Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1526 E. 2022/1970 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1526
KARAR NO : 2022/1970

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2017 (Dava) – 13/06/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/1420 Esas – 2019/723 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 15/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/06/2019 tarihli 2017/1420 Esas ve 2019/723 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan … ve …’ın müteveffa …’m kızları, …. TC nolu …’ın ise müteveffanın annesi olduğunu, 14/04/2017 tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın meskun mahal içinde 140 km hızla seyir ederken müvekkillerinin murisi …’a çarpması sonucu havalanarak yolun kenarındaki çukura uçtuğunu ve olay yerinde hayatını kaybettiğini, davalı sürücünün müteveffaya çarptıktan sonra aracı ile durmaksızın olay yerinden kaçtığını ve olaydan yaklaşık 5 saat sonra yakalanabildiğini, … Müdürlüğü’nde müteveffanın hayvancılık yaptığına ilişkin kaydı bulunduğunu, aylık gelirinin ise 3.000,00 TL civarında olduğunu, müteveffanın vefat etmeden önce aynı evde annesiyle ve iki kızıyla birlikte yaşamakta olup; çalışarak elde ettiği geliri evin ihtiyaçlarına harcadığını ve bu yolla annesi ve çocuklarına sürekli destek olduğunu, müteveffanın ölümü ile annesi ve çocuklarının müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, annesi mirasçı sıfatında olmasa bile ölenin desteğinden yoksun kalması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı alacaklısı olduğunu, müteveffanın annesi yaşlı ve bakıma muhtaç olup muris ile aynı evde yaşamaları sebebiyle maddi manevi ihtiyaçlarının yıllarca müteveffa tarafından karşılandığını, bu nedenle annesinin kendisine çok düşkün olduğunu, müteveffayı yıllarca büyütmek için büyük emekler veren ve kaza anına kadar onunla birlikte kalmayı sürdüren annesine de bu üzücü durumun ruhen ve manen büyük zarar verdiğini, müteveffanın kız çocuklarının babalarının bu ani ve feci şekilde gerçekleşen kaza neticesinde ölmeleri sonucunda küçük yaşta babasız kaldıklarını, olaydan sonra psikolojilerinin bozulduğunu, çocukların annelerinin, kendileriyle hiç ilgilenmediği onları terk ettiği arayıp sormadığı gibi hayatlarının tek dayanağı olan babalarını da bu kaza neticesinde kaybettiklerini, sonuç olarak zor koşullar altında geçinen ailenin bu kaza sonrası bütün düzenleri ve manevi durumlarının paramparça olduğunu, ailenin mutluluğunun kalmadığını, bu nedenlerle verilecek manevi tazminat miktarının caydırıcı nitelikte ve davacıların yaşadıkları bu manevi üzüntüyü karşılar nitelikte olması gerektiğini, yaşamakta oldukları ve yaşayacakları manevi üzüntü ve eziyetleri için davacı anne … için 100.000 TL, kız çocuk … için 250.000 TL, kız çocuk … için 250.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 600.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı sürücü … ile davalı araç maliki …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı müvekkillerine ödenmesine , HMK’nın belirsiz alacak davasına ilişkin 107/1-2 hükümleri uyarınca uzman bilirkişi incelemesi neticesinde belirlendiğinde arttırılmak üzere davacı anne … için 250,00 TL TL, davacı … için 1.000,00.- TL TL, davacı kız çocuk … için 1.000,00.TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 14/04/2017 tarihinden , sigorta şirketi açısından başvuru tarihinden itibaren) faiziyle birlikte davalılardan (sigorta şirketi açısından poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı müvekkillerine ödenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 250,00 TL Cenaze, defin, ulaşım ve konaklama giderleri için davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, davacı müvekkillerinin alacağı herhangi bir rehinle teminat altına alınmadığı gibi davalının kazaya sebebiyet veren aracını başkalarına devretme ihtimali bulunduğundan kazaya sebebiyet veren aracın … plakalı aracın trafik kaydı ve davalılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacakları üzerine dosya alacağını karşılar miktarda ihtiyati haciz konulmasına, yargılama neticesinde belirlenecek tazminat miktarlarından mahsup edilmek üzere, yargılama sonuçlanıncaya kadar davacı müvekkilleri lehine TBK m.76 uyarınca 50.000,00 TL geçici ödemenin davalı sürücü … ile davalı araç maliki …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şahıslar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’nın hızının 140 km olmadığını, normal hız sınırında seyir halinde iken olayın gece oluşu ve müteveffanın kendisini yola aniden tam arabanın önünde atması sonucu kazanın gerçekleştiğini, …’nın olay yerinden kaçmadığını bir insana çarptığını anlamadığı için olay yerinden ayrıldığını, şayet hızı 140 km olsa idi ve o hızla bir insana çarpmış olsaydı arabanın kontrolünü bu çarpmadan sonra sağlayıp yoluna devam etmesinin mümkün olamayacağını, …’nın olay sırasında Denizli iline annesinin yanına gitmek için yola çıktığı için arabadan ses gelmesi üzerine durup baktığında farının yanmadığını görünce Denizli iline gitmekten vazgeçip geri dönüp hem işyeri hem ikametgahı olan … mahallesinde bulunan dükkanına gittiğini ve aracını park edip dükkanda bulunan 1 adet birayı içip yattığını, olayda kaçma gibi bir niyeti olsa gidip işyerine yatmayacağını aracını da işyerinin önüne park etmeyeceğini, müteveffanın vefat etmeden önce hayvan alım satımı işi ile ilgilendiği İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde kaydının bulunduğu ve gelirinin 3.000,00 TL olduğu sadece davacılar vekilinin beyanı olup müteveffanın gelir durumunun ne olduğunun belirsiz olduğunu zira edindikleri bilgilere göre müteveffanın düzenli olarak çalışmadığını ve aylık 3.000,00 TL gibi bir gelirinin de bulunmadığını, ceza dosyasındaki bilirkişinin alkol durumuma ilişkin olarak kanaat bildirir şeklindeki raporunu da kabul etmenin mümkün olmadığını, bu durumun aleyhini ispatlayacak dosyada hiçbir maddi delilin de bulunmadığını, ceza dosyasında alınan rapora göre müteveffanın asli kusurlu olduğunu, bilirkişi raporunda da 70 kusurlu olduğunun belirtildiğini, kaldı ki bu raporu dahi kabul etmediklerini, olay sebebi ile müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, mütevaffanın gece saatlerinde yaya kaldırımı bulunmayan bir yerde ve üstelik Ankara-İzmir Karayolunun üzerinde trafik açısından işlek bir caddede trafik kurallarına uymadan ve yolu kontrol etmeden kendini aracının önüne atarak tamamen kusurlu olduğunu, davacı tarafın dosya içeriği ve olayın oluş şekli ve şartları da göz önüne alındığında istemiş olduğu manevi tazminat miktarının çok fahiş olup kabul edilemez olduğunu, asli kusurlu olan müteveffa için istenilen manevi tazminat miktarının davacı tarafın acısını dindirmekten öte onları zenginleştirme amacını güttüğünü, sigorta şirketinin müteveffanın kusurunu da göz önünde bulundurarak iki çocuk için ceman 7.500,00 TL civarında bir maddi tazminat ödediğini ve bu durumda kendi istedikleri maddi tazminatında bir hükmü kalmadığını, bütün bu sebeplerle açılmış olan bu davanın reddini talep ettiklerini, yine ortada verilmiş bir karar yokken ve üstelik ceza dosyasında müteveffanın asli kusurlu olduğu tesbiti yapılmışken ve sigorta şirketi tarafından davacılara ödeme yapılmış olduğu halde …’ya ait taşınmazın üzerine dava sebebiyle ihtiyati haciz konulmasının usul yasa ve hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, davanın esas yönüyle usul ve yasa yönüyle haksız açılmış olmasından dolayı reddine karar verilmesini, manevi tazminat açısından faiz başlangıcının kaza tarihi olan 14.04.2017 tarihi değil dava tarihi olan 20.12.2017 tarihinden başlatılmasına karar verilmesini, davacıların geçici ödeme taleplerinin reddine, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin de davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”…Maddi tazminat talebinin KABULÜ ile, davacı çocuk … için 12.700,31-TL, davacı cocuk … için 10.097,13-TL, davacı anne ( … Kızı)… için 17.034,07 TL’ nin davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 14/04/2017 tarihinden davalı sigorta şirketi yönünden ise eksik ödeminin yapıldığı, 22/01/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile müşterek ve müteselsilen tahsiline, 1.750,00 TL cenaze giderinin davalı … ve … dan haksız fiil tarihi olan 14/04/2017 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi yönünden eksik ödeme tarihi olan 22/01/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile, geri kalan 250 TL cenaze giderinin ıslah harcının yatırıldığı, (son ıslah dilekçesinin verilip harcının yatırıldğı tarihten itibaren ) yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 250 TL’ lik cenaze giderinin davalılardan gerçek kişi davalılardan olay tarihi sigorta şirketinden ise , temerrüt tarihinden itibaren faiz işlenilmesi yönündeki talebin bu miktar ıslah edilmekle ıslah tarihinden faiz işletileceğinden, faizin başlanıgıcına yönelik davacı talebinin bu miktar yönünden reddine, 250 TL’ lik cenaze giderinin faizinin başlangıcına yönelik red sebebi feri nitelikte olduğundan davalılar vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, kusur oranı , davacı küçüklerin yaş ve eğitimleri ve tüm dosya içeriği değerlendirildiğinde, davacı kız … ve … için 75.000,00′ er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 14/04/2017 tarihinden itibaren davalılar … ve …. dan yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ( … Kızı ) anne … için manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, kusur oranı ve tüm dosya içeriği dikkate alınarak 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 14/04/2017 tarihinden itibaren davalılar … ve … dan yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı çocuklar için belirlenen 75.000,00 TL’er manevi tazminat miktarının hakkaniyeti sağlayacak nitelikte olmadığını, dava konusu olayın yaşanması sonucunda davacı çocukların babasız kaldığını ve hayat geçimlerini o vakte kadar babaları yardımıyla geçiren, anneleri tarafından terk edilip uzun süredir iletişimleri dahi olmayan ve babalarıyla büyüyen davacı çocukların yaşadıkları üzüntü, yaşayacağı zorluklar ve uğradıkları manevi yıkım düşünüldüğünde belirlenen manevi tazminatların hakkaniyetten oldukça uzak kaldığını, bu trajediye neden olan davalı …’nın; dava konusu kazada sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile meskun mahal içinde 140 km hızla seyir ederken müvekkillerinin murisi …’a çarparak olay yerinden kaçtığını ve müteveffanın havalanarak yolun kenarındaki çukura uçup olay yerinde hayatını kaybettiğini, davalı …’nın olaydan yaklaşık 5 saat sonra yakalanabildiğini, olaydan sonra alınan kan örneklerinde davalının olay anında alkollü olduğunun da ortaya çıktığını, davacı çocukların yaşları, eğitim – öğrenim süreçleri dikkate alındığında çocukların acılarının bir nebze dindirilebilmesi, topluma kazandırılmaları ve iyi bir eğitim – öğrenim hayatı görebilmeleri için kendilerine daha yüksek bir manevi tazminat bedeli belirlenmesinin hakkaniyeti sağlayacağını, ayrıca davacı anne yönünden belirlenen 30.000,00 TL manevi tazminat miktarının da hakkaniyeti sağlayacak nitelikte olmadığını, müteveffanın davacı annesinin yaşlı ve bakıma muhtaç olduğunu, kaza anına kadar davacı annenin müteveffa ile birlikte yaşadığını ve maddi, manevi her türlü ihtiyacının müteveffa tarafından karşılandığını, yaşanan bu trajik olayın davacı anne üzerinde de ruhen ve manen büyük yıkım yarattığını, bu nedenle müteveffanın desteğinden ve varlığından yoksun kalan, bakıma muhtaç yaşlı anne için belirlenen bu manevi tazminat miktarının arttırılmasının hakkaniyetin sağlanması açısından gerekli olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde manevi tazminat davalarında ücret başlıklı madde 10/2 hükmünde açık bir şekilde davanın kısmen reddi halinde karşı taraf vekili yararına belirlenen ücretin davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceğinin belirtildiğini, somut olay incelendiğinde; davanın manevi tazminat talebi açısından kısmen kabul kararı verilmesine rağmen davacılar vekili olarak taraflarına 16.750,00 TL manevi tazminat vekalet ücreti hükmedilirken, karşı taraf vekiline ise 30.750,00 TL manevi tazminat vekalet ücretine hükmedildiğini, davalı tarafa davanın kısmen reddi kararına rağmen daha fazla vekalet ücreti hükmedildiğini, usulen hatalı bir karar olduğunu belirterek yerel mahkeme tarafından davacılar yararına takdir olunan manevi tazminat miktarlarının somut davaya göre düşük takdir edilmiş olması nedeniyle davacılar yararına takdir olunan manevi tazminata ilişkin kararın kaldırarak taleplerine uygun miktarda manevi tazminat miktarına hükmedilmesine, aksi düşünülecek olursa yerel mahkemenin mahkemenin kabul kararına göre kısmen kabul kısmen reddedilen manevi tazminat talepleri yönünden davalı yararına hükmedilen karşı vekalet ücretinin davacı yan olarak taraflarına hükmedilen vekalet ücretinden fazla hükmedilmesi nedeniyle AAÜT m. 10/2 hükmüne aykırı bu kararın kaldırılarak yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından ölenin çocuklarına ayrı ayrı 75.000,00TL ve ölenin annesine 30.000,00TL manevi tazminata hükmedildiğini, yerleşik Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere; “Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediğini, zarar görenin zenginleşmemesi,zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerektiğini, takdir edilecek miktarın,mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiğini, 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların açıkça gösterildiğini, müteveffanın çocuklarını düşünüp gece vakti alkollü bir şekilde işlek bir karayolunda kendisini yola bırakmaması gerektiğini, müteveffanın bu kusurunu dikkate dahi almadan çocukların geleceği ve eğitim öğretimlerinin sağlanmasını gerekçe göstererek bu kadar yüksek bir manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili …’nın asgari ücretle çalışan bir işçi olduğunu, diğer müvekkili ….’in ise ev hanımı olup zar zor geçimini sağlayan bir insan olduğunu, bu sebeplerle yerel mahkeme kararının bozulması gerektiğini, cenaze masrafları yönünden talep edilen miktar yerel mahkemece aynen kabul edilmiş olup kusur oranına göre karar verilmediğini, oysaki talep edilen miktarın %30’unu müvekkillerinin ödemesine karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararında 250 TL’lik cenaze giderinin faizinin başlangıcına dair red sebebi feri nitelikte olduğundan bahisle lehlerine vekalet ücreti takdir edilmediğini, bu durumun da usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu 250 TL’lik cenaze giderinin hiç kabul edilmemesi gerektiğini, süresi içinde ıslah edilmediğini ve ıslah harcının süresi içinde yatırılmadığını, bu sebeple vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının bozmayı gerektirdiğini, yerel mahkeme kararının 3. sayfasında açıkça davalı sürücü …’nın %30, müteveffa yaya …’ın %70 kusurlu olduğu belirtilmesine rağmen hüküm kısmında davacı tarafın yaptığı yargılama giderleri hesaplanırken kusur oranları %35 ve %65 olarak kabul edilmiş ve müvekkillerine 65 fazladan masraf ödenmesine karar verildiğini, bu yönüyle de yerel mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerektiğini, yerel mahkeme kararının hüküm kısmında davalıların vekalet ücretleri belirlenirken manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden olduğunun belirtilmediğini ve bu sebeplede takdir edilen vekalet ücretinin davacılardan alınarak tüm davalılara denmekle davalılar içinde sigorta şirketinin olduğunun gözetilmediğini, bu vekalet ücretinin davalılardan … ve ….’na verilmesi gerektiğini, bu sebeple de yerel mahkeme kararının bozulması gerektiğini belirterek tehiri icra talepleri kabul edilerek istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar mahkeme kararının uygulanmasının geriye bırakılmasına ve mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin de davacılara hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacılar tarafından 14/04/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müteveffa …’ın vefatı nedeniyle açılan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemlidir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davacılar Vekilinin İstinaf Başvuru İtirazları Yönünden Yapılan İncelemede:
a-Hükmedilen manevi tazminatın az olduğu yönünden yapılan itirazın değerlendirilmesinde; 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu edilen kazada, müteveffa …’ın %70 oranında kusurlu olması, davalı sürücünün kaza sırasında % 30 oranında kusurlu ve aynı zamanda alkollü olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluş biçimi, kazanın meydana geldiği olay tarihindeki paranın alım gücü, davalıların içine düşebileceği mali güçlükler ve manevi tazminatın yukarıda ifade edilen amacı da göz önünde bulundurularak müteveffanın annesi ve çocukları olan davacılar için takdir edilen manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde isabetli olarak belirlendiği görülmüş ve davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları bu sebeple yerinde görülmemiştir
b-Karar gününde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10. maddesi uyarınca manevi tazminat davalarında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, manevi tazminat davasının kısmen reddi durumunda ise, karşı taraf vekili yararına tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği hükmü yer almaktadır. Mahkemece davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabul kararı verilmesine rağmen, davacılar lehine 16.750,00 TL manevi tazminat vekalet ücretine hükmedilirken, davalı taraf lehine ise 30.750,00 TL manevi tazminat vekalet ücretine hükmedilmesinin AAÜT m. 10/2 hükmüne aykırı olduğu anlaşıldığından itirazın kabulü ile kararın kaldırılması gerekmiştir.
2-Davalılar … ve …. Vekilinin İstinaf Başvuru İtirazları Yönünden Yapılan İncelemede:
a-Hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğu yönünden yapılan itirazın değerlendirilmesinde; davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden yapmış olduğu itiraz nedeniyle yukarıda yapılan değerlendirmeler, davalılar vekilinin manevi tazminat yönünden yapmış oldukları itirazlar yönünden de aynen geçerli olup davalılar vekilinin bu yöne ilişkin itirazlarının aynı gerekçe ile reddi gerekmiştir.
b-Cenaze masrafı olarak talep edilen miktardan kusur oranına göre indirim yapılmadığı yönünden yapılan itirazın değerlendirilmesinde; davalılar vekilinin aktüer rapora itiraz etmedikleri bu nedenle davalılar yönünden kesinleşen raporda hesaplanan cenaze masrafları yönünden davalı sürücünün %30 kusuru oranında sorumlu oldukları, bu nedenle davalıların zararın 600,00 TL’ sinden sorumlu tutulması gerektiği anlaşıldığından, davalılar vekilinin itirazının kabulü ile kararın bu yönden kaldırılması gerekmiştir.
c-Talep edilen cenaze giderinin reddedilen miktarı yönünden vekalet ücretine hükmedilmemiş olması yönünden itirazın değerlendirilmesinde; bilirkişi tarafından hesaplanan cenaze giderinden yapılan %70 oranında kusur indirimi nedeniyle reddedilen 1.400,00 TL yönünden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden davalılar vekilinin bu yöne ilişkin itirazının kabulü gerekmiştir.
d-Yerel mahkeme kararında davalı sürücü …’nın %30, müteveffa yaya …’ın %70 kusurlu olduğu belirtilmesine rağmen hüküm kısmında davacı tarafın yaptığı yargılama giderleri hesaplanırken kusur oranları %35 ve %65 olarak kabul edilmiş olması yönünden yapılan itirazın değerlendirilmesinde; belirlenen yargılama giderinin kabul ve red oranına göre paylaştırılması gerektiği, mahkemece yargılama giderinin paylaştırılmasına esas alınan hususun kusur oranı olmayıp kabul ve red oranı yönünden belirleme yapılmış olduğu anlaşılmakla davalılar vekilinin itirazının reddi gerekmiştir.
e-Manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden davalı sigorta şirketi lehine vekalet ücreti takdir edilmiş olması yönünden yapılan itirazın değerlendirilmesinde; mahkemece, davalı sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu olmadığı halde, manevi tazminat yönünden reddedilen miktar yönünden davalılar lehine vekalet ücreti belirlenirken, vekalet ücretinin manevi tazminat yönünden hüküm kurulmayan davalı sigortayı da kapsayacak şekilde tüm davalılar yönünden kurulması yanlış olup davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/06/2019 tarihli 2017/1420 Esas ve 2019/723 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
A-Maddi tazminat talebinin kısmen KABULÜ ile,
Davacı çocuk … için 12.700,31-TL, davacı cocuk … için 10.097,13-TL,
Davacı anne (… Kızı)… için 17.034,07 TL nin davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 14/04/2017 tarihinden; davalı sigorta şirketi yönünden ise eksik ödemenin yapıldığı 22/01/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline,
Toplam 1.750,00 TL cenaze giderinin davalılar (… ve …. 600,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) ve haksız fiil tarihi olan 14/04/2017 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi yönünden eksik ödeme tarihi olan 22/01/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, geri kalan 250,00 TL cenaze giderinin ıslah harcının yatırıldığı (son ıslah dilekçesinin verilip harcının yatırıldğı tarihten itibaren ) yasal faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
Kabul edilen maddi tazminat yönünden alınması gereken 2.761,87-TL karar harcından peşin alınan 2.057,84-TL peşin harç ile 135,00-TL ıslah harcı toplamı 2.192,84-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 569,03-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve tayin olunan; 9.200,00-TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen cenaze gideri talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve tayin olunan 1.400,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ve …’ya ayrı ayrı verilmesine,
B-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile,
Davacı kız … ve …’ın manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, kusur oranı, davacı küçüklerin yaş ve eğitimleri ve tüm dosya içeriği değerlendirildiğinde, 75.000,00′ er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 14/04/2017 tarihinden itibaren davalılar … ve … dan yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı ( … Kızı ) anne …’ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, kusur oranı ve tüm dosya içeriği dikkate alınarak 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 14/04/2017 tarihinden itibaren davalılar … ve …. dan yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Kabul edilen manevi tazminat yönünden alınması gereken 12.295,80-TL karar ve ilam harcının davalılardan … ve …’ dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına,
Davacılar tarafından dosyamıza yargılama gideri olarak yapılan 31,40-TL başvurma harcı, 2.057,84-TL peşin harç, tebdir talebi harcı olan 51,70-TL ve ıslahla tamamlanan 135,00-TL (artırım ve ıslah harcı) harç olmak üzere toplamda 2.275,94-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından dosyamıza yargılama gideri olarak yapılan 1.059,30-TL bilirkişi-posta-müzekkere-talimat masrafının, kabul red oranına göre 363,76-TL’ sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacıların kendisi üzerinde bırakılmasına,
Davalılar yargılama gideri yapmadıklarından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 28.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden manevi tazminat yönünden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2 maddesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 28.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … ve ….’ya verilmesine,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davacılar ile davalılar … ve …’dan alınan istinaf karar harcının talep halinde mahkemesince ilgilisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında;
a-Davacılar tarafından yapılan 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 27,00-TL e-tebligat masrafı toplamı 148,30-TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
b-Davalılar … ve …. tarafından yapılan 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından ibaret istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak iş bu davalılara verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15/12/2022