Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1621 E. 2023/602 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1621
KARAR NO : 2023/602

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2018 (Dava) – 18/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/664 Esas – 2019/540 Karar
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
BAM KARAR TARİHİ : 06/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2019 tarihli 2018/664 Esas ve 2019/540 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı kooperatifin üyeleri olduklarını, 2009 ila 2017 hesap yıllarına ait yapılan 04/11/2018 tarihli kooperatif genel kurul toplantısında alınan kararların yokluk ve butlan ile malul olduklarını, şöyle ki Kooperatif yönetim kurulunca 04/11/2018 tarihinde yapılacak genel kurulun toplantı saatinin karar defterine saat 13 olarak, yine Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne temsilci talebinde bulunurken saat 13 olarak belirtilmesine rağmen, üyelere gönderilen toplantı çağrı kağıtlarında toplantı saatinin 10 olarak belirtildiğini, saat 10 da toplantı yerine gelen birçok üyenin toplantının 13 te yapılacağını duyunca başka programları ve işleri olduklarını ifade ederek toplantı yerini terk ettiklerini ve toplantıya katılmadıklarını, Koop. K.nun 45.madde hükmü uyarınca en fazla 3 hesap dönemini kapsayacak şekilde ve birleştirilerek olağan genel kurul toplantılarının yapılabileceğini, oysa dava konusu genel kurul toplantısının 3 hesap döneminden daha fazla dönemi kapsadığını, hazirun cetveline muvazaalı işlemlerle kooperatife üye gibi gösterilen bazı kişilerin yazıldığını, bu hususun araştırılması gerektiğini, toplantıda 2009 yılı dışındaki hesap dönemlerine ilişkin oy çokluğu ile ibra kararı verildiğini, oysa bilanço gelir gider farkının bütün üyelerin incelemesine olanak tanınmadan oylamaya sunulduğunu, bilançonun kesinlikle gerçeği yansıtmadığını, bu şekilde tutulan bilançoların ibraya dayanak olamayacağını, alınan kararların mal kaçırma amacını taşıyan kötü niyetli tasarruflar olduğunu, kooperatif yetkilileri İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/449 E.sayılı ve İzmir 4.İcra Müdürlüğünün 2005/9041 E.sayılı dosyası ile taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin en kısa zamanda kaldırılacakları kooperatif yetkilileri tarafından söylenmesine rağmen daha sonra kooperatiften sözde alacaklı gözüken … Ltd. Şti.nin lehine olarak müvekkillerinin adlarına kayıtlı bulunan … ada … parsel … blok …, …, …, …, …, … nolu bağımsız bölümlerin icra kanalı ile satıldığını, Karşıyaka 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/701 E. Ve bu dosya ile birleşen 2018/214 E. Ve 2018/449 E.sayılı dosyaları ve Karşıyaka 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/667 E.sayılı dosyaları içeriğinin iddialarını desteklediğini, toplantıda alınan kararlara karşı red oyu veren ve bu hususu muhalefet şerhi olarak toplantı tutanağına geçirten müvekkilleri bakımından alınan kararların bozulması gerektiğini bildirerek, … ili, … ilçesi, … beldesi, … ada … parselde kayıtlı …, …, … blokların satış vadi sözleşmeleri için verilen temsil ve ilzam yetkisine dair kısmın yürürlüğünün durdurulması bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı kooperatifin 04/11/2018 tarihli olup 2009 ila 2017 hesap yıllarına ilişkin genel kurul toplantısında alınan kararların yokluk/butlan sebebiyle bozulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesinde özetle; toplantı saatinin üyeler tarafından 10 olarak bilinmesi halinde dahi toplantının 13 te başlatılarak tüm üyelerin toplantıya katılmasının sağlandığını, toplantıya erken gelinmesinin toplantının geçerliliğini etkilemeyeceğini, Kooperatifin 01/01/2009-31/12/2017 tarihleri arasındaki dönemleri kapsar şekilde dava konusu genel kurulunun yapıldığını, bu hususta Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün onay verdiğini, toplantıya katılan hükümet komiserinin de toplantının bu şekilde yapılabileceğini belirttiğini, anılan tarihler arasında kooperatifin olağanüstü genel kurul toplantılarını da yaptığını, bu husustaki itirazın yersiz olduğunu, hazirun listesinde yer alan üyelerin usul ve yasaya uygun olarak ortak olduklarını ve üyelik kayıtlarının bulunduğunu, üye olmayan hiç kimsenin toplantıya katılmadığını, genel kurulda her yıl için ayrı ayrı faaliyet raporu, denetim raporu, bilanço gelir gider tablolarının okunduğunu, bu raporların öncesinde de kooperatif merkezinde incelemeye açık bulundurulduğunu, davacıların ve vekillerinin kooperatif merkezine gelip söz konusu raporları ve bilançoları inceleme taleplerinin olmadığını, ibra kararlarının usul ve yasaya uygun olduğunu, Kooperatifin mal kaçırmak gibi bir durumunun olmadığını, borçlarını ödeyerek tasfiyeyi tamamlama amacında olduğunu, genel kurul kararına dayalı olarak satış vadi sözleşmesi yapıldığını ve genel kurulda da yapılan sözleşmenin üyeler tarafından onaylandığını, satış vadi sözleşmesinin kooperatifin yararına olduğunu, sözleşme kapsamında kısmi ödeme alınarak borçların %50 sinden fazlasının kapatıldığını, tedbir talebinin haksız olduğunu bildirerek, ihtiyati tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”….Davanın KABULÜNE, davalı kooperatifin 04/11/2018 tarihli olup 2009 ila 2017 hesap yıllarına ilişkin genel kurul toplantısında alınan tüm kararların İPTALİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yönetim Kurulu karar defterinde ve İl Müdürlüğünde toplantı saati 13:00 olarak belirlenmiş olup genel kurul toplantı tutanağından da toplantıya 13:00 da başlandığının anlaşıldığını, üyelerin toplantı saatini 10:00 olarak bildiği kabul edilse dahi toplantıya 13:00 da başlandığını ve tüm üyelerin katılımının sağlandığını, genel kurul kararlarının iptal edilmesini gerektirecek herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, toplantıya erken gelinmesinin alınan kararlara bir etkisi bulunmadığını, çağrıya uyup genel kurul toplantısına gelen tüm üyelerin toplantıya katılmasının sağlandığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda toplantı saatinin erken bildirildiği iddiasının alınan kararları etkileyeceğinin iddia edildiğini ancak bu duruma somut bir açıklama yapılamadığını, hangi kararın ne gerekçe ile batıl olduğu, oylamaya sunulup sunulmadığı tek tek irdelenmeksizin soyut gerekçeler ile tüm genel kurullarda alınan kararların iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kooperatifin 2009-2017 yıllarını kapsar şekilde genel kurul yapmasında bir sakınca olmadığını, bu duruma il Müdürlüğü tarafından da onay verildiğini, butlanına karar verilen genel kurul tarihlerinde kooperatifin olağanüstü genel kurullar da yaptığını, kooperatifin bir geliri bulunmadığından her üç yılda bir toplantı yapılamadığını, söz konusu dönemlere ilişkin faaliyetlerin ayrıntısı ile konuşulup görüşüldüğünü, genel kurulda alınan ibra kararları da usulüne uygun olup her yıl için ayrı ayrı faaliyet raporu, denetim raporu bilanço gelir gider tabloları okunduğunu, tüm bu raporların da üyelerin incelemesine açık bir şekilde kooperatifte bulundurulduğunu, hazirun defterinde üye olmayan kişilerin bulunduğu iddiasının da doğru olmadığının bilirkişi raporu ile açıklığa kavuştuğunu, ancak Yerel mahkemece yalnızca Kooperatifler Kanunu 45. Maddesi gereği ancak 3 hesap döneminin faaliyet ve raporlarının görüşülmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesinin kooperatifler hukukuna hakim olan ilkeler ile bağdaşmadığını, Kooperatifin tek amacının, tüm genel kurul toplantılarında da görüşüldüğü üzere söz konusu taşınmazın satılarak borçların kapatılması ve kooperatifin tasfiye edilmesi olduğunu, Kooperatifin hiçbir suretle mal kaçırma gibi bir durumu olmadığı gibi aksine yönetimin 10.09.2017 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan 5 nolu karara dayanak olarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaptığını, yapılan satış vaadi sözleşmesinin kesinleşmiş genel kurul kararına dayandığını, ayrıca mahkemece tedbir kararı verilen taşınmazın satışına ilişkin genel kurulda alınan karara karşı herhangi bir iptal davasının açılmadığını ve genel kurul kararının kesinleştiğini, kaldı ki 2017 yılından önce yapılan genel kurul kararlarında da söz konusu taşınmazların satılıp borçların ödenmesi hususunda kararlar alındığını ancak alıcı çıkmadığı için satış yapılamadığını, dolayısı ile kooperatifin istek ve iradesinin taşınmazın satılıp borçların ödenmesi olup bu hususun davacıların da bilgisi dahilinde olduğunu, İzmir 21. Noterliğinin 25.12.2017 tarihli 46924 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereği … ada … parseldeki taşınmazlar 2.600.000 TL bedelle satıldığını, tapu devri yapılmadan önce alıcı tarafından bugüne kadar 1.350.000TL ödeme yapıldığını bu ödemeler ile kooperatifin %50 sinden fazla borçlarının ödendiğini, netice itibari ile genel kurullarda alınan kararın iptali yahut butlanını gerektirecek hiçbir gerekçe bulunmadığını belirterek, ilamın kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı kooperatifin 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 hesap yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yokluk/butlan sebebiyle iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45’inci maddesi, genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur. (Ek cümle: 18/6/2017-7033/9 md.) Ancak, usul ve esasları ilgili Bakanlıkça yapılacak düzenlemede gösterilmek üzere; kooperatif üst kuruluşuna ortak olunması ve genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konulması şartıyla, olağan genel kurul toplantıları en fazla iki hesap dönemini kapsayacak şekilde ve birleştirilerek yapılabilir.(21/10/2021 tarihli ve 7339 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle bu fıkranın üçüncü cümlesinde yer alan “üç” ibaresi “iki” şeklinde değiştirilmiştir.) şeklinde düzenleme içermektedir.
Dosya kapsamı, dosyadaki bilgi ve belgeler, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere; davacıların davalı kooperatifin ortakları oldukları, her ne kadar toplantı çağrı kağıdında kooperatifin 2017 yılına ait olağan genel kurulunun 04/11/2018 tarihinde pazar günü saat 10:00 da yapılmasına karar verildiği belirtilmiş ise de, davalının da kabulünde olduğu üzere toplantıya 13:00 da başlandığının anlaşıldığı, bu hususun toplantının geçerliliği yönünden etkili olmadığı; genel kurul toplantı tutanağında gündem konusu olağan genel kurul hesap dönemlerinin 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılları olarak belirtildiği; ancak 2009 yılı hesap dönemine ilişkin kayıt ve belgelerin yönetime teslim edilmemiş olması nedeniyle bilançonun hazırlanamadığı ve okunamadığı, bilanço oylamasının ve ibrasının yapılamadığının kayıt altına alındığı; davalı kooperatifin 2010 ila 2017 hesap yıllarına ait genel kurul toplantılarının birleştirilerek yapıldığı, genel kurul toplantısında davaya konu iptali talep edilen kararların alındığı, 2010 ile 2017 dönemi faaliyet raporu, denetim raporu, bilanço ve gelir gider tablolarının okunması, okunan raporların görüşülmesi, yönetim kurulunun, denetim kurulunun ibrası, bilanço ve gelir gider hesaplarının onaylanarak kabul edildiği hususlarının kayıt altına alındığı; Kooperatifler Kanunu’nun 45.maddesindeki düzenlemeye göre, usul ve esasları ilgili Bakanlıkça yapılacak düzenlemede gösterilmek üzere; kooperatif üst kuruluşuna ortak olunması ve genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konulması şartıyla, olağan genel kurul toplantıları en fazla 3 hesap dönemini kapsayacak şekilde ve birleştirilerek yapılabilir ise de; somut olayda dava konusu genel kurul toplantısının 3 hesap döneminden daha fazla dönemi kapsadığı, dolayısı ile yasaya aykırı olarak yapılan genel kurulda alınan kararların iptali yönünde verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı tarafın itirazının esastan reddi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalının istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/09/2019 tarihli 2018/664 Esas ve 2019/540 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 135,50-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/04/2023