Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1563 E. 2022/1388 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1563
KARAR NO : 2022/1388

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2015 (Dava) – 18/09/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/164 Esas – 2018/871 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2018 tarihli 2017/164 Esas – 2018/871 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu davalı şirket nezdinde 4201300167375 nolu kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 13.08.2014 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası yaparak hasarlandığını, 14.08.2014 tarihinde davalıya ihbarda bulunduklarını, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/97 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu alınan rapora göre hasar bedelinin 10.600,00.-TL olarak belirlendiğini, davalı sigorta şirketinin hasar ihbarı ve tespit raporunun tebliğine rağmen müvekkiline ödeme yapmadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000,00.-TL’nin temerrüt tarihi olan 29.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/97 D. İş sayılı dosyasındaki delil tespiti gideri 686,80.-TL’nin davalıdan tahsili ile kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Temlik alan davacı … vekili 10/08/2016 tarihli dilekçesi ile, 6.000,00 TL olarak talep edilen hasar bedelini 10.000,00 TL olarak ıslah ederek dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Yargılama aşamasında davacı … Şti.’nin 15/06/2015 tarihli temlik sözleşmesi ile dava konusu alacağı …’e temlik ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hasar başvurusu sonrası hasar dosyası oluşturularak alınan eksper raporuna göre hasar bedelinin KDV hariç 5.517,03.-TL olarak tespit edildiğini, ayrıca eksper raporunda aracın çekildiği … Şti.’nce parça bedeli olarak 4.768,72.-TL olarak fatura edildiğinin bildirildiğini, bu nedenle davacıya 4.768,72.-TL parça bedelinin davacının hesabına gönderildiğini, aracın çekildiği servisten işçilik ücreti ile ilgili talepte bulunmadığı, davacı tarafça işçilik ücreti ile ilgili olarak kendisine herhangi bir fatura ibraz edilmediğinden ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, hal böyleyken ödeme yapılmadığı iddiasının ortada bir sigorta dolandırıcılığının olduğu şüphesi uyandığını, bu nedenle öncelikle … Şti.’ de kaza ile ilgili parça tedariği yapılıp yapılmadığının, eksper raporunda aracın çekildiği bildirilen … isimli firmaya yazı yazılarak söz konusu hasar ile ilgili ne gibi işlem yapıldığınınsorulmasına, bu nedenle davacı tarafın ödeme yapılmadığı iddiasının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”…Davanın REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının yargılamanın başından itibaren davaya konu olayı ve talebi dikkatle ve doğru olarak incelemediğini, ilk olarak dosyaya 4200168452 nolu hasar dosyası ve dekont sunarak, davaya konu hasarın karşılandığını ileri sürdüğünü, sunulan dekont davalı şirketin kendi tedarikçisi … firmasına, müvekkilinin aracı için parça bedelleri ödediğine dair bir dekont olduğunu ancak sundukları dekontun ve hasar dosyasının dava konusu kaza ile ilgisi bulunmadığını, davalı şirketin sunduğu 4200168452 nolu hasar dosyasının, müvekkili aracının 06/09/2014 tarihinde Aydın Kuşadasında geçirdiği bir trafik kazasına ilişkin olduğunu ve aracın onarılarak parça bedellerinin de …ya ödendiğini, ancak Yerel Mahkemede ikame edilen davaya konu kazanın 13/08/2014 tarihinde, İzmir’de meydana gelen bir trafik kazası olduğunu, bu husus açıklandıktan sonra bu kere davalı tarafın savunmasını, savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı olarak genişlettiğini ve bu kere İzmir’de 13/08/2014 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazası ile davalı şirketin 4200168452 nolu hasar dosyası kapsamında hasar ödemesi yaptığı 06/09/2014 tarihinde Kuşadası’nda meydana gelen kazanın aslında aynı kaza olduğunu ileri sürdüğünü, Yerel Mahkemede savunmasını usule aykırı olarak genişleten ve hasarın teminat kapsamı dışında olduğuna dair iddiaları ispat etmekle yükümlü olan sigorta şirketinden, genişlettiği iddiasının ispatını istemediğini, bu iddianın aksini kendilerinin ispat etmesini beklediğini, hasarın teminat kapsamı dışında olduğuna dair tüm iddiaların ispatı külfeti yasa gereğince Sigorta şirketinde olmasına rağmen yine de bunun aksini ispat edebilmek için davacı olarak kendilerinin uğraştığını, müvekkiline ait aracın davaya konu olan 13/08/2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasından sonra tamir edildiğine dair, aracın tamirini yapan servisten onarım faturası da temin edilerek dosyaya sunulduğunu dolayısıyla, 13.08.2014 tarihli kazadan sonra aracın onarıldığı ve onarıldıktan sonra trafiğe çıkarak 06/09/2014 tarihinde yeni bir kazaya karıştığı ve yeni kazadaki hasarın da bizzat sigorta şirketi tarafından eksperle tespit ettirildiğinin açıklandığını, fakat bu onarım faturasına rağmen Mahkemenin yazılı delile rağmen davaya konu kazadan sonra aracın onarıldığını ve daha sonra başka bir kazaya karışmış olabileceğini kabul etmediğini ve yine sigorta şirketinden hiçbir konuda ispat beklemediğini, her iki kazanın aynı yerden olmasında hayatın olağan akışına aykırı hiçbir durum olmadığını, bir aracın aynı gün içinde dahi aynı yerden çarpabileceğini, aynı yerden kazaya uğrayan bir aracın da aynı parçalarının hasar görmesinin şaşılacak bir durum olmadığını, bilakis aynı yerden kaza yapıp farklı parçaların hasarlanmasının anormal bir durum olacağını, dolayısıyla, salt hasarlı parçaların listesini gösteren raporun esas alınarak, büyük ölçüde aynı parçaların hasarlanması halinde her iki kazanın varsayıma dayalı şeklide aynı kaza olduğunun kabul edilmesine hukuken olanak bulunmadığını, yasaya, usule, dosya kapsamına ve gerçek hak durumuna aykırı olduğunu belirterek, bu nedenlerle haksız kararın ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı hasar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Dava konusu … plakalı aracın, … Şti. adına düzenlenen Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile davalı sigorta şirketince 12/12/2013-12/12/2014 tarihleri arasında teminat altına alındığı anlaşılmıştır.
Davacının 06/09/2014 tarihli kazaya ilişkin hasar başvurusu üzerine, görevlendirilen eksper tarafından düzenlenen 09/09/2014 tarihli kesin ekspertiz raporunda tespit edilen hasar tutarı esas alınarak, davalı sigorta şirketi tarafından 24/10/2014 tarihinde davacı aracındaki hasarın giderilmesi bakımından … Şti.’ne 4.768,72 TL hasar ödemesi yapıldığı anlaşılmıştır.
Sigorta Hukuku-Hesap Bilirkişisi … tarafından düzenlenen 06/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; mahkemece ekspertiz raporu dikkate alınırsa bakiye hasar bedelinin 748,31 TL bakiye alacağının olacağı, SHM raporunun esas alınması halinde ise 4.309,17 TL bakiye alacağı olduğu, kazanın teminat süresi içinde meydana geldiğini, araçtaki hasarın tespiti hususunun uzmanlık alanı içinde olmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından 24/10/2014 tarihinde davacı aracındaki hasarın giderilmesi bakımından 4.768,72 TL ödeme yapıldığı belirtilmiş; 11/09/2017 tarihli ek raporda özetle; Kaza Sigorta Genel Şartları’nda kaza ve hasarla ilgili olarak ihbarın yapılmasıyla ilgili bir şekil ve prosedürün belirlenmediği, ancak rizikonun gerçekleşmesiyle birlikte 5 gün içerisinde ihbar edilmesi yükümlülüğünün olduğu, bu 5 günlük sürenin hak düşürücü yani hakkın hiç talep edilememesine neden olan bir süre olmadığı, ihbarın yapılmamasının yada geç yapılması halinin Genel Şartların A.5’de sayılan teminat dışı haller arasında da sayılmadığı, sigortalının kazanın ihbarını sigorta şirketine süresi içerisinde yapmamış olmasının kaza nedeniyle uğradığı zararı talep etme hakkını ortadan kaldırmayacağını belirtilmiştir.
Makine mühendisi … tarafından düzenlenen 15/08/2016 havale tarihli raporda özetle; %18 KDV bedeli ile birlikte toplamda 10.711,91 TL hasar meydana geldiği, hurda bedeli olarak 111,91 TL tenzil edildiğinde 10.600,00 TL hasar meydana gelmiş olacağı belirtilmiştir.
Makine mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 15/12/2017 tarihli raporda özetle; 13/08/201 tarih ve 06/09/2014 tarihinde meydana geldiği iddia edilen trafik kazalarındaki araç hasarlarının ve hasara uğrayan parçaların %90 oranında birbirinin aynı olduğu, 13/08/2014 tarihli kazada hasar gören ön sağ ve sol ızgara, ön sağ çamurluk plastiği ve kaput kilit parçalarının 06/09/2014 tarihli hasar ve ekspertiz raporlarında yer almadığı belirtilmiştir.
Otomotiv uzmanı bilirkişi …’den tarafından düzenlenen 06/05/2018 tarihli raporda özetle; 13/08/2014 tarihli kazada hasar gören ön sağ ve sol ızgara isimli parçaların otomotiv sektöründe panjur nikelaj olarak da adlandırılması nedeniyle aynı parçalar olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta net bir şekilde kanaate ulaşma yolunun aracın kilometresinin tespitinden geçtiğini, ancak tespit dosyasındaki raporda aracın kilometresi ile ilgili herhangi bir bilgi mevcut olmadığını, aynı zamanda dosyaya ibraz edilen fotoğraflarda da aracın kilometre bilgilerinin görülmediğini, 06/09/2014 tarihli kaza nedeniyle görevlendirilen … Şti’nin 09/09/2014 tarihinde sunduğu raporda aracın 45.600 Km’de olduğunun belirlendiğini, iki kaza tarihi arasındaki kilometre farklılığının her iki kazanın aynı olup olmadığını ortaya koyacağını, kazalarda hasara uğrayan parçaların tamamına yakınının birbiri ile aynı olduğunu, yüzlece parçadan oluşan bir araçta her iki kazada da aynı parçaların hasarlanmasının teknik olarak uzak bir olasılık olduğu belirtilmiştir.
Davacı dava dilekçesine başvuru dilekçesinin suretini eklemiş ise de başvurunun davalıya tebliğ edildiğini gösteren tebliğ belgesi sunmadığı gibi, hasar ihbarının faks veya telefon yoluyla yapıldığını ancak ispat şanslarının bulunmadığını beyan etmiş, davalıvekili ise 13/08/2014 tarihinde meydana geldiği iddia edilen önceki kaza nedeniyle müvekkiline başvuru yapılmadığını savunmuştur.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, makine mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen rapor ve otomotiv uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen tarafından düzenlenen kök ve ek raporlarda 13/08/2014 tarih ve 06/09/2014 tarihinde meydana geldiği iddia edilen trafik kazalarındaki araç hasarlarının ve hasara uğrayan parçaların tamamına yakınının birbirinin aynı olduğunun belirtildiği, raporlarda yapılan tespitin benzer olduğu, davacının dava konusu kazaya ilişkin başvuru dilekçesini dava dilekçesine eklediği ancak başvuru dilekçesini davalıya tebliğ edildiğini gösterir belgeyi dosyaya sunamadığı, 14/08/2014 tarihli başvuru dilekçesinde” …indiğimde çarptığım kamyonette her hangi bir hasar olmadığını gördüm, çarptığım kamyonette hasar olmadığı ve yoğun trafik olduğundan dolayı karşı araç sahibi rapor için beklemeden çekip gitti, bu yüzden rapor tutamadık…” şeklinde beyanına göre kazaya ilişkin tutanak tutulmadığı, davacı vekilinin bu nedenle 13/08/2014 tarihli kazaya ilişkin kaza tespit tutanağını dosyaya sunamadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın davalıya ihbar ettiği 06/09/2014 tarihli kaza nedeniyle tespit yaptırmadığı halde, kaza tespit tutanağı düzenlenmediği anlaşılan ve davalıya ihbar edildiği ispatlanamayan dava konusu 13/08/2014 tarihli kazaya ilişkin olarak İzmir 8. SHM’nin 2014/97 D.İş sayılı dosyasında araçta meydana gelen hasarın tespit edildiğini savunmuş ise de, tespit edilen hasar sonrasında aracın onarımının yaptırılmış olduğunun ispat edilemediği, araç malikinin yukarıda bahsi geçen başvuru dilekçesinde belirttiği gerekçelerle kaza tutanağının tutulmamış olduğunu beyan etmiş olmasının da dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde tereddüt yarattığı, davacı vekilince dosyaya sunulan faturanın her zaman düzenlenebileceği; 13/08/2014 tarihli kazanın davalıya ihbar edilmemiş olması, ihbarı yapılan kaza ile dava konusu kaza tarihlerinin yakın olması nedeniyle davalının hataya düşerek, davanın ihbarı yapılan 06/09/2014 tarihli kazaya ilişkin olduğunu düşünerek cevap dilekçesinde kaza nedeniyle ödeme yapıldığını savunduğu; davalının ihbar üzerine ödeme yaptığı kaza tarihi ile davacının gerçekleştiğini iddia ettiği dava konusu kaza tarihlerinin yakın olması ve hasarlı bölgeler nazara alındığında mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/09/2018 tarihli 2017/164 Esas – 2018/871 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/09/2022