Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1552 E. 2022/1536 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1552
KARAR NO : 2022/1536

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2013 (Dava) -25/06/2019 (Karar)
NUMARASI : 2014/404 Esas – 2019/809 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2019 tarihli 2014/404 Esas – 2019/809 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 14/12/2011 tarihinde yolcu konumunda bulunduğu … plakalı araçla seyir halinde iken, davalı sigorta şirketine ZMMS sigortasıyla sigortalı bulunan … plakalı aracın sürücüsünün, müvekkilinin bulunduğu araca asli ve tam kusurlu olarak çarpması sonucu müvekkilinin yaralanarak sakat kaldığını, müvekkilinin kazadan sonra Aydın Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğünü ve tam iyileşme mümkün olmayıp %44 oranında malul kaldığını, trafik kazası ile ilgili olarak Aydın 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/30 E sayılı dosyasıyla dava açtıklarını ve mahkumiyetle sonuçlandığını, müvekkilinin kaza yapan aracın trafik sigortacısı konumunda bulunan davalı sigorta şirketine yapmış olduğu başvuru neticesinde davalı sigorta şirketi tarafından Ocak 2013 tarihinde 29.500,00.- TL tazminat ödemesi yapıldığını, yapılan bu ödemenin müvekkilinin sakatlığı oranına göre az bir miktar olmakla birlikte kabul edildiğini, müvekkilinin yaşı, maluliyet durumu, yolcu olması sebebi kusursuzluğu sebebiyle sigorta şirketince yapılan ödemeden daha fazla tazminat alacak hakkı bulunduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin dava sırasında belirgin hale geldiğinde arttırılmak üzere iş gücü ve kazanç kaybı açısından bakiye 10.000,00.-TL tazminatın davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; 195.420,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa aidiyetine; dava tarihi itibari ile yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev yönünden davanın reddini talep ettiklerini, esas yönünden ise; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 29/01/2011-2012 vadeli trafik (ZMMS) poliçesi kapsamında sigortalı bulunduğunu, sürekli sakatlık tazminatı teminat limitinin ise 200.000,00.-TL olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete yaptığı başvuruya istinaden sürekli sakatlık tazminatının sigortalının %75 kusur oranı nispetinde 28/06/2013 tarihinde sulhen 29.580,10.- TL olarak ödendiğini, tedavi ve geçici işgöremezlik taleplerinin reddi gerektiği, poliçe limitinin 170.419,90 TL kaldığını, illiyet bağı ve sakatlık oranı tespit edildikten sonra, aktüer sicile kayıtlı bilirkişi tarafından hesap yapılmasını, davacının işbu davaya konu sürekli sakatlık tazminatı talebinin haksız ve fahiş olduğunu, ayrıca olayın haksız fiil nevinden olması, davanın bir kişinin maluliyeti ile ilgili olması ve kazaya karışan aracın hususi otomobil olması sebebiyle davaya konu işin ticari iş niteliğinde olmadığından, davacının ancak yasal faiz talep edebileceğini, haksız ticari faiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece;”…Davanın KABULÜ ile, 195.420,00.-TL maluliyet zararının (Aydın 1. AHM’nin 2013/216 E -2018/474 K sayılı kararı da dikkate alınarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkete karşı dava açmadan önce 22.04.2013 tarihinde Aydın 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/216 Esas sayılı dosyasından müvekkili şirkete sigortalı … plaka sayılı aracın maliki …’a dava açtığını, bu davada müvekkili şirketin davalı olarak gösterilmediğini, davacının 10.09.2013 tarihinde de bu kez İzmir 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/310 Esas sayılı dosyasından sadece müvekkili şirkete dava açmış olup, …’un davalı olarak gösterilmediğini, bu davanın daha sonra tevzi ile İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilerek, 15.09.2014 tarih, 2014/404 Esas sayılı dosyasından devam ettiğini, bu sebeple Aydın ve İzmir’deki davaların birbirinden habersiz olarak devam ettiğini, durum taraflarınca tespit edildikten sonra; UYAP üzerinden göndermiş oldukları dilekçe ile İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/404 Esas sayılı dosyasına davacının aynı talep ile iki farklı mahkemede dava açmış olduğu bildirilerek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiğini, itirazlarının dikkate alınmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarında açıkça belirtildiği üzere Türkiye’de maluliyet oranının tespitinde en üst kurumun sırasıyla Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu olduğunu, değişik hastanelerden alınan maluliyet oranlarının arasında çelişki olması durumunda da çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’na gönderilmesi gerektiğinin Yargıtay içtihatlarında açıkça belirtildiğini, Aydın 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/216 Esas sayılı dosyasına alınan 25.08.2014 tarihli maluliyet raporu Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu tarafından düzenlenmiş olup, bu rapora göre davacı …’in sürekli maluliyet oranının %19 olduğunu, ancak dava dosyasında alınan 27.07.2017 tarihli maluliyet raporu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenmiş olup, bu rapora göre …’in sürekli maluliyet oranının %53 olduğunu, aradaki fahiş farktan da anlaşılacağı üzere raporların ikisinin de doğru olma ihtimali bulunmadığını, hesap bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde durumun mahkemeye bildirildiği, haklı itirazlarının kabulü ile dosyanın Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’na veya Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’na gönderilmesi gerekirken, itirazları dikkate alınmadan dosyanın karara çıkartılmış olmasının istinaf sebebi olduğunu ayrıca bakiye poliçe limiti 170.419,90-TL olduğu halde 195.420,00-TL üzerinden dosyanın karara çıkartılmış olmasının da istinaf sebebi olduğunu belirterek; hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle işgücü ve kazanç kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda; 14/12/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında Aydın-Köroğlu Caddesi Kavşağında dava dışı …’un maliki olduğu … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken dava dışı …’ın maliki olduğu kaza sırasındaki sürücüsü… olan … plaka sayılı motosiklete çarpması sonucu motosiklet sürücüsü dava dışı … ve motosiklette yolcu olarak bulunan davacı …’in yaralandığı; davalı sigorta şirketinin … plaka sayılı aracın ZMMS sigortacısı olduğu, aracın 29/01/2011-2012 tarihleri arasında kaza tarihini de kapsar şekilde teminat altına alındığı anlaşılmıştır.
Trafik uzmanı ve aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 23/03/2018 tarihli raporda özetle; davalı taraf Sürücüsü …’ un %80 oranında asli derecede kusurlu olduğu, dava dışı motosiklet sürücüsü…’ in %20 oranında alt düzeyde tali kusurlu olduğu; park halinde bulunan … plaka sayılı aracın kusursuz olduğu; davacı …’in kazanın oluşumu üzerinde kusursuz olduğu, davacı …’e sigorta kuruluşu tarafından ödeme yapılan 2013 yılı verileri ile gerçek zararının 117.696,25 TL olarak hesaplandığı ancak Sigorta Kuruluşu’nun kendisine 29.580,10 TL ödediği, aradaki farkın 88.116,15 TL ye tekabül ettiği; bu nedenle 2018 yılı verileri ile yeniden hesaplama yapılarak, sigorta ödemesi güncellenerek mahsup edildikten sonra bakiye 182.261,40 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı ancak sigorta şirketinin bu bedelin ölüm/sakatlık halleri için bakiye teminat limiti olan 170.419,90 TL sından talep gibi dava tarihinden itibaren ve sigortalı araç ticari nitelikte olmadığından yasal faizi ile birlikte sorumlu bulunduğu; davacı için ayrıca iyileşme süresi 9 ay olarak belirlenmiş olmakla aşağıdaki tabloda belirlendiği şekilde 6.385,81 TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, hesaplanan tazminattan %20 kusur indirimi yapıldığında 5.108,64 TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, bu bedelin poliçenin tedavi giderleri teminatı içinde kaldığı belirtilmiştir.
Alınan 06/052019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı için 5.108,64 TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, dava konusu poliçenin tedavi giderleri teminatı sınırları içinde kaldığı; maluliyet oranı %53 kabul edildiğinde; davacı …’e sigorta kuruluşu tarafından ödeme yapılan 2013 yılı verileri ile gerçek zararının karşılanmadığının önceki raporda detaylı olarak hesaplandığı; bu nedenle 2019 yılı verileri ile yeniden hesaplama yapılarak, sigorta ödemesi güncellenerek mahsup edildikten sonra bakiye 230.948,74 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı ancak sigorta şirketinin bu bedelden bakiye teminat limiti olan 195.420,00 TL ile sınırlı olarak sorumlu bulunduğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; Aydın 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/216 Esas -2018/474 karar sayılı dosyasının davacısının… ve …, davalısının ise … olduğu, mahkemenin 25/12/2018 tarihli kararına karşı dosyada davalı sıfatı ile yer alan … vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu; İzmir BAM 4. H.D. 2019/1257E.-2019/1189K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, UYAP sorgulama ekranından yapılan incelemede söz konusu kararın kesinleştiği anlaşıldığından, mahkemece dosyanın fiziken istenerek; istinaf incelemesine esas bahsi geçen dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 25/08/2014 tarihli raporunda davacı …’in, trafik kazasında yaralanması nedeniyle %19 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme süresinin 9 ay olduğunu bildirilmiş; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 04/11/2015 tarihli raporda ise, 14/12/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşunda sigortalı araç sürücüsü …’un %85 oranında, sürücü…’in %15 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş olup, bu şekilde eldeki davada alınan maluliyet ve kusur raporları ile çelişki meydana geldiği, bu nedenle kusur ve maluliyet oranları bakımından raporlar arasında oluşan çelişkinin mahkemece değerlendirilerek, usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle, aktüer bilirkişiden alınacak raporun sonucuna göre talebin yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf itirazının bu yönden kabulü ile kararın kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2019 tarihli 2014/404 Esas – 2019/809 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalı vekilinin sair itirazlarının kararın kaldırılma şekline göre bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 13/10/2020