Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/162 E. 2021/428 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/162
KARAR NO : 2021/428
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S Tİ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21.11.2014 (Dava), 10.10.2017 (Karar)
NUMARASI : 2014/1457 Esas, 2017/892 Karar
DAVA : ALACAK
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/05/2021
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1457 Esas – 2017/892 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda “…dava dilekçesini özetle; müvekkilinin müşterilerine sigorta ve reasürans brokerliği, risk danışmanlığı ve insan kaynakları konularında danışmanlık hizmeti vermekte olan … , …. grup şirketlerinden olduğunu, davalı müvekkilinin İzmir ofisinde 15/05/2008 tarihinden istifaen ayrıldığını, 06/06/2014 tarihine kadar hasılasız olarak çalışmış olduğunu, en son aylık brüt ücretinin 2.750,00-TL olduğunu, davalı, müvekkili şirketten ayrılmasının ardından müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren … ‘nin Ege Bölgesinde işe başladığını, davalının rekabet yasağı taahhütlerine aykırı davranışlarda bulunduğu açık ve sabit olduğunu, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra 1 yıl süre ile rakip bir firmada çalışmama taahhütlerini ihlal ettiğini ve işbu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile, davalının rekabet yasağı taahhüddüne aykırı davranışına son vermesine, BK. 444 vd.maddelerine göre 03/02/2014 tarihli İş Sözleşmesinde 7. Maddesine aykırı davranmasının cezai koşulu olarak 33.000,00-TL ve aynı sözleşmenin 8.maddesine aykırı davranmasının cezai koşulu olarak 33.000,00-TL olmak üzere toplam 66.000,00-TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek 66.000,00-TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesine özetle; müvekkili …’ın 15/05/2008 tarihinde davacı şirketin taşeron olarak kullandığı …’nde çalışmaya başladığını, bir başka ifadeyle hukuken …’nin bordrosunda olmasına rağmen fiilen davacı şirkette çalıştığını beyan ederek, davacı şirket tarafından açılmış olan davanın , müvekkilinin imzaladığı hizmet sözleşmesinin öncelikle irade fesadına uğramış olması sebebiyle geçersizliğine, ayrıca aynı sözleşmenin madde 7 ve madde 8 fıkra hükümlerinin kanuna aykırı olması müvekkilinin konumunun ve bilgisinin davacı şirkete önemli bir zarar verecek nitelikte bulunmaması sebebiyle geçersizliğine, müvekkilinin anılan maddelerden 7. Maddeyi ihlal etmediğini, 8. Maddenin ise müvekkilinin maddeye vakıf olmasına engel olacak bir şekilde ve onun aleyhine madde arasına sıkıştırılmış olması sebebiyle geçersizliğine, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlığın tespiti ; taraflar arasında 03/02/2014 tarihinde düzenlenen sözleşme sonucunda davalının istifa etmesinin istifasının sözleşmeye aykırı olup olmadığı, dava dışı şirkette çalışmasının haksız rekabet oluşturup oluşturmayacağı, oluşturmuş ise davacının sözleşmede kararlaştırılan ceza koşulundaki miktar kadar tazminata hak kazanıp kazanmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Deliller, hizmet sözleşmesi, tanıklar, bilirkişi raporu ve dosya kapsamı.
Dava, 66.000 TL cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişilerin sunmuş oldukları raporlarda özetle: taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde yer alan rekabet yasağına dair hükümlerin sözleşmeden ayrı olarak değerlendirilemeyeceği, rekabet yasağına aykırılık durumunda cezai şart tazminatı ödeneceğine yönelik kayıtların sadece işçi aleyhine konulmuş olması nedeniyle TBK m.420 hükmü uyarınca geçersiz olduğu belirlenmiştir.
Davacı ile davalı arasında 03.02.2014 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme ile davalı hakkında rekabet yasağının ön görüldüğü, 04.06.2014 tarihine kadar davacı şirkette çalıştığı, hizmet sözleşmesinin 7. maddesi uyarınca “işçinin işveren nezdindeki istihdamının herhangi bir sebeple sona ermesine müteakip Türkiye’de ve devamlı olarak görev yaptığı sair ülkelerde iki yıl boyunca faaliyet alanına ilişkin hizmetleri yürütemeyecektir. Bu maddeye aykırı davranışların tespiti halinde bir yıllık brüt ücreti tutarında cezai şart tazminat ödemeyi şimdiden kabul ve taahüt eder.” 8.maddede ise…. “çalışan her ne sebeple olursa olsun iş akdinin sona ermesinden itibaren bir yıl süreyle aynı sektörde faaliyek gösteren ve iş verenin rakibi durumunda olan iş emrinde çalışamayacağı, aksi halde bir yıllık brüt ücreti tutarında cezai şart tazminatı ödeyeceğini beyan eder. ….” şeklinde kararlaştırıldı.
Sözleşmede coğrafi sınırının belirlenmemesi dolayısıyla tüm Türkiye’yi ve hatta yurtdışını kapsaması, ayrıca TBK’nun 420/1. Maddesi gereğince hizmet sözleşmelerinde sadece işçi aleyhine konulan cezai şartın geçerli olmadığı, bu haliyle sözleşmedeki hükümlerin davalının iktisadi geleceğini hakkaniyete aykırı şekilde güçleştirdiği, dolayısıyla taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki rekabet yasağı şartının geçerli olmadığı, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davacı tarafın talepte bulunamayacağı sonuç ve kanaatine ulaşıldığı…(Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesinin 30.06.2015 tarih 2015/130 Esas ve 2015/8755 karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)…” gerekçesi ile açılan davanın REDDİNE, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece salt taraflar arasında akdedilen sözleşmedeki rekabet yasağının coğrafi sınırının sınırsız olması tüm Türkiye’ yi hatta yurtdışını kapsamasından dolayı geçersiz olduğu yönündeki tespitin hukuka aykırı olduğunu, davalı işçinin aynı il sınırları içerisinde aynı müşteri çevresinde çalışmakta ve böylece rekabet yasağını sürekli olarak ihlal ettiğini, davalının feshi sonrası yaşanan müşteri kayıpları ve gelir düşüşünün de esasen davalının müvekkilinde ne kadar kritik bir pozisyonda bulunduğunun ve rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli ve haklı olduğunu gösterdiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, Rekabet yasağına aykırılıktan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/10/2017 tarih ve 2014/1457 Esas – 2017/892 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 59,30.TL maktu harçtan peşin alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 27/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.