Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1440 E. 2022/1169 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1440
KARAR NO : 2022/1169

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2016 (Dava) – 27/06/2019 (Karar)
NUMARASI : 2016/44 Esas – 2019/415 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 07/07/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 07/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/06/2019 tarihli 2016/44 Esas ve 2019/415 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 17.03.2013 tarihinde, … plakalı otomobil sürücüsü davalı …’ün sevk ve idaresindeki aracın dikkatsiz ve tedbirsizce trafik kuralı ihlali yaparak sol şeritten aynı yönde seyreden müvekkili sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobile çarptığını, bu çarpmanın etkisi ile her iki aracın ileri doğru savrularak elektrik direğine çarpmasıyla trafik kazası meydana geldiğini, araç sürücüsü olan müvekkili … ile aynı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilleri …, … ve …’in yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre davalı sürücü …’ün trafik kurallarını ihlal ettiğini, Karşıyaka 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/498 E. sayılı ceza dosyasında da davalı sürücünün asli kusurlu bulunduğunu ve taksirle birden fazla kişiyi yaralama suçundan adli para cezası verildiğini, müvekkili …’in belinden ağır darbe aldığını ve omuriliğinin zarar gördüğünü, alüminyum doğrama ustası olan müvekkili …’ın kaza sebebiyle, sol el bileği ile sağ elinde kırık meydana geldiğini, sol bileğinde hasar kaldığını ve tam kapasite ile kullanamadığını, … ile …’ün de diz kapakları başta olmak üzere çeşitli yerlerinden yaralandıklarını, uzun süre iş göremeyip maddi zarara uğradıklarını, müvekkillerinin tedavi süreçlerinde acı çekip sıkıntı da yaşadıklarını, bu nedenle manevi zararın da davalı tarafça tazmini gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; müvekkilleri …, …, …’tan her biri için geçici tam iş göremezlik sebebiyle şimdilik 250,00-TL, …’ın maddi zararına karşılık şimdilik 250,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL’nin davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi için poliçe teminat limitleri ile sorumlu olmaları kaydıyla) tahsiline, müvekkillerinden … ve …’ın her biri için sürekli kısmi iş göremezlik sebebiyle oluşan zararı karşılığı şimdilik 250,00-TL’şer olmak üzere toplam 500,00-TL’nin davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi için poliçe teminat limitleri ile sorumlu olmaları kaydıyla) tahsiline, müvekkillerinden … için 50.000,00-TL … için 10.000,00-TL, … için 25.000,00-TL, … için 10.000,00-TL olmak üzere toplam 95.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, kaza tespit tutanağına göre araçların 18 metre sürüklendiğini, fakat …’ın sevk ve idaresindeki aracın hızı ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığını, davacılar … ve …’nın kazadan zarar görmeden çıktıkları gibi manevi tazminat talep etmelerini gerektirecek herhangi bir olumsuzluk da yaşamadıklarını, dayanaksız bir şekilde tazminat talebinde bulunduklarını, davacı …’ın elindeki kırığın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğunun muayene raporlarından açıkça görüldüğünü, dava dilekçesinde kaza sebebi ile …’ın sol el bileği ile sağ elinde kırık meydana geldiği iddia edilmişse de kaza sonrası düzenlenen 17/03/2013 tarihli adli olgu bildirim formunda yalnızca sağ elindeki kırıktan bahsedildiğini, kazadan neredeyse 1 ay sonra 11/04/2013 tarihinde özel bir hastane olan … Hastanesinden alınan radyoloji raporunda sol el bileğindeki kırığa değinilse de rapordan bahsi geçen kırığın kaza anında olup olmadığının, ne zaman oluştuğunun anlaşılamadığını, kazadan hemen sonra yapılan muayenede böyle bir bulguya rastlanmadığını, yine, orantısız olan tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, sağlık teknisyeni olarak çalışan …’in bir sağlık personeli olmasına rağmen tedaviyi reddettiğini, acı çekiyor ise neden tedaviyi reddettiğinin anlaşılamadığını, maraz bırakma ihtimalinin düşük olduğunu, tüm tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini, davacılardan …’ın da kazada tali kusurlu olduğunu, kaza sonucunda müvekkili …’ün 2 kaburgasında kırık, sağ bacağında sibula kırığı – doku kaybı – tendonlarda zedelenme ve sol omuzunda köprücük kemiği kırığı meydana geldiğini, 3 defa ameliyet olduğunu, halen de travma sonrası stres bozukluğu yaşadığını, davalı müvekkili ile ilgili bedensel ve psikolojik hasarların hayatını ne ölçüde olumsuz etkileyeceği ile ilgili yetkin kurumlardan rapor alınması gerektiğini, şu ana kadar bunlara katlanmış olup davacılardan herhangi bir maddi ya da manevi tazminat talebi olmadığını, fakat davacıların kendisinden haksız ve abartılı olarak istedikleri tazminatların mahkemece uygun görülmesi durumunda acılarının katlanılmaz olacağını ve mağduriyetini arttıracağını, bu nedenle talep edilen 95.000,00TL tutarındaki tazminatın, müvekkilinin manevi zararı olan 95.000,00TL ile takas edilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise belirlenecek karşılıklı tazminat miktarlarının birbirinden mahsup edilerek hüküm kurulmasını belirterek, davacıların taleplerinin reddine, 95.000,00-TL manevi tazminat alacaklarının tali kusurlu …’dan tahsiline, tazminat alacaklarının mevcut olduğu sonucuna varılırsa takas taleplerinin kabulü ile fazla alacağın taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kendisinin dava konusu ile ilgisinin bulunmadığını, … plakalı aracın trafikte adına kayıtlı olduğunu, aracı 2012 yılında … TC kimlik numaralı … isimli şahsa sattığını ve teslim ettiğini, adı geçen kişinin aracı trafik kayıtlarında üzerine geçirmediğini, bu satış sırasında … ile satış bedelini ödememesi ve aracı üzerine almaması nedeniyle mahkemelik de olunduğunu, 15/10/2012 tarihinde 2012/92478 dosya numarası ile Menemen Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını, araç bedelinin ödenmesiyle şikayetten vazgeçtiğini ve Başsavcılık tarafından takipsizlik kararı verildiğini, sonradan öğrendiklerine göre aracını sattığı …’nın da aracı …’e sattığını, ancak aracın trafik kayıtlarında halen kendi üzerinde görüldüğünü, dava ile de herhangi bir müdahilliğinin bulunmadığını beyanla, davadan çıkarılmasını talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.’nin davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Olayla ilgili olarak davalı … hakkında Karşıyaka 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/498 E. – 2014/459 K.sayılı dosyasında mahkumiyet kararı verildiği, davalı … vekilinin cevap dilekçesinde talep ettiği manevi tazminatla ilgili olarak herhangi bir peşin ilam harcının yatırılmadığı, davacı … tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davası takip edilmediği için 30.11.2017 tarihli celsede işlemden kaldırılmasına karar verildiği, üç aylık yasal süre içerisinde yenilenmediği anlaşıldığından davacı … tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği, diğer davacılar tarafından açılan davalara gelince: davacı …’ın … plakalı otomobili ile kendi şeridinde normal seyri sırasında yolun sağındaki aracın kurallara aykırı şekilde sola döneceğini öngörmesinin mümkün olmadığı, hızının yüksek olmadığı, bu sebeple davalı sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı kanaatine varıldığı, davacı …’ün kaza sonucunda basit şekilde yaralanmış olduğu ve buna bağlı olarak geçici iş göremezlik süresinin 5 gün olduğu, bu süre boyunca meydana gelen kazanç kaybının asgari ücret üzerinden toplam 128,83 TL olduğu, bu konudaki fazlaya ilişkin talebin yersiz olduğunun anlaşıldığı, davacı …’in trafik kazasından sonra bir takım bel ağrısı şikayetiyle sıkıntıları, yaralanması, L2 fraktürü söz konusu olmuş ise de, bu bedensel rahatsızlıklarının sürekli iş göremezliğe (maluliyete) neden olacak düzeyde araz bırakmadığı, dolayısıyla sürekli iş göremezlik tazminatının yersiz olduğu, buna bağlı olarak, ortopedik yatak, yastık vb.eşya yönünden zarara uğradığını iddia etmişse de bu zarar iddiaları da ispatlanamadığından reddedildiği, davacılardan … ve … ile davalılar … ve …’nun sosyal ve ekonomik durumlarına, olaydaki davalı-sürücünün kusurunun yoğunluğuna, davacıların maruz kaldıkları yaralanmaların niteliğine, çektikleri ızdırabın durumuna göre; davacı … lehine 100,00 TL, davacı … lehine 5.000,00 TL manevi tazminat takdir edildiği, davacı …’ın trafik kazasına bağlı olarak sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik durumuna maruz kaldığının ispatlanamadığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu Üçüncü Adli Tıp İhtisas Kurulunun 31.01.2018 tarih 2295 Karar nolu yazısı ile kaza tarihli çekilmiş tüm grafilerin asıllarının gönderilmesinin istendiği, hastane cevabi yazısında grafilerin bulunmadığının belirtildiği ve ayrıca davacı vekilinin 10.05.2018 tarihli celsede müvekkilinin grafilerinin kendisine de verildiğini hatırlamadığını ve mevcut hali ile dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesini talep ettiği, bunun üzerine dosyanın tekrar Adli Tıp Kurumuna gönderildiği, ancak Adli Tıp Kurumunun bu kez 05.10.2018 gün 2018/147 Karar sayılı raporu ile ‘…davacı …’ın sağ eldeki kırıklar sebebi ile olay tarihli grafilerin temin edilemediği cihetle kırık sekellerinin olay ile illiyetinin kurulamadığı….’ nın belirtildiği, bu durumda, davacı … trafik kazasına bağlı olarak geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik durumuna maruz kaldığını ispatlayamadığından, bu taleplerin reddi cihetine gidildiği, bununla birlikte, dava konusu trafik kazasının oluş şekli, aynı araçta bulunan diğer kişilerin yaralanmış olması, olayın şartları ve özellikleri dikkate alındığında geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik sonucunu doğurmasa bile davacının trafik kazasına bağlı olarak yaralandığı kanaatine varılarak, tarafların sosyal ekonomik durumları, davalı-sürücünün kusurunun ağırlığı, hakkaniyet ilkesi, durum ve koşullar gözetilerek davacı … lehine 1.000,00 TL manevi tazminat takdir edildiği, her ne kadar davalı … davalı-sürücü …’ün kullandığı aracı dava dışı şahsa haricen sattığını savunmuş ise de, aracın trafik kaydında kendisinin malik olarak gözükmesi ve kesin delil niteliğindeki resmi kaydın aksini ispat edememesi karşısında olayda sorumluluğu bulunmadığı yönündeki savunmasına itibar edilmediği, keza, davalı … olayda yaralanması nedeni ile 95.000,00 TL manevi tazminat istemiş ve takas talebinde bulunmuş ise de, adı geçen davalı tarafından usulüne uygun olarak açılmış bir davanın bulunmaması, kaldı ki trafik kazasının tamamen davalı …’ün kusuru sonucunda gerçekleşmesi karşısında bu yöndeki savunma da hukuki dayanaktan yoksun bulunmakla; sonuç olarak; DAVACI … TARAFINDAN AÇILAN: Maddi tazminat davasının açılmamış sayılmasına, Manevi tazminat davasının açılmamış sayılmasına, DAVACI … TARAFINDAN: Tüm davalılar hakkında açılan maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, 128,83 TL geçici iş göremezlik tazminatının -davalılar … ve … (…) yönünden kaza tarihi 17.03.2013’ten itibaren davalı … Sigorta A.Ş.yönünden dava tarihi 26.01.2016’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine, Davalılar … ve … (…) hakkında açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, 100,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 17.03.2013’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … (…)’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat davasının REDDİNE, DAVACI … TARAFINDAN: Tüm davalılar hakkında açılan sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin ve geçici iş göremezlik tazminatı talebinin REDDİNE, Davalılar … ve … (…) hakkında açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 17.03.2013’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … (…)’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat davasının reddine, DAVACI … TARAFINDAN: Tüm davalılar hakkında açılan sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin REDDİNE; ortopedik yatak, yastık vb., eşya taşıma zararının tazmini talebinin REDDİNE, Davalılar … ve … (…) hakkında açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 17.03.2013’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … (…)’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat davasının reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı … vekili tarafından, “…Mahkemenin müvekkili …’ın trafik kazasına bağlı olarak sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik durumuna maruz kaldığının ispatlanamadığını belirttiğini, ancak müvekkilinin geçirmiş olduğu trafik kazası akabinde derhal Karşıyaka Devlet Hastanesi’ne nakledildiğini, sağ elinde kanama ve gözle görülür kırık meydana geldiği için acilde ilk olarak hemen sağ eline müdahale edildiğini ve atel takıldığını, sol el bileği ve eli ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığını, kontrol amaçlı olarak bile el grafilerinin çekilmediğini, bu sebeple, bileğinde meydana gelen hasarın tespit edilemediğini, mahkemenin dava süresince İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden müvekkiline ait el grafilerini müzekkere ile talep ettiğini, oysa ki müvekkilinin bu hastanede hiç tedavi olmadığını, bu hastanede kaydının olmasının tek sebebinin sağ eline pansuman yaptırması olduğunu, müvekkilinin 10.04.2013 tarihinde … İzmir Hastanesi’ne sol bileğinde oluşan şişlik için gittiğini, sol el bileği üç yönlü BT’ sinde ‘skafoid kırığı’ meydana geldiğinin tespit edildiğini, bu kırığın eski sekeli olduğunun belirtildiğini, mahkemece kaza ile kırık arasında illiyet bağı kurulamadığının belirtildiğini, oysa ki sundukları makalelerde, bilimsel çalışmalarda ve klinik tedavilerinde de görüleceği üzere skafoid kırığı tanısının kırığın oluştuğu gün konulma imkanının ancak kapsamlı tetkik ile mümkün olduğunu, bu sebeple müvekkilinin sol bileğindeki skafoid kırığının ancak kaza geçirdikten sonra 20 gün sonra sol bileğinin şişmesi ile tespit edilebildiğini, bilimsel çalışmalarda da görüleceği üzere travmanın olduğu ilk gün bu kırığın tespit edilemeyebileceğini, müvekkili …’ın da geçirmiş olduğu trafik kazasının hemen akabinde sol el bileğinde meydana gelen skafoid kırığının tespit edilmediğini, ancak sol el bileğinde skafoid kırığının dava konusu kaza ile illiyet bağının olduğunun aşikar olduğunu, bilirkişiler ve mahkemece bu hususun değerlendirilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, Adli Tıp Kurumunun, davacı müvekkilinde meydana gelen ‘skafoid kırığının’ halk tabiri ile ‘direksiyon kırığının’ 17.03.2013 tarihindeki sürücü olan davacı müvekkilinin bileğinde olup olmayacağını belirlemesi gerektiğini, zira bir doktorun ancak sonradan anlaşılabilen skafoid kırığını tespit edememesinin, tanı koyamamasının müvekkillinin hak kaybı yaşamasına neden olmaması gerektiğini, dosyanın yeniden Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, skafoid kırığının tespit edilme süresinin, travmanın ilk gün tespit edilip/edilememe durumunun, skafoid kırığının ‘direksiyon kırığı’ olma ihtimalinin, müvekkilinin kazadan sonra sağ kolunda atel olması sebebiyle ağrı kesiciler içmesi sebebiyle sol el bileğindeki kırığın ağrısını hissetmemesi durumunun da değerlendirildiği bir rapor alınmasının adil bir yargılama için gerekli olduğunu…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacılar vekilinin yalnızca davacı … bakımından istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; kazaya ilişkin olarak başlatılan ceza soruşturması kapsamında davacı … hakkında düzenlenen ilk adli muayene raporundan itibaren sağ bileğinde kemik kırığı olduğunun belirtildiği, izleyen aşamalardaki hastane tedavi evraklarında da (sevklerle gidilen Karşıyaka Devlet Hastanesi ve Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi kayıtları) kaza gününde “sağ” el kırığı olduğunun kayıtlı olduğu, ihtilafa konu “sol” el kırığının ise davacının beyanına göre ağrı ve şişlik şikayetiyle gittiği … Hastanesinde eski kırık denilerek tespit edildiği, bu yöndeki tıbbi evrakların da dosyada mevcut olduğu, mahkemece anılan davacıya ATK 3.İhtisas Dairesinde maluliyet raporu alınmasına karar verildiği, bu kapsamda ATK’nın önraporları uyarınca davacı …’ın yeni grafilerinin çekildiği ve eskilerin de araştırıldığı, hastaneden gelen yazıda; sağ el kırığına dair tanıyı da içerir şekilde cevap verildiği, ancak 2013 pacs sistemi olmadığından filmlerin hastaya verilmiş olduğunun belirtilmiş olduğu, davacı … vekilinin de 10.05.2018 tarihli duruşmada müvekkilinin bu grafilerin kendisine verildiğini hatırlamadığını, bulamadığını belirterek, mevcut haliyle dosyanın ATK’ ya gönderilmesini beyan ettiği, akabinde ATK 3. İhtisas Kurulunun 05.10.2018 tarihli raporunda; sağ ve sol eldeki kırıklar doğrulandıktan sonra, olay tarihindeki grafiler temin edilemediğinden kırık sekelleri ile kaza arasında illiyetin kurulamadığı, mahkemece olayla bağlantılı kabul edilir ise sol el bileğinde %18 maluliyet olacağı ve iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği yönünde seçenekli bir rapor düzenlendiği, ancak mahkemece davacı … bakımından geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatının tümden reddine karar verildiği anlaşılmış olup, mahkemece varılan sonuç yeterli incelemeye dayanmadığı gibi, dosya kapsamına da uygun düşmemiştir.
Şöyle ki; davacı …’ın kazanın hemen sonrasında sevk edildiği hastanelerce düzenlenmiş adli muayene raporlarında ve epikrizlerde “sağ” elindeki kırığa dair açık tespitler bulunmaktadır. İhtilafa konu olan ise davacı …’ın, “sol” elinde de şişlik ve ağrı olması sonrasında özel bir hastaneden alınan rapordaki kırığın kaza ile illiyet bağı hususudur. Bu nedenle, davacı …’ın kazanın hemen sonrası düzenlenen tıbbi evraklarına göre sağ elindeki yaralanmasına dair geçici/sürekli işgöremezlik durumunun ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna ilaveten, kazadan belli bir süre sonra tespit edilen sol bilekteki kırık bakımından da, davacı vekilinin itirazları da değerlendirilerek, bahse konu raporda “eski kırık” şeklindeki tespit irdelenerek, kaza tarihine göre kaza ile illiyet bağının değerlendirilmesi ve bunun sonucuna göre bu el bakımından da ayrıca geçici/sürekli işgöremezlik durumunun belirlenmesi gerekirken, salt davacıya teslim edilip edilmediği belirsiz olan kaza tarihindeki grafilerinin bulunamadığı gerekçesiyle yeterli araştırma yapılmadan talebin tümden reddi doğru olmamıştır. Davacı vekilinden, anılan davacının dava konusu kaza ile ilgili tedavi gördüğü hastanelerin de sorulup açıklatıldıktan sonra, tüm tedavi evrakları getirtilerek davacı vekilinin itirazlarını da karşılayacak şekilde ATK Genel Kurulundan rapor alınması için kararın kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı … vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı … vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜNE; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/44 Esas – 2019/415 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı … tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının istek halinde davacı …’a iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 07/07/2022