Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1558 E. 2022/1308 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1558
KARAR NO : 2022/1308

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2018 (Dava) – 09/07/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/179 Esas- 2019/826 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Bedensel Zarar Nedeniyle Açılan Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2019 tarihli 2018/179 Esas ve 2019/826 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.10.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, sürücüsü ve plakası tespit olunamayan bir aracın, yaya olan müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, bu nedenle müvekkilinde geçici ve sürekli iş göremezlik oluştuğunu, müvekkilinin bedensel zararlarının ödenmesi için davalı …’na başvuru yapıldığını, ancak ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL geçici ve 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6704 sayılı Kanun gereğince dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru şartı bulunduğunu, başvuru şartının yerine getirilmediğini, davanın bu nedenle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, plakası tespit edilemeyen araçların ispatının somut delillerle sağlanmasını, geçici iş göremezlik tazminatı talebine ilişkin müvekkili …nın sorumluluğunun bulunmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenmiş rücuya tabi tazminat miktarının hesaplanacak tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, …nın sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın başvuru tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi talebinin haksız olduğunu, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…davacının davasının kabulü ile; 100,00 TL geçici iş göremezlik, 8.222,36 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 8.322,36 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 12.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davada başvuru şartının yerine getirilmediğini, başvuru yapılırken davacının maluliyet raporunun müvekkiline iletilmediğini, başvuru şartı eksikliğinden davanın usulden reddi gerektiğini, kaza tarihinin 16/10/2015 tarihi olup, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartların hükümlerinin uygulanması gerektiğinden müvekkilinin, davacıda oluşan geçici iş göremezlik kaybından doğan zarardan sorumlu olmadığını, davacının ev hanımı olup hesap raporu ile belirlenen maddi zararının aktif ve pasif dönem ayrımına gidilmeden belirlenmesinin hatalı olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlık tazminatının, …ndan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, davacı tarafından davalı Kuruma 10/11/2017 başvurulduğu, davalı tarafça davacıya ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Kaza tarihi itibari ile aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması durumunda Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu … karşılayacaktır. …nın sorumluluğunun kapsamı ise kaza tarihi itibariyle 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir.(Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/10646 Esas, 2022/2243 Karar Sayılı ilamı aynı doğrultudadır)
1-2918 Sayılı KTK’ nın 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun ile yapılan ve 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” denilmiştir.
… yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek … Yönetmeliğinin 9, 14. ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren …nın temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise …nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.
Somut uyuşmazlıkta dava tarihi 12/02/2018 olup, dava tarihi itibariyle başvurunun dava şartı niteliğinde olduğu, davacının 10/11/2017 tarihinde davalı …na başvuruda bulunduğu, davalının davacı yana maluliyet raporunu ibraz etmediği gerekçesi ile herhangi bir ödeme yapmadığı anlaşılmaktadır.
Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK’nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinafları yerinde görülmemiştir. Bununla birlikte, davacının sigorta şirketlerine başvurusu sırasında eksik evrakla başvuru yaptığı anlaşılmakla mahkemece davalı aleyhine hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin de reddi gerekmiştir.
2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri örnekseme yoluyla sayılmıştır.
25/02/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir.Ancak; davacının talep ettiği geçici iş göremezlik ve 6111 sayılı kanun kapsamı dışında kalan SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri zararı yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/5305 Esas, 2021/7685 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Somut olayda, trafik sigorta poliçesi bulunmayan aracın sebebiyet verdiği kazanın, … tarafından karşılanması gereken geçici iş göremezlik tazminatı yönünden davalının sorumluluğunun devam ettiği kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
3-Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve karara esas kabul edilen 11/02/2019 tarihli aktüer raporunda; davacının aktif çalışma devresi olarak kabul edilen süre için AGİ bedeli dahil edilmeden asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığı görülmektedir. Asgari geçim indirimi bedeli, fiili çalışmanın karşılığı olan bir ödeme olup, fiilen çalışmayan kişiler için efor kaybı tazminatı hesaplanırken ücrete dahil edilmesi mümkün değildir. Bu itibarla; ev hanımı olan ve gelir getirici bir işte fiilen çalışmayan davacı için, işgücü kaybı (efor kaybı) tazminat hesabı yapılırken, tazminat hesabının yapıldığı tüm dönemlerde (aktif dönem olarak kabul edilen dönem için de) AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesap yapılması gereklidir. Bu yönü gözeten rapor dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğundan davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının da esastan reddi gerekmiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/13901 Esas, 2022/7556 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporlarını denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli bulunmasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2019 tarihli 2018/179 Esas ve 2019/826 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınması gereken 568,50-TL istinaf karar harcından peşin alınan 186,55 (142,15 TL nispi+44,40 TL maktu) TL’nin mahsubu ile bakiye 381,95-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.