Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1686 E. 2022/1640 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1686
KARAR NO : 2022/1640

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2016 (Dava) – 19/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2016/1218 Esas – 2019/979 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BİRLEŞEN İZMİR 3. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİNİN 2016/1244 ESAS, 2017/665 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 27/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2019 tarihli 2016/1218 Esas ve 2019/979 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İzmir Tİcaret Sicil Memurluğunun Merkez-150221 sicil numarasında kayıtlı … Şti.’ de bulunan hisselerini Karşıyaka 2. Noterliğinin 11/05/2016 tarih 13328 yevmiye sayılı Limited Şirket Pay Devir Sözleşmesi ile davalılardan …’e devrettiğini, sözleşmeye göre aynı gün taraflar hisse devrinin hangi şartlarda olacağına dair 11/05/2016 tarihli bir hisse devir sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmeye göre devir bedeli 1.000.000.00 TL olduğunu bu bedelin 590.000,00 TL’lik kısmını sözleşmenin imzalanması sırasında nakit olarak ödendiğini, bakiye devir bedelinin ise 10.000 TL’lik kısmının bir içinde elden nakit olarak, 200.000 TL meblağlı 25/06/2016 ödeme tarihli, 200.000 TL meblağlı 10/08/2016 ödeme tarihli keşidecisi davalılardan …’in yetkilisi olduğu … Şti. olan çekler ile ödenmesi hususunda tarafların mutabakata vardıklarını, çeklerin tarihi geldiğinde davalıların bu çek bedellerinin 175.000 TL sini ödediklerini, 225.000 TL’lik kısmına ödemediklerini bu nedenle İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2016/11844 esas sayılı icra dosyası ile takip başlattıklarını davalı şirketin 09/09/2016 tarihinde itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu ileri sürerek davalı tarafın İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2016/11844 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,davalı tarafın haksız ve yasal mesnetten yoksun suiniyetli itirazı nedeniyle alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … Şti.’ de bulunan hisselerini Karşıyaka 2. Noterliğinin 11/05/2016 tarih ve 13328 yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devir Sözleşmesi ile davalıya devrettiğini, aynı gün tarafların 11/05/2016 tarihli hisse devir sözleşmesini imzaladıklarını, sözleşmeye göre devir bedelinin 1.000.000 TL’lik kısmının 590.000 TL’ sinin sözleşmenin imzalanması sırasında nakit olarak ödendiğini, kalan devir bedelinin ise 10.000 TL’ lik kısmının bir ay içinde elden nakit olarak, kalan kısmında 200.000 TL’ lik 25/06/2016 ve 10/08/2016 ödeme tarihli olarak düzenlenmiş olan iki adet çek ile ödenmesi hususunda mutabakata varıldığını, çeklerin tarihi geldiğinde davalının çek bedellerinin 175.000 TL’ sini ödediğini kalan 225.000,00 TL’ lik kısmı ve elden ödenmesi gereken 10.000 TL’yi ödemediğini, bu nedenle ödenmeyen 10.000 TL alacağın tahsili için İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2016/11845 Esas sayılı icra dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalının bahse konu çeklerin çalındığına ilişkin başvuruda bulunduğunu, müvekkilinin elindeki çekler ile ilgili olarak karşılıksız işlemi yapamadığını, bu nedenle davalı tarafın icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline takibin devamına, davalı tarafa % 20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ASIL DAVADA”…Davacının, davalılar hakkındaki itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜNE, davalıların, İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2016/11844 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının kısmen iptali ile 225.00,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek %9 yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına, Hüküm altına alınan 225.00,00 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE…” ve ”…BİRLEŞEN DAVADA davacının, itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜNE, davalının, İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2016/11845 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile 10.000,00 TL asıl alacak ile 202,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.202,19 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %9 yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına, Hüküm altına alınan 10.202,19 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili 03/10/2019 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yapılan 19.09.2019 tarihli duruşmada kısa kararın yüze karşı tefhimi ile istinaf yoluna başvuru sürelerinin başladığı, gerekçeli karar yazılana kadar istinaf başvuru süresi dolacağından istinaf başvuru dilekçesi yerine iş bu süre tutum dilekçesini verme zorunluluğu hasıl olduğunu, mahkeme tarafından 19.09.2019 tarihinde verilen kararın yasaya ve usule açıkça aykırı olduğundan karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf yoluna başvurduklarını, gerekçeli kararın taraflarına tebliğini müteakip, istinaf yoluna başvuru gerekçelerimizi ayrıntılı olarak sayın mahkemenize ileteceklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili 08/06/2021 istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin iddianamede belirtilen suçu işleme kastı ile hareket etmediğini, katılan tarafından müvekkilinden istenen 2014-2015-2016 dönemlerine ilişkin belge ve defterlerin istenmesine ilişkin tebligat her ne kadar müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmiş ise de müvekkilinin bu durumdan fiili olarak haberi bulunmadığını, kaldı ki; müvekkilinin söz konusu şirketi 11 Mayıs 2016 tarihinde Karşıyaka 2. Noterliği’nin 11 Mayıs 2016 tarihli ve 13328 yevmiye numaralı şirket pay devri şözleşmesiyle aldığını bu açıdan 2014-2015 ve 2016 dönemlerine ilişkin vergi kaçırmasının hukuken ve fiilen mümkün olmadığını, müvekkilinin söz konusu şirkete dair belge ve defterleri bir önceki devir eden şirket sahibinden almadığını, bu husus nedeniyle bir önceki şirket sahibi ile müvekkili arasında İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1218 Esas sayılı dosyasından görülmekte olan bir ihtilafın da söz konusu olduğunu, o davada müvekkil şirketin demirbaşları ile gerekli belge ve defterleri devir edenden almadığını da beyan ettiğini, ayrıca müvekkilinin şirketin adresinin 16.05.2016 tarihinde … … Cad. No:… …/… olarak değiştiğini vergi dairesine bildirdiğini, müvekkilinin elinden geldiği üzere kendisine düşen bütün sorumlulukları getirdiği ve fiilen katılan tarafından oluşturulan soruşturma tarihleri içerisinde söz konusu şirket ile ilgisi olmadığından suç işlemesi ve özellikle vergi kaçırmasının söz konusu olmadığını belirterek istinaf incelemesi neticesinde İzmir 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.04.2021 tarihli 2019/666 Esas ve 2021/361 Karar numaralı hükmünün bozularak, müvekkili hakkında beraat kararı verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen davada; davacı tarafından limited şirket hisse devri sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takiplere davalılar tarafından yapılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece asıl dava ve birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalılar istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Asıl davaya konu İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2016/11844 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Davacı … tarafından davalılar … Şti. ve … aleyhine 225.000 TL asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere 228.828,08 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin Davalı …’e 05/09/2016 tarihinde davalı … Şti ‘ne 21/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların 09/09/2016 tarihli dilekçeleri ile süresinde borca itiraz ettikleri ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Birleşen davaya konu İzmir 22. İcra Dairesinin 2016/11845 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … tarafından davalı … aleyhine 10.000,00 TL asıl alacak ile 204,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.204,66 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı …’e 05/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalının 09/09/2016 tarihinde süresinde takibe itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
…bank 06/11/2017 tarihli cevabi yazısında; … Şti nin 29607724 nolu hesabımna tanımlı 317099 seri nolu çeki 27/06/2016 tarihinde … Bankası Aş tarafından elektronik takas ortamında ibraz edildiğini, muamelesiz iade talimatına istinaden çek üzerinde herhangi bir işlem yapılmadığını, çek ve çeki ibraz eden hamil bilgilerinin karşı banka nezdinde olduğunu, … Şti. Nin 29607724 nol hesabına tanımlı 317098 seri nolu çekin ibrazıyla ilgili bankaları kayıtlarında herhangi bir bilgiye rastlanılmadığının bildirildiği görüldü.
…bank 20/07/2018 tarihli cevabi yazısı ekindeki belgelerden, 317099 seri nolu çekin takastan iade olarak müşteriye teslim edildiği anlaşılmıştır.
Bodrum Ticaret Sicil Müdürlüğünün 06/11/2018 tarihli cevabi yazısı ekinde, …’ın …. Şti’deki 20000 payını yani hisselerinin tamamını 1.000.000,00 TL bedelle 16/05/2016 tarihinde davalı …’e devrettiğine ilişkin karar, sicil gazetesi ve hisse devir sözleşmelerinin gönderildiği görülmüştür.
Dosyada sureti mevcut “Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” nin incelenmesinde, davalı ile davalı … arasında imzalanan Karşıyaka 2. Noterliği’nin 11/05/2016 tarihli 13328 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki sözleşme ile, davacının … Şti’deki 20.000 payını 1.000.000,00 TL bedelle davalı …’e devrettiği görülmüştür.
Dosyada sureti mevcut “Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” nin incelenmesinde, Davalı ile davalı … arasında imzalanan Karşıyaka 2. Noterliği’nin 11/05/2016 tarihli 13328 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki sözleşmeye ek olarak, sözleşmenin detaylarını düzenlemek için düzenlendiğinin belirtildiği; davacının … Şti’deki 20000 payını 1.000.000,00 TL bedelle davalı …’e devrerine ilişkin olarak düzenlenen 11/05/2016 tarihli yazılı sözleşmenin 1. maddesinde devir bedeli olan 1.000.000,00 TL’nin noter sözleşmesinde devralan tarafından tamamen ve nakten alındığı yazılmış ise de; devir bedelinin 590.000,00 TL’si ödenmiş olup, 10.000,00 TL’sinin 1 ay içinde elden verileceği, geri kalan 400.000 TL için 25/06/2016 vadeli FL0317098 numaralı 200.000,00 TL bedelli ve 10/08/2016 vadeli FL0317099 numaralı 200.000,00 TL bedelli iki adet çekin hissesini devreden …’a hisseyi devralan … tarafından verildiği belirtilmiştir.

Davalı …’in 05/02/2019 tarihli Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde isticvap edilerek verdiği beyanında, Limited Şirket Hisse Devirin doğru olup, sözleşme altında bulunan imzanın kendisine ait olduğunu, sözleşme bedelinin ne olduğunu tam olarak hatırlamadığını, sözleşme gereğince devir bedeli olarak davacı tarafa 800.000,00 TL para ödediğini ayrıca şirkete ait tüm demirbaşlar ve ticari defterlerin kendisine verileceğini ancak bu hususun yerine getirilmediğini, sözleşmede bu yönde bir maddenin olduğunu, yine şirkete ait araçların verileceğini ancak verilmediğini, ayrıca şirketin işlettiği Bodrum Ortakent’te bulunan akaryakıt istasyonundaki tüm demirbaşları davacı ile abisi …’ın aldığını beyan etmiştir.
Somut olayda; ticaret sicili kayıtlarına göre davacının 11/05/2016 tarihli adi yazılı sözleşmeye istinaden … Şti.ne ait sahibi olduğu hisselerini davalı …’a devrederek kendi edimini yerine getirmiş olduğu; davacının, 11/05/2016 tarihli resmi hisse devir sözleşmesinin eki olarak taraflar arasında imzalanan aynı tarihli adi yazılı sözleşmeye göre 1.000.000,00 TL olan hisse devir bedelinin 590.000,00 TL’lık kısmının nakit olarak ödendiğini, bakiye kalan hisse devir bedelinin 10.000,00 TL’lık kısmının hisseleri devralan davalı … tarafından sözleşme uyarınca 1 ay sonra ödenmediğini, 400.000,00 TL’lik kısmına mahsuben davacıya verilen, davalı şirketin, yetkili temsilcisi olan diğer davalı … lehine keşide ettiği 200.000,00’er TL bedelli çeklerin ise yalnızca 175.000,00 TL’lık kısmının ödendiğini, kalan 225.000,00 TL’lik kısmının davalılar tarafından ödenmediğini, bu nedenle itirazın iptalinin gerektiğini iddia etmiş; davalı … ise isticvap edilerek talimat mahkemesindeki beyanında 11/05/2016 tarihli adi yazılı hisse devir sözleşmesinin içeriğini ve altındaki imzayı inkar etmemiş, davacıya hisse devir bedeli olarak 800.000,00 TL ödediğini savunmuş ise de ödemeye ilişkin belge sunmamış; dolayısıyla, her ne kadar dava dışı limited şirket hissesinin devrine ilişkin noter sözleşmesinde hisse devir bedeli olan 1.000.000,00 TL’nin tamamının nakden alındığı yazılı olsa da, davacının 11/05/2016 tarihi adi yazılı hisse devir sözleşmesi ile hisse devir bedelinin yalnızca 590.000,00 TL’lik kısmının devir tarihinde nakden ödendiğini, bakiye devir bedelinin ödenmesinin ise vadeye bağlandığını ispat ettiğinin kabulü gerekmiştir. Zira, davacı noter devir sözleşmesinin aksini, imzası inkar edilmeyen başka bir yazılı delil ile ispat edebilir. Her ne kadar davalı …’un 29607724 ve 317099 seri nolu çeklerde imzası yok ise de, takibe konu senedin kambiyo senedine özgü takip ile takip edilmediği, takipte taraflar arasındaki hisse devri sözleşmesi ve temel ilişkiye dayanıldığı, temel ilişkide ise davalı …’un limited şirketi pay devri sözleşmesinin ve noter sözleşmesine ek olarak düzenlenen limited şirket hisse devri sözleşmesinin tarafı olduğu ve sözleşme içeriğini ve imzasını inkar etmediği imzalı beyanından anlaşılmakla, adı geçen davalının çekte imzasının olmaması sonuca etkili görülmemiştir. Davalı sözleşme içeriğini ve sözleşme altındaki imzayı inkar etmediği gibi sözleşmeye konu borcun 800.000,00 TL’ sini ödediğini de iddia etmiş ise de, ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunmadığı; davacının ise devir sözleşmesine istinaden sözleşmede kararlaştırıldığı üzere hisse devrini gerçekleştirerek edimini yerine getirdiği, davalı tarafından yapılan kısmi ödeme tutarını beyan ederek bakiye alacağını asıl ve birleşen dosyada talep ettiği, mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, asıl dava ve birleşen dava yönünden davalıların istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalılar vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/09/2019 tarihli 2016/1218 Esas ve 2019/979 Karar sayılı kararına yönelik asıl dava ve birleşen dava yönünden istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 16.066,66-TL istinaf karar harcından peşin alınan 4.526,10-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 11.540,56- TL’nin davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/10/2022