Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1348 E. 2022/1193 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1348
KARAR NO : 2022/1193

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2018 (Dava) – 03/07/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/586 Esas – 2019/436 Karar
DAVA : Kayyım Tayini
BAM KARAR TARİHİ : 07/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/07/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2019 tarihli 2018/586 Esas ve 2019/436 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin davalı kooperatifin üyesi, diğer müvekkili …’ın ise kooperatif denetim kurulu üyesi olduğunu, 19.11.2017 tarihli genel kurul toplantısında kooperatifin tasfiyesi için tasfiye kurulu oluşturulduğunu, tasfiye kurulu ve yönetim kurulunun fonksiyonlarını icra edemeyecek hale geldiğini, kooperatif üyelerinin genel kurul kararında öngörülen tasfiye giderlerini ve birikmiş borçlarını ödemediğini ve kamu borçları başta olmak üzere diğer borçların ödenememesi nedeniyle kooperatif hakkında açılmış onlarca icra takibi ve dava bulunduğunu, kooperatifin acz duruma düştüğünü, fonksiyonlarını icra edememesi nedeniyle organ yokluğunun söz konusu olduğunu, hiçbir mal varlığının bulunmaması nedeniyle yönetim kurulu ve tasfiye kurulunun herhangi bir işleme başlayamadığını, kooperatif belge ve evraklarının eski kooperatif yönetimi tarafından yeni yönetim kuruluna verilmediğini, eski yönetim kurulu üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, bu itibarla son genel kurul toplantısında tasfiyenin mahkeme tarafından atanan kayyım heyeti tarafından yapılması yönünde karar alındığını bildirerek, davalı kooperatifin tasfiye işlemlerinin yürütülebilmesi ve tamamlanabilmesi için müvekkillerinin veya müvekkillerinden birisinin içinde bulunduğu kayyım heyeti atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kooperatife usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, davaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”… davanın reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin şekilsel olarak değerlendirerek yaptığı yorumun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi Yönetim Kurulunun her ne kadar şekilsel olarak varlığını sürdürmekte ise de fonksiyonlarını icra edemeyecek hale geldiğini, kooperatif üyelerinin alınan genel kurul kararları gereği ödemesi gereken tasfiye giderlerini ve birikmiş borçlarını ödemediğini ve kamu borçları başta olmak üzere kooperatife ait diğer borçların da ödenememesi nedeniyle kooperatif hakkında açılmış onlarca icra takibi ve davanın bulunduğunu, kooperatifin tam olarak bir acz durumuna düştüğünü, kooperatifin üyelerinden alacaklarını tahsil edemediğini ve her geçen zaman borçlarının da arttığını, alacakların tahsilinin sağlanabilmesi için yargı yoluna başvurabilmek için gerekli masrafları dahi karşılayamadıklarını, kooperatifin önceki yetkilileri hakkında Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığını ve kooperatife ait defter ve belgelerin büyük bir kısmının bulunmadığını, yargılama sırasında yapılan bilirkişi incelemesinde kooperatifin aciz halinde olduğunun da bilirkişi raporunda açıkça belirtildiğini, kooperatifin ekonomik anlamda acz içinde kalması ve hiçbir malvarlığının bulunmaması nedeniyle gerek yönetim kurulu tarafından gerekse tasfiye kurulu tarafından yasal olarak yapılması gereken tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için herhangi bir işleme başlanamadığını, yönetim kurulu ve tasfiye kurulu üyelerinin huzur hakkını almak bir yana şahsi olarak para harcamak suretiyle tasfiyeye yönelik işleri yapmaya çalışsalar da yetersiz kaldıklarını, kooperatif organlarının yasal olarak yapılması gereken tasfiye ve yönetim işlerini yerine getiremediğini, bu nedenle kooperatif fiilen fonksiyonlarını icra edemediğini, kararın kaldırılarak davalı kooperatife kayyım tayini gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kooperatife kayyım tayini istemine ilişkindir.
Mahkemece; davalı kooperatifte organ boşluğu bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine e karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davalı kooperatifin tüzel kişiliği, tasfiye ile sona erip sicilden terkin edilinceye kadar devam eder.
Yeni yönetim kurulu seçilene ve göreve başlayana kadar eski yönetimin görevine devam edeceğinin kabulü de gerekir. Zira, görev süresi sona eren yönetim kurulunun bu sıfatlarının, sürenin salt sona erme ile kendiliğinden düşeceğine ilişkin anasözleşmede, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda ve bu Kanun’un 98. maddesinin atıf yaptığı dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nda hüküm bulunmamaktadır. Bu itibarla, eski yönetim kurulunun görev süresinin bitmesi ile ortaklığın kendiliğinden organsız kaldığı ve başvuru olanağının kalmadığı söylenemeyecektir. Kaldı ki, eski yönetim, bu tarz bir yorum sayesinde kooperatif için acil ve önemli bulunan iş ve işlemleri yapma olanağına da kavuşmuş ve kooperatifin devamlılığı sağlanmış olur. Bu sonuca, yönetim kurulu ile ortaklık arasındaki vekalet sözleşmesine ilişkin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK uyarınca da varılabilir. ( Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 30.01.2006, E. 100/K.639). Bu durumda mahkemece, dava tarihi itibariyle davalı kooperatifin organ boşluğu söz konusu olmadığı, kooperatifin genel kurulca seçilmiş organlarının mevcut olduğu, yöneticilerin suç oluşturan eylemleri bulunduğu takdirde kayyım tayini istenebileceği (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2006/2837 Esas, 2006/4432 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.), mevcut yönetim kurulu üyeleri hakkında herhangi bir ceza dosyasının bulunmadığı, eski yönetim kurulu üyeleri hakkında bulunan ceza davalarının davalı kooperatife kayyım atanmasını gerektirmediği, ayrıca Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin davacılar tarafından davalı kooperatif aleyhine açılan 2014/847 Esas, 2016/87 Karar sayılı dava dosyasında davacıların davalı kooperatife kayyım olarak tayin edildiği, kararın kesinleştiği, anılan kararda süre sınırının da bulunmadığı anlaşılmakla, eldeki davada kayyım atanma koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2019 tarihli 2018/586 Esas ve 2019/436 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılardan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından artan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa resen iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi olması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/07/2022