Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1665 E. 2022/1978 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1665
KARAR NO : 2022/1978

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/08/2015 (Dava) – 23/10/2019 (Karar)
NUMARASI : 2015/479 Esas – 2019/616 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 21/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/12/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/10/2019 tarihli ve 2015/479 Esas – 2019/616 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 22/04/2014 tarihinde davalı …’in … plakalı aracı ile otoban yolu üzerinden Çiğli istikametine seyri sırasında, aracının stop etmesinden dolayı orta şeritte durduğunu, aracını çalıştırmak için uğraştığı esnada aynı istikamete seyreden davacı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracı aniden fren yaparak durdurmak zorunda kaldığını, davalı …’in hafif eğimli yolda aracını geri kaydırarak, davacı …’in aracına çarptığını, arabasından inen davacı …’in, davalı …’e el frenini çekmesini söylediği anda, aynı yolda orta şeritte seyreden davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı tanker ile davacı …’in aracına çarptığını, aracı önüne katarak 45 metre sürüklediğini, meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkilleri … ve …’in yaralandığını, olay nedeniyle müvekkillerinin elem ve ızdırap çektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, müvekkili … için 1.000,00-TL ilaç ve tedavi masrafı, … için iş gücü kaybı için 1.000,00-TL, maluliyet sebebiyle 1.000,00-TL, müvekkili … için kaza dolayısıyla çalışamadığı ve kazanç kaybına uğramış olması nedeniyle 1.000,00-TL, … için kaza dolayısıyla çalışamadığı ve kazanç kaybına uğramış olması nedeniyle 1.000,00-TL olmak üzere toplam 5.000,00-TL maddi tazminat ile … için 50.000,00-TL, … için 50.000,00-TL, … için 100.000,00-TL, … için 200.000,00-TL toplamı 400.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 05.02.2014 – 05.02.2015 başlangıç ve bitiş tarihli 209367087/0 numaralı karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı, poliçedeki sakatlık ve ölüm teminatlarının kaza tarihi itibariyle kişi başına 268.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacı … ‘in maluliyetinden dolayı 28.07.2015 tarihinde davacılara yaptığı 95.741,00 TL ödeme sonucu ibra edildiğini, fahişlik söz konusu olmadığından ibranamenin iptalinin talep edilemeyeceğini, poliçede sadece davacıların maluliyet hallerinin teminat altına alındığını, kazanç kaybı, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi süresince harcanan ulaşım, hastane ve yatak ücreti ile refakat giderleri ve ilaç tedavi masraflarının, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamına girmediğini, geçici maluliyetten kaynaklı maddi tazminat talepleri ve tedavi masrafları bakımından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını savunarak ödeme nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 80615519 no’lu ZMMS poliçesi kapsamında manevi tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafından davadan önce müvekkili şirkete başvuru yapıldığını, yapılan inceleme ve hesaplamalar neticesinde … için 20.08.2015 tarihinde 85.589,00-TL, … için 02.01.2015 tarihinde 162.900,00-TL ödeme yapıldığını ve ibraname alındığını, müvekkili şirketin kazanç kaybı, geçici iş görmezlik tazminatı ve tedavi masrafı tazminatı sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, ödeme yapılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın yerinde olmadığını, olayda müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın öncelikle görevsizlik ve husumetten, aksi taktirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın yerinde olmadığını, olayda müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın davacılar … ve … açısından taraf ehliyetleri bulunmadığından, diğer davacılar yönünden esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. dava dilekçesi, tensip tutanağı ve ön inceleme duruşmasına davet tutanağının tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve herhangi bir savunma ve beyanda bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…I-Tüm davacılar tarafından davalılar … (…) ve … Sigorta A.Ş. haklarında açılan:
A)Maddi tazminat davasının REDDİNE,
B)Manevi tazminat davasının REDDİNE,
II-Tüm davacılar tarafından davalı … Sigorta A.Ş. hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
III-A)Davacılar tarafından davalılar … ve …. Şti. haklarında açılan tedavi giderleri talebinin KISMEN KABULÜNE, 6.056,49 TL tedavi giderinin kaza tarihi 22/04/2014 ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …. Şti.’den alınarak, davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin tedavi gideri talebinin REDDİNE,
B)Davacı … tarafından davalılar … ve …. Şti. haklarında açılan kazanç kaybı tazminatı davasının REDDİNE,
C)Davacı … tarafından davalılar … ve … Şti. haklarında açılan kazanç kaybı (bakım gideri niteliğinde) talebinin KABULÜNE, 1.000,00 TL tazminatın kaza tarihi 22/04/2014 ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Şti.’den alınarak, davacı …’e verilmesine,
D)Davacı … tarafından davalılar … ve … Şti. haklarında maluliyetten ve ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı maddi tazminat talepleri ile ilgili olarak: a)Dava dilekçesinde belirtilen 2.000,00 TL tutar yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine YER OLMADIĞINA, b)Islah dilekçesinde belirtilen tutar yönünden davanın REDDİNE,
E)Tüm davacılar tarafından davalılar … ve … Şti. haklarında açılan manevi tazminat davası ile ilgili olarak: a)50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 22/04/2014 ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Şti.’den alınarak, davacı … ‘e verilmesine, b)10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 22/04/2014 ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Şti.’den alınarak, davacı …’e verilmesine, c)10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 22/04/2014 ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve… Şti.’den alınarak, davacı …’e verilmesine, d)10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 22/04/2014 ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Şti.’den alınarak, davacı …’e verilmesine, e)Davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu yaşanan trafik kazasında müvekkillerinin hayatları boyunca izlerini atamayacakları yaralanmalar, sakatlıklar yaşadıklarını, müvekkillerinin yaşadıkları durumun hiçbir zaman tam anlamıyla tazmininin mümkün olmadığını, ilk derece mahkemesince defalarca bilirkişi raporu alındığını, bir çok kez davacı müvekkillerinin hak kazandığı tazminatın varlığını ortaya koyduğunu, ancak Mahkeme tarafından bu durumun görmezden gelindiğini, bilirkişi raporlarının aksini söylemesine rağmen yerel mahkeme tarafından daha da zarara uğratıldığını ve manevi açıdan tekrar yıprandıklarını, Adli Tıp Raporunda %10’luk kusurun davalı … tarafında olduğu ve bunun teknik bir kusur olduğunun belirtildiğini, ancak bu durumun mahkemece hatalı yorumlanarak davalı …’in kusursuz olduğu sonucuna varıldığını, ulaşılan bu sonucun açıkça hukuka aykırı olduğunu, kusur ile kaza arasında açıkça illiyet bağı bulunduğunu, yerel mahkemece feragat sebebiyle … Sigortaya karşı açılan davanın reddine karar verildiğini, ancak bu kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, dava açıldıktan sonra davalı … Sigorta’nın müvekkiline başvurarak ödeme yapabileceğini belirttiğini, bunun üzerine müvekkilinin çocuklarının tedavisi için ihtiyaç duyduğundan ödemeyi kabul ettiğini, bahse konu ödeme için verilen ibranamenin yalnızca ödemem tutar için geçerli olduğunu, kalan kısım için davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğini, yerel mahkemece, ekonomik geleceğin sarsılması konusundaki tazminat talebinin güç kaybı tazminatıyla aynı şey olduğunu değerlendirdiğini, bu durumun yerleşik Yargıtay İçtihatları ve Doktrine açıkça aykırı olduğunu, yerel mahkemece, dava dilekçesinde ekonomik geleceğin sarsılmasıyla ilgili olarak bilirkişi incelemesinden sonra ıslah etmek üzere talep ettikleri 2.000,00 TL’nin … Sigortadan davanın açılmasından sonra alınan ödemenin içerisinde alınmış sayıldığını, davanın konusuz kaldığını, ayrıca verilen ibranamenin diğer tüm davalıları da kapsayacağı sonucuna ulaşıldığını, bu tespitin hatalı olduğunu, maluliyete ilişkin alınan raporun hatalı olduğunu, müvekkili … lehine hesaplanan tazminattan yine diğer müvekkili … için ödemem ve lütuf ödemesi olduğu iddia edilen bedelin mahsup edilmesinin açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin, tüm müvekkilleri adına, tüm davalılardan ayrı ayrı olarak talep edildiğini ancak mahkemenin bu durumu yok sayarak bilirkişi raporlarını görmezden gelerek bir davalı tarafından bir davacı adına yapılan ödemeyi bütün davacılar adına mahsup edilmesine karar verildiğini bu kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, 2018 yılında alınan bilirkişi raporununa karşı raporun hatalı olduğunu yeniden rapor alınması gerektiğinin belirttiklerini, Mahkemece yargılamanın çok uzaması nedeniyle ıslah dilekçesi sunmalarının istendiğini, bu beyana güvenerek ıslah dilekçesi sunduklarını, fakat takip eden duruşmada alınan ara karar ile dosyanın yeniden bilirkişiye gönderildiğini, müvekkili … için hükmedilen manevi tazminat tutarının hakkaniyete uygun olmadığını, müvekkili …’in kazadan beri geceleri uyumadığını, gürültü olduğunda çığlıklar içinde kontrolünü kaybettiğini, yine müvekkili … lehine 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, bu durumunda hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, aylarca makinelere bağlı yaşadığını, kaza sebebiyle bir bacağının kısa kaldığını ve yürüme zorluğu çektiğini, beyninin aldığı hasar nedeniyle özel eğitim gören ve yüzünde kalıcı iz kalan müvekkili … için takdir idelin tazminat miktarının olması gerekenin çok uzağında olduğunu, müvekkili … ve …’ın kaza sebebiyle çocuklarının aylarca hastanede kaldığını, yaşayıp yaşayamayacaklarını dahi bilmediklerini, müvekkili …’in bu kaza nedeniyle işinden ayrıldığını, ayrıca eşlerin bu kaza sebebiyle birbirlerin den koptuklarını ve boşandıklarını, ebeveynler için takdir olunan manevi tazminat bedelinin de hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/10/2019 tarih ve 2015/479 E. 2019/616 K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde talep ettikleri hususlar yönünden, duruşmalı olarak incelenip ilgili kararın kaldırılmasını, mümkünse yeni yerel mahkemeye eksik inceleme sebebiyle geri gönderilmesini, eğer uygun görülmezse mahkemenizce incelenerek esas hakkında yeniden karar verilmesini ve davanın kabulünü yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinde kaza oluşumuna ilişkin keşif incelemesi yapılmaksızın yargılamaya devam edildiğini ve bilirkişi raporu aldırıldığını, bu şekilde alınan bilirkişi raporunun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kazanın oluşumunun bilirkişi raporlarında belirtilenin tam aksine olduğunu, Adli Tıp Kurumu ve Trafik İhtisas Dairesi dahil önceki bilirkişilerin hazırlamış olduğu raporların kağıt üzerinde ki evraklara dayalı olarak tesis edilen ve maddi vakıayla örtüşmeyen raporlar olduğunu, bu raporlara dayalı zarar hesabının da hukuken hatalı olduğunu, müvekkilinin kaza yapmasına etken olan davacı … ve davalı …’in kullandığı araçlar olduğunu, kaza neticesinde yaralanan davacı çocuklarının, tedavisinin ehil olmayan, tedbirsiz ve dikkatsiz davranan sağlık çalışanları neticesinde arttığını ve ağırlaştığını, cismani zararların artması ve daha fazla acı çekilmesi ve üzüntünün yaşanmasında müvekkilinin bir kusurunun olmadığını, davacı … ve davalı …’in Karayolları Trafik Yönetmeliği 135. Maddesinde düzenlenen tedbirleri almadan, akan trafikte yol ortasında araçlarını durdurmaları sebebiyle kazaya sebebiyet vermiş olmasına rağmen davacının kusursuz olduğu yönünde haksız ve hukuka aykırı bilirkişi raporu olduğunu, davacıların talep ettiği ve ilk derece mahkemesinin hükmettiği manevi tazminatın amacını aştığını ve sebepsiz zenginleşmeye sebep olacağını, bu nedenle hükmedilen manevi tazminatı kabul etmediklerini belirterek haksız ve mesnetsiz yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle bakıcı ve tedavi giderleri ile maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacılar ve davalı … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) 22.04.2014 günü saat 20.30 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı tanker ile Karşıyaka yönünden gelip otoyol üzerinden Çiğli yönünde seyirle 40.km civarına geldiğinde arıza nedeni ile aracı stop eden diğer davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili geçemediği için arkasında dörtlü ikazlarını yakarak durup aracından inmiş olan davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin sol arka kısmına çarpıp bariyerlere doğru sürüklemesi sonucu meydana gelen dava konusu somut olayda, tarafların kusur durumlarının tespiti amacıyla İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan rapora göre, Tanker sürücüsü davalı …’ ın YA90 oranında kusurlu, Otomobil sürücüsü davalı …’ in kusursuz, diğer otomobil sürücüsü davacı …’ in de kusursuz olduğu tespit edilmiş, itiraz üzerine ATK Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu’ndan alınan rapora göre ise otomobil sürücüsü davalının ve davacı sürücünün kusursuz oldukları, çekici sürücüsü davalının %90 oranında, asli kusurlu olduğu, davalı idaresindeki otomobilin anlaşılmayan şekilde devirden düşerek stop etmesi ve tekrar çalıştırılamaması hususu teknik arıza mahiyetinde görülen bir husus olup bu husus sonuç üzerinde %10 (yüzde on) oranında etkili olduğu kanaatiyle aynı sonuca ulaşılmıştır. Mahkemece söz konusu rapor benimsenip …’in kusursuz olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, araçtaki teknik arızadan işletenin sorumlu olup olmadığı denetlenmeden ya da diğer bir deyişle %10’luk kusur oranının açıkta bırakılarak düzenlenen rapora itibar edilerek hüküm kurulamaz. Mahkemece kusur oranının tespiti yönünden Karayolları Fen Heyeti ya da İTÜ’den rapor alınıp sonucuna göre maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
2-) Davacılara davalı … Sigorta A.Ş tarafından bakiye poliçe teminatı ödenmiş, davacıların bu ödemeyi kabul ederek davalı sigorta şirketi hakkındaki davadan feragat etmiş olmasına göre, davacılar vekilinin feragat beyanı poliçe limitiyle sınırlı olarak diğer davalılara da sirayet edecektir. Zararın daha fazla olduğu bu halde davacıların feragatinin poliçe limiti kadar olduğu ve feragatin sirayet ettiği, belirlenen tazminattan sigorta şirketinin poliçe limitini aşan kısım yönünden davalı sürücü ve işletenin sorumluluğu devam ederken yazılı gerekçeyle davalılar … ve … Şti. yönünden feragatin tüm tazminat miktarı için sirayet edeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir. ( Aynı yönde Yargıtay 17. HD’nin 2015/15947 E. – 2018/6756 K. sayılı ilamı )
3-) 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu edilen kazada, davacı …’da meydana gelen çoklu kırıklar ve bu kırıkların derecesine göre davacıda oluşan maluliyet oranı uyarınca duyulan acı ve elemin kısmen giderilmesinin gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluş biçimi, kazanın meydana geldiği olay tarihindeki paranın alım gücü, davalı yanın içine düşebileceği mali güçlükler ve manevi tazminatın yukarıda ifade edilen amacı da göz önünde bulundurularak davacı … ve anne- baba davacılar … ve … için takdir edilen manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde biraz az olarak belirlendiği görülmüş ve davacıların istinaf itirazları bu sebeple yerinde görülmüştür.

4-) Ayrıntıları Yargıtay 17. HD’sinin 14/01/2021 gün ve 2020/2598 E-2021/34 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, ülke çapında uygulama birliği açısından tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Ayrıca yine Yargıtay 17. HD’sinin 14/01/2021 gün ve 2019/3292 E-2021/1848 K. sayılı kararında bakiye ömür TRH 2010 tablosu uyarınca belirlendikten sonra “…hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması” gerektiği belirtilmiştir. Bu açıklamalar ışığında mahkemece yapılacak iş, kusur oranları tespit edildikten sonra anılan içtihatlar gözetilerek aktüer bilirkişiden bu verilere göre ve İSTİNAF EDENLERİN SIFATINA GÖRE tarafların kazanılmış hakları da gözönünde bulundurularak taraf ve yargı denetimine elverişli, açık ve ayrıntılı ek bilirkişi raporu alınarak sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar ve davalı … vekillerinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/479 Esas – 2019/616 Karar kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgili taraflara iadesine,
5-İstinaf aşamasında istinaf eden taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/12/2022