Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1367 E. 2022/950 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1367
KARAR NO : 2022/950

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2018 (Dava) – 28/05/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/133 Esas – 2019/662 Karar
DAVA : Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarihli 2018/133 Esas ve 2019/662 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketiyle müvekkili arasında … plakalı araca ilişkin genişletilmiş kasko poliçesi imzalandığını, poliçenin koruma süresinin 06/05/2017 tarihine kadar devam ettiğini, poliçe konusu aracın 23/04/2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını ve pert olarak trafiğe çıkamaz duruma geldiğini, eksper incelemelerine göre kazanın kaza raporundaki beyanlarla uyumlu olduğunun belirtildiği, davalı sigorta şirketine 22/09/2017 tarihinde ihtarname gönderildiğini ve ağır hasar nedeniyle kullanılamaz duruma gelen aracın kasko değerinin davacı müvekkile ödenmesinin talep edildiğini ancak ödemenin yapılmadığını, dava konusu aracın 47.575 TL değerinde olduğunu, araç kasko değerinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 06.05.2016-06.05.2017 başlangıç ve bitiş tarihli 270871009203-4 nolu Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinin bulunduğunu, mevcut hasarın araç sürücüsünün kusuru nedeniyle artmış olduğundan sigortalıya haklı olarak kısmi ödeme yapıldığını, müvekkil şirketin başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, yapılan başvurusu üzerine 20170016977-1 numaralı hasar dosyası açıldığını, yapılan incelemeler neticesinde, aracın ilk olarak alt kısımdan zarar gördüğü, bu hasar sebebiyle yağ sızdırmaya başladığı ve daha sonra davacının yağı tükenen aracı yağsız şekilde çalıştırması sebebiyle de motor hasarı meydana geldiğinin tespit edildiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”…davanın kısmen kabulü ile; 8.530,51 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza raporunda da görüldüğü üzere kaza sonrası davacı müvekkiline ait araç sürücüye göre sağ tarafta bulunan refüje savrularak yoldan çıktığını, kazada maddi hasar alan diğer araç sürücüsünün beyanı da yine kendisinin dahi çarpışma sonucu refüje çarptığını teyit ettiğini, kazanın oluş şekli dikkate alındığında araç sürücüsünün araçtaki hasarın büyümesine neden olacak bir davranışta bulunmadığını, bilirkişi raporunda, meydana gelen hasarın KSGŞ (A) maddesinde sayılan teminat kapsamında olduğunun belirtildiği, davalı tarafın öne sürdüğü aracın refüje çarpması ile meydana gelen hasarın artmasına davacı müvekkilin sebebiyet verdiğini ve artan hasarın miktarının poliçe teminat kapsamı dışında olduğu iddiasının yersiz olduğu; ancak bunun yanı sıra bilirkişi raporunda belirlenen değerlerin emsallerinin çok altında olup davacı müvekkilinin mağduriyetini karşılamadığı, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalarda 6.445,00 TL yedek parça tutarı belirlendiğini, önceden sunulan yedek parça faturalarından anlaşılacağı üzere 2013 Model bir aracın raporda verilen ücretler ile tamir edilmesi mümkün olmadığını, meydana gelen hasar neticesi oluşan zararın davalı şirket tarafından tam anlamıyla giderilmesi gerektiği, bu şekilde yapılan hesaplamaların, sigorta ile korunması gereken menfaatleri korumaktan ziyade menfaatlere zarar verdiğini, buna ilişkin önceden ileri sürdükleri ancak dikkate alınmayan itirazın dikkate alınması gerektiğini belirterek, açıklanan sebeplerle kararının istinaf incelemesi neticesi kararın tamamen ortadan kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda yapılan tespite, dosyadaki evraklardan bu kanaate nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığını belirtilerek itiraz edildiğini, bu itirazlar üzerine ek bilirkişi raporu düzenlendiğini ancak ek bilirkişi raporunda da, aynı kanaatlere yer verildiğini, itirazlarının karşılanmadığını ve kök rapordaki kanaatlerin değişmediğinin bildirildiğini böylece araçtaki motor hasarının daha önce meydana geldiği yönündeki hatalı tespitin dayanağının anlaşılamadığını, ayrıca işbu davaya konu 23.04.2017 tarihli kazanın meydana geliş şekli incelendiğinde, davacıya ait aracın savrularak sağ tarafta bulunan refüje çarptığının anlaşıldığını, … plakalı araç muhtemelen refüje çarptığı esnada, alt kısmını çarpmış olup yağ karteli delinerek yağın tamamen boşaldığını, olay yerinde çekilen fotoğraflarda da yağın boşalmış olduğunun şüpheye yer vermeyecek şekilde görüldüğünü, yağ boşalmasına rağmen, sürücünün muhtemelen aracı refüjden indirmeye çalıştığını ve motorun yatak sarmasına sebebiyet verdiğini, kazadan sonra düzenlenen tutanakta yer alan anlatımlar, hasara ilişkin düzenlenen eksper raporu ve olay yeri fotoğrafları birlikte değerlendirildiğinde, yağ kartelinin delindiği, yağın boşalmasına rağmen aracın çalıştırıldığı ve motor hasarının meydana gelmesine araç sürücüsünün kusurlu hareketinin sebebiyet verdiği hususunun tartışmasız olduğunu ancak bilirkişiler tarafından bu hususların hiç dikkate alınmadığını, mahkeme tarafından da itirazları dikkate alınmayarak, hatalı bilirkişi raporuna istinaden hatalı bir hüküm verildiğini, raporda müvekkili şirket tarafından 2.926,00TL ödeme yapılmış olmasının da hasarın teminat içinde kaldığının kabul edildiğini gösterdiğinin ileri sürüldüğünü yalnızca bu tespitin dahi, bilirkişilerin savunmalarını hiç incelemediklerini gösterdiğini zira zaten savunmalarının, hasarın tamamen poliçe teminat kapsamı dışında olduğuna dair olmadığını, savunmalarının özünün, aracın refüje çarpması ile meydana gelen hasarın ardından aracın hareket ettirilmesi sebebi ile hasarın artmasına sebebiyet verildiği, artan bu hasar miktarının poliçe teminat kapsamı dışında olduğu şeklinde olduğunu, raporun bu yönden de hatalı olduğunu belirterek, kararın istinaf incelemesi neticesi kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak, talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı davacının aracında oluşan hasar bedelinin Genişletilmiş Kasko Poliçesini tanzim eden davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş olup, karar davalı vekilince ve davacı vekilince katılma yoluyla istinaf edilmiştir.
Otomotiv uzmanı bilirkişi … ile sigortacı bilirkişi … marifeti ile keşif yapılarak bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 18/12/2018 havale tarihli raporda özetle; davaya konu ve davacı adına kayıtlı … plakalı aracın davalı … Sigorta AŞ tarafından. 06.05.2016-2017 tarihleri arasında geçerli 270871009203-4 numaralı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile kasko sigortası teminat örüntüsüne alındığı, kazanın 23.04.2017 tarihinde sigorta teminat süresi içinde meydana geldiği, Kasko sigorta sözleşmesinin, sigorta ettirenin ve sigortadan faydalanan kimsenin veya eylemlerinden hukuken sorumlu oldukları kimselerinde kusurlu davranışlarından kaynaklanan ve araçta meydana gelen hasar ve ziyaı karşılamayı sigortacı tarafından taahhüt edilen yani sigorta ettirenin bizzat uğradığı zararların sigorta güvencesine alındığı mal sigortası türü olduğu, bu sigorta türünde sigorta ettirenin dolayısıyla davacının kaza sırasındaki kusuru tazminat miktarını etkilemediği, davaya konu edilen kazanın oluşumunun ve meydana gelen hasarın, KSGŞ (A) maddesinde sayılan teminat kapsamında olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından söz konusu hasara ilişkin olarak davacıya 26.10.2017 tarihinde 2.926.-TL ödeme yapıldığı dolayısıyla hasarın teminat içinde kaldığının kabul edildiği, davalı sigorta şirketi tarafından kaza nedeniyle motorda oluşan hasarın, davacı yanca zararın büyümesine neden olduğu iddiası ile ödenmediği lakin kazanın oluş şekli dikkate alındığında araç sürücüsünün araçtaki hasarın büyümesine sebep olacak bir halin tespit edilmediği, davacı yan aracında; aracın motor arızasının giderilerek çalışır vaziyete getirilmesi için yedek parça ve işçilik olarak 6.000,00-TL dolaylarında masraf gerektiği anlaşılmakla, araçtaki yedek parça ve işçilik masraf toplamının da 11.275,34 TL’ sı olduğu, sonuç olarak araçta kazaya bağlı olarak toplam 17.275,34-TL masraf gerektiği, taraflar arası varlığı ihtilafsız kasko sigorta poliçesindeki anlaşmalı özel servis klozu ve rent a car klozu ” hükümleri de dikkate alınarak Davacının bakiye giderilmemiş zararının % 25 tenzili muafiyet 4.318.84 TL miktarı, 1.500,00-TL beher hasarı ve 2.926,00-TL ödeme mahsup edildikten sonra 8.530,51 TL’ sı olarak hesap edileceği yönünde görüş belirtilmiştir.
TTK’nun 1456/1. maddesinde “Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder” düzenlemesine; 1456/2. maddesinde ise “Sigortacıya, mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez. Ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek yoktur. Sigortalı menfaate konu malın tamiri veya eski hâline getirilmesi amacıyla ve teminat gösterilmesi şartıyla, tazminat sigortalıya ödenebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi uyarınca, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatının alınması gereklidir.
Somut uyuşmazlığa konu davacı adına kayıtlı … plaka sayılı aracın tescil kaydında … Bankası A.Ş. lehine dain-i mürtehin kaydı bulunmakta olup, belirtilen hususların dava şartı niteliğinden dolayı mahkemece re’sen irdelenmesi gereken bir husus olduğu halde, davacının tescil maliki olduğu … plakalı araç üzerinde dain mürtehin sıfatı bulunan ve menfaati olan dava dışı … Bankası A.Ş.’ den, dava açmaya ve tazminatın davacıya ödenmesine muvafakatı olup olmadığı konusu araştırılmadığından, bu yönünde hiçbir araştırma yapılmamış olması, re’sen karar kaldırma nedeni olmuştur (Bu yönde bknz. Yargıtay (kapatılan) 17.HD’nin 2018/2734 E- 2019/47 K ).
Mahkemece yapılması gereken iş; öncelikle dain-i mürtehin kaydına ilişkin gerekli araştırmaların yapılıp ilgili belgelerin getirtilerek incelenmesi; dain-i mürtehin hakkı var ise araç üzerinde dain mürtehin sıfatı bulunan ve menfaati olan dava dışı … Bankasından borç olup olmadığı ve varsa miktarı sorulmalı, bakiye borcu varsa davanın açılmasına ve tazminatın davacıya verilmesine muvafakati olup olmadığı konusu araştırılmalı, muvafakati sağlandığı takdirde yargılamaya devam edilerek sonucuna göre bir karar verilmek suretiyle davanın sonuçlandırılması, aksi halde davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen dava şartı konusunda araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamış, kararın bu yönden kaldırılması gerekmiştir
Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine, kararın kaldırılma şekli ve sebebine göre davacı vekili ve davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarihli 2018/133 Esas ve 2019/662 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edenlere iadesine, istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın kaldırılma şekline ve sebebine göre davacı vekili ve davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 09/06/2022