Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1525
KARAR NO : 2022/1310
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/01/2018 (Dava) – 16/05/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/5 Esas- 2019/625 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2019 tarihli 2018/5 Esas ve 2019/625 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketince zorunlu trafik poliçesiyle teminat altına alınan ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 23.10.2017 tarihinde, müvekkili …’ın idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısmına çarparak müvekkilinin ağır derecede yaralanmasına, motosikletinde hasar görmesine sebebiyet verdiği kazada düzenlenen kaza tespit tutanağına göre, … plakalı araç sürücüsü …’ın asli, müvekkilinin ise tali kusurlu olduğunu, 2918 sayılı yasanın 97. maddesi gereğince dava tarihinden önce davalı … şirketine 08.12.2017 tarihinde yapılan yazılı başvurunun davalı tarafa 12.12.2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı … şirketinin davacının sürekli ve geçici iş görmezlik zararı ile bakıcı giderini ödemekle yükümlü olduğunu, kazada hasar gören müvekkiline ait motosikletin 2.010,00-TL. tamir masrafından da davalı … şirketinden tahsili gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 900,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00-TL bakıcı ücreti, 2.010,00-TL. motosiklet tamir gideri olmak üzere toplam 3.110,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 13/03/2019 tarihli değer arttırım dilekçesi ile 100,00 TL geçici iş göremezlik zararını 4.300,00 TL artırarak 4.400,00 TL ye, 900,00 TL sürekli iş göremezlik zararını 61.100,56 TL artırarak 62.000,56 TL ye, 2.010,00 TL araç tamir gideri olmak üzere toplam 68.410,56 TL tazminatın davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 14.09.2017/2018 tarihleri arasında zorunlu trafik poliçesiyle teminat altına alındığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitiyle sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zarar ile sınırlı olduğunu, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanun ile 2918 sayılı kanunun değiştirilen 97. maddesi gereği trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine başvurunun dava şartı haline getirildiğini, davacı yanca müvekkili şirkete yapılan başvuruya istinaden 2017 T 148318/1 numaralı hasar dosyası açıldığını ibrazı zorunlu evrakların eksik olması nedeniyle ödeme yapılamadığını, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, sorumluluğun SGK’ ya ait olduğunu, davacının kalıcı maluliyetinin sağlık kurulu raporuyla belgelendirmesi gerektiğini, davacıya ait … plakalı araçta oluştuğu iddia edilen hasar miktarının fahiş olup kabulünün mümkün olmadığını, mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece;”…davanın kısmen kabulü ile; bakım gideri yönünden bir zarar olmadığından 100,00-TL lik bakıcı ücretine yönelik davacı talebinin reddine, 4.400,00-TL geçici işgöremezlik, 62.000,56-TL kesin işgöremezlik tazminatları ile 2.010,00-TL araç tamir giderinin temerrüd tarihi olan 12/12/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine…”şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı … şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanun ile 2918 sayılı karayolları trafik kanunu’nun 97. maddesinin değiştirildiğini, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun bir dava şartı haline getirildiğini, ancak davacı tarafından, dava öncesi yapılan başvurunun eksik evraklarla yapılıp geçerli bir başvuru olmayıp, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan aktüer raporunda sürekli iş göremezlik zararı hesaplanırken 07/12/2018 tarihli Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden alınan sağlık kurulu raporunun esas alındığını, oysa poliçe tanzim tarihinin 14/09/2017 olup 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları gereğince Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelikte Yer alan Esaslara göre belirlenmesi gerektiğini, hükme esas alınan sağlık kurulu raporunun mevzuat hükümlerine uygun olmadığını, bu nedenle kusur ve aktüer raporunun da usulüne uygun olmadığını, meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik gideri, tedavi gideri ve bakıcı giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, zira bu taleplerin poliçe teminatı dışında olup bu hususta sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumuna ait olduğunu ve kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle davacının bakım gideri, geçici ve sürekli işgöremezlik zararı ve araç tamir giderinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı … şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1-2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.
2918 Sayılı KTK’ nın 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun ile yapılan ve 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” denilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; dava tarihi 03/01/2018 olup, dava tarihi itibariyle başvurunun dava şartı niteliğinde olduğu, davacının dava tarihinden önce davalı … şirketine başvuruda bulunduğu, davalının davacı yana maluliyet raporunu ibraz etmediği gerekçesi ile herhangi bir ödeme yapmadığı, davacının davalıya eksik evrakla başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK’nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinafları yerinde görülmemiştir
2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri örnekseme yoluyla sayılmıştır.
25/02/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir.Ancak; davacının talep ettiği geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri ve SGK’ ca karşılanmayan tedavi gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/5305 Esas, 2021/7685 Karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır.)
3-Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 22/06/2021 tarih ve 2021/3089 E, 2021/3441 K sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Somut olayda, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 07/12/2018 tarihli raporu ile davacının sürekli iş göremezlik oranı ile geçici iş göremezlik süresinin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlarına göre Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlendiği, bu raporun tazminat hesabında esas alındığı, bu yönüyle hükme esas alınan maluliyet raporunun yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olduğu anlaşılmış, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
4-Hükme esas alınan 20/09/2018 tarihli kusur raporu, trafik kaza tespit tutanağı ve kazanın meydana geliş şekli ile uyumlu bulunduğundan, davalı vekilinin kusur raporuna yönelen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
5-Tazminat hesaplamasında, TRH 2010 Tablosu ve 1,8 Teknik faize göre (yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre) hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir ki, esas alınan rapor bu yönüyle de yeterli bir rapor değil ise de, istinafa gelenin sıfatı ve aleyhe hüküm verme yasağı uyarınca bu husus kaldırma nedeni yapılmamış, sadece anılan hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … şirketi vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2019 tarihli 2018/5 Esas ve 2019/625 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınması gereken 4.673,12-TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.168,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.504,82-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,(harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.