Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1629
KARAR NO : 2022/1497
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2018 (Dava) – 10/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/733 Esas – 2019/858 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 12/10/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 12/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/09/2019 tarihli 2018/733 Esas ve 2019/858 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından zorunlu trafik sigortası yapılan, maliki davadışı … olan ve 02.03.2018 kaza tarihinde davadışı sürücü … idaresindeki … plakalı aracın, maliki … olup kaza anında müvekkili … idaresinde bulunan … plakalı araca çarptığını, müvekkilinin kullandığı araçta yüksek maddi hasar meydana geldiğini, araç sürücüsü zilyedin dava hakkının malike aynen iade yükümlülüğünden kaynaklandığını, … plakalı araç sürücüsünün trafik kazasında asli kusurlu olduğunu ve davalı sigorta şirketinin oluşan gerçek zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre davalı sigorta şirketinin araçlarda oluşan değer kaybı zararlarından da sorumlu olduğunu, hasar bedelinin likit alacak olarak kabul edilmediğini ve yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle davadaki talebin HMK m.107 hükmü uyarınca yargılamada alacağın belirli hale gelmesi ile arttırılacağını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100-TL hasara yönelik, 50 TL değer kaybına yönelik tazminatın davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, eksper raporu giderinin de yapılacak yargılama giderleri ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile hasar bedeli talebini 21.750,00-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait …plakalı araç ile müvekkili nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası (ZMSS) poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın çarpışması neticesinde, maddi hasar ve değer kaybı talep edilmekte ise de, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin kusur oranına göre sorumlu olduğunu, bu nedenle öncelikle kusur oranlarının netleştirilmesi gerektiğini, dosyanın bağımsız ve tarafsız bir bilirkişiye gönderilip nesnel ve bilimsel veriler çerçevesinde bir maddi hasar raporu alınmasını, …plakalı aracın 02.03.2018 tarihinde yapmış olduğu kazada km resmine ulaşılamadığını, ancak 02.02.2016 tarihinde yapmış olduğu kazadaki km’sinin 217.931 olduğunun tespit edildiğini, bu sebeple dava konusu kazada değer kaybının oluşmadığını, Trafik Sigortası Genel Şartları A.6. “Teminat Dışında Kalan Haller” maddesinin “o” bendi yollamasıyla EK 1. Değer Kaybı Hesaplaması 2.(Teminat Dışı Kalan Haller) maddesine göre davacının değer kaybı talebinin teminat dışında olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Kusur ve zararın tespiti bakımından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan rapora göre, meydana gelen kazada kusurun %100 davalı sigortalı …plakalı araç sürücüsünde olduğu, davacı araç sürücüsünün suçsuz olduğu, davacı aracında meydana gelen hasarın 21.750,00 TL olup değer kaybı meydana gelmeyeceğinin bildirildiği, davacı vekilinin sunduğu beyanı ile hasar miktarına yönelik talebini 21.650,00 TL arttırdığı ve dava tarihinden avans faizi talep ettiği, davalı yana ıslah dilekçesi ve bilirkişi raporunun usulünce tebliğ edildiği, davalının beyan dilekçesi sunmadığı, raporun usul ve yasaya uygun görüldüğü, davacının ilk talebinde dava tarihinden yasal faiz talep ettiği de nazara alınarak bu hususa itibarla, sonuç olarak; DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 21.750,00 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 50,00 TL değer kaybı yönünden davanın reddine, 580,00 TL eksper ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilerek davalıdan alınıp davacıya verilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “….Davacının aracın maliki olmaması nedeniyle dava ehliyeti bulunmadığını, yalnızca sürücüsü olduğunu, aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, müvekkili şirketin dava açılmasında kusuru bulunmadığını, davacı tarafın aracı göstermeyerek araç üzerinde inceleme yapılmasını engellediğini,
Türk Ticaret Kanunu’nun 1447.maddesinde bilgi verme ve araştırma yapılmasına izin verme yükümlülüğünün düzenlendiğini, bu nedenle davanın reddi gerekirken müvekkili şirketin tazminata mahkum edildiğini, ekspertiz raporunda görüleceği üzere davacı tarafın müvekkili şirkete aracı göstermeyerek yukarıda bahsi geçen yükümlülüğünü ihlal etmiş bulunduğundan tazminattan indirim yapılması gerektiğini, araç gösterilmediğinden ekspertiz raporunun yalnızca hasar fotoğraflarına istinaden düzenlenebildiğini, fotoğraflar üzerinde yapılan hasar tespitinin eksik veya fazla olmasında müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığının sabit olduğunu, bunun davacının kötü niyetinin göstergesi olduğunu, müvekkili şirketin gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, davacının talep ettiği tutarın fahiş olduğunu, araçta meydana geldiği bildirilen değer kaybı miktarının mahkeme tarafından davacının sigortalı aracı üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle karşı taraf ZMM sigortacısından hasar bedeli ve değer kaybı istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazları değerlendirildiğinde; davacının aracın maliki olmayıp yalnızca sürücüsü olduğundan aktif husumet ehliyeti bulunmadığına dair itirazı yerinde görülmemiştir. Bilindiği üzere tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar oluşan kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs) elinde bulunduran kişiler ve zilyet, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorundadır. Somut uyuşmazlıkta; …plakalı aracın kaza sırasındaki sürücüsünün davacı … olduğu ve olay sırasında aracın zilyedi durumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı zilyedin idaresindeki aracı, aldığı gibi hasarsız biçimde davadışı araç malikine teslim etme zorunluluğu bulunduğu dikkate alındığında, araçta oluşan ve tazmin edilmeyen orandaki hasar bedelini talep hakkının ve dolayısıyla dava açmakta hukuki yararının bulunduğu açıktır. Bu nedenle davalı sigorta vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının esastan reddi gerekmiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay (kapatılan) 17.HD 2018/1964 E.-2019/12286 K., 2017/1316 E- 2019/8976 K).
Davalı sigorta şirketi, davacı tarafından aracın gösterilmediğini ve bu nedenle hasar incelemesi yapamadıklarını ileri sürmüşse de, davadan önce davacı tarafça aracın incelenmesi suretiyle ekspertiz incelemesi yaptırılmış olmasına ve bu hususta davalı tarafın beyanını doğrulayacak nitelikte bir belge de sunulmamış olmasına göre, bu itirazın ve buna bağlı olarak tazminattan indirim yapılması gerektiğine yönelik itirazın reddi gerekmiştir.
Hükmedilen tazminat tutarı bakımından yapılan değerlendirmede; mahkemece hükme esas alınan makine mühendisi bilirkişi raporunda, aracın kaza öncesi ve sonrası(pert) değerinin, onarım bedeli ile karşılaştırılarak, tamiri ekonomik olmayacağından pert total sayılması gerektiği yönünde görüş belirtildiği, görüşün piyasa araştırmalarına dayandırılıp dayanak belgelerin de eklendiği anlaşılmakla, kaza tutanağı, dosyadaki fotoğraflar, ekpertiz raporu ve tüm dosya kapsamına uygun nitelikteki rapora göre hüküm tesis edilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gibi, kaldı ki usule uygun tebliğe rağmen davalı tarafça bilirkişi raporuna itiraz da edilmediği görülmekle HMK 357/1.madde hükmü gözetilerek bu yöndeki itirazın da reddi gerekmiştir.
Bununla birlikte, dava konusu araç ile ilgili olarak ilçe emniyet müdürlüğünden gelen yazıdan, araç üzerinde rehin olduğu (24.01.2017 tarihli) anlaşılmaktadır. TTK 1456/1-2.madde ve TMK 879.madde hükümleri de dikkate alınarak, mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmadığı ve rehin hakkı sahibinin davaya açık muvafakatinin alınmadığının anlaşılmış olmasına göre, kararın re’sen eksik incelemeden dolayı kaldırılması gerekmiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/11232 E.-2022/5348 K).
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/733 Esas – 2019/858 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan 415,65-TL istinaf karar harcının istek halinde davalı tarafa iadesine,
5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 12/10/2022