Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1602 E. 2022/1719 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1602
KARAR NO : 2022/1719

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/09/2018 (Dava) – 24/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/1005 Esas- 2019/1007 Karar
DAVA : İnşaat Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2019 tarihli 2018/1005 Esas ve 2019/1007 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.03.2018 tarihinde müvekkili şirkete ait “… Mah … sok No: … … İzmir” adresinde bulunan inşaat şantiyesinde hırsızlık olayı meydana geldiğini, bu hırsızlık sonucunda müvekkiline ait iş yerinde malzeme çalındığını, olaya ilişkin soruşturma başlatıldığını, ancak henüz bir failin tespit edilemediğini, çalınan malzeme ve mallara ilişkin kayıtların ceza dosyasında ve hasar dosyasında mevcut olduğunu, davaya konu inşaatın davalı sigorta şirketince İnşaat All Risk Sigorta Poliçesi ile teminat kapsamına alındığını, hasar dosyasının açıldığını ancak davalı sigorta şirketinin, hasarın teminat dışında kaldığından bahisle rhasar tazmin taleplerini reddettiğini, gerekçe olarak “hırsızlığın kırma, delme, yıkma, devirme, zorlama ile yapılması gerektiğinin” bildirildiğini, inşaat şantiye sahasının duvarla çevrili olduğunu ve devamlı bekçi bulunduğunu, ceza dosyasında görüleceği üzere hırsızlık olayının demir kapının kilit göbeğinin patlatılması suretiyle meydana geldiğini, bu nedenle davalının zararı ödememesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının davacının tüm hasarından hasarı ret tarihinden itibaren KDV dahil sorumluluğu bulunduğunu bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL maddi tazminat tutarının sigorta limitini aşmamak üzere davalıdan hasarı ret tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ekspertiz raporunda çevre duvarının kısmi olarak yapılmış olduğunu, iki farklı noktadan araç girişi yapılabildiğini, şantiye dışında sol tarafa işçi konteynerlerinin yer aldığını, gündüz güvenliğe ihtiyaç olmadığını, gece bekçisinin ise konteynerlerin olduğu bölümde beklediğini, şantiye çevre duvarının tamamen çitle/telle çevrili olmadığını, yer yer açıklıklar olduğunun fotoğraflar ile belgelendiğini, hırsızlık hadisesinin bloğun zemin katında meydana gelmiş olduğunu, binanın dış kapılarının henüz takılmamış olduğunun belirlendiği, görgü tutanağına göre giriş sağ tarafta bulunan sığınak içinde demir kapının kilit göbeğinin patlatılmak suretiyle içeriye girildiğini, binanın arka bahçesinde yerde 1 adet yer sifonu, 1 adet spiral duş bağlantısının düşürülmüş olduğunu, çevrede yapılan araştırmada olay yerini görür kamera olmadığının tespit edildiğini, sigorta poliçesi özel şartlarda şantiye sahasının tel çevrili olması ve 24 saat bekçi bulundurulması gerektiğini, açıkta bulunan muhteviyat için 24 saat bekçi bulundurulması ve etrafının kifayet edecek halde kapatılmış, çevrelenmiş olmasının ön şart olduğunu, ekspertiz raporunda davaya konu hırsızlık hadisesinde inşaat şantiye sahası tel çitle çevrili olmadığını ve 24 saat bekçi ve özel güvenlik olmadığını, hırsızlığın kırma, delme, devirme ve zorlamayla girilerek yapıldığının tespit edilemediğini, poliçede belirtilen şartların sağlanmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…Sigorta poliçesinin Özel Şartlar başlığı altında, 4. Maddesinde genel olarak -Şantiye sahası tel çitle çevrili olmalı ve 24 saat bekçi bulundurulmalıdır- özel şartına yer verildiği, devamında 9. Maddesinde Hırsızlık ve Hırsızlığa teşebbüs başlığı altında hırsızlık olayında aranacak özel şartları ise “Kırma-delme yıkma-devirme ve zorlamayla girilerek”, “Öldürme yaralama zor ve şiddet kullanma ve tehdit”, “Araç gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanma veya aşma” “Sigortalı yerlere gizlice girip saklanarak veya kapanarak yapılması” halinde meydana gelebilecek hasarların teminat altına alındığı belirtildikten sonra “Açıkta bulunan muhteviyat için 24 saat bekçi bulundurulması ve etrafının kifayet edecek halde kapatılmış /çevrelenmiş olması ön şarttır” düzenlemesine yer verildiği, dolayısıyla hırsızlık olaylarında meydana gelen zararların teminat altında olup olmadığının tespiti yönünden yönünden, özel şartların 4. Maddesinde ve hırsızlığa ilişkin özel şartların 9/2. Bendinde gösterilen” 24 saat bekçi bulundurulması ve etrafının kifayet edecek halde kapatılmış /çevrelenmiş olması” özel şartının ancak açıkta bulunan eşyanın hırsızlanması halinde aranacağı, kapalı alanda bulunan eşyanın hırsızlığa konu olması halinde bu ön şartın aranmasına gerek olmadığı, dava konusu somut olayda hırsızlığın bina içinde bulunan tamamen kapalı sığınağın, kilitli demir kapısının patlatılarak gerçekleştirildiği, dolasıyla somut olayda inşaat malzemeleri açıktan çalınmadığından “24 saat bekçi bulundurulması ve etrafının kifayet edecek halde kapatılmış /çevrelenmiş olması” özel şartının gerçekleşmesine gerek bulunmadığı, hırsızlığın “kırma-delme yıkma-devirme ve zorlamayla girilerek” gerçekleşmiş olması karşısında davacının bu olay nedeniyle meydana gelen zararının sigorta teminatı içerisinde kaldığı, davacı tarafın sunduğu 26.02.2019 tarihli beyanı ekindeki faturalar ve malzeme listesi ile hırsızlık nedeniyle oluşan zararının 101.823,36 TL olduğu, bilirkişi heyeti tarafından da faturalar ve malzeme listesindeki miktarın piyasa rayiçlerine ve ekspertiz raporunda belirlenen miktara uygun olduğunun tespit edildiği, taraflar arasında mevcut sigorta sözleşmesinin 2/14 sayfasında “diğer doğal afetler, bakım, yangın, hırsızlık hasarlarında hasarın % 10’u min 5.000 Euro” muafiyet indirimi yapılacağı öngörüldüğünden hasar tarihi 27.03.2018 itibariyle MB döviz satış 1 Euro = 4.9503 TL sı hesabı ile (5.000 Euro x 4,9503 =) 24.751,50 TL muafiyet indirimi yapıldığında davacının davalı sigorta şirketinden talep edebileceği zarar miktarının 77.071,76 TL olduğu, davacı vekilinin 27.06.2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talebini bu miktara yükselttiği, zararın teminat süresi içerisinde gerçekleştiği ve teminat limiti içerisinde kaldığı, davacının davalı sigorta şirketi tarafından hasarın reddedildiği 28.05.2018 tarihinden itibaren avans faizi talep edebileceği…” gerekçesiyle “…davanın kabulü ile 77.071,76 TLmaddi tazminatın temerrüt tarihi olan 28/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; söz konusu hasarın teminat dışı olmasına rağmen aleyhlerine hüküm kurulmuş olmasının hukuka aykırı olduğunu, gerek hırsızlık sigortası genel şartları 1. maddesi gerek ise inşaat all risks sigorta poliçesi’nin “özel şartlar” klozunda belirtildiği üzere hırsızlığın teminat altına alınabilmesi için şantiye sahasının tel çitle çevrili olması gerektiği ve 24 saat bekçi ve/veya özel güvenlik bulundurulması ve hırsızlığın kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek yapıldığının tespit edilmesi gerektiğini, ancak ekspertiz raporunda belirtildiği üzere davaya konu hırsızlık hadisesinde inşaat şantiye sahasının tel çitle çevrili olmadığının ve 24 saat bekçi ve özel güvenlik olmadığının tespit edildiğini ve hırsızlığın kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek yapıldığının tespit edilemediğini, ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda herhangi bir delille ispat edilmeksizin, bekçi bulunması halinin varlığının kabul edildiğini, oysaki, şantiye sahasının etrafının telle çevrili olmaması, ayrıca örüldüğü beyan edilen duvarların yer yer giriş ve çıkışı engelleyecek yükseklikte olmaması, örülen duvarların binanın etrafını 360 derece çevrelememekte olması, binanın ön ve arka tarafından iki farklı noktada duvar örülü olmaması nedeniyle söz konusu zararın teminat dışında kaldığını, nitekim tanık beyanları ile de sabit olduğu üzere, olayın meydana geldiği tarihte binanın etrafında beton duvarlar olmasına rağmen, üzerinde tel örgülerin bulunmadığı ve hırsızların dış kapıları henüz takılmamış olan inşaat halindeki binaya dış duvardan atlayarak girdiklerinin açıkça belirtildiğini, söz konusu özel şartın amacının da hırsızlık hadisesinin engellenmesi için sigortalının gereken önlemleri alması gereği olduğunu, tel örgü ile çevrili olması halinde hırsızların binaya girişinin engelleneceğini ve davaya konu hırsızlık hadisesinin meydana gelmeyeceğini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, inşaat sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı, somut olaya uygun, denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olmasına, davaya konu poliçenin 12. Sayfasında belirtilen tel örgü ve 24 saat güvenlik bulundurulmasına ilişkin özel şartın açıkta bulunan muhteviyat için geçerli bulunmasına, rizikonun demir kapının kırılmak suretiyle gerçekleşmesine, rizikonun davalı sigorta şirketinin, poliçe kapsamında bulunmasına, aksinin davalı sigortacı tarafından ispat edilememesine göre, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2019 tarihli 2018/1005 Esas ve 2019/1007 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınması gereken 5.264,77 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.360,60 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.904,17 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,(harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 10/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.