Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1672 E. 2022/1593 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1672
KARAR NO : 2022/1593

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2018 (Dava) – 07/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/1117 Esas – 2019/1249 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 26/10/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 26/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2019 tarihli 2018/1117 Esas ve 2019/1249 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait ve … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı aracın 28/06/2018 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, davalı sigorta şirketinin ise müvekkiline ait … plakalı aracın kasko sigortasını tanzim eden şirket olup müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, araçtaki hasarın tespiti maksadıyla İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/117 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiğini ve makine mühendisi bilirkişinin müvekkiline ait araçta 71.300,00-TL tutarında hasar olduğunu belirlediğini, anılan raporun davalı şirkete 31/07/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak hasar bedelinin yasal süre içerisinde ödenmemesi nedeniyle işbu davanın ikamesinin zorunlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 35.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 2018/117 D. İş sayılı dosyasından sarf edilen tespit giderinin de yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonradan sunduğu ıslah dilekçesi ile talebini 71.800,00-TL olarak arttırdığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kasko sigortalı aracın 28/06/2018 tarihinde yapmış olduğu trafik kazası neticesinde müvekkili şirkete hasarın giderilmesi için başvuru yapılmadığını, kaza ile ilgili bilgilerin müvekkili şirket ile paylaşılmadığını, eksper tarafından incelenmesi için gerekli işlemlerin yapılmadığını ve yokluklarında hasar tespiti yapıldığını, kendilerine dava dilekçesi tebliğ olduktan sonra hasar dosyası açıldığını, öncelikle bu dosyanın celbini talep ettiklerini, söz konusu trafik kazası neticesinde tarafların kendi aralarında kaza zaptı düzenlediklerini, sürücülerin alkollü olup olmadığının, ehliyetlerinin olup olmadığının belli olmadığını, öncelikte davacının, aracı kullanan kişinin ehliyeti olduğunu, alkol ve uyuşturucu madde etkisinde olmadığını ispat etmesi gerektiğini, kendilerine bu hususlar ile ilgili bir belge iletilmediğini, ayrıca araçtaki hasarın davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, poliçe genel şartları gereğince sigortalının hasarı sigorta şirketine bildirme zorunluluğunun bulunduğunu, bu bildirim yapılmadığı takdirde hasarın teminat dışı kaldığını, müvekkili şirkete hiçbir ihbar yapılmadan yokluklarında hasar tespiti yapılarak ve bildirim yapılmadan açılan davada söz konusu hasarın teminat dışında kaldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Hasar miktarının belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda; 28/06/2018 tarihinde meydana gelen kazada davacıya ait … plaka sayılı araçtaki toplam hasar bedelinin KDV dahil 71.800,00-TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, davacı vekilinin 13/09/2019 tarihli dilekçesi ile 35.000-TL olarak açtıkları davayı 71.800,00-TL’na arttırdıklarını bildirdiği, davalı vekili gerek davaya cevap dilekçesinde gerekse bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davaya konu kaza ile ilgili kaza zaptı düzenlenmediğini, trafik ekipleri tarafından da bir tutanak düzenlenmediğini belirterek itirazda bulunmuş ise de; dosya kapsamında kazaya karışan araç sürücüsü ile park halindeki araç sahibinin kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı tuttuğunun görüldüğü, yine davalı vekili tüm itirazlarında araç sürücüsünün ehliyetli olup olmadığı ve alkolün etkisinde olup olmadığının belli olmayıp, davacı tarafından kanıtlanması gerektiği şeklinde itirazda bulunmuş ise de; gerek Yargıtay uygulamaları gerekse yürürlükteki mevzuat hükümleri gereğince söz konusu iddiaların davalı tarafından ispat edilmesi gerektiği ve bu iddiaların davalı tarafından ispat edilemediği, dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağının yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine uygun düzenlendiği anlaşılmakla, tüm dosya kapsamı ile uyumlu bilirkişi raporunun mahkemece de benimsenerek, sonuç olarak; DAVANIN KABULÜ İLE, 71.800,00-TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/117 D.iş sayılı dosyasında yapılan masrafların yargılama giderlerine dahil edilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “….Davacı karşı taraf araç malikinin müvekkili şirkete başvurmadığını ve ekspertiz incelemesi yaptırmadığını, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22.maddesinin 17.bendinde ‘eksper tarafından düzenlenen raporun delil niteliğinde olduğu’ denildiğini ve Sigorta Genel Şartları gereğince de zarar görenin ekspertiz için sigorta şirketine başvurması gerektiğini, davacının müvekkili şirkete başvururak hasar dosyası açtırmak yerine yokluklarında hasar tespiti yaptırdığını ve mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişinin sadece bu raporu dayanak alarak rapor düzenlediğini, mahkemenin de bu rapora istinaden aleyhlerine karar verdiğini, taraflar kendi aralarında kaza tespit tutanağı düzenlemişlerse de bu tutanağa göre taraflardan herhangi birisinin alkollü, ehliyetsiz veya sigorta poliçesi kapsamı dışına giren bir eylem içerisinde olup olmadıklarının belirlenmediğini, müvekkili şirketin devre dışı bırakılarak ve hasar başvurusu bile yapılmadan işbu davanın açılmasının ve taleplerinin kabul edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı bulunduğundan davanın reddine karar verilmesini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle araç maddi hasarının kasko sigortacısından tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
1-Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davalı vekilinin kaza anında davacı taraf sürücüsünün alkol ve ehliyet durumuna ilişkin bir delil sunulmadığına yönelik itirazının, bu hususta ispat yükünün somut delillerle davalı tarafça yapılması gerekliliği nedeniyle reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekili, davadan önce davacı tarafça müvekkiline başvuru yapılmadığını, hasar dosyası açtırmak yerine davacı tarafça yokluklarında tespit yaptırıldığını belirterek itiraz etmiş olmakla; dava öncesinde sigorta şirketine bir başvuru olmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. 2918 S. Yasanın “İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasına Uygulanacak Hükümler” başlıklı 100. maddesinde; “Bu Kanunun sorumluluğun kaldırılması veya tazminatın azaltılmasına ilişkin 95 inci maddesi, doğrudan doğruya talep ve dava hakkına ilişkin 97 nci maddesi ve zamanaşımına ilişkin 109 uncu maddesi ihtiyari mali sorumluluk sigortasında da uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Buna göre, somut uyuşmazlık bakımından davalı kasko sigorta şirketine karşı dava açılmadan önce de başvuru şartının aranacağı açık olmakla birlikte, ancak sigortaya başvuru şartı tamamlanabilir bir dava şartı olarak kabul edildiğinden, HMK’nın 115/2. maddesi gereğince buna ilişkin eksikliğin giderilmesi için mahkemece davacıya süre verilerek, sonucuna göre işlem yapılmak üzere kararın HMK 353/1-a-4.madde uyarınca kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1117 Esas – 2019/1249 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan 1.181,77-TL nispi ve 44,40-TL maktu olmak üzere toplam 1.226,17-TL istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 26/10/2022