Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1503 E. 2022/1277 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1503
KARAR NO : 2022/1277

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/07/2017(Dava) – 26/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/827 Esas – 2019/160 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 08/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/02/2019 tarihli 2017/827 Esas – 2019/160 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Şti’ne ait akaryakıt istasyonunun müvekkili şirket nezdinde 1- 7010070 nolu Ticari Paket Sigorta Poliçesi’ ile sigortalı olduğunu, 07.07.2016 tarihinde saat 23.00 sularında davalı … A.Ş. tarafından sigortalı akaryakıt istasyonunun bulunduğu bölgede yapılan onarım çalışması sırasında tamir ekibi tarafından yapılan elektrik kesintisinin akaryakıt istasyonunda elektriğin aniden gidip gelmesine yol açtığını, bu ani kesinti sonrasında yazar kasaların otomasyon sistemi ile bağlantısının kesildiğini, bu nedenle acil olarak satışın durdurulması ve yetkili servise haber verilmesinin gerektiğini, ertesi gün yetkili servisin istasyonda yaptığı incelemede; voltaj dalgalanmasından dolayı otomasyon ünitesinin, seri kartın ve 3 adet probun yandığının tespit edildiğini, hasara uğrayan parçaların servis tarafından değiştirilerek istasyonun rutin çalışmasına döndüğünü, meydana gelen hasarın onarımı için yapılan toplam 16.785,00 TL’nın müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı … Şti’ne ödendiğini, sigortalıya ödenen hasar bedelinin rucuen tahsili için davalı şirket aleyhine İzmir 13. İcra Dairesi’nin 2017/4094 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiğinden takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup reddinin gerektiğini, davaya konu hasarın meydana geldiği iddia edilen elektrik hatlarının mülkiyetinin … Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, bu hatların işletme, bakım ve sorumluluğunun ise hizmet alım sözleşmesi gereği müvekkilinin yüklenicisi … Şti. firmasına ait olduğunu, Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği gereği bildirimli ve bildirimsiz tüm elektrik kesintilerinin müvekkili şirket tarafından kayıt altına alındığını, bu kayıtlar incelendiğinde … İlçesi, …. Mah. ve civarında davacının sigortalısında arıza oluşturabilecek nitelikte bir kesintiye rastlanmadığını, müvekkili şirkete ulaşmış bir arıza kaydı yada şikayetin de bulunmadığını, bu nedenle davaya konu arıza yüzünden müvekkiline kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, kararda yazılı gerekçeyle; ”…Davanın kısmen kabulü ile davalının İzmir 13. İcra Dairesinin 2017/4094 Esas sayılı takip dosyasına itirazının kısmen iptaline, anılan takibin 16.785,00-TL asıl alacak üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Alacak yargılamayı gerektirdiğinden taraflar leh ve aleyhine icra inkar-kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece alınan bilirkişi raporunda, itirazları üzerine alınan ek raporda da aynı şekilde itirazlarının karşılanmadığını, gerekçeli kararda da itirazlarını karşılar mahiyette ayrıntılı bir açıklama yapılmadığını, hasar tazmin talebi yönünden süresi içinde yapılan başvuru bulunmadığından talep hakkının ortadan kalktığını, 07.01.2017 tarihinde belirtilen mevkide; müvekkili şirketin yetkilileri tarafından yapılan inceleme neticesinde, 07.01.2017 tarihinde belirtilen adres ve civarında elektrik şebekelerinde cihazlarında hasar oluşturabilecek nitelikte herhangi bir arıza kaydına rastlanmadığını, söz konusu meskenin enerji aldığı trafodan (M-1408) enerji alan diğer abone yada kullanıcılarda herhangi bir arıza meydana gelmediğini, arıza ihbarı verilen binadaki abonelerde dahi hasar meydana gelmeyip, sadece elektrik kesilmesinden dolayı benzin istasyonunda hasar meydana gelmesinin işyerinin kendi kusurundan ve gerekli önlemleri almamasından kaynaklandığını, hatların arıza, onarım ve bakım sorumluluğu … Şti’ne ait olup ilk derece mahkemesi kararında bu konuda hiçbir değerlendirme yapılmadığını, davacının sigortalısının da bağlantı yaptığı fiderden beslenen diğer abone ve kullanıcılardan şikayet gelmediğini, sigorta eksperi ve teknik servisin voltaj dalgalanması tespitinin kabulünün mümkün olmadığını, söz konusu hususun tespitinin ancak alanında uzman bir bilirkişi incelemesi ile mümkün olabileceğini, zira firmaların teknik personelinin, cihazdaki arızalanmaya dair voltaj dalgalanması tespitinde bulunması ve Sigorta Eksperlerinin de bu tespite dayanarak müvekkili şirkete rücu edebileceği düşüncesinin, eksik ve maddi gerçeğe aykırı bir tespit olduğunu, nitekim müvekkili şirketin çalışanlarının, sahada görev alabilmek adına, örgün eğitimde aldıkları teorik ve pratik bilginin yanı sıra; müvekkili tarafından ayrıca eğitim çalışmalarına tabi tutulmakta ve EKAT olarak adlandırılan uzmanlık belgelerini aldıklarını, hasar gördüğü iddia edilen cihazlar elektronik aksamdan ibaret olup, bu cihazların bakım elektronik mezunu kişiler tarafından gerçekleştirildiğini, elektrik nakil hatlarının ise alçak, orta ve yüksek gerilim olarak sınıflandırılmakta olup, bu alanda çalışanların elektrik bölümü mezunu kişiler olduğunu, dolayısıyla elektronik teknisyeni – teknikeri bir kişinin elektrik alanına dair görüşünün yetersiz olduğunu, arızanın kullanıcının kendi iç tesisatından kaynaklandığını, davacının sigortalısının sigorta direncini artırarak, sigorta atması olarak tabir edilen koruyucu önlemi by-pass etmesinin mümkün olduğunu, meskene gelen elektrik akımının korumak için konulan ana sigortanın haricinde; elektronik cihazlarda da, ayrıca voltaj dengelemeye yarayan ekstra sigortaların bulunduğunu, davalının bu ekipmanlarla koruyucu önlemler alması gerekirken, iç tesisatından kaynaklandığının aşikâr olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla cevap dilekçesinde ve ekspertiz raporunda, regülatör bulunduğu iddia edilmesine rağmen voltaj dalgalanması iddiasında bulunulmasının taraflarınca belirtilen bakımsızlık, iç tesisattan kaynaklanan durumlar ve cihazın kendinden kaynaklandığı iddialarını desteklediğini, zira voltaj regülatörü ya da volta yükseltici olarak bilinen regülatör sistemlerinin şebeke gerilimindeki yükselme, düşme ve tüm dengesizlikleri önleyip, gerilim regülasyonu yapan cihazlar olup hasarın voltaj dalgalanmasından kaynaklanma ihtimalini ortadan kaldırdığını, sigortalının elektrik kesintilerine karşı jeneratör vb. önlemleri alması gerektiğini belirterek öncelikle tehir-i icra taleplerinin kabulüne, kararın kaldırılmasına ve istinaf incelemesi sonucu davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya yapılan tazminat ödemesinin rücuen tahsili amacıyla başlatılan takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Dava dışı … Şti’ne ait akaryakıt istasyonunda bulunan bina, makine ve ekipmanların 15.07.2016 – 15.07.2017 tarihleri arasındaki dönem için 0001-07010070 nolu ‘Ticari Paket Sigorta Poliçesi’ ile sigortalanarak akaryakıt istasyonunda bulunan elektrikli ve elektronik cihazların 110.000-TL bedel karşılığında ‘Elektronik Cihaz’ teminatı altına alındığı, davalı şirket tarafından dava dışı sigortalı … Şti’ne ait … cad. No:… … …., İzmir adresinde bulunan akaryakıt istasyonu için 08/11/1993 tarihinde ticarethane aboneliği tesis edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, davalı şirket aleyhine İzmir 13. İcra Dairesi’nin 2017/4094 Esas sayılı icra dosyası ile 21/03/2017 tarihinde 16.785,00-TL asıl alacak, 135,20-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.920,20-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya usulüne uygun olarak 04/04/2017 tarihinde tebliğ olunduğu, davalı tarafından süresi içinde borca, faize ve faiz oranına itiraz edildiği, icra dairesince anılan takibin durdurulmasına karar verilmesi üzerine, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 06/09/2018 tarihli kök raporda özetle; akaryakıt kontrol ünitesi, seri kart ve 2 adet prob parçalarının malzemesinin temini ve değiştirilme bedeli, olay tarihindeki piyasa rayiçlerine uygun olup hesaplanan hasar tutarı da hasarın niteliği ve hasarın boyutu ile uyumlu olduğu, davacının sigortalısının enerji aldığı trafo merkezinde hasar tarihinde arıza meydana gelmiş olması, (elektrik şebekesindeki arıza ile hasar tarihinin birebir örtüşmesi), bu hasarın elektrik voltajındaki dalgalanma neticesi meydana geldiği yönündeki teknik servis raporu ve sigortalının bu yöndeki beyanı, arıza ihbarının ‘faz problemi” şeklinde yapılmış olması, dolayısıyla belirtilen bölgedeki tüketicilerden gelen ‘faz problemi’ şikayeti ile Teknik Servis raporundaki ‘Elektrik voltajındaki dalgalanma’ tespitlerinin birbiri ile uyuşması, fazlardan herhangi birinde kopma yada nötr teması meydana gelmesi halinde diğer fazlarda gerilim yükselmesi oluşacağından gerilimi yükselen faz üzerinde bulunan özellikle hassas elektronik cihazların etkilenebileceği/arızalanabileceği yönündeki teknik değerlendirme birlikte dikkate alındığında, davacının sigortalısında 07.01.2017 tarihinde oluşan hasarın … Dağıtım A.Ş. tarafından tüketicilere sunulan elektrik enerjisi geriliminin izin verilen sınırın dışına çıkılması sonucu meydana geldiği, oluşan hasardan da davalı şirketin sorumlu olduğu sonucuna varıldığı, ekspertiz raporunda davacının sigortalısı olan akaryakıt istasyonunda gerilim düzenleyici olarak regülatör bulunduğu belirtildiğinden zararın meydana gelmesinde davacını sigortalısına yüklenebilecek herhangi bir kusurun tespit edilmediği belirtilmiş; kök raporu düzenleyen elektrik mühendisi bilirkişi ve sigorta uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 10/12/2018 havale tarihli ek raporda özetle; kök rapordaki hususlar aynen tekrarlanmakla, itiraza konu EPDK tarafından hazırlanıp 21.12.2012 tarih ve 28504 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliğinin ‘Kullanıcı Zararlarının Tazmini’ başlıklı 26. maddesinde, göre zararın karşılanabilmesi için “10 gün içinde talepte bulunulması zorunludur” şeklinde olmadığı,” talepte bulunulabilir” şeklinde olduğu, ayrıca 6502 sayılı tüketici kanunun 13. maddesi (ayıplı hizmet ) ve 16. maddesi (zamanaşımı) gereğince davaya konu olayın ayıplı hizmet nedeniyle meydana geldiği dikkate alındığında, ikincil nitelikteki yönetmelik hükümlerinin değil, yasada öngörülen zamanaşımı süresinin geçerli olacağı belirtilmiştir.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı; kusur ve zarar ile davalının sorumluluğunun tespiti bakımından, elektrik mühendisi bilirkişi ve sigorta bilirkişisinden alınan rapor içeriğinin somut olayın meydana geliş şekline uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli, dosya kapsamı ve teknik servis formunda yazılı olduğu şekilde elektrik şebekesindeki voltaj dalgalanmasından kaynaklandığına dair yapılan tespit ile davacının davadan önceki ödemesine esas ekspertiz raporu ile uyumlu oldukları anlaşılmakla, ayrıca 07/01/2017 tarihinde davalı şirketin 08/08/2018 tarih ve 47319 sayılı cevabi yazısında da hasar tarihinde aynı trafodan enerji alan … cad. No:… adresinden arıza ihbarının geldiği ve ihbar üzerine kabloya ek yapıldığını bildirildiği; yine davacının sigortalısının enerji aldığı trafo merkezinde hasar tarihinde arıza meydana gelmiş olması ve bu hasara ilişkin arıza ihbarının ‘faz problemi” şeklinde yapılmış olması, dolayısıyla belirtilen bölgedeki tüketicilerden gelen ‘faz problemi’ şikayeti ile Teknik Servis raporundaki ‘Elektrik voltajındaki dalgalanma’ tespitlerinin birbiri ile uyuşması, dava konusu hasarın de aynı gün dava dışı sigortalı şirketin işyerinde oluştuğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, davalı … Dağıtım A.Ş. tarafından tüketicilere sunulan elektrik enerjisi geriliminin izin verilen sınırın dışına çıkılması sonucu meydana geldiği; davalı vekili, cevap dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde hatların arıza, onarım ve bakım sorumluluğunun … Şti’ne ait olduğunu bu hususun değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, davacının sigortalısı ile davalı şirket arasında 08/11/1993 tarihinde ticarethane aboneliği tesis edildiği, dosya kapsamına göre meydana gelen hasara da davalı şirketin sebebiyet verdiği nazara alındığında, davalıya husumet yöneltilmesinde bir aykırılık bulunmadığı; ayrıca davalı ile bahsi geçen …. Şti. arasındaki iç ilişkide ileri sürülebilecek hususların davanın konusu olmadığı; dosyaya sunulan ödeme dekontuna göre 15/02/2017 tarihinde davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı … Şti.’ ne 16.785,00-TL tutarında hasar ödemesi yapıldığı, TTK’nın 1472. maddesi gereği davacı sigortacı … Sigorta A.Ş.’ nin halefiyet ilkesi gereği sigortalısına yapmış olduğu ödemeyi hasarın meydana gelmesinde sorumluluğu tespit edilen davalıdan rücuen tahsil edebileceği anlaşıldığından, mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/02/2019 tarihli, 2017/827 Esas – 2019/160 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.146,58-TL istinaf karar harcından peşin alınan 286,64-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 859,94-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/09/2022