Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1564 E. 2022/1545 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1564
KARAR NO : 2022/1545

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2016 (Dava) – 27/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2016/525 Esas – 2019/563 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 19/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/10/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarih ve 2016/525 Esas – 2019/563 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sürücü … idaresindeki … plaka sayılı minibüs ile 7532 sokaktan gelerek son durakta sola dönüş yapmak için harmanlayarak dönüş yaptığı sırada kaldırımı olmayan yolda yolun solundan Serinkuyu istikametine yaya olarak işe gitmekte olan müvekkiline aracının sol yan kısmı ile çarparak altına aldığını ve ayakları üzerinden geçerek ağır yaralanmasına neden olduğunu, davalı sürücünün % 100 kusurlu olduğunu, diğer davalı …’ın araç maliki olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin Çiğli Eğitim Hastanesine götürüldüğünü, ameliyata alındığını, ayağına çiviler çakıldığını, tedavisinin halen devam ettiğini, çalışmasının mümkün olmadığını, kaza sonrasında maddi ve manevi kayıplar yaşadığını ileri sürerek 50.000,00-TL manevi tazminat ve alacağın tam ve kesin olarak bilinmemesi nedeni ile tahkikat ile alacak miktarının belirlenmesinden sonra talep arttırılması haklarının saklı kalmak kaydı ile 10.000,00-TL maddi tazminat alacağının ceman 60.000,00-TL alacağın davalılar … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, maddi tazminat alacağının tahsilde mükerrerlik yaratmaması koşuluyla davalı sigorta şirketinden yine kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, aracın trafik kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kabulü anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının sigortalılarının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, davacının kaza nedeni ile elde eldiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerekli olduğunu, sigorta poliçesinde yazılı teminat tutarı, maluliyet halinde doğrudan doğruya hak sahiplerine ödenemeyeceğini, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar … ve …’e dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, ancak davalılar tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince, “…davaya konu olan trafik kazasının gerçekleşmesinde, davalı …’in %100 kusurunun bulunduğu, davacının bu kaza nedeniyle sürekli maluliyete uğramadığı, geçici iş göremezlik süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, davacının davalıdan talep edilebileceği geçici maluliyet tazminatının TRH ve PMF hesap tablosu ile hesap edildiğinde 12.559,48-TL olduğu, davacının talebinin bu miktarın altında kaldığı ve taleple bağlı kalınarak, 10.000,00-TL’yi davacının davalılardan müşterek ve müteselsil sorumluluk ilkesi uyarınca talep edebileceği, alacağa davalı sigorta şirketi yönünden temerrüdün dava tarihinde gerçekleşmesi nedeniyle, dava tarihi olan 04/10/2016 tarihinden itibaren, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 10/07/2016 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir. Manevi tazminat yönünden; olayda, Türk Borçlar Kanunun 56.maddesinde düzenlenmiş bulunan manevi tazminat unsurunun da söz konusu olduğu, davacının olay nedeniyle elem ve ızdırap çektiği, bu durumun sosyal bir gerçek olduğu, manevi tazminatın amacının çekilen acıları yeterince dindirme, yaşama yeniden bağlamak ve ruhsal dengeyi sağlamak olduğu…” gerekçesiyle maddi tazminat yönünden, davanın KABULÜ ile, 10.000,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, alacağa davalılar … ve … yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, manevi tazminat yönünden 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Halk Sigorta vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda müvekkil sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsüne izafe edilen kusur oranını kabul etmediklerini, meydana gelen kazada tarafların kusurunun belirlenmesinde hayati önemi olan bu hususların değerlendirilerek İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin taleplerin trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışı kaldığını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, geçici işgöremezlik taleplerinin tedavi giderleri kapsamında olduğunu ve 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkil şirketin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, geçiçi iş göremezlik talebinin 6111 sayılı yasa uyarınca reddi gerekmekte iken her ne kadar 12.559.48 TL hesaplama gerçekleştirilmiş olsa da taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının tahsiline karar verilmesinin hukuka ve yasal mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu belirterek öncelikle tehir-i icra taleplerinin kabulüne, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 gün ve 2016/525 esas 2019/563 karar sayılı ilamın ortadan kaldırılmasına, itirazlarımızın değerlendirilerek müvekkil şirketin poliçe teminat limiti doğrultusunda yeni bir hüküm kurulmasına karar verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücreti masraflarının karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan cismani zararın tahsili amacıyla açılmış maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davalı sürücü …’in idaresinde bulunan … plakalı minibüs ile son durakta harmanlayarak sola dönüş yaptığı sırada yol kenarında kaldırım olmadığından yolun solundan yaya olarak gitmekte olan davacıya aracının sol yan kısmı ile çarpması sonucu davacının yaralandığı somut olayda, davalı sürücünün dikkatsiz, özensiz ve hatalı tutum ve davranışla sol dönüşlerde uyması gereken kurallardan olan 2918 sayılı yasanın 53/1-b maddesini ihlal ettiği ve %100 kusurlu olduğu, davacı yayanın ise önlem alacak imkanı olmaması sebebiyle kusursuz olduğu, trafik kazası tespit tutanağı ile mahkemece alınan bilirkişi kusur raporunun da birbirini teyit ettiği, kusurun belirlenmesinde olayın oluş biçimine göre herhangi bir eksiklik veya hata bulunmadığı, bu sebeple adli tıp kurumu ya da başkaca kurumdan kusurun tespiti için rapor alınmasına gerek olmadığı anlaşılmakla davalının kusura yönelik istinaf itirazları haklı görülmemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekilinin geçici işgöremezlik tazminatından SGK’nın sorumlu olduğu ve müvekkili sigorta şirketinin bir sorumluluğunun kalmadığına dair istinaf itirazının da reddi gerekmiştir. Bilindiği üzere, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alındığında TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen geçici işgöremezlik tazminatının sigorta şirketi aleyhine de hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/2511 E.- 2021/2452 K ).
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/525 Esas – 2019/563 Karar kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 683,10 TL harçtan peşin alınan 174,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 499,10 TL istinaf karar harcının davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/10/2022