Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1369 E. 2022/1266 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1369
KARAR NO : 2022/1266

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2014 (Dava) – 06/10/2017 (Karar)
NUMARASI : 2014/340 Esas- 2017/1046 Karar
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
BAM KARAR TARİHİ : 08/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2017 tarihli 2014/340 Esas ve 2017/1046 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı …’in davalı şirketin ortakları olduğunu, müvekkilinin diğer ortak tarafından 28.06.2014 tarihinde 2009-2010-2011-2012-2013 yılları hesap dönemlerine ilişkin Genel Kurulunun yapıldığını ve bunu ticari sicile geçici tescil edildiğini öğrenerek, sicildeki evrakların birer örneğini aldığını, ancak genel kurul tarihinden evvel yapılan tüm ihtar ve inceleme taleplerine rağmen müvekkiline şirket evrak ve defterlerinin incelettirilmediğini, kendi adına şirkette denetim yapmak üzere görevlendirdiği bağımsız denetim firmasına şirket evrak defter ve belgelerinin usulü dairesinde sunulmadığını, bu nedenle yapılmış ve geçici olarak tescil edilmiş genel kurul kararlarının butlan ile yok hükmünde olduğunu, bunun yanı sıra şirket evrak, belge ve defterlerinin müvekkiline inceletilmemesi, denetlettirilmemesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, bu nedenle 28.06.2014 tarihli genel kurul kararının butlanı ile yok hükmünde olmasının yanında, iptalinin de gerektiğini ileri sürerek, şirketin 28.06.2014 tarihinde genel kurul kararının iptaline ve yok hükmünde sayılmasına, ticari sicile geçici olarak tescil edilmiş tüm kararların terkin edilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirket defter, belge ve kayıtlarının davacıya inceletilmediği iddiasının gerçek dışı olduğunu, esasen 2009-2010-2011-2012-2013 yılları olağan genel kurulunun 10.06.2014 tarihinde yapılmasının kararlaştırıldığını, 26.05.2014 tarihinde davacıya İzmir 21. Noterliğinin 14458 yevmiye nolu ihtarnamesi ile olağan genel kurul toplantı çağrısı ve olağan genel kurul gündeminin gönderildiğini, davacının genel kurul çağrı ihtarnamesine cevaben gönderdiği 09.06.2014 tarihli İzmir 11. Noterliğinin 9259 yevmiye nolu ihtarnamesi ile şirkete ait defter ve kayıtların incelemesinin 50 gün süreceği, defter ve kayıtları inceledikten sonra genel kurul gününün belirlenmesi gerektiğinin bildirildiğini, davacının ihtarnamesi üzerine genel kurulun 28.06.2014 tarihine ertelendiğini, ve İzmir 21. Noterliğinin 16028 yevmiye nolu 11.06.2014 tarihli ihtarnamesi ile davacıya 28.06.2014 tarihinde yapılacak olağan genel kurul toplantı çağrısı ve toplantı gündeminin gönderildiğini, davacının şirkete ait defter ve kayıtları inceleme talebine yönelik olarak da İzmir 21. Noterliğinin 16029 yevmiye nolu 11.06.2014 cevabı ihtarnamesi ile şirkete ait TTK’ da belirtilen her türlü bilgi, belge, ticari defter, tablo ve raporların genel kurul tarihine kadar şirket merkezinde ortakların incelemesine sunulacağının kaldı ki, şirkete ait tüm defter ve kayıtların davacının şirkete karşı açtığı davalarda bilirkişilerce incelendiği, bu nedenle davacının şirketin faaliyetleri ile ilgili bilgilere sahip olduğunu, bu arada açılmış bulunan davalar nedeniyle bilirkişi incelemesine sunulmuş olan defter ve kayıtların ise bu arada sunulmasının mümkün olmadığının bildirildiğini, davacının 18.06.2014 tarihli ihtarnamesi ile defterlerin incelenmesi konusunda … A.Ş.’ye vekalet verdiğini bildirdiğini, görevlendirilen denetim şirketinin 23.06.2014 ve 24.06.2014 tarihlerinde şirket merkezine gelerek çeşitli incelemeler yaptığını, 25.06.2014 tarihinde haber vermeksizin inceleme yapmak üzere şirkete geldiklerinde, şirket yetkililerinin hiçbirisinin şirkette bulunmadığının, isteklerinin şirket personeli tarafından kabul edilmediğinin ve 28.06.2014 tarihinde olağan genel kurulun gerçekleştirildiğini, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünce genel kurul toplantısında alınan kararların geçici tesciline karar verildiğini, kesin tescilin sağlanması için İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/305 esas sayılı davasının açıldığını, … A.Ş tarafından 13.08.2014 tarihinde şirkete gönderilen yazı ile şirkete ait bir takım belge örneklerinin ve tüm yevmiye kayıtlarının excel programında kendilerine teslim edilmesi istenmiş ise de şirkete ait belge ve kayıtlarının şirket dışına çıkartılmasının TTK 614. Maddesine aykırı olduğunun bildirildiğini, belirtildiği üzere davacıya şirket kayıtlarını inceleme imkanının tanındığını, davacının asılsız iddialarla açtığı başkaca davalar ve yaptığı savcılık şikayetleri ile şirketi çalışamaz hale getirmeyi amaçladığını, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; genel kurul kararının iptali/butlanı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle “…davanın reddine….”şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 17.05.2017 tarihli bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının, yerel mahkeme tarafından hiç dikkate alınmadığını, oysa ki itirazlarının haklı nedenlere dayanmakta olduğunu, dava dilekçelerinde ve beyanlarında belirttikleri üzere, davalı tarafa yapılan tüm ihtar ve inceleme taleplerine karşılık, müvekkilinin kendi adına denetleme yapmak üzere görevlendirdiği bağımsız denetim şirketine davalı şirket defter ve belgeleri usulü dairesinde incelemek üzere sunulmadığını, sürekli inceleme taleplerini red eden davalı tarafın, bağımsız denetim yapma yetkisi olan şirketin inceleme taleplerini de bahanelerle yerine getirmeyerek müvekkilinin denetim ve inceleme haklarını elinden aldığını, bu durumun mahkemeye sunulan belge ve kayıtlarla sabit olmasına rağmen, bilirkişi raporunda hiç irdelenmediğini, soyut ifadelerle ve haksız gerekçelerle düzenlenen raporun hiç bir şekilde kabulünün mümkün olmadığını, 28.06.2014 tarihli Genel Kurul Kararında görüleceği üzere müvekkilinin haklarını yok sayarak, tüm işlemleri oldu bittiye getirerek beş yıla ait genel kurullarının, müvekkilinin en doğal hakkı olan inceleme olanağını elinden alarak yapmaya kalktığını ve yaptığı genel kurulda, Ticaret Sicili Müdürlüğünce haklı gerekçelerle geçici olarak tescil edildiğini, davalı tarafça genel kurul kararının geçici tescili sebebiyle açmış bulundukları, Genel Kurul Kararının tescili davası olan İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/836 E. sayılı dosyasında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve 21.04.2015 tarihli bilirkişi raporunun işbu dosyaya sunulduğunu, rapor incelendiğinde de yine davalı tarafın, bağımsız denetim yapma yetkisi olan şirketin inceleme taleplerini de çeşitli bahanelerle yerine getirmeyerek, müvekkilinin denetim ve inceleme haklarını elinden aldığını, söz konusu şirketin iki ortaklı olduğunu, iki ortaklı olan işbu şirkette, şirket defterlerin ve belgelerin diğer ortakta olması dahi ortaklar arasındaki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, defter ve belgelerin davalı tarafça bağımsız denetim yapan şirkete sunulmadığı ve sunulmayacağının aşikar olmasına rağmen ve müvekkilinin ,şirket defter ve belgelerini inceleme konusunda böyle bir talebinin olduğu ihtarname ile de sabit olduğuna göre ve davalı tarafından çekilen ihtarnamelerle de müvekkilinin bilgi alma ve inceleme yetkisinin red olunduğunun ortada olduğunu, dosyada mevcut olan 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/836 E. Sayılı dosyasındaki 21.04.2015 tarihli Bilirkişi Raporunda “TTK 413. Maddesinde, gündemde bulunmayan konular genel kurulda müzakere edilemez ve karara bağlanamaz hükmü yer almakta olup, toplantı gündeminde yer almamasına davalı şirket ortağı …’in mali haklarının ihlali niteliğinde olan 2010-2011-2012-2013 yılları şirket karının ortaklara dağıtılmayarak şirket bünyesinde bekletilmesine kararının TTK. 413. Maddesine uygun düşmeyeceği kanısına varılmıştır“ denildiğini, bunun dahi genel kurul kararının iptalini gerektirdiğini, belirttikleri açıklamalar ve tespitlerin karara esas alınan bilirkişi raporunda hiç incelenmediğini ve değerlendirmeye alınmadığını, bu sebeplerle işbu hususlar konusunda tekrar değerlendirme yapılması gerekirken, yerel mahkeme tarafından yapılmadığını, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre şirketin tüm defter, evrak ve belgeleri şirketi temsile yetkili müdürde bulunması gerekirken, diğer şirket ortağı …‘de bulunduğunu ve …’in şirket defter, evrak ve belgelerine istediği gibi ulaştığını ve bir nevi fiilen şirketi kendisinin yönettiğini, diğer şirket ortağı olan müvekkilinin ise davalı şirket defter, evrak ve belgelerini inceleme olanağı dahi bulamadığını, bu durumun ise, mevcut mevzuat hükümlerine, dürüstlük kurallarına ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, şirketi temsile yetkili bulunan şirket müdürlerinin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, şirketin tüm defter, evrak ve belgelerinden sorumlu olduğu gibi, tüm ortaklara eşit mesafede bulunması gerektiğini, bilirkişi raporunun yanlış ve farklı değerlendirmeler neticesi düzenlendiğini, raporun davanın seyri ve aydınlanması hususunda herhangi bir etkisi olmamasına rağmen hükme esas alınmasının doğru olmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini beyanla, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirketin 28.06.2014 tarihli Genel Kurul Kararının iptaline ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi incelemesine dayanılarak hazırlanan 22/05/2017 tarihli raporun denetime elverişli, gerekçeli ve usul ve yasaya uygun olmasına, 6102 Sayılı TTK’nın 614. Maddesi uyarınca davacı ortağın mahkemeden davalı şirketin defter ve belgelerini incelemesine izin verilmesinin talep edilmesinin mümkün bulunmasına, davacının iddianın genişletilmesi yasağına aykırı beyanlarına ve davalının buna muvafakat etmemesine, HMK.’nın 357/1. maddesi uyarınca, yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususların istinaf aşamasında dinlenememesine ve yeni delillere dayanılamamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2017 tarihli 2014/340 Esas ve 2017/1046 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 44,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
3-Davacı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 121,30 TL’ nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. mad. gereğince karar kesinleştiğinde resen yatıran tarafa İADESİNE,
7-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara resen tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 08/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.