Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1416 E. 2022/1095 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1416
KARAR NO : 2022/1095

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017 (Dava) – 19/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/1488 Esas-2019/174 Karar
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 29/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/06/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2019 tarihli 2017/1488 Esas ve 2019/174 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 08/12/2016 tarihinde Sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın Antalya ili, Kemer ilçesinde seyir halinde iken …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini ve davacıların desteği …’un öldüğünü, davacıların destekten yoksun kalması nedeni ile iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, meydana gelen trafik kazasında … plakalı aracın …’un kusurlu bulunduğunu, … plakalı aracın davalı … şirketinde kaza tarihini kapsar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin olduğunu, bu sebeple davanın davalıya ikame edildiğini, sigorta şirketine 27/11/2017 tarihinde başvuru yapıldığını, başvuru neticesind eyapılan başvurunun reddedildiğini, iş bu sebeple yazılı şart gerçekleştirildiğinden dava açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle, şimdilik poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 400,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini, davacıların birlikte dava açmalarının objektif dava birleşmesi niteliğind ebaşka bir deyişle ihtiyari dava arkadaşı konumunda olmaları nedeni ile her bir davacı müvekkil için ayrı ayrı olmak üzere vekalet ücretine hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların 08/12/2016 tarihinde sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın … plakalı araçla meydana gelen kazası sonucu vefatı nedeni ile 19/11/2016-2017 vadeli, 730793 numaralı Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesine istinaden şimdilik 400,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının başvuru tarihindne itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsilini talep ettiğini, ancak destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat dışında kaldığını, her halükarda davacıların talebine konu destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin tazminat hesabının zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi genel şartları A.5/ç maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiğini, davacıların desteğinin kaza yapan aracın sürücüsü olması ve kazada kusurlu olması nedeni ile tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, huzurdaki davanın açılmasına davalı … şirketinin neden olmadığını, somut olayda muaccel hale gelmiş bir alacak olmadığı için davalı … şirketinin temerrüde düşmediğini, bu nedenle vekalet ücreti ve dava yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “…08/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisi olan …’un sürücüsü olarak bulunduğu … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında sürücü …’un hayatını kaybettiği, davacılar tarafından destekten yoksun kaldıkları iddiası ile bulunduğu aracın ZMS sigortacısı davalı şirketten tazminat isteminde bulunulduğu, davalı şirket vekili tarafından davanın reddinin istendiği, zira yapılan değişiklik ile iddia edilen şekilde bir zararın kişinin kusurundan kaynaklanması halinde istenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddini istediği, davacıların murisinin meydana gelen kazada tam ve asli kusurlu olduğu, davacıların desteğini kaybetmesine murisin kendi kusurlu hareketinin sebebiyet verdiği, davacıların kendi murislerinin kusuruna dayanarak yansıma yolu ile bu istemde bulunmalarının hukuken dinlenemeyeceği…” gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğunu, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatının konusunun, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarar olduğunu, buradaki amacın destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunması olduğunu, olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesi olduğunu, araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olmasının destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemeyeceğini ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesinde hiçbir hukuka aykırılık olmadığını, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu kusur raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, Genel Şartların A.6. maddesi (d) bendine göre, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle, %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü murisin tam kusuruna isabet eden destek tazminatının sigorta teminatı kapsamında bulunmadığı, poliçenin teminat başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda; sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmamasına göre, davacıların davalı … şirketinden destek tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı(Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/9655 E. – 2021/2630 K.), kendi adına asaleten, oğlu … adına velayeten … tarafından dava açılmasına rağmen karar başlığında …’un isminin … olarak yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2019 tarihli, 2017/1488 Esas ve 2019/174 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30-TL’nin davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/06/2022