Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1521 E. 2022/1303 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1521
KARAR NO : 2022/1303

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/07/2017 (Dava) – 16/07/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/849 Esas- 2019/822 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Bedensel Zarar Nedeniyle Açılan Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2019 tarihli 2017/849 Esas ve 2019/822 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/10/2018 tarihinde dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin, elektrikli bisiklet sürücüsü müvekkili …’e çarpması sonucu çift taraflı yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkilinin yaralandığını ve … Üniversite Hastanesinde tedavi gördüğünü, olayla ilgili olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, kazanın oluşumunda dava dışı …’in tam ve asli kusurlu olduğunu, … plakalı motosikletin zorunlu trafik sigorta poliçesi bulunmadığını, bu nedenle dava konusu edilen tazminattan davalı …nın sorumlu olduğunu, KTK’nın 97. Maddesi uyarınca yapılan başvuruya rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını bildirerek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davacı için şimdilik 100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kuruma davadan önce başvuru yapıldığını, ancak kaza nedeniyle davacının maluliyetini gösterir sağlık kurulu raporunun ibraz edilmediğini, bu nedenle usulüne uygun yapılmış bir başvurudan söz edilemeyeceğini, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, kazaya sebebiyet veren aracın niteliği itibariyle zorunlu trafik sigortası yaptırılması gereken araç niteliğinde olup olmadığının mahkemece tespit edilmesi,, tescilsiz aracın sürücüsü/ işletenine davanın ihbar edilmesi ve kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigortasına sahip olup olmadığının araştırılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamı dışında kaldığını, SGK tarafından davacıya yapılan ödeme var ise tespiti gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere dava tarihinde itibaren yasal faiz istenebileceğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…davanın kabulü ile 6.874,49 TL geçici iş göremezlik zararı, 129.003,65 TL kalıcı iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 135.878,14 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının eksik incelemeyle alındığını, davacının başvuru şartını yerine getirmediğini, davacının müterafik kusuru nedeniyle hükmedilen tazminattan indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası onucu uğranılan bedensel zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezliğe ilişkin maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1-2918 Sayılı KTK’ nın 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun ile yapılan ve 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” denilmiştir.
… yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek … Yönetmeliğinin 9, 14. ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren …nın temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise …nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.
Somut uyuşmazlıkta dava tarihi 27/07/2017 tarihi olup, dava tarihi itibariyle başvurunun dava şartı niteliğinde olduğu, davacının. Dava tarihinden önce davalı …na başvuruda bulunduğu, davalının davacı yana maluliyet raporunu ibraz etmediği gerekçesi ile herhangi bir ödeme yapmadığı anlaşılmıştır.
Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK’nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinafları yerinde görülmemiştir. Bununla birlikte, davacının sigorta şirketlerine başvurusu sırasında eksik evrakla başvuru yaptığı anlaşılmakla mahkemece davalı aleyhine hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin yerinde bulunmadığı anlaşılmıştır.
2-6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Kanununun 52.maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurunda kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/21203 Esas, 2021/6808 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır)
Somut olayda; davacının bisiklet sürücüsü olduğu, kaza tespit tutanağında koruyucu tertibatının bulunup bulunmadığına ilişkin tespite rastlanmadığı, ancak trafik kazası sonucu davacının maluliyetine ilişkin … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından tanzim olunan 01/06/2018 tarihli rapora göre, davacının sağ alt ekstremite uzunluğunun 95 cm, sol alt ekstremite uzunluğunun 89 cm olarak ölçüldüğü, sol tibia iki yönlü grafileri raporunda; sol diz ekleminde proteze ait görünüm ve postoperatif değişikliklerin izlendiği, sol tibiada orta bölümde iki farklı lokalizasyonda multi parçalı geçirilmiş ftaktürlere ait görünümün izlendiği, fraktürler düzeyinde 10 dereceden fazla açılanma ile kaynamanın olduğu, sol fibula orta ve distal bölümünde geçirilmiş fraktürlere ait görünüm ve 10 dereceden fazla açılanmanın bulunduğu, psödoartroz lehine bulgu ayırt edilmediği, distalde kemik yapılarının ışın geçirgenliğinin arttığı, sol ayak bileğinde V.50’den fazla eklem hareket kısıtlılığı, sol alt ekstremitede 6 cm kısalık, sol tibia-fibulada 10 dereceden fazla açılanma olduğunun belirtildiği ve davacıda bacak kemik kırığına bağlı sürekli maluliyet meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan vakıalar karşısında, davacının yaralanmasının niteliği gözetildiğinde, koruyucu ekipman/dizlik takmamasının zararın artmasına sebebiyet verdiği ve müterafık kusur oluşturduğu, koruyucu ekipmanların takılmamış olmasının maluliyetle illiyeti bulunduğu dikkate alınarak, 6098 Sayılı TBK’nın 52. maddesi uyarınca belirlenen tazminattan resen %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu itibarla, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazları yerinde görüldüğünden, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca Dairemizce yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2019 tarihli 2017/849 Esas ve 2019/822 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a)DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 5.499,59 TL geçici iş göremezlik zararı, 103.202,92 TL kalıcı iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 108.702,52 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b)Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 7.425,47 TL harçtan, peşin alınan 495,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.930,46 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
c)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT, istinaf edenin sıfatı ile aleyhe hüküm verme yasağı uyarınca usuli kazanılmış haklar gözetilerek 13.620,24 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
ç)Müterafık kusur indirimi nedeniyle dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Davacı tarafından yapılan 67,40 TL başvuru harcı, 464,00-TL tamamlama harcı, 800,00- TL bilirkişi ücreti, 238,00 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 1.526,40 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.221,12-TLsinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
e)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
f)Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,

ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)İstinaf başvurusu sırasında davalıdan alınan 2.320,50-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
b)İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yatırılan 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir olarak kaydına,
c)İstinaf kanun yolu aşamasında davalı tarafça yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
ç)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
d)İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
e)Kararın temyize tabi olması nedeniyle, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/09/2022