Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1583 E. 2022/1510 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1583
KARAR NO : 2022/1510

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2018 (Dava) – 03/10/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/447 Esas- 2019/1079 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Bedensel Zarar Nedeniyle Açılan Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 12/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/10/2019 tarihli 2018/447 Esas ve 2019/1079 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 06/12/2015 tarihinde sevk ve idaresindeki üç tekerlekli ekobisi ile seyir halinde iken, davalı … Şirketince zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan maliki …, sürücüsü …, olan … plakalı aracın çapması sonucu müvekkilinin yaralandığını, sürücü …’un asli ve tam kusurlu olduğunu, olayla ilgili Salihli Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/7422 soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma yapıldığını, müvekkilinin davalıya başvurusu üzerine hasar dosyası kapsamında müvekkiline bir kısım ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin eksik olduğunu bildirerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 25,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 25,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 100,00 TL maddi tazminatın kısmi ödemelenin yapıldığı tarihden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için, gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve kanunda öngürülen süre dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacı … için 02/04/2018 tarihinde 45.912,66.-TL ödeme yapıldığını, bu nedenlerle iş bu davanın usulden reddine, aksi takdirde davanın esastan reddine, davacının kısmi ödeme tarihinden itibaren işleceyek avans faizi talebinin reddi ile kabul anlamına gelmemek üzere dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…taraflar arasındaki ihtilaf, davacının geçirdiği trafik kazası nedeniyle; kusur durumu, davacının iş gücü kayının ne olduğu ve bu bağlı olarak isteyebileceği tazminat tutarının ne kadar olduğu ile davalı … şirketinin bu tazminatın ne kadarından sorumlu olduğudur. Kara taşıtlarının karıştığı kazalardaki sorumlu kişiler ile sorumluluk sebepleri, araç sürücüsü yönünden 6098 s. TBK.nın 49 vd. Maddeleri, araç sahibi yönünden(işleten) 2918 s. KTK.nın 85. Maddesi ve sigorta şirketleri yönünden ise 2918 s. KTK.nın 91 vd. Maddeleri ile ZMM Genel Şartları hükümleridir. Bu kişiler arasındaki sorumluluk esası ise zarar görene karşı(dış ilişkide) 6098 s. TBK.nın 61. maddesi uyarınca müteselsil sorumluluk olup, aynı kanunun 163. maddesi uyarınca zarar gören zararın bir kısmını veya tamamını dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Eldeki davada davacı davasını sigorta şirketine karşı açmıştır. Mahkememizce davacının zararı olup olmadığı ve varsa miktarı ile davalının sorumluluğunun sınırının tespiti için rapor alınmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere; davalının sigortacısı olduğu aracın, meydana gelen kazada %80 kusurlu olduğu, alınan adli tıp raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik oranının %2.3 olarak bulunduğu, tıbbi iyleşme süresinin 6 ay olduğu anlaşılmıştır. Aktüer bilirkişi kaza tarihinde geçerli poliçe tarihini dikkate alarak tazminat hesabı yapmıştır. Hesap yaparken belirlenen sürekli işgöremezlik oranı ve tıbbi iyileşme süresine göre tazminat miktarının hesaplandığı, kusur indiriminin dikkate alındığı, buna göre davacının geçici iş göremezlik zararının 7.565,57.-TL sürekli maluliyetten kaynaklı zararının 27.920,95.-TL, bakım giderinden kaynaklı zararının 2.547,00.-TL olmak üzere toplam 38.033,52.-TL olduğu, davacının olaydaki %20 oranında kusuru gözönüne alındığında, bakiye zararının 30.426,81-TL olarak hesaplandığı, davalı … tarafından davacıya 02/04/2018 tarihinde 45.912,66-TL ödendiğinden, davacının davalıdan tazminat alacağı kalmadığı…” gerekçesiyle “…davanın reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … şirketine yapılan ilk müracaatlarında sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme karşılığında kendilerinden almış olduğu belge ve ibranamede geçici iş görmezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı ödediğine dair bir ibare yer almadığını, yani sigorta şirketinin ilk müracaat tarihinde yapmış olduğu kalıcı iş görmezlik tazminatına ilişkin olup, geçici iş görmezlik ve bakıcı gideri tazminatı ödediğine dair ispat yükünün tamamen davalı tarafta olduğunu, davalı tarafın hangi kalemlere ilişkin ödeme yaptığını ispat etmesi gerektiğini, yerel mahkemenin bu hususa dikkat etmeyerek davacı olarak kendilerine ispat yükünü yüklediğini, ZMMS poliçesi genel şartlarında geçici iş görmezlik tazminatı sorumluluğu olmadığından bahisle geçici iş görmezlik tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, geçici iş görmezlik tazminatı ve bu dönemde bakıcıya ihtiyaç duyan bir insanın bakım giderleri, vücut ihlalinin bir sonucu olduğu ve 2918 sayılı KTK nın 98 maddesinde bulunan düzenleme ile poliçe sorumluluğu gereği davalı tarafın sorumlu olduğunu, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan davacının maddi zararlarının zorunlu trafik sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının bakiye tazminat alacağı kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF 1931” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Somut olayda; hükme esas alınan aktüerya raporunda, davacının muhtemel bakiye ömür süresinin, PMF Yaşam Tablosu’na göre belirlenmek suretiyle tazminat hesabı yapıldığı görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan rapor, bu yönüyle yeterli bir rapor değildir.
Öncelikle taraflar arasında imzalanan sulh protokolü ve/veya ibraname dosya kapsamına alınarak, davacının iş göremezlik zararları yönünden alanında uzman(aktüer) bilirkişiden ülke çapında uygulama birliği açısından tazminatın hesaplanmasında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu) ile hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle taraf ve yargı denetimine esas, ayrıntılı ve gerekçeli hesap raporu alınarak varılacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar gözetilerek davacının bakiye tazminat alacağı konusunda bir karar vermekten ibarettir.( Yargıtay (kapatılan)17. Hukuk Dairesi’ nin 14.01.2021 tarih ve 2020/2598 Esas 2021/34 Karar sayılı İlamı ile 14/01/2021 tarih ve 2019/3292 Esas 2021/1848 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne; kararın kaldırılmasına, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/10/2019 tarihli, 2018/447 Esas ve 2019/1079 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Dair; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere 12/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.