Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1696 E. 2022/1720 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1696
KARAR NO : 2022/1720

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2018 (Dava) – 15/10/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/1079 Esas- 2019/1126 Karar
DAVA : Bankacılık İşleminden Kaynaklanan İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2019 tarihli 2018/1079 Esas ve 2019/1126 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Bankası A.Ş-Menderes Şubesi ile … A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye diğer davalının müteselsil kefil olduğunu, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmesi için davalılara 24.5.2018 tarihinde hesap kat ihtarı ve hesap özetinin tebliğ edildiğini, ihtara rağmen davalının borcunu ödememesi üzerine; 2018/633 Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, takibe konu nakdi alacağın doğrudan borçlandırma sisteminden, 23.500-TL gayri nakdi borcun ise, 5941 sayılı çek yasası gereğince bankaca ödenmesi garanti edilen ve bu nedenle depo edilmesi gereken tutardan kaynaklandığını bildirerek, itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davacı bankaya hiçbir borçlarının bulunmadığını, davacı bankanının, müveklinin banka hesabına hesap işletim ücreti tahakkuk ettirdiğini, yasal dayanağı olmayan bu işleme müvekkillerinin itiraz etmesi üzerine tahsil edilen ücretin müvekkili banka hesabına iade edildiğini, ancak müvekkili hesabına haksız olarak faiz tahakkuk ettirmeye devam ettiğini, müvekkilinin dava dışı … firmasından kiraladığı araçların kira bedelini davacı banka aracılığı ile ödediğini, anlaşma gereğince kira bedellerini her ayın sekizinde ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin bu ödeme için ödeme tarihinden iki -üç gün önce bankaya havale yaptığı halde davacı bankanın bu ödemeyi dava dışı firmaya aynı gün aktarmadığını, bu şekilde kendisine haksız kazanç sağlaması yoluna gittiğini, davacı banka yedinde olmasına rağmen dava dışı firmaya ödemeyi geç yaptığı için müvekkili aleyhine faiz tahakkuk ettirdiğini, müvekkilinin ödemeye ilişkin yükümlülüğünü süresinden önce yerine getirmesine rağmen aleyhine tahakkuk ettirilen faiz bedellerini kabul etmediğini, davacı tarafın müvekkilinin yedinde olduğunu iddia ettiği …. nolu hesaba ait 1005247726-100524750 seri nolu çeklerin müvekkiline teslim edilmediğini, teslim edilmeyen bu çeklerin müvekkili yedinde olmasının ve müvekkili tarafından kullanılmasının söz konusu olmadığını, davacının gönderdiği ihtarnameye cevaben gönderilen ihtar ile alacak taleplerinin de kabul edilmediğini, söz konusu çeklerin müvekkiline teslim edildiğine dair hiçbir belgenin bulunmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyda davacının alacak taleplerinin de zaman aşımına uğradığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “… davacı ile davalı şirket arasında 19/06/2015 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığı, diğer davalı …’in bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere, davacının davalıya dava ve takibe konu edilen çek koçanını teslim ettiğini ispatlayamaması nedeniyle davacının davalılardan gayri nakdi alacak talebinde bulunamayacağı, nakdi alacak yönünden ise davalının hesabında yeterli bakiye bulunmasına rağmen ödemenin bankaca doğrudan borçlandırma hesabı üzerinden yapılması nedeniyle bankanın bu nedenle faiz talep edemeyeceği…” gerekçesiyle “…davanın reddi ile davacının kötü niyetli olduğu hususu kanıtlanamadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin de reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile … A.Ş. arasında doğrudan borçlandırma sistemi sözleşmesi imzalandığını, borçlu şirketin 07.12.2015 tarihinde doğrudan borçlandırma sisteminin kullanımına başlamış olup; fatura ödemesi için sehven ödeme hesabı yerine başka bir hesaba göndermesinden kaynaklı kredi kullandırılmaları gerçekleştiğini ve bu durumun 11.01.2016 tarihine kadar devam ettiğini, ana hesap olarak kullanılan …. nolu hesaptan müvekkil banka hizmet komisyon tarifesinde yer alan ücretlerin sistem tarafından otomatik olarak tahsil edildiğini, kredi kullandırılmaları, masraflar ve faiz tahsilat kalemlerine ilişkin dokümantasyonların 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1079 esas sayılı dosyasına sunulduğunu, dosyaya sunulu çek statüleri listeleme raporuna göre çeklerin talep tarihinde zaman aşımına uğramış olmadığından davalıların bu yöndeki iddialarının da yerinde olmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini bildirerek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olu; hüküm davacı banka vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olmasına, davaya konu gayrinakdi çek alacağının, çek koçanının davalı şirkete teslim edildiğinin ve çek yasal sorumluluk tutarlarının üçüncü kişilere ödendiğinin kanıtlanamamasına, davalı şirketin davacı banka nezdinde doğrudan borçlanma sistemi hesabında yeterli bakiye bulunmasına rağmen davacı banka tarafından davalı şirketin kredi hesabının kullanılması sonucu faiz işletilmesinin yerinde bulunmamasına göre, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/10/2019 Tarihli 2018/1079 Esas ve 2019/1126 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 -TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 10/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.