Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1375 E. 2022/1030 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1375
KARAR NO : 2022/1030

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2017 (Dava) – 12/06/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/157 Esas – 2019/99 Karar
DAVA : Tasarımın Hükümsüzlüğü
BİRLEŞEN 2017/161 E. SAYILI DOSYA
TARİHİ : 26/09/2017 (Dava) – 12/06/2019 (Karar)
DAVA : Tasarıma Tecavüzün Men’i, Maddi – Manevi Tazminat

BAM KARAR TARİHİ : 22/06/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 22/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/06/2019 tarihli 2017/157 Esas ve 2019/99 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı adına kayıtlı 2012/02820-1, 2013/08394-2, 2014/03739-2, 2013/00689-1, 2014/09185-1, 2014/00551-1-2; 2016/06363-2, 2013/08396-3 tescil numaralı tasarımların başvuru tarihlerinden önce kamuya ve piyasaya sunulmuş olup yeni ve ayırt edici olmadığını, zaten uzun süredir yerli ve yabancı mobilya sektöründe kullanılmakta olan harc-ı alem olmuş ürünler olduğunu, bu nedenle hükümsüz kılınmasını talep ettiklerini, davalıya ait 2012/02820-1, 2013/08394-2, 2014/03739-2 numaralı tasarımların müvekkilinin 2011 tarihli kataloğu ile daha önce kamuya ve piyasaya sunulduğunu, müvekkilinin bu ürünler için fatura da kestiğini, müvekkilinin kataloğunda yer alan ürün isimleri ile faturada yer alan ürün isimleri de birebir aynı olup birbirini doğruladığını, davalıya ait 2012/02820-1 tescil numaralı tasarımın başvuru tarihinin 20.04.2012 olup müvekkiline ait kataloğun 20. sayfasındaki … Sandalye isimli ürünün birebir aynısı olduğunu, davalıya ait 2013/08394-2 tescil numaralı tasarımın başvuru tarihinin 19.12.2013 olup müvekkiline ait 2011 tarihli kataloğun 20. sayfasındaki … Sandalye isimli ürün ile birebir aynı olduğunu, ayrıca müvekkilinin kataloğundan sonra davalının başvurusundan önce aynı tasarım için yabancı bir firma tarafından 2013’ün 10. ayında …- … Oct 2013 tarihli bir de Youtube videosu yayınlandığını, bunun yanında; aynı tasarımın farklı firmalarca internette önceki tarihlerde yayınlandığını gösteren tarih içeren diğer sair belgelerin de ekte sunulduğunu, davalıya ait 2014/03739-2 numaralı tasarımın başvuru tarihinin 16.05.2014 olup; müvekkiline ait 2011 tarihli kataloğun 16. sayfasındaki … isimli ürün ile birebir aynı olduğunu, tespit isteyene ait 2013/00689-1, 2014/09185-1, 2014/00551-1 tescil numaralı tasarımların yeni ve ayırt edici olmayıp harc-ı alem ürünleri olduğunu, 2013/00689-1 tescil numaralı tasarımının benzerinin 19.10.2011 tarihinde … A.Ş. tarafından tescillendiğini, youtube video portalına yüklediği bir tanıtım videosunda da aynı tasarıma yer verdiğini, 2017/ 96 D.iş dosyası kapsamında bu tasarım ile müvekkilinin … Konsol ürününün iskeletinin benzer görüldüğünü ve tedbir kararı verildiğini, müvekkilinin benzer bulunan iskelet halindeki konsol ürününün aslında müvekkilinin kataloğunun 12. sayfasında yer alan … isimli ürün olduğunu, davacı tasarımı ile müvekkilinin ürünü benzer kabul edilecekse, müvekkilinin bu ürününün de müvekkili tarafından 2011 yılında 2011 tarihli katalog ile kamuya sunulduğunun ve 6 adet fatura da olduğunun da dikkate alınması gerektiğini, 2014/09185-1 tescil numaralı tasarımının başvuru tarihinin 31.12.2014 olduğunu, söz konusu tasarımın zaten mobilya sektöründe yıllardır kullanılagelen hiç bir ayırt edicilik vasfı taşımayan bir ürün olduğunu, seçilecek heyete dahil edilecek sektör bilirkişisinn de bu durumu mevcut bilgisiyle teyit edeceğini düşündüklerini, 2017/96 D.iş dosyası kapsamındaki diğer bir tasarım ile müvekkilinin … Konsol ürününün iskeletinin benzer görüldüğünü, tedbir kararı verildiğini, müvekkilinin benzer bulunan iskelet halindeki konsol ürününün aslında müvekkilinin kataloğunun 11. sayfasında yer alan … Konsol isimli ürün olduğunu, buna göre müvekkilinin ürününün 2011 yılında 2011 tarihli katalog ile kamuya sunulduğunun dikkate alınması gerektiğini, 2014/00551-1,2 tescil numaralı tasarımının başvuru tarihinin 23.01.2014 olduğunu, söz konusu tasarımın zaten mobilya sektöründe yıllardır kullanıla gelen hiç bir ayırt edicilik vasfı taşımayan bir ürün olduğunu, 2017/ 96 D.iş dosyası kapsamında yine bir diğer tasarım ile müvekkilinin … Komidin ürününün çekmece kapaklarının benzer görüldüğünü ve tedbir kararı verildiğini, müvekkilinin benzer bulunan çekmeceleri görülen komidin ürününün aslında müvekkilin kataloğunun 7. sayfasında yer alan … Komidin isimli ürün olduğunu, müvekkilinin bu ürününün katalog ile kamuya sunulduğunu, fatura ile de 2011 yılında piyasaya sunulduğunun dikkate alınması gerektiğini, davalının 2016/06363-2 tescil numaralı tasarımı daha önce kendisi tarafından 2014/00363 tescil numarası ile tescil edilmiş olup ancak daha sonra iptal edildiğini, davalının 2 yıl sonra aynı tasarım için kötü niyetle tescil başvurusunda bulunup işbu davaya konu 2016/06363-2 tescil numaralı tasarımı tekrar tescillediğini, bu kötü niyetli tescilin hükümsüz kılınması gerektiğini, davalıya ait 2013/08396-3 tescil numaralı tasarım olan konsol kulbunun ayırt edilemeyecek derecede benzerinin daha önce dava dışı … A.Ş. isimli firma tarafından tescillenen bir üründe kulp olarak kullanıldığını, ayrıca youtube isimli internet sitesine yüklenen videosu ile de kamuya sunulmuş bulunduğunu, davalının özgün olmayan ürünleri ve piyasada özellikle mobilya fuarlarında gördüğü tasarımları etik olmayan şekilde kendi adına tescillemeye çalışmakta olup davalının bu tescillerinin kötü niyetli tescil kapsamında olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin her türlü dava, tazminat ve şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının kötü niyetli ve tescil edilebilirlik şartlarına haiz olmayan 2012/02820-1, 2013/08394-2, 2014/03739-2, 2013/00689-1, 2014/09185-1, 2014/00551-1-2; 2016/06363-2, 2013/08396-3 numaralı tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın mobilya sektöründe tüm tasarımlarını kendi bünyesinde tasarladığını ve tescil ettirerek koruma altına aldığını, koruma altında olan tasarımlarının davalı tarafından taklit edildiğini, davalı firmanın işbu taklit ürünleri üretmekte, ürettirmekte, dağıtmakta, pazarlamakta ve satmakta olduğunu, bu haksız eylemlerinin tespiti için kendilerince Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/96 D.İş dosyası ile tespit talep edildiğini ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda dayalı yanın endüstriyel tasarım hakkına tecavüz ettiğinin belirlendiğini, davalının ticari anlayışının; müvekkili şirketin ürünlerinin taklidinin üretimi, pazarlaması ve satışı üzerine kurulmuş olduğunu, yapılan aramada müvekkili adına tescilli tasarımın aynısının ve bazılarında ayırt edilemeyecek kadar benzerlerinin imal edilip piyasaya sürdüğünün tespit edildiğini, davalının haksız eylemleri sebebiyle müvekkili şirketin satışlarının etkilendiğini ve hala etkilenmekte olup, ayrıca müvekkili şirketin ticari itibarının da zedelendiğini, aynı zamanda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen haksız rekabet ilkelerine de aykırı olan eylemleri sebebiyle müvekkilinin maddi ve manevi olarak büyük oranda zarar gördüğünü, müşterinin müvekkili firmaya olan inanç ve güveninin zedelendiğini, oysaki reklam ve tanıtım giderlerinin müvekkili şirketin bütçesinde oldukça önemli bir düzeyde olduğunu, mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile müvekkili şirketin, davalı yanın müvekkilinin tasarımlarına tecavüzü sebebiyle yoksun kaldığı kazancının hesaplanmasını, bu hesabın ise 554 Sayılı KHK’NIn 52. maddesinin (c) bendi uyarınca “Tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin, tasarımı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre” hesaplanmasını, davalı yanın müvekkili adına tescilli 2014 03739 Sayılı endüstriyel tasarım belgesindeki 2 nolu “kanepe”, 2013 00689 Sayılı endüstriyel tasarım belgesindeki 1 nolu “konsol”, 2013 08396 Sayılı endüstriyel tasarım belgesindeki 3 nolu “kulp”, 2014 00551 Sayılı endüstriyel tasarım belgesindeki 1 ve 2 nolu “komodin”in, 2014/09185 Sayılı endüstriyel tasarım belgesindeki 1 nolu tasarımına ilişkin haksız tecavüzünün ve haksız rekabetin tespitine, tecavüzün durdurulması ve önlenmesine, haksız rekabet yaratan fiillerin durdurulmasına, davanın kabulü halinde masrafları davalı tarafından karşılanmak suretiyle el konulan ürünlerin imhasına, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile, şimdilik tasarıma ilişkin haksız tecavüz ve haksız rekabet sebebiyle 20.000 TL maddi, 10,000 TL manevi tazminatın davalı yandan alınarak, davacı müvekkiline verilmesine, masrafları davalı tarafından karşılanmak suretiyle ilgililere tebliğ edilmesi ve Türkiye genelinde tirajı en yüksek ilk 3 gazeteden birinde kamuya ilan yoluyla duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin mobilya sektöründe uluslararası platformda faaliyet göstermekte olup, tüm tasarımlarını kendi bünyesinde tasarladığını, “…” adı ile mağazalar zinciri oluşturmayı başardığını, Türkiye’nin sayılı firmalarından biri olduğunu, müvekkili şirketin bu tasarımlarını tescil ettirerek koruma altına aldırdığını, müvekkili firmanın tasarımlarının davacı tarafından ısrarla taklit edilmekte olduğunu, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/96 D.İş dosyası ile yapılan tespit ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı yanın endüstriyel tasarım haklarına tecavüz ettiğinin tespit edildiğini, işbu bilirkişi raporu doğrultusunda ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verildiğini, yapılan aramada müvekkilinin “kanepe”, “konsol”, “kulp”, “komodin” tasarımının aynısının ve bazılarında ayırt edilemeyecek kadar benzerlerinin imal edilip piyasaya sürüldüğünün tespit edildiğini, davacı yanın işbu haksız eylemleri sebebiyle müvekkili şirketin satışlarının etkilendiğini ve hala etkilenmekte olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi zararlarının tazmini yönünden İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/161 Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açtıklarını, davanın uzaması için davacı yan tarafından hukuka aykırı iddialar ve mesnetsiz olarak işbu hükümsüzlük davasının ikame edildiğini, ancak tüm iddialarının gerçek dışı olup, davacı tarafça müvekkili şirketin tescil başvurularından önce piyasaya sunulduğu iddia edilen ve davacıya ait olduğu ve 2011 yılında piyasaya sürüldüğü iddia edilen “…” kataloğunun tamamen düzmece olduğunu, delil yaratma çabası ile sahte olarak yaratılmış kötü bir senaryodan ibaret olduğunu, bu delili asla kabul etmediklerini, 2011 yılı kataloğu düzmece olduğundan daha önceden piyasaya sürülmüş olduğu iddiası da gerçek dışı olup, iptal taleplerinin reddi gerektiğini, 2013/00689/1 nolu tasarımın ise … firmasına ait 2011/06408 tescil numaralı ürün ile benzerliği iddiasının asla kabul edilemeyeceğini, birbiri ile hiçbir ilgi ve benzerliği olmayan iki ayrı tasarım olduğunu, tamamen yenilikçi ve özgün bir tasarım olduğunu, davacının bir başka gerçekdışı iddiasının ise tespitteki konsolun aslında müvekkilinin 2013/00689/1 nolu konsolun birebir aynısı olmadığını, başka bir konsolun iskeleti olduğu şeklinde olduğunu, ancak müvekkilinin tasarımının birebir taklidi olan konsolun, kavisli kapakları ve üründe kullanılan yuvarlak kulplarının aynısının tespitte bulunduğunu ve müvekkilinin 2013/00689/1 nolu tasarımının birebir aynısının yapılmış olduğunun tespit edildiğini, 2014/09185/1 nolu tasarımın ise tamamen özgün bir model olup, kavisli orta çekmeceleri ile eşsiz bir tasarım olduğunu, davacı yanın yine müvekkiline ait 2014/0551-1,2 nolu tasarımların iptali için düzmece 2011 yılı kataloğuna dayandığını, katalog düzmece olduğundan bu kataloğa dayanarak karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkiline ait, …’den Noterliği’nin 22.05.2017 tarih ile 100.000 TL bedel ile satın alınan 2016/06363-2 nolu tasarımın tamamen yeni bir tasarım olup, müvekkilinin çok ciddi bir bedel karşılığında bu tasarımı satın aldığını, daha önce iptal edilen tasarım ile hiçbir benzerliğinin olmadığını, müvekkiline ait 2013/08396-3 nolu kulp da müvekkili tarafından özel olarak tasarlanmış olup, davacının iddia ettiği … firmasına ait 2011/06408 nolu konsolun bir parçası olmasının mümkün olmadığını, hiçbir benzerliğinin olmadığını, kaldı ki 2017/96 D.İş sayılı dosyada yapılan tespitte dahi, ürünleri kaçırmaya çalıştığı, tespiti yapılan ürünlerin fotoğraflarının çekilmesi için geri dönüldüğünde ürünlerin yerinden yok edildiğini, çekmecelerin ve kulpların çıkarılarak saklanmaya çalışıldığını, kapakların kırılarak yok edilmeye çalışıldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işbu davaya konu ettiği tasarımların yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini taşımadığını, tescil edilebilir nitelikte olmadığını, bu nedenle davacının dava konusu ettiği tasarımlarına karşı Mahkemenin 2017/157 E. sayılı dosyası ile hükümsüzlük davası açılmış olup, anılan dosyanın işbu dosya ile birleştirilmesini talep ettiklerini, davacının harc-ı alem olmuş, hali hazırda yıllardır piyasada var olan özellikle yabancı mobilya firmalarının uluslararası fuarlarda sergilediği ürünlere kötü niyetle Türkiye’de tescil aldığını, delillerinin Mahkemenin 2017/157 E. sayılı dosyası ve eklerinde mevcut olduğunu, tekrara düşmemek adına anılan dava dosyasına atıf yapmakla yetindiklerini, davacının tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığının anlaşılması halinde iş bu dava tamamen dayanaksız kalacağından, öncelikle her iki dosyanın birleştirilmesini, kabul görmez ise de hükümsüzlük davasının sonucunun beklenmesine karar verilmesini talep etme mecburiyeti doğduğunu, müvekkili tarafından satışı yapılan ürünlerin davacı tasarımlarına benzer de olmadığının açık olduğunu, davacı tarafından 2017/96 D.iş dosyası kapsamında yaptırılan delil tespitine itiraz ettiklerini, karşılaştırmalı olarak izah edildiğini, delil tespiti raporunda müvekkilinin henüz bitmemiş ve iskelet halinde olan mobilyaları ile davacı tasarımlarının benzer kabul edildiğinin görülecek olup, müvekkilinin nihai ürününün neye benzeyeceği bilinemezken, sadece mobilya iskeletinden bilirkişi tarafından böyle bir benzerlik kurulmasının da tasarım hukukuna aykırı olduğunu, davacının zararını ispata yarar delil sunamadığını, müvekkilinin müşteri çevresi ile davacının müşteri çevresinin birbirinden farklı olduğunu, müşterilerinin yanılıp davacı ürünleri yerine müvekkilinin ürünlerini almasının söz konusu olamayacağını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…İlk önce görevlendirilen bilirkişilerin tasarım tescili kriterlerini uygulama ve ihlal değerlendirmesini yapma konusunda denetlenebilir bir yöntem izlemedikleri ve kavramları karıştırdıkları, bu bakımdan yeniden hükümsüzlük ve tecavüz iddiaları bakımından rapor almak gerektiği, 16/04/2019 havaleli, iç mimar, tasarım uzmanı ve sınai mülkiyet uzmanı bilirkişilerin hazırladığı rapora göre, ana dosyada hükümsüzlüğe konu edilen tasarımlarda, 2014/03739-2 ve 2014/00551-1 ve 2 çoklu tasarımların ‘yeni ve ayırt edici’ olduklarının belirlendiği, birleşen dosyadaki tazminat talepleri bakımından da rapor almak gerektiği, muhasip bilirkişinin, ihlal konusu döneme ilişkin 3 tasarım kapsamında yoksun kalınan kârın, lisans yöntemine göre 18.423,52 TL olduğunu hesapladığı, ihtarname gönderilen 07/10/2016 tarihi ile davanın açıldığı 26/09/2017 tarihleri arasında kalan tasarım tecavüz dönemi bakımından tecavüze konu tasarımların maliyet ve satışları, özgü gider ve vergiler indirildikten sonra net kâr kaybı hesaplandığı, tasarım sahibi … firması, hükümsüzlükle ilgili rapora ilişkin itirazında davacının dayandığı kanıtları tartışmaya açmış olup, katalogların sahte olduğunu ileri sürdüğü, bilirkişinin tasarım hukuku ilkelerine uygun değerlendirmelerini tartışmaya açarak kendi bakış açısıyla itiraz etmiş olduğu, bununla birlikte bilirkişilerin, yenilenmiş kullanıcı gözüyle, mevcut kanıtlar üzerinden objektif bir bakış açısıyla rapor düzenlediği, bu bakımdan tarafların yeniden rapor alınmasına ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği, SMK’nın 58, 81, 149 maddeleri uyarınca tasarım ihlalinin önlenmesi, maddi ve manevi tazminata karar verilme koşullarının oluştuğu, somut tecavüz, 3 ayrı tasarım konusu üzerinde gerçekleştiğinden, sonuçları, eylemin boyutları da dikkate alınarak manevi tazminatın takdir edildiği, sonuç olarak; ANA DOSYADA; Davalı … adına kayıtlı 2012/02820-1; 2013/08394/2; 2013/08396-3; 2013/00689-1, 2014/09185-1 ve 2016/06363-2 tasarımların hükümsüzlüğüne, terkinine, 2014/03739-2 ve 2014/00551-1 ve 2 çoklu tasarımlar bakımından sabit olmayan davanın reddine, kayıtlarına konulan ihtiyati tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde kendiliğinden kalkacağına, BİRLEŞEN DOSYADA; Davanın kısmen kabulüne, davalı tarafın, davacı … firmasına ait 2014/03739-2 ve 2014/00551-1 ve 2 çoklu tasarımların aynı ve belirgin benzerlerini üretme, satma eylemlerinin tasarım hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, bilirkişi raporu esas alınarak bu ürünlerin tespit edilerek kaldırılmasına, imhasına, 18.423,52 TL maddi tazminatın, 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı/ birleşen dosya davalısı … Şti. vekili tarafından, “İstinaf taleplerine konu, aleyhe olan; davalı/birleşen davacının 2014/03739-2, 2014/00551-1-2 tescil numaralı tasarımlarının hükümsüzlüğü taleplerinin reddi ile, davalı/birleşen davacının hükümsüz kılınmayan tasarımlar yönünden tasarıma tecavüzün tespiti, bilirkişi raporu esas alınarak bu ürünlerin tespit edilerek kaldırılmasına, imhasına; 18.423,52-TL maddi tazminat, 10.000-TL manevi tazminatın müvekkilinden alınarak davalı/birleşen davacıya ödenmesine, asıl dava yönünden vekalet ücreti ve yargılama giderinin %50-%50 kabul red oranına göre paylaştırılmasına ve hükmün ilanına ilişkin hükümler ile haksız rekabete ilişkin kendilerine vekalet ücreti verilmemesinin hatalı olduğunu, karşı taraf adına tescilli bulunan 2014/03739-2 tescil numaralı tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını, hükümsüz kılınması gerektiğini, tasarımın başvuru tarihinin 16.05.2014 olup, müvekkiline ait 2011 tarihli kataloğun 16. sayfasındaki … isimli ürün ile birebir aynı olduğunu, davalı tasarımının daha önce kamuya sunulduğunu, genel görünüm itibariyle birbirine oldukça benzediğini, hatta davalının tasarımının müvekkilinin ürününden yola çıkılarak tasarlandığının anlaşıldığını, müvekkilinin … isimli ürünü 18.10.2011 tarihli faturaya ve sair bir kaç faturaya da konu edilmiş olup faturadaki ürün isminin katalogdaki gibi belirtildiğini, bilirkişilerin tasarım benzerliği için tüm ölçülerin birebir aynen kullanılması gerekiyormuş gibi küçük eğim ve kavis farklılıklarını farklı olarak addetmesinin kanaatlerince yerinde olmadığını, bilirkişilerin tasarımın bazı bölümlerinin yastık yığınları nedeniyle anlaşılamadığı görüşünün de yerinde olmadığını, zira katalogdan alınmış görüntüden görüldüğü gibi, koltuğun arka plandan fotoğrafının da kamuya sunulmuş olduğunun açıkça anlaşıldığını, buna rağmen bilirkişilerin diğer görünümlerini raporlarına almayarak eksik inceleme yaptıklarını, taraflarınca rapora itirazla ek rapor alınması istenmişse de reddedilerek bu yönden eksik olan rapor esas alınarak hüküm tesis edildiğini, mahkemenin eksik ve çelişkili rapora göre hüküm tesis ettiğini, bilirkişi raporunda büyük bir çelişki bulunduğunu, bilirkişilerin hem raporun 12 ve 13. sayfalarında karşı tarafın tasarımının müvekkilinin eski tarihli kataloğunda yer alan ürünü ile benzer olmadığına kanaat ettiğini, hem de nasıl oluyorsa müvekkilinin delil tespitinde fotoğrafı çekilen ürün ile müvekkilinin kataloğundaki ürünü benzer bulmadığını, müvekkilinin delil tespitinde fotoğrafı çekilen ürünün müvekkilinin eski tarihli kataloğundaki ürün ile birebir aynı olduğunu, müvekkilinin pek tabii kataloğunda tanıtımını yaptığı ürünü ürettiğini, rapordaki bu çelişkinin anlaşılır gibi olmadığını, 2014/00551-1-2 tescil numaralı tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığını, bu tasarımın hükümsüz kılınması gerektiğini, davalının tasarımının başvuru tarihinin 23.01.2014 olduğunu, müvekkiline ait 2011 tarihli kataloğun 7. sayfasında yer alan … Komidin isimli ürün ile karşı tarafın tasarımının birebir aynı olduğunu, söz konusu tasarımın zaten mobilya sektöründe yıllardır kullanılagelen hiç bir ayırt edicilik vasfı taşımayan bir ürün olduğunu, müvekkilinin eski tarihteki katalogtaki ürünleri karşısında davalı tasarımının yeni kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin eski tarihli kataloğundaki ürünün çekmecelerinin de çizgili olduğunu, bilirkişilerin müvekkilinin kataloğundaki ürünün çizgili olmadığı şeklindeki görüşünün de katalogtaki fotoğrafların yeterli incelenmemesinden kaynaklanmış olabileceğini, eksik olan rapor esas alınarak hüküm tesis edildiğini, her ne kadar sonuca etkili bir önemi bulunmamaktaysa da, bilirkişilerin müvekkilinin karşı tarafın yeni olmayan tasarımlarına benzer kullanımda bulunduğu görüşünün de çelişkili bulunduğunu, müvekkilinin iş yerine gelindiğinde müvekkilininin fotoğrafı çekilen bir kısım ürünlerin ‘bitmemiş ürünler’ olup bunların hammaddesinin görüntülendiğini, delil tespiti raporu için gelen bilirkişilerin davaya mesnet gösterilen komidine ait olduğu iddia edilen bir kısım çekmecelerin fotoğrafını çektiğini, bu çekmecelerin karşı tarafın komidin tasarımındaki çekmecelere de benzer olmadığını, kaldı ki, malum olacağı üzere bir tasarımın genel görünümü itibariyle dikkate alınıp parçalarına bölünemeyeceğini, bir çekmecenin hiç bir zaman bir komidine benzer olamayacağını, tespit sırasında bilirkişi bitmemiş ürün parçalarının farklı ürünlere ait olduğu konusunda uyarılmışsa da bilirkişinin tasarım hukukuna aykırı şekilde parça ile bütün arasında benzerlik kurup, ‘tasarımın bütünsel genel izleniminin dikkate alınması gerektiği ilkesi’ ni gözardı ettiğini, maalesef son alınan heyet raporunda da tespit sırasındaki görüntülerle üstün körü hazırlanan rapordaki bu hatanın tekrar edildiğini, 2014/00551-1,2 tescil numaralı ürününe müvekkilinin sadece komidin çekmecesi kapağı olarak bulunan bitmemiş ürün parçalarının benzer bulunduğunu, çekmece kapaklarının takılmış ve bitmiş halinin aslında müvekkilinin kataloğunun 7. sayfasında yer alan … Komidin isimli ürün olduğu bilirkişiye tespit sırasında belirtilmişse de, bilirkişinin bu hususu dikkate almadığını, müvekkilinin … Komidin isimli bitmiş ürünü tespit isteyen tasarımından oldukça farklı olup üstelik 2011’de kullanıldığını, bitmiş halinin tespit isteyen tasarımına benzemediğini, kaldı ki, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin bitmiş ürünü de tespit isteyen tasarımına benzer bulunsa bile, müvekkilinin resim 14’deki ürünü 2011 kataloğu ile zaten tespit isteyen tasarımından önce kamuya sunulmuş bulunduğunu, nasıl oluyor da bilirkişilerin raporun 14 ve 15. sayfasında hem müvekkilinin eski tarihli katalogtaki kendi ürününü (resim 14) karşı taraf tasarımına benzer görmemekte, buna rağmen müvekkilinin katalogtaki kendi ürününün bir parçası olan çekmeceleri ( resim 13 sağ taraf) karşı tarafın tasarımının bütününe (resim 13 sol taraf) benzer gördüğünün anlaşılamadığını, bu çelişkinin anlaşılır olmadığını ve giderilmediğini, tazminatın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin tazminat sorumluluğu doğduğunun tespitini kabul etmemekle beraber mahkemece kabul edilen muhasip inceleme raporunun da eksik ve hatalı inceleme içermekte olup, tazminat hesabının yanlış olduğunu, hükümsüz kılınan tasarımlar için tazminat hesabı yapıldığını, tazminat miktarının yanlış olmasının kaçınılmaz olduğunu, zira, mahkemece önce muhasip inceleme yaptırılması daha sonra esasa ilişkin rapor alınmasının hatalı olduğunu, hatalı olarak tazminat hesabına dahil edilen tasarımların hem yüksek fiyatlı hem de adet olarak bir defada en az 4-8 tane satılan sandalye veya en az 2-3 tane satılan tekli koltuk gibi ürünler olduğundan, tazminat miktarının yanlış hesap nedeniyle arttığını, asıl davanın kabul-red oranının %50-%50 olduğu yönündeki belirlemenin hatalı olduğunu, hükümsüzlüğünü talep ettikleri 9 tasarımından sadece 3 tanesinin hükümsüz kılınmadığını, dolayısıyla kabul red oranının yanlış hesaplandığından yargılama gideri ve vekalet ücretinin de yanlış pay edildiğini, kabul red oranının %66’ya-%33 olarak belirlenmesinin ve buna göre vekalet ücreti ve yargılama ücretinin gerektiğini, birleşen dosyada verilen hükmün ilanı kararının usule ve hukuka aykırı olduğunu, mobilya sektöründe her sezon farklı konseptle farklı modeller konulduğunu, davaya konu edilen ürünlerin her iki taraf için de ticarete konu olmaktan çoktan çıkmış, üretimi, satışı olmayan, kataloglarda yer almayan eski ürünler olduğunu, kamuya ilan edilmesinde ne davalı/birleşen davacının menfaatinin ne de kamu menfaati bulunmadığını, davalı/birleşen davacı aynı zamanda haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi taleplerinde bulunmuş olmasına rağmen, yerel mahkemece bu talebin kabul edilmediğini, ancak lehlerine haksız rekabet davası bakımından vekalet ücretine hükmedilmediğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
Davalı/birleşen dosya davacısı …. Şti. vekili tarafından ”Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/96 D.İş dosyası ile tespit talep edildiğini ve yapılan tespit ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verildiğini, ihtiyati tedbir talebinin infazı için Küçükçekmece 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2787 Tal. sayılı dosyası ile davalı yan adresine gidildiğini, müvekkili adına tescilli tasarımın aynısının ve bazılarında ayırt edilemeyecek kadar benzerlerinin imal edilip piyasaya sürüldüğünün tespit edildiğini, davacı yanın hükümsüzlük davası haksız ve mesnetsiz olduğu için, hükümsüzlük davasına delil yaratmak amacıyla kendi adına sahte bir katalog bastırarak mahkemeye delil olarak ibraz ettiğini, iddia edilen kataloğun sahte olup 2017 yılındaki tespitten sonra bastırılmış olduğunu, davalının işbu delilini asla kabul etmediklerini, davacı yanın bunu kanıtlaması gerektiğini ısrarla beyan etmiş iseler de yerel mahkemece bu husustaki iddialarının değerlendirilmediğini, sahte kataloğa dayanarak hükümsüzlük kararı verildiğini, sahte kataloğa dayanılarak müvekkiline ait; 2012/02820 1, 2013/8394 2, 2014/09185 1 tasarımların iptaline karar verildiğini, yine eksik ve hatalı karar verilerek 2013/08396 3 ile 2013/00689 1 nolu tasarımlar yönünden de dosyadaki bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin eksik inceleme ile karar verildiğini, 21.03.2018 ve 07.06.2018 tarihli bilirkişi raporlarında yenilik ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu yönünde rapor verilmiş iken, 10.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda bu iki tasarımın yenilik ve ayırt edici niteliğe sahip olmadığı yönünde görüş bildirildiğini, mahkemece çelişki giderilmeden, itirazlar değerlendirilmeden, ek rapor dahi alınmadan, verilen kararının kaldırılması gerektiğini, BİRLEŞEN DOSYA YÖNÜNDEN; hükümsüzlük davasına ilişkin 2013/00689 1, 2013/08396 3, 2014/09185 1 nolu tasarımlar yönünden verilen hükümsüzlük kararı kaldırıldığında, işbu tasarımlara ilişkin olarak da haksız tecavüzün tespitinin, kaldırılması ve imhası taleplerinin haklılığının ortaya çıkacağını, davalarının kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile talep ettikleri 20.000 TL Maddi tazminat talebi yönünden de 18.423,52 TL tazminata hükmedilmiş olduğunu, işbu tazminat miktarının da kabul edilemeyecek oranda düşük hesaplandığını….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, tasarımın hükümsüzlüğü, birleşen dava ise tasarıma tecavüzün men’i, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı her iki taraf vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece ilk olarak alınan heyet raporunda davalının tescilli tasarımlarının davacının sunduğu katalog ve davadışı ….A.Ş.’ye ait tescilli tasarımlarla mukayeseli olarak, görsel ve tablolarla karşılaştırmasının yapıldığı, ancak birleşen dava bakımından herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi, rapor içeriğinde 2014/03739 2 nolu tasarım bakımından çelişkili görüşler verilmiş olduğu, 2013/08396 3 nolu tasarım bakımından ise net bir görüş belirtilmemiş olduğu görülmüş, mahkemece her iki taraf vekilinin itirazı üzerine alınan ek raporda; 2014/03739 2 nolu tasarımın davacı kataloğundakiyle de iptal edilmiş olan 2014/00363 nolu tasarım ile de iltibas oluşturacak düzeyde benzer olmadığı, 2013/08396 3′ deki kulbun benzer olduğu, 2014/03739 2 ve 2014700363′ ün ise farklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Bu aşamada mahkemece mali müşavir bilirkişiden davacının seçtiği yönteme göre(151/2-c) zarar hesaplamasına dair rapor alındığı görülmüştür. Bu raporda, dosyaya emsal olabilecek bir lisans sözleşmesi sunulmadığı, şirket net karı ve ortalamaları da gözetilerek yoksun kalınan kazanç hesabında, tutarın 18.423,52-TL olabileceği yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Rapor ekindeki görseller ve rapor içeriğine göre, tüm tasarımlar bakımından hesaplama yapıldığı da görülmekte olup, ayrıntılı bir hesaplama yapılmamış olduğu gibi, raporun denetime de elverişli bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosyanın esasına dair denetime ve hüküm kurmaya elverişli bir uzman raporu alınmadan zarar hesaplaması yaptırılması da doğru olmamıştır.
Mahkemece, bu aşamadan sonra ikinci heyet raporu alınmış olup, raporda sonuç olarak; 2014/03739 2 ve 2014/00551 1-2 nolu tasarımların yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu, diğerlerinin ise olmadığı, birleşen dosya bakımından raporda resim 8 ve 9’daki ürünlerin asıl davada özgün olduğu belirtilen ürünlerle aynı veya benzer olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece alınan raporların hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bahse konu tasarımlar ayrıntılı olarak karşılaştırılarak küçük farklılıklar mı yoksa tasarımın genel görünümünü etkileyen farklılıklar mı olduğunun net olarak ortaya konulması, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yaratığı izlenim de tartışılarak, davalının 2016/06363 2 nolu tasarımın zaten davadan önce iptal edilmiş olduğu savunması ve tarafların raporlara yönelik tüm itirazları da karşılanmak suretiyle, dosyadaki çelişkileri giderecek şekilde tasarım konusunda uzman bilirkişinin ve mobilya sektör bilirkişisinin de içinde bulunduğu farklı bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınıp, tecavüzün tespiti halinde daha sonra tazminat hesabı bakımından da rapor alınması gerekmekte olup, açıklanan nedenlerle kararın kaldırılması gerekmiştir.
Yine, dosya içeriğinde asıl dava davacısına ait olduğu belirtilen 2011 kataloğu (….) ve yine davacıya ait faturaların bulunmadığı görülmekle, bu haliyle raporlar ve karar denetime de elverişli değildir. Davaya dair tüm delillerin dosya içerisine alınması, akabinde yukarıda açıklandığı şekilde bilirkişi raporu alınması, faturalarla karşılaştırma da yapılmak suretiyle davalı/birleşen davacı vekilinin kataloğa dair itirazlarının da karşılanması gerekmektedir.
Bunlara ilaveten, mahkemece asıl ve birleşen davaların karar başlığında gösterilmemiş olması da usule uygun bulunmamış, karar kaldırıldığından bu husus burada eleştirilmekle yetinilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı/birleşen dosya davalısı vekilinin ve davalı/birleşen dosya davacısı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine, sair itirazların karar kaldırma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı/birleşen dosya davalı vekilinin ve davalı/birleşen dosya davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜNE; İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/157 Esas – 2019/99 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-Davacı/birleşen dosya davalısı tarafından yatırılan toplam 529,80-TL istinaf karar harcının istek halinde davacı/birleşen dosya davalısı … Şti.’ne iadesine,
b-Davalı/birleşen dosya davacısı tarafından yatırılan toplam 88,80-TL istinaf karar harcının istek halinde davalı/birleşen dosya davacısı … Şti.’ne iadesine,
5-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 22/06/2022