Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1676 E. 2022/1596 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1676
KARAR NO : 2022/1596

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2017 (Dava) – 10/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/1401 Esas – 2019/865 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 26/10/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 26/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/09/2019 tarihli 2017/1401 Esas ve 2019/865 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.08.2017 tarihinde, davalı … Şti.’ye ait ve davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline ait ve onun idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin trafik kurallarına uygun bir şekilde seyretmekte iken arkasından davalı sigortalı araç sürücüsünün hızını ve takip mesafesini ayarlayamayarak müvekkilinin aracına çarptığını, kaza tespit tutanağı ile de bunun sabit olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün işbu trafik kazasına asli ve tam kusuruyla sebebiyet verdiğini, davalı sigorta şirketinin de 27.12.2016-27.12.2017 tarihleri arasında geçerli olan ZMMS poliçesi nedeniyle maddi hasardan sorumlu olduğunu, müvekkiline ait ve Alman trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafının, Almanya’da bulunan bilirkişi bürosu tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ile KDV dahil 5.898,68 EUR olarak tespit edildiğini, davalıların KDV miktarını da ödemek zorunda olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, müvekkilinin aracının yabancı plakalı olduğunu, müvekkilinin daimi ikametgâhı Almanya olduğundan araçtaki zararın da Alman rayiç değerlerine göre belirlenmesi gerektiğini, bu durumda müvekkilinin zararının fiili ödeme günündeki kur üzerinden tahsil edilmesi gerektiğini, 6098 sayılı TBK md.99’a göre de yabancı para üzerinden doğan borcun ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parasıyla ödenebileceğini, ayrıca müvekkiline ait araçta meydana gelen zararın tespiti amacıyla alınması zorunlu bilirkişi raporunun tanzimi için müvekkili tarafından 915,82 EUR ödemede bulunulduğunu, işbu meblağın da fiili ödeme günü tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden yargılama giderlerine dâhil edilerek hüküm altına alınması gerektiğini, yaptıkları başvurunun davalı sigorta şirketi tarafından 15 gün içinde cevaplanmadığını, 8 iş günü içinde tazminatı ödemeyen sigorta şirketinin temerrüde düştüğünü, hasar ihbarı 31.10.2017 tarihinde yapıldığından, sekizinci iş günü sonu olan 11/11/2017 tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmolunması gerektiğini belirterek, 5.898,68 EUR maddi tazminatın sürücü ve işleten olan davalılar bakımından kaza tarihi 13.08.2017 tarihinden, davalı sigorta şirketinden ise (teminat limiti ile sınırlı olarak) 11.11.2017 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 915,82 EUR’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dâhil edilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul manasında olmamak üzere, Trafik Sigortası Genel Şartları’nın a.6.b maddesinde de belirtildiği üzere hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatların teminat dışında kaldığını, kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, davacının gerçek zararının tespitinin gerektiğini, davacı tarafından kendi talepleri doğrultusunda yokluklarında alınan özel mütalaa içeren raporun kabulünün mümkün olmadığını, belirlenen yedek parça ve işçilik bedelini kabul etmediklerini, raporda onarım bedelinin belirlenmesi hususunda Trafik Sigortası Genel Şartları’nda belirlenen usul ve esasların göz önünde bulundurulmadığını, fahiş olup reddinin gerektiğini, orjinal parça kullanımından ve yüksek işçilik ücretlerinden kaynaklanan hasar bedelinden sorumluluklarının bulunmadığını, davacının gerçek zararının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, yalnızca fatura ve makbuzlar üzerinden yapılan tespitin kabul edilemeyeceğini, üstelik bilirkişi incelemesinin de yalnızca davacı tarafından sunulan belgelere dayanmaması gerekmekte olup ayrıntılı ve denetime elverişli olması gerektiğini, davacı tarafın talebine konu ekspertiz ücretinin de poliçe teminatı kapsamında yer almadığını, kaldı ki bu ücretin de fahiş olduğunu, kabul manasında olmamak üzere, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, 2017 yılı için maddi hasarlar için araç başına teminat limitinin 33.000-TL olduğunu, davacının yabancı para bakımından fiili ödeme günündeki kur üzerinden karar verilmesi yönündeki taleplerinin reddinin gerektiğini, zararın Türk Lirası olarak hesaplanmasını, aksi halde ise haksız fiilin gerçekleştiği tarihte geçerli olan kur esas alınarak Türk Lirası karşılığı üzerinden verilmesi gerektiğini, faizin de dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini beyanla, davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; iddia edilenin aksine kazanın meydana gelmesinde davacıya ait…plakalı aracın asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkiline ait ve müvekkili firmanın çalışanı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın İzmir Seferihisar yolu kavşağında yasal hız sınırı ve takip mesafesi içinde seyir halinde iken, önünde bulunan davacıya ait aracın aniden durması üzerine kazanın meydana geldiğini, kaza anının fotoğraflarının davacı tarafından sunulmadığını, çok sonra çektiği fotoğrafların delil olarak konulduğunu, sunduğu fotoğraflar incelendiği takdirde de araçta kaza anında davacının iddia ettiği gibi bir hasar olmadığının ortaya çıkacağını, davanın öncelikle kusur yönünden reddinin gerektiğini, araç hasar bedeli talep tutarının da fahiş olduğunu, kaza ile ilgisi bulunmayan tampon içindeki parça hasarları için de müvekkilinden tazminat talep ettiğini, davacı tarafın iddia ettiği ”gerçek zarar” ı ispat mükellefiyeti altında olduğundan bilirkişi incelemesi yapılmasını, hasar ve zararın riziko tarihinde geçerli zorunlu sigorta poliçesinin teminat limitleri dahilinde olduğunu, bu sebeple tazmininin … Sigorta A.Ş. sorumluluğu dahilinde olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’in davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre; 13/08/2017 tarihinde davalı … Şti’ne ait ve davalı …’in sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı araç ile davacıya ait ve davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın maddi hasarlı trafik kazası yapması sebebiyle davacının aracında oluşan hasar sebebiyle hasar bedelinin tahsilinin talep edildiği, alınan bilirkişi raporuna göre meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, kaza sebebiyle davacının aracının hasarlandığı, hasar bedelinin 5.803,48-Euro olduğu, hasar bedelinin sigorta teminatı kapsamında bulunduğu, ekspertiz gideri olarak 831-Euro’nun uygun olduğu, hasar bedelinin tazmininden sürücü …’in 6098 sayılı yasanın 49. maddesindeki haksız fiil hükümlerine göre faizi ile birlikte sorumlu olduğu, araç maliki … Şti’nin 2918 sayılı yasanın 85. maddesine göre faizi ile birlikte sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı yasanın 91. Maddesine göre faizi ile birlikte sorumlu olduğu anlaşıldığından; DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, 5.803-Euro’nun davalılar … ve … Şti 13/08/2017 kaza tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş 11/11/2017 temerrüt tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıllık Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine, ekspertiz giderlerinin yargılama giderlerinden sayılmasına….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından, “…Tazminat hesaplamasında Almanya piyasasının esas alınmasının kabulünün mümkün olmadığını, davacının Türkiye vatandaşı olup kazanın da Türkiye’de gerçekleştiğini, hiçbir zorunluluğu olmadığı halde keyfi olarak aracını Almanya’ya götürmesi ve orada tamir ettirmek istemesinin haksız olduğunu, zarar görenin aynı zamanda zararı azaltma sorumluluğu da bulunmakla, aracın onarımını Türkiye’de ve müvekkili şirketin anlaşmalı servislerinde yaptırması halinde onarım bedelinin KDV dahil 1.475,00-TL olduğunun müvekkili şirketçe yaptırılan ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, davacı tarafın zararın artmasına sebep olduğu ortada olduğundan, onarım bedeli hesaplamasının Türkiye piyasasına göre yapılması gerekirken, davacının talebi doğrultusunda Almanya piyasası şartlarına göre hesaplamanın yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, kabul manasında olmamak üzere, alınan bilirkişi raporunda davacı tarafça sunulan eksper raporunun da onarım bedelinin tespiti için yeterli sayılıp aynen kabul edildiğini, gerçek onarım bedelinin tespiti bakımından herhangi bir değerlendirme ve inceleme yapılmadığını, davacının resmi hiçbir geçerliliği olmayan birtakım evraklar sunduğunu ve bu doğrultuda aracın onarımının KDV dahil 5.898,68 EURO olduğu iddiası ile talepte bulunduğunu, bilirkişi raporunda ise itirazları hiçbir şekilde gözetilmeksizin, yeterince inceleme yapılmadan yüzeysel bir değerlendirme ile onarım bedeli talebinin neredeyse aynen uygun bulunduğunu, yeterli ve denetime elverişli olmayan rapora dayanılarak kabul edilen hasar onarım bedelinin fahiş olduğunu, zararın Türk Lirası olarak hesaplanması, aksi halde ise haksız fiilin gerçekleştiği tarihte geçerli olan kur esas alınarak Türk Lirası karşılığı üzerinden karar verilmesi gerekirken, davacı tarafın talebi üzerine fiili ödeme tarihindeki kur karşılığına hükmedilmesinin de yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2004/8861 E.-2004/10987 K. sayılı kararında; yabancı para üzerinden saptanan zararların haksız fiil tarihindeki kur üzerinden Türk parasına çevrilmesi gerektiği yönünde hüküm kurulduğunun görüldüğünü, davacı tarafın 13.08.2017 tarihinde gerçekleşen kaza sonrasında işbu tarihe kadar aracını onarmamış olmasının hayatın olağan akışı doğrultusunda mümkün olmadığını, buna rağmen bu süreçte artan kur nedeniyle davacının uğramadığı bir zararın müvekkili şirkete yüklenmesinin yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kabul manasında olmamak üzere kaza tarihinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının araç başına teminatının 33.000,00-TL olduğunu, mahkemece verilen hükümde hükmedilen tutarın karar tarihinde esas alınacak kura göre dahi teminat limitinin oldukça üzerinde olduğu gözetilmeksizin karar verildiğini, bu nedenle de kararın kaldırılması gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere müvekkili şirketin 33.000,00 TL ile sorumlu tutulabileceğinin kararda açıkça yazılması gerektiğini, ayrıca müvekkili şirketin asıl alacaklar bakımından yalnızca belirtilen tutarlar üzerinden sorumlu tutulabilmesi nedeniyle yargılama gideri bakımından da bu limitle oranlanarak karar verilmesi gerektiğini, teminat limit miktarı tespit edilerek harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden bu limitle oranlanarak karar verilmesi gerektiğinden de işbu kararın kaldırılması gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere davanın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle yabancı paraya uygulanan en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesinin yasa, usul ve içtihatlara aykırı olduğunu, faizin yasal faiz olması gerektiğini (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2000/19-90 E., 2000/96 K.,16.02.2000 tarihli kararı)….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
Davalı …. Şti. vekili tarafından ”….Davacının Türkiye vatandaşı olduğunu, kazanın da yine Türkiye’de gerçekleştiğini, trafik kazasının 13.08.2017 tarihinde meydana geldiğini, araç tamirinin ise 08.09.2017’de yapıldığını, 1 aylık sürede davacının aracı kazalı haliyle kullanmasının aracın durumunun daha da kötüleşmesine sebep olabileceği gibi, bu süre zarfında kaza ile zarar arasındaki illiyet bağının kopma durumunun da oluştuğunu, Almanya’ya gidebilecek kadar iyi durumda bulunan aracın, onarım bedelinin bu kadar yüksek çıkmasının abestle iştigal olduğunu, tamirinin ise bir ay sonra yapılması karşısında, yapılan tespitin kaza ile ilgisi olduğunu iddia etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının aracını Almanya’ya götürmesinin iyi niyetli olmadığının göstergesi olduğunu, hakimin zarar görenin zararın azaltılması ve çoğalmasının önlenmesi için aldığı veya alması gereken tedbirleri de göz önünde bulundurarak, gerektiğinde TBK 52.maddeyi uygulayacağını, davacı tarafın Türkiye koşullarında daha uygun bir bedelle aracını tamir ettirmediğini, kendi kusuruyla zararın artmasına sebebiyet verdiğini, mahkeme tarafından karar verilirken, ‘zararın fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının ödenmesine’ şeklinde karar verilmesinin de haksız, Yargıtay içtihatlarına, doktrin görüşlerine ve hukuka aykırı olduğunu, ‘haksız fiilin gerçekleştiği tarihteki’ TCMB efektif satış kuru TL karşılığının ödenmesine karar verilmesinin hukuka uygun düşeceğini, olayda asli ve tam kusurlu olanın davacı taraf olduğunu, bilirkişi heyetinin kusur oranlarında çok büyük hata yaptıklarını, davacı tarafın gideceği yönü son anda farkettiğini, ani frenle dönüşü gerçekleştirmeye çalışırken kazanın meydana geldiğini, davacının kaza anından çok sonra çekmiş olduğu fotoğrafları dosyaya ibraz ettiğini, kaza anında oluşan hasara ait herhangi bir delilin dosya kapsamında mevcut olmadığını, mahkemenin zarar-ziyanı fahiş hesaplayarak ve kusur durumlarındaki bariz hatalara rağmen vermiş olduğu karara karşı istinaf yoluna başvurmanın zorunlu olduğunu….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı … Şti. vekili ve davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1-Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; Almanya’da ikamet eden davacı tarafından Alman plakalı aracının tamirinin Almanya’da yaptırıldığı, eksper raporunun ve çevirilerinin dosyaya sunulduğu, mahkemece gerek bu belgeler, gerekse dava dosyasındaki fotoğraflar ve kaza tutanağı uyarınca yeniden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, heyetten kök rapor ve itiraz üzerine ek raporların alındığı, bahse konu raporlara yönelik olarak yargılama aşamasında davalı … Şti. tarafından usule uygun tebliğe rağmen bir itirazda bulunulmamış olduğu, davalı … Sigorta AŞ’nin ise süresinde itirazlarını yapmış olduğu, bu kapsamda hükme esas alınan ek raporun incelenmesinde; kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, yabancı araç olmasından dolayı yurtdışında yaptırılan tamirata göre gerçek hasar tutarının ayrıntılı ve gerekçeli olarak hesaplandığı, bu haliyle hükme esas alınan ek raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu anlaşılmakla, davalılar vekillerinin esasa ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Bununla birlikte, davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından, mahkeme kararının hüküm kısmında “poliçe limitiyle sınırlı sorumluluğa” dair hüküm kurulmadığına dair de açıkça istinaf isteminde bulunulduğu ve yine yargılama giderleri bakımından da poliçe limiti gözetilerek bir oranlama yapılması suretiyle hüküm tesis edilmesi gerektiği itirazının ileri sürüldüğü görülmekle, bu itirazlar yerinde görülmüş (aynı yönde bknz. Yargıtay (kapatılan) 17. HD 2019/4003 E.-2021/316 K), hükmün bu yönde Dairemizce 353/1-b-2.madde uyarınca kaldırılıp düzeltilerek yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … Şti. vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı … Şti. vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2-Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1401 Esas – 2019/865 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davanın KISMEN KABULÜ ile 5.803-Euro’nun davalılar … ve … Şti 13/08/2017 kaza tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş 11/11/2017 temerrüt tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıllık Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine (davalı … Sigorta AŞ’nin 33.000-TL poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydı ile), fazlaya ait istemin reddine,
b-Ekspertiz giderlerinin yargılama giderlerinden sayılmasına,
c-Alınması gerekli 1.793,12-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 455,68-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.337,44-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irad kaydına (davalı … Sigorta AŞ yönünden sorumlu olunan poliçe limitinin (33.000 TL), toplam hükmedilen maddi tazminata (5.803-Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığı tutarına) oranı dahilinde sorumlu olması kaydıyla),
d-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 3.149,98-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine (davalı … Sigorta AŞ yönünden sorumlu olunan poliçe limitinin (33.000 TL), toplam hükmedilen maddi tazminata (5.803-Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığı tutarına) oranı dahilinde sorumlu olması kaydıyla),
e-Davalılardan … Sigorta A.Ş,… Şti kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 432,81TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
f-Davacı tarafından yapılan ilk masraf 491,68-TL, 23 davetiye gideri 314,90-TL, 1 müzekkere gideri 6-TL, bilirkişi ücreti 1200-TL, ekspertiz gideri 3.760,52-TL (831,33-Euro), toplamı 5773,10-TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre takdiren 5.679,45-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine (davalı … Sigorta AŞ yönünden sorumlu olunan poliçe limitinin (33.000 TL), toplam hükmedilen maddi tazminata (5.803-Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığı tutarına) oranı dahilinde sorumlu olması kaydıyla), bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
g-Taraflarca peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili olduğu tarafa iadesine”, ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-Davalı … Sigorta AŞ.’den alınan 448,28-TL istinaf karar harcının talep halinde bu davalıya iadesine,
b-Davalı …. Şti.’den alınması gerekli 1.822,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 448,25-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.374,45-TL harcın bu davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
c-Davalı … Sigorta AŞ. tarafından yapılan 121,30-TL istinaf kanun yolu başvuru harcından oluşan istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
ç-Davalı … Şti. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
e-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26/10/2022