Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1663 E. 2022/1742 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1663
KARAR NO : 2022/1742

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/08/2016 (Dava) – 26/06/2019 (Karar)
NUMARASI : 2016/1109 Esas – 2019/820 Karar
DAVA : Limited Şirket Müdürü Azli ve Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2019 tarihli 2016/1109 Esas ve 2019/820 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalının … Şti.’nin müştereken imzalı temsil ve ilzama yetkili %50 şer paylı ortağı olduklarını, davacının şirkete 05/06/2015 tarihinde ortak olduğunu, davacının söz konusu ortaklığın başlamasından kısa bir süre sonra davalı …’ın kendinden habersiz tek başına işleri kontrol etmeye ve yönetmeye başladığını, müşterek temsili yerine usulsüz olarak tek başına imza ile bankacılık işlemleri tahsilatlar alımlar, sözleşmeler, faturalar çekler, senetler vs işlemleri tek başına yaptığını bu sebeple dışlandığını ve yasal haklarını kullanma zaruretinin doğduğunu, dışlanan müvekkilince davalıya ihtarname keşide edildiği, tahsilatların özel amaçlı kullanıldığından tek başına imza ile yapılan para çekme ve özel amaçlı kullanımlarının ticari faizi ile birlikte şirket hesaplarına yatırılmasının talep edildiğini, ancak davalı yanca ihtar edilen taleplerin karşılanmadığını, ayrıca davalı müdürün şirkette tek imza ile şirketin belirlenebilen 100.000,00 TL alacağını elden, kendi veya kardeşi hesabına yatırtarak zimmetine para geçirdiğini ileri sürerek; sonuç olarak, öncelikle tedbiren şirkete kayyım atanmasını, davalı müdürün taşınmazına ve araç kaydına tedbir konulmasını, davalı müdürün yetkilerinin sonlandırılmasını, şirkete verdiği zararın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının %50 şirket ortağı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, şirket hisse dağılımında davacı yanın %25 olduğunu kendi hisse oranının %75 olduğunu, usulsüz olarak tek başına ima ile hiçbir işlem ve usulsüzlük yapılmadığını, davacı tarafından gönderilen ihtarname ile belirtilen iddiaların gerçek olmadığını, davalının şirket iştigal konularında fiilen ve bedenen çalıştığını, ayrıca kendi uzmanlık alanı olan gemi adamlığı, yat kaptanlığı, mürettebat eğitmenliği, tekne kurtarma, tekne transferi olmak üzere şahsen de faaliyet gösterdiğini, davacının şirkete ortaklığından kısa bir süre sonra iş yerine uğramadığını, işe olan sorumluluğunu yerine getirmediğini, tüm yükün davalıda olduğunu savunarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”…Açılan davanın kısmen kabulü ile; 45.885,00 TL’nin davalıdan alınarak … Şti.’ne ödenmesine, fazla istemin reddine, davalının müdürlük görevinin sona erdirilmesi yönündeki talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; şirket adına yapılan işler, tekne ve sahiplerinin liste, iş ve ücret föy’lerini dosyaya sunduklarını, ayrıca bu teknelerin ve sahiplerinin (tekne ismi farklı-sahipleri farklı) marina girişlerinin … yönetiminden istenmesini talep ettiklerini ancak mahkemece bu delillerin toplanmadığını, bilirkişi incelemelerinde bu belge ve bilgilere dayalı inceleme yapılmadığını, bu bilgilerin (Tekneler + Sahipleri) listesi, bu işlerin yapıldığı halde bedellerinin şirket hesaplarına ödenmediği, davalının banka hesabına ödendiği veya davalının elden tahsil ettiğinin, tanıklar ile ispat edilebileceğini ancak tanık dinletme taleplerinin kabul edilmediğini, bilirkişi raporlarının sınırlı değerlendirildiğini, mübayenetin giderilmediğini, dosyaya ibraz edilen Seferihisar C.Başsavcılığı Bilirkişi Raporunda:” … adına düzenlenmiş 2 adet faturanın Ticari defterlere kaydının bulunduğu, bu faturalar karşılığında alınmış olan, aynı isimli şahıs tarafından cirolu ve yine şikayete konu 57.000 TL ve 24.500 TL tutarlı 81.910 TL bedelli çeklerin ise kayıtlarının yapılmadığı, 22.05.2015 Tarihinde 115.000 TL kredi kullanıldığı, toplam 89.820 TL çekildiği, bu paraların şirket kayıtlarında yer almadığı, çift imza ile yapılmadığı, …ın … seferihisar şubesindeki şahsi hesabında (yukarıda listesi verilen tekne ve sahiplerinin de isimlerinin yer aldığı) toplam 168.020 TL sının davalının hesabına ödendiği, şirketin 600.01 Yurt içi satışlar hesabında yer alan listedeki isimlerden gelen paraların şirketin yapmış olduğu satış, servis ve tamirat işleri karşılığı gönderilen paralar olduğunu, ekstrede yer alan birçok isim adına kesilmiş faturanın bulunmadığı, davalının … seferihisar şubesindeki şahsi hesabına, söz konusu şirketin ticari faaliyetlerine ait paralar geldiği “nin belirlendiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporlarında şirketin banka kırılımlarının, yasal defterlerinden takibinin imkansız hake getirildiği, resmi basılı yasal defterlerin dahi heyete teslim edilmediği, şirket tarafından fatura düzenlenmeyen kişilerce davalı şahsın banka hesabına yatırıldığı tespit edilen toplamı 236.305 TL’nin davalının şahsi geliri mi yoksa dava konusu şirket ile illiyet bağı olup olmadığının bilinemediğini, fatura kesilen isimler tarafından da, kesilen fatura meblağından daha fazla miktarda paranın (45.885 TL) davalı şahsın hesabına yattığı, davalının müşterek İlzam yetkisine rağmen tek imzası ilke bankalarda, resmi kurumlarda şirket işlemleri yaptığı, şirketin ticari defterlerinin usule uygun bir biçimde tutulmadığı, vergi ve SGK borçlarının ödenmediği, davalı şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan doğan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihmal ettiği görüldüğü gibi, fatura kesilen isimlerden 45.885 TL’sının şirket hesabına yatmadığı, davalının şahsi banka hesabına yattığının belirlendiğini, raporda ayrıca, şirket tarafından fatura düzenlenmeyen isimlerce de 236.305 TL’sının da davalı şahsi banka hesabına yatırıldığı, ancak bunun şahsi geliri mi, şirket ile illiyet bağı var mı tespit edilemediğini belirterek kararın hukuka aykırı olması nedeniyle bozulma-iade istemli istinaf başvurularının kabulüne, istinaf giderleri ve avukatlık ücretinin faiz tatbiki ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, limited şirket müdürünün haklı nedenle azli, kayyım tayini ve şirkete uğrattığı zararın tazmini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda; mahkemece alınan kök rapora davacı vekilinin itirazı üzerine bilirkişi heyetinden iki ayrı ek rapor alınmış ise de, düzenlenen kök ve ek raporlarda davacının iddia ve itirazlarının değerlendirilmediği, Seferihisar Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyası kapsamında mali müşavir bilirkişiden alınan raporda yapılan tespitlerin, davacının bu yöndeki talebine rağmen raporlarda değerlendirilmediği; yine davacı tarafından yapılan suç duyurusu üzerine Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/580 esas sayılı dosyasında davalı hakkında Güveni kötüye kullanmaktan dava açılmış olduğu anlaşılmış ise de, mahkemece söz konusu dosya celp edilip incelenmeksizin karar verildiği anlaşılmaktadır.
Soruşturma dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda davalının … 4. sanayi şirket hesabından pay devrinden sonraki bir tarih olan 23/06/2015 tarihinde tek imza ile 11.800 TL kredi çektiğinin tespit edildiğinin belirtildiği, ayrıca ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonunda davalının …/ Seferihisar şubesi şahsi hesabına gelen ödemelerden bir kısmına fatura düzenlenmiş ise de düzenlenen fatura tutarlarının yapılan ödeme miktarından daha az miktarda olduğu tespit edilerek faturalı tutarı aşan miktarlar yönünden alacak belirlenmiş ise de, şirketin yasal defterlerinde kayıtlı olmayan faturalar dışında davalının şahsi hesabına yapılan yüksek tutardaki ödemelerin, şirketin yapmış olduğu işlere karşılığı olup olmadığı, şirket alacağına istinaden yapılan ödemeler olup olmadığı hususlarının değerlendirilmediği, sadece yasal defterlerde kaydı bulunan fatura tutarları ve faturalı kayıtlara ilişkin olarak fatura tutarını aşan miktarlar yönünden sınırlı olarak eksik inceleme yapıldığı, bilirkişi raporunda ilişkili olmayan kişiler olarak belirtilen 312.753,00 TL tutarında çeşitli kişilerce davalının özel hesabına yatırılan paralara ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, diğer yandan da yasal deftere kayıtlı faturalara ilişkin olarak davalının kişisel hesabına ödeme yapılmasının mutad olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunun değerlendirilmediği; öte yandan davacı tarafından … yönetiminden iş yaptıran kişilerin tespit edilerek buna göre yapılan ödemelerin hesap hareketleri ile birlikte değerlendirilmesi, hesaba yapılan ödemelerin şirketin yaptığı iş karşılığı mı olduğu hususunun araştırılması talep edilmiş ise de, mahkemece bu hususta değerlendirme ve araştırma yapılmadığı görülmektedir.
Bilirkişilerin sadece davacının dava dilekçesinde belirttiği isimler yönünden inceleme yaptığı, ancak davacının tespit edebildikleri dışında marina yönetiminden araştırılmasını talep ettiği kayıtların istenmemiş olması nedeniyle diğer tespit edilemeyen kayıtlara ilişkin değerlendirme yapılamadığı; davacı alacağının tanık beyanı ile ispatlanmasına yasal olarak imkan bulunmasa da davacının, müşterilere yapılan hizmete ilişkin olarak, işin işleyişi ve ödeme şekli, ödemelerin hangi hesaba yapıldığı yönünde, tekne sahipleri ve kaptanların da bulunduğu tanıkları dinletme talebinin değerlendirilmediği, eksik incelemeye dayalı karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, ceza dosyasının ve davalının toplanmasını talep ettiği deliller arasında bulunan dava konusu şirkete ilişkin marina yönetimi kayıtlarının celbi ile, dosya içerisinde bulunan belgeler ve raporların değerlendirildiği, davalının şahsi hesabına ve şirket hesabına yapılan ödemeler ile banka hareketlerinin irdelendiği, davalının devir tarihinden sonra tek imza ile yapmış olduğu işlemler bulunup bulunmadığı, tespiti halinde yapılan işlemlerin şirketi zarara uğratıp uğratmadığının değerlendirilmesi, şirketin ticari defter ve belgelerinin dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacı tarafın beyan ve itirazlarını da karşılar şekilde, çelişki oluşması halinde çelişkinin de giderileceği, bankacı, mali müşavir ile uyuşmazlık konusuna göre seçilecek sektör uzanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden hüküm kurmaya elverişli ve yeterli içerikte rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355/1 ve 353/1-a-6 maddeleri gereğince belirtilen yönlerden kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın kaldırılma şekli ve sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/06/2019 tarihli 2016/1109 Esas ve 2019/820 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine, istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın kaldırılma şekline ve sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.10/11/2022