Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1608 E. 2022/1580 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1608
KARAR NO : 2022/1580

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2018 (Dava) – 08/10/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/1472 Esas- 2019/937 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 20/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarihli 2018/1472 Esas ve 2019/937 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09.12.2017 tarihinde davacıya ait park halindeki … plakalı araca, …. plakalı aracın asli kusurlu olarak çarptığını, davalı sigorta şirketinin ise kazada kusurlu olan …plakalı aracın zorunlu trafik sigorta poliçesini tanzim eden şirket olup, davacıya ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, ayrıca kazanın davacıya ait aracın kasko sigortacısı dava dışı … Sigorta A.Ş.’ ne ihbar edildiğini, … Sigorta A.Ş. tarafından davacıya 4.100,00 TL hasar bedeli ile 739,00 TL KDV olmak üzere toplam 4.839,00 TL ödeme yapıldığını, davacıya ait araçta meydana gelen bakiye hasar bedeli ile değer kaybı alacağının tahsili için davalının resmi kayıtlı elektrik posta (KEP) adresine 01.10.2018 tarihinde başvuru yapıldığını, ancak olumlu ya da olumsuz bir yanıt alınamadığını bildirerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacıya ait araçta oluşan bakiye hasar bedeline mahsuben 100,00 TL, değer kaybı alacağına mahsuben 10,00 TL olmak üzere toplamda 110,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan…. plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin davacının zararını karşıladığını ve sorumluluğunun sona erdiğini, davacının maddi zararı kanıtlaması gerektiğini, kaza tespit tutanaklarının bilirkişi raporu niteliğinde olmadığından hükme esas alınamayacağını, Yargıtay kararlarında da uzman bilirkişi heyeti raporlarına dayanarak hüküm kurulması gereğinin işaret edildiğini, ekspertiz gideri olarak talep edilen 236,00 TL’ den müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, tek taraflı beyana dayalı müvekkilinin yokluğun yapılan değerlendirmelerin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin faizden ancak dava tarihinden itibaren sorumlu olabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; “…17/09/2018 tarihinde meydana gelen kazada davalı sigorta poliçeli … plakalı aracın sürücüsü dava dışı …’in kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu, davacı …’nin kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, davaya konu… plakalı aracın bu kaza nedeniyle toplam hasar miktarının KDV dahil 17.582,00 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin hasar bedeline mahsuben davacı tarafa 02/02/2018 tarihinde 9.980,45 TL ödeme yaptığı dolayısı ile davacının bakiye hasar bedelinin 7.601,95 TL olduğu, hükme esas alınmasına karar verilen bilirkişi raporundan da görüldüğü üzere davacı aracının çekme belgeli hasar kaydı olduğundan bu kaza neticesinde ayrıca bir değer kaybı oluşmayacağı…” gerekçesiyle “…davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı aracında oluşan bakiye hasar bedeli olarak tespit edilen 7.601,95 TL’nin 02/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin değer kaybına yönelik talebin araçta değer kaybı bulunmaması nedeniyle reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigortalının kazada kusurlu olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun gerçek zarar ve sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, 11/06/2019 tanzim tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan hasar bedelinin fahiş olarak tespit edildiğini, mahkeme tarafından hükme esas alınmasının yerinde olmadığını, bilirkişi tarafından raporda belirtilen iskonto uygulanmasının uygun olmadığı kanaatinin yerinde olmadığını, aracın tamiri için anlaşmalı servislerden iskontolu olarak anlaşma sağlanmış olup iş bu sebeple mahkemenin taktir ettiği tutarın fahiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından belirlenen rakamın davacı yana ödendiğini ve müvekkili şirket tarafından üzerine düşen sorumluluğun yerine getirildiğini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı bakiye hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunun denetime elverişli, gerekçeli, ayrıntılı, dosya kapsamına ve somut olaya uygun olmasına, davacının gerçek zararının davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmasının gerekmesine, davalı ile dava dışı iskonto uygulaması yapan servisler arasındaki anlaşmaların davacıyı bağlamamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarihli 2018/1472 Esas ve 2019/937 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-a)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından alınması gereken 519,28-TL istinaf karar ve ilamı harcından, istinafa gelirken peşin alınan 130,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 389,28-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydına,
b)İstinaf başvuru harcı olarak davalıdan alınan 121,30-TL’nin hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davalı sigorta şirketince istinaf yargılaması sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.