Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1617 E. 2022/1489 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1617
KARAR NO : 2022/1489

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2018 (Dava) – 11/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/597 Esas – 2019/519 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
BAM KARAR TARİHİ : 06/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/09/2019 tarihli 2018/597 Esas ve 2019/519 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.09.2018 tarihinde davalının ZMMS yapmış olduğu … plakalı araç ile davacıya ait, sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davalı şirketin … plakalı aracın ZMMS tanzim etmesi nedeniyle dava konusu araçta meydana gelen hasardan poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, araçtaki değer kaybının tespiti bakımından eksper tarafından yapılan inceleme sonucu bilirkişi tarafından davacıya ait araçta 5.000-TL tutarında değer kaybı olduğunun belirlendiğini, ayrıca davacının aracında değer kaybı olduğunu, ekspere rapor için 240,00-TL ödeme yapıldığını, zararın tazmini için KTK 97. md gereğince davalıya başvurulduğunu, davalı tarafından ödeme yapılmadığını, yerleşik Yargıtay uygulamalarında da kabul edildiği üzere sigorta şirketinin kaza nedeniyle meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olduğunu belirttiği ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 50-TL değer kaybı tazminatının şirkete başvuru tarihi 14.12.2018 ‘den itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın haksız olduğunu, şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davalı şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında, poliçe teminatı dahilinde ve poliçe teminat limitiyle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, yapılan incelemede araçlardaki hasarların uyumlu olmadığının tespit edildiğini, kusur ve hasar bakımından bilirkişi raporu alınması gerektiğini, araçta meydana gelen hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu, davacının ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini belirttiği ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”… davacının araçta oluşan değer kaybının davalı … şirketinden tahsiline yönelik olarak yapılan talebin dosyaya gelen Tramer kayıtları ile bilirkişi raporu kapsamına göre, davacı aracının 29/10/2017 tarihinde, davaya konu kazanın meydana geldiği 15/09/2018 tarihinden önce eski tarihli kaza yaptığı ve arka kısımdan hasar aldığı, arka tampon ve köpüğünün değiştiği, bağaj kapağı ve arka panelinin değiştiği, havuz sacında onarım işlemi yapıldığı, 29/10/2017 tarihli kazada da aynı aksamlarda hasar meydana geldiği ve bu bakımdan değer kaybı oluşmayacağı…” gerekçesiyle; ”…Davacı tarafından açılan tazminat davasının REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; değer kaybının aracın kazadan önceki hasarsız hali ile kazadan sonra tamir edildikten sonra piyasa rayiç değeri arasındaki fark olduğunu, yerel mahkemeye bilirkişi tarafından sunulan raporda aracın aynı yerden daha önce de kaza yaptığı belirtilmiş ise de; değer kaybını sadece kazalı parçalar değil aracın tramer kaydının da tek başına etkilediğini, piyasada araç satın alınmadan önce tramer kayıtlarına bakıldığını ve araçta hasar olmasının tek başına araç değerini düşürdüğünü, bu sebeple Yargıtay tarafından reel değer kaybı kavramının oluşturulduğunu, amacın piyasa şartlarında aracın gerçek değer kaybını bulabilmek olduğunu, bu sebeple kazanın ağırlığına göre bir değer kaybı hesaplaması yapılması gerektiğini, ayrıca her ne kadar dava dilekçesinde harca esas değer olarak 50,00-TL gösterilmiş ise de davalı taraf hakkında 2.725,00-TL vekalet ücretine hükmedildiğini, ancak davalı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin 50,00-TL’den fazla olmaması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı karşı araç ZMMS sigortacısından davacı aracında oluşan değer kaybı bedeline ilişkin maddi tazminat istemlidir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Bilirkişi …tarafından düzenlenen 16/07/2019 tarihli raporda özetle; sigortalı araç sürücüsü… sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile, aynı yönde önünde seyreden sürücü … idaresindeki … plakalı davacı aracına arkadan çarptığı, kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın kusursuz olduğu, davacı aracının, 15.09.2018 tarihli davaya konu kazası öncesinde, 29.10.2017 tarihli önceki kazasında da aynı davaya konu kaza gibi aynı kısımdan arka kısmından hasar aldığı, arka tampon ve köpüğü değiştiği, bagaj kapağı ve arka panel değiştiği, havuz sacında onarım işlemi olduğu, 29.10.2017 tarihli önceki kazasında da aynı davaya konu kaza gibi aynı kısımdan arka kısmından hasar alması ve aynı kaporta parçalarında onarım/değişim yapılması nedeniyle değer kaybı oluşmayacağı belirtmiştir.
1-)Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, kusur oranı ve değer kaybı zararının tespitine yönelik alınan 16/07/2019 tarihli bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, değer kaybı oluşup oluşmadığı yönünde yeterli değerlendirmeyi içerdiği, davalı vekilinin değer kaybı tazminat istemine ilişkin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
2-)Mahkemece, “…davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,…” şeklinde hüküm tesisi ile davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de; karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 13/2 maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği hüküm altına alındığı, eldeki davaya esas değerin 50,00 TL olduğu, davacının dava değerini arttırım talebinde bulunmadığı ve davasını ıslah etmediği nazara alındığında; davanın reddi nedeniyle davalı lehine hükmedilebilecek vekalet ücretinin 50,00 TL’ yi geçemeyeceği anlaşıldığından, davacı vekilinin vekalet ücreti yönünden itirazının kabulü ile kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/09/2019 tarihli 2018/597 Esas ve 2019/519 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davacı tarafından açılan tazminat davasının REDDİNE,
b-Harçlar Yasası gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile kalan 44,80 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
c-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 13/2 maddesi hükümü uyarınca, takdir ve tayin edilen 50,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
ç-Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde taraflara re’sen iadesine,
d-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 13,50-TL e-tebligat masrafı olmak üzere toplam 134,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06/10/2022