ek ödemelerden sorumlu tutulmayacağına dair herhangi bir genel kurul kararının mevcut olmadığını belirterek, duruşma taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme tarafından verilen kısmen red kararının kaldırılmasına, haklı davanın kabulüne, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyeliğine dayalı olarak alınması gerekli giderlerin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacı kooperatifin 30.06.2013 tarihli 2012 yılı olağan genel kurul gündeminin 9.maddesinde alınan “Kooperatifin A,B,C ve D bloklarında bulunan zemin katlardaki 141 dairenin 49.000,00TL,2*1 dairenin 100.000,00TL 341 dairenin 125. 000,007L den aşağı olmamak üzere satılması veya ortak kaydetmek şartıyla yönetim kuruluna yetki verilmesi genel kurulun oyuna sunuldu, oy birliği ile yetki verildi.” kararı kapsamında, Kooperatif yönetim kurulunun 20.08.2014 tarih 107 sayılı yönetim kurulu kararından da anlaşılacağı üzere D Blok Zemin Kat 4 nolu daireyi 100.000,00TL bedel ile davalıya sattığı, davalının bu şekilde satışla üye olduğu, bu tarihten itibaren 14,01.2018 tarihli genel kurula kadar davacı kooperatifin davalıdan herhahgi bir ödeme talebinde bulunmadığı, muhasebe kayıtlarında bu yönde bir kayıt olmadığı, davalı hakkında yasal takip bulunmadığı, davacı Kooperatifin incelenen defter belgeleri arasında, davalının ortak olmak için müracaatına, ortaklığı devraldığına dair devir sözleşmesi ve/veya dilekçesi gibi kooperatife ortak olma iradesini gösteren ve imzasını taşıyan herhangi bir belgeye rastlanmadığı, davacı tarafça da bu tarz bir belge ibraz edilmediği, buna göre davacının peşin ve sabit ödemeli ortak olduğunun çekişmesiz olduğu, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları uyarınca, peşin ve sabit ödemeli ortağın, inşaat finansmanı dışındaki, kooperatif amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden sorumluluğunun devam ettiği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın da yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/672 Esas – 2019/560 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/01/2023