Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1612
KARAR NO : 2022/1431
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2019 (Dava) – 25/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2019/408 Esas – 2019/569 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
BAM KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/09/2019 tarihli 2019/408 Esas 2019/569 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04.12.2018 tarihinde davalı … ‘e ait, sevk ve yönetimindeki … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini,kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün KTK 53/1-B ve 84/g md gereğince asli kusurlu olduğunu,davalı şirketin … plakalı aracın ZMMS tanzim etmesi nedeniyle dava konusu araçta meydana gelen hasardan police limiti ile sorumlu olduğunu, davacının aracının Alman trafiğine kayıtlı olduğunu, kaza sonrası hasar miktarının 5.346,92 Euro olarak tespit edildiğini,KDV ile birlikte ödenmesi gerektiğini,davalı tarafından 6.281,-TL karşılanıp 1.037,87 Euronun ödendiğini,yabancı para üzerinden doğan tazminat borcu için sigorta limitinin temerrüt tarihi itibarıyla yabancı para üzerinden karşılığının olduğunun kabülünün gerektiğini, ayrıca davalının zararın belirlenebilmesi amacıyla alınması gerekli bilirkişi raporu için 855,02 Euro ödemede bulunduğunu,davacının Almanya’da ikamet etmesi nedeniyle zararın Alman rayiçlerine göre belirlenmesi gerektiğini,gerçek zararın tazmininin sağlanabilmesi için zararın Euro üzerinden hesaplanması gerektiğini ve fiili ödeme günündeki kur üzerinden tahsil edilmesi gerektiğini,zararın tazmini için KTK 97. md gereğince davalıya başvurulmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını,davalı şirketin temerrüde düştüğünü, sigorta şirketinin kaza nedeniyle meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olduğunu, bakiye 4.309,05-Euro hasar bedelinin, davalı … ‘den kaza tarihinden itibaren ,davalı … şirketinin temerrüde düştüğü 06.02.2019 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 S.K.4/a md. göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak ,yine 855,02 Euro bilirkişi ücretinin fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak müştereken ve müteselsilen tahsilini,yine 855,02 Euro bilirkişi ücretinin fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirasının yargılama giderlerine dahil edilmesi ile tahsilini ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın haksız olduğunu, kazaya sebebİyet verdiği iddia edilen … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketince trafik poliçesi ile sigortalandığını, davalı şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ,poliçe teminatı dahilinde ve poliçe teminat limitiyle sınırlı gerçek zararla sorumlu olduğunu,davacının kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, zararın ispat edilmesi gerektiğini, sigortalıya izafe edilen asli ve tam kusuru kabul etmediklerini, ekspertiz raporu ile hesaplanan zararı 25/02/2019 tarihinde 6.281,00 TL olarak ödediklerini, talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, kusur ve zarar bakımından bilirkişi raporu alınması gerektiğini, talep edilen ekspertiz ücretinin fahiş olduğunu, faiz talep edilmekte ise de, müvekkilinin gerçek hasar bedelini ödemekle temerrüdünün oluşmadığını belirterek; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesi ile özetle; açılan davanın haksız olduğunu, olayda davacının da kusurlu olduğunu, talep edilen tazminatın hasara göre fahiş olduğunu, ekspertiz ücretinin keyfi harcama olduğunu, davacının trafik sigortasından almış olduğu 6.281-TL’nin hasarı karşılayacak düzeyde olduğunu, davacının talebinin haksız zenginleşmeye neden olacağının belirterek; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece kararda yazılı gerekçe ile; ”…Davacı tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜNE, 1.262,13 Euro tazminatın davalı … bakımından kaza tarihi olan 04/12/2018 tarihinden, davalı … AŞ bakımından temerrüt tarihi olan 06/02/2019 itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihinden Merkez Bankasının Efektif Satış Kuru karşılığı üzerinden TL cinsinde hesaplanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı … bakımından 33.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olarak) fazlaya ilişkin talebin REDDİNE…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkilinde oluşan hasar miktarı doğru olarak belirlenmesine rağmen aracın özellikleri dikkate alınmadan belirlenen rayiç değeri ile kaza sebebiyle total pert sayılmasının doğru olmadığını, hükme esas alınan 26.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda kazada davalı araç sürücüsünün, kazada %100 tam kusurlu olduğu, müvekkilinin kazada herhangi bir kusuru olmadığının tespit edildiğini, yine müvekkili aracında meydana gelen hasarın Alman rayiçlerine göre KDV dahil 5.346,92 EUR tutarında olacağının raporda kabul edildiğini, bununla birlikte müvekkili aracının rayiç değerinin ortalama ve pazarlık payı ile birlikte 3.800 EUR olduğu yönündeki tespitinin doğru olmadığını, rayiç değer tespitinin kaza tarihinde aracın özellikleri dikkate alınarak objektif bir şekilde belirlenmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından rapor düzenlenme tarihinde internet araştırması şeklinde yapılmasının kabulünün mümkün olmadığını, hükme esas alınan raporda müvekkili aracının özelliklerinin doğru değerlendirilmediğini, iş bu sebeple aracın doğru belirlenmeyen rayiç değeri dikkate alınarak total pert kabul edilmesinin de doğru olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı davacı aracında oluşan hasar bedeline ilişkin maddi tazminat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Somut olayda; 04/12/2018 günü saat: 20.55 sıralarında … plakalı araç maliki ve sürücüsü …’ün aracı ile İzmir-Menemen yolu üzerinde seyir halinde iken hava lojmanları kavşağından dönüşü yasak olan yerden girmek isterken arkasından solundan gelen … plakalı aracı göremeyerek aracın sağ arka kapı ve tampon kısımlarına çarpması sonucu madde hasarlı trafik kazasının meydana geldiği; araç tescil belgesine göre … plakalı aracın 05/02/2013 tarihinde davalı … adına kaza tarihinden önce tescil edildiği; … plakalı aracın davalı … şirketince maliki davalı … adına düzenlenen ZMMS poliçesi kapsamında kaza tarihini de kapsar şekilde 18/07/2018-2019 tarihleri arasında sigorta teminatı kapsamına alındığı; dava öncesinde davalı … tarafından davacıya 25/02/2019 tarihinde 6.281,00 TL hasar bedeli ödendiği anlaşılmıştır.
Makine mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 26/06/2019 tarihli raporda özetle; 04/12/2018 tarihli trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’in kusursuz olduğu, … plakalı davacı aracında meydana gelen hasarın 2.300,00 Euro olduğu, davalı … tarafından davacıya 1.037,87 Euro ödendiğinden geriye kalan 1.262,13 Euro bedelin daha ödenmesinden davalı sigortanın sorumlu olduğu, istenilen 855,02 Euro bilirkişi ücretinin yüksek olduğunu, ancak bu hususun mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi raporunun davacı vekiline 02/07/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacı vekilinin rapora ilişkin itiraz dilekçesi sunmadığı, ayrıca davacı vekili 25/09/2019 tarihli duruşmada rapora hasar bakımından bir diyeceklerinin olmadığını ancak araca totel pert işlemi uygulanırken aracın artı özelliklerinin dikkate alınmadığını, bu hususu müvekkilinin tazminat alacaklarına bir an önce ulaşması gayelerinden dolayı mahkemenin takdirine bıraktıklarını, yurt dışı ekspertiz bedelinin fahiş olduğu iddiasına katılmadıklarını, bedelin Almanya rayiçlerine göre belirlenerek faturalandırıldığını beyan etmiştir.
Davacı vekilinin süresinde rapora itiraz etmediği, ancak duruşmadaki rapora ilişkin beyanında davacı aracının artı özelliklerinin nazara alınmadığını iddia ettiği halde, istinaf itirazında aracın rayiç değer tespitinin kaza tarihinde aracın özellikleri dikkate alınarak objektif bir şekilde belirlenmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından rapor düzenlenme tarihinde internet araştırması şeklinde yapılmasının kabulünün mümkün olmadığı şeklinde farklı gerekçe ile itiraz ettiği; davacı vekilinin usulüne uygun olarak tebliğ edilen rapora süresinde itiraz etmediğinden raporda belirlenen hasar bedelinin davalı taraf yönünden kesinleşmekle, mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakla, davacı vekilinin itirazının reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/09/2019 tarihli 2019/408 Esas 2019/569 Karar sayılı sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/09/2022