Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1471 E. 2022/1251 K. 07.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1471
KARAR NO : 2022/1251

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : Dava Tarihi: 22/11/2017 – Karar Tarihi: 12/02/2019
NUMARASI : 2017/1470 Esas – 2019/144 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 07/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/02/2019 tarihli 2017/1470 Esas ve 2019/144 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin işleteni ve sahibi olduğu …plakalı araç dava dışı… yönetiminde iken, 06/06/2016 tarihinde davalı … yönetimindeki … plakalı aracın kırmızı ışık yandığı halde durmaması sonucunda müvekkiline ait araca çarptığını, … plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiğini, kazanın güvenlik kamerası görüntü kayıtlarında yer aldığını, davalı sürücünün kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/116 D. İş sayılı dosyasında müvekkiline ait araçta toplam hasar tutarının 7.080,00-TL olduğunun belirlendiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle muadil bir araç kiralamak zorunda kaldığını ileri sürerek 7.080,00-TL hasar bedeli ile 10 günlük onarım sürecinde ödenen muadil araç kullanım bedeli olan 500,00 TL, tespit dosyasında sarf edilen 400,00-TL tespit vekalet ücreti ve 742,20-TL tespit giderleri toplamı olan 8.722,20-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ili birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, muadil araç kullanım bedeli olan 500,00-TL’den sadece davalı …’ın sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Dava dilekçesinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalılar tarafından yasal süre içesinde davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…davalı araç sürücüsü …’ın 06/06/2016 tarihinde yönetimindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken 2918 sayılı KTK’nın 84-a ve 47/1-b maddelerindeki kuralları ihlalinden dolayı % 100 oranında tam ve asli kusurlu olarak sebebiyet verdiği kaza sonucunda davacıya ait …plakalı araçta KDV dahil toplam 6.950,20-TL tutarında hasar oluştuğu, aracın onarımının 7 iş gününde yapılmasının mümkün olduğu, davacının bu süre içerisinde aracını kullanamayacağı ve bu nedenle araç kiralamak durumunda kaldığında günlüğü 100,00 TL’den 7 gün için toplam ikame araç bedelinin 700,00 TL olacağı, davalı sigorta şirketinin ikame araç bedelinden dolayı sorumluluğunun söz konusu olmadığı, nitekim davacı vekilinin de 700,00 TL ikame araç bedeli zararının davalı … tarafından karşılanmasını istediği, davalılardan sigorta şirketinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereğince 6.950,20-TL tutarındaki hasar bedeli zararından sorumlu olduğu, bu miktarın davalı sigorta şirketinin poliçe teminatı kapsamında kaldığı, diğer davalı …’ın da TBK’nın 49/1. maddesi gereğince kusurlu eylemi nedeniyle gerek hasar bedeli gerekse ikame araç bedeli zararından sorumlu olduğu…” gerekçesiyle davanın KABULÜ ile 6.950,20-TL’si hasar bedeli ve 700,00 TL’si ikame araç bedeli olmak üzere toplam 7.650,20 TL’nin (davalı sigorta şirketi 6.950,20-TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmak kaydı ile) davalı sigorta şirketi yönünden temerrüte düştüğü dava tarihinden, diğer davalı yönünden kaza tarihi olan 06/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur oranının belirlenmesi için bilirkişi marifetiyle yapılan tespitler sonucunda müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın %100 kusurlu bulunduğunu, davacı tarafa ait araç sürücüsünün ise kusurunun bulunmadığı kanaatine varıldığını, ancak bilirkişi raporunun hava şartları, yol durumu ve diğer çevresel faktörlerin kazaya etkisi araştırılmadan tanzim edildiğini, oysa ki, davayı kabul anlamı taşımamakla birlikte, kusur incelemesi yapılırken, eylemin yasa, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen kurallara aykırılığını saptamanın yeterli olmayıp, ayrıca hangi eylem ve davranışın zararı doğurduğu üzerinde durulması gerektiğini, bir eylem ve davranış, kurallara aykırı olmakla birlikte, zarar bu eylemin sonucu değilse, eylem ile zarar arasında “nedensellik bağı” kurulamıyorsa, kurallara aykırı davranan kişinin zarardan sorumlu tutulamayacağını, dolayısıyla eksik inceleme sonucu oluşturulan işbu bilirkişi raporunun ve rapora dayanılarak hazırlanan ıslah dilekçesinin kabulünün mümkün olmadığını, özellikle kusur oranlarının salahiyetle belirlenebilmesi için raporun alanında uzmanlaşmış bir ekip tarafından hazırlanması gerektiğini, araçta oluşan hasar bedelinin fahiş hesaplandığını, sonuç olarak hasar miktarındaki değerlendirmelerin müvekkilin gerçek sorumluluğunu belirleyecek nitelikte olmayıp bilirkişi raporunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, değiştirilen ve onarılan parçalar için ödenen işçilik tutarlarının, parçalar için biçilen değerlerin piyasa şartlarına uygun olup olmadığının araştırılarak rapor tanzimi gerektiğini, davacının aracının eski model araç olup kilometresinin yüksek olduğunu, bu anlamda araç aksamları da eskimiş olup yerine yepyeni parçalar takıldığı düşünüldüğünde araç sahibinin hak etmediği bir kazanç elde ettiğinin açık olduğunu, dolayısıyla hasar bedelinde indirime gidilmesi gerektiğini, ayrıca ikame araç talebi değerlendirilirken davacının aracının kilometre yüksekliğinin, geçmiş kazalarının olup olmadığının araştırılması gerektiğini, zira ikame araç bedeli hesaplanırken emsal araç kira fiyatları ile aracın ne kadar süre onarım gördüğünün önem kazandığını, bilindiği üzere yasa gereği bilirkişi raporu takdiri deliller arasında sayılmış olup mahkeme hakiminin bilirkişi raporu ile bağlı olmadığını, dava dosyasındaki diğer deliller gibi bilirkişi raporunun takdirinin de mahkemenin takdirine bırakıldığını, bu sebeplerle kararın kaldırılması gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davalının cevap dilekçesinde zamaaşımı defi ileri sürmediği, bu sebeple bu konudaki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, kamera görüntülerinden de anlaşılacağı üzere davalı aracının kırmızı ışıkta durmayıp hareket ettiği ve kendisine yeşil ışık yanması sebebiyle harekete geçen davacı aracına çarparak kazaya tam ve asli kusurlu olacak şekilde sebebiyet verdiği, alınan bilirkişi raporunun davadan önce delil tespiti sonucunda alınan bilirkişi raporu ile dosyada yer alan diğer belgelerin incelenmesi neticesinde düzenlendiği ve her iki bilirkişi raporunun hasar- kaza uyumu ve değişmesi gerekli parçalar ve bedelleri yönünden uyumlu olduğu, bunun yanı sıra hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı lehine olacak şekilde işçilik bedelini delil tespiti neticesinde alınan rapora göre daha az olarak hesapladığı anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/02/2019 tarihli 2017/1470 Esas ve 2019/144 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davalı … yönünden alınması gereken 522,59 TL istinaf karar harcından başlangıçta peşin alınan 175,05 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 347,54 TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince istinaf edilen miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/09/2022