Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1342 E. 2022/931 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1342
KARAR NO : 2022/931

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2014 (Dava) – 05/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2014/992 Esas – 2019/136 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 08/06/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 08/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2019 tarihli 2014/992 Esas ve 2019/136 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 03.12.2013 günü kırmızı ışık yandığı için yavaşladıkları sırada sol şeritten hızla gelen …’ın kullandığı … plakalı aracın duramayıp, önündeki araça çarpmamak için sağ şeride girmek istediğini ve kendilerinin kullandıkları … plakalı araca çarptığını, araçlarının yan döndüğünü, ardından kırmızı ışık nedeni ile durmakta olan davadışı … plakalı jipe çarptığını, araçlarında 6.000,00-TL hasar meydana geldiğini, hasarın davalı tarafın sigortası tarafından giderildiğini, fakat bir ay 3 gün arabalarını kullanmaktan mahrum kaldıklarını, sürücü olan davacının omuriliğinde meydana gelen kırık nedeniyle arabadan çıkmasının mümkün olmadığını, eşi olan davacının da başından yaralandığını ve iki kaburgasının kırıldığını, eşinin ilaç alerjisi olduğu için uyuşturulmadan başına 4 dikiş atıldığını, büyük ızdırap yaşadıklarını, avukat olan davacıya 2 ay kesin istirahat etmesinin önerildiğini belirterek, davacı … için 10.000-TL ve davacı … için 10.000-TL olmak üzere toplam 20.000TL manevi tazminata hükmedilmesini, ayrıca kendisi 2 ay büroya gidemediğinden gelir kaybı ile ikame edilen araç bedeli, araçtaki değer kaybı, sağlık giderleri bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000-TL maddi tazminata hükmedilmesini, tazminatlara kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar … ve … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; kusur durumuna ilişkin iddiaları kabul etmediklerini, kazaya doğrultu değiştirme kurallarına riayet etmeyen davacı araç sürücüsü …’in asli ve tam kusuru ile sebep olduğunu, müvekkili şirkete ait … plaka sayılı aracın sürücüsü olan diğer müvekkili …’ın kusurunun bulunmadığını, ceza yargılaması sonucunun bekletici mesele yapılmasını, davacının iddia ettiği zararın müvekkili şirketçe … A.Ş.’ye yaptırılan ZMMS ve Kasko (Genişletilmiş Mavi Kasko Poliçesi) sigorta poliçelerinin teminatı dahilinde olduğunu, zararın tamamından davalı … A.Ş.’nin sorumlu olduğunu, poliçedeki teminatların davacının taleplerini kapsadığını, talep edilen değer kaybının fahiş olduğunu, davaya konu aracın 13 yaşını geçmiş bir araç olduğunu, aracın parçalarının yenileriyle değiştirilmesinin araçta kıymet artışına sebep olacağını, bu sebeple kıymet artış tenzili yapıldığında araçta değer kaybı olmayacağının belli olacağını, davacı aracının daha evvel başkaca maddi hasarlı kazaya karışıp karışmadığı hususunun da önem arz ettiğini, trafik kaza geçmişinin tramerden sorulmasını talep ettiklerini, manevi tazminatın da fahiş olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş’ nin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Harçlandırılan dava değerinin 20.000,00-TL manevi tazminat, 138.924,53-TL maddi tazminat olduğu, İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/312 Esas sayılı dosyasında davalı …’ın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, dosya içerisine alınan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarıyla da belirlendiği üzere, olay tarihi olan 03.12.2013′ de davalı …’nin kullanmakta olduğu, diğer davalı şirketin işleteni olduğu, davalı … tarafından ZMMS ve kasko poliçesi ile sigortalanan aracın davacıların içinde bulunduğu araca çarptığı, kazada davalı sigorta tarafından sigortalanan aracın sürücüsü …’nin %100 kusurlu olduğu, kaza sonucunda Ege ATK raporuna göre davacı …’ın sürekli maluliyetinin bulunmadığı, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 45 gün olarak kabulü halinde aktüer bilirkişi raporuna göre davacının söz konusu kaza nedeniyle yaralanması neticesinde tıbbi iyileşme süreci 45 gün itibariyle geçici işgöremezlik (iyileşme evresi kazanç kaybı) zararının 1.116,65 TL, pansuman giderinin 200,00 TL, SGK sorumluluğunda olmayan tedavi ve ulaşım giderinin 150,00 TL olduğu, davacı …’a ait araçta 2.000,00 TL değer kaybı oluştuğu, davacıya ait araçtan mahrum kalınması nedeniyle uğranılan zarar olan ikame araç bedelinin 600,00 TL olduğu, davacının ıslah talebi ile bağlı kalınarak maddi tazminat taleplerinin kabulü gerektiği, davacı …’in bu kaza sonucunda Ege ATK raporuna göre sürekli maluliyetinin %38,2 bulunduğu, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 ay olarak kabulü ile davacının kaza öncesi ve sonrası Vergi Dairesi’ne yaptığı bildirimler, davacının avukat oluşu nedeniyle asgari ücretin üzerinde kazanç sağlayacağının kabulü ile ve aynı zamanda baro tarafından verilen yanıtlar doğrultusunda, davacının kaza tarihindeki yaşı göz önüne alınarak pasif döneminin 75 yaş ile sınırlı tutularak yapılan hesaplama sonucunda aktüer bilirkişi raporuna göre davacının söz konusu kaza nedeniyle yaralanması neticesinde tıbbi iyileşme süreci 6 ay itibariyle geçici işgöremezlik zararının ortalama almak suretiyle (yani asgari ücretin iki katı üzerinden hesaplanan 10.075,82 TL ile 5.038,02 TL ortalaması alınarak) 7.556,92 TL, bakım giderinin 2.043,00 TL, pansuman giderinin 150,00 TL, ulaşım giderinin 300,00 TL, SGK sorumluluğunda olmayan tedavi giderinin 200,00 TL, fizik tedavi giderinin 615,00 TL olduğunun anlaşıldığı, son aktüer raporunda Baro Başkanlığı tarafından belirtilen en az ve en çok ücret üzerinden belirlenen hesaplamanın ortalaması olan ( 44.298,52 ve 64.141,24) 54.219,88 TL sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedildiği, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların bedensel bütünlüğünün bozulması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, davacının kazadaki kusur oranı, yaralanmanın boyutu göz önünde bulundurularak, davacı (TBK.56/2 mad gereği) için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilerek, sonuç olarak; DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, davacı …’ın 2.000.-TL değer kaybının, 1.116,65.-TL geçici iş göremezlik tazminatının, 100,00.-TL ulaşım, 250,00.-TL tedavi giderinin ve 600,00.TL ikame araç bedelinin davalılardan … ve … Şti ‘nden kaza tarihi olan 03.12.2013 tarihinden itibaren, davalı … yönünden dava tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacıya ödenmesine, Davacı …’ın manevi tazminat isteminin kısmen kabul kısmen reddi ile, 3.000.-TL manevi tazminatın davalılar … ve … Şti ‘nden kaza tarihi olan 03.12.2013 tarihinden itibaren, davalı … yönünden dava tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacıya ödenmesine, Davacı …’in manevi tazminat isteminin kabulü ile, 10.000.-TL manevi tazminatın davalılardan … ve … Şti’ nden kaza tarihi olan 03.12.2013 tarihinden itibaren, davalı … yönünden dava tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacıya ödenmesine, Davacı …’in maddi tazminat isteminin kısmen kabul kısmen reddi ile, 2.043,00.-TL bakıcı gideri, 615,00.-TL fizik tedavi, 350,00.-TL tedavi gideri, 300,00.-TL ulaşım gideri, 54.219,88.-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 7.556,92.-TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılardan … ve … Şti’ nden kaza tarihi olan 03.12.2013 tarihinden itibaren, davalı … yönünden dava tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacıya ödenmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacılar vekili tarafından, “…İlk bilirkişi raporunda ve daha sonra alınan ek raporda, davacı … için, tazminat miktarının (geçiçi iş göremezlik, sürekli işgöremezlik ve maddi zarar karşılığı) 134.857,88-TL olarak hesaplandığını, bilirkişi raporunu tanzim eder iken Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararlarında kabul ettiği PMF-1931 yaşam tablosunun kullanıldığını ve bu tabloya göre maluliyet tazminatını 78 yaş üzerinden dogru biçimde, (134.857,88 TL) olarak hesapladığını, fakat mahkemenin hiçbir hukuki dayanağı olmayan kişisel bir anlayışla 75 yaş üzerinden hesaplama talep ettiğini ve bilirkişiden buna göre (54.219,88-TL) tazminat raporu aldığını, 21 HD. 2015/8807 Esas, 2016/3789 Karar sayılı kararda da belirtildiği üzere bu tür davaların malul kişinin, emsal sağlıklı kişiden farklı olarak, daha fazla efor ve çaba sarf etmesinin bedeli olarak bu tür tazminatlara hükmedildiğini, bu nedenle hiçbir kazancı olmasa dahi malul kişiye tazminat verildiğini, … hakkında verilen 3.000,-TL manevi tazminatın, ilaç alerjisi olan bu davacının, uyuşturulmadan tedavi görmesi ve bu nedenle çektiği acıları karşılayan bir miktar olmadığını” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
Davalı … ve … Şti. vekili tarafından, “Yerel mahkemenin kusur durumua ilişkin değerlendirmeleri ve hükme alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, kazaya …’in, asli ve tam kusurlu olarak sebep olduğunu, araç için takdir edilen 2.000-TL değer kaybının fahiş olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olup hükme esas alınamayacağını, davacının aracının 13 yaşını geçmiş ve kilometresi yüksek bir araç olduğunu, parçalarının yenileriyle değiştirilmesinin araçta kıymet artışına sebep olacağının sabit olduğunu, yine hesap edilen 600-TL ikame araç bedelinin yüksek olup hatalı olduğunu, davacı … lehine takdir edilen 1.116,65-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100-TL ulaşım, 250-TL tedavi giderinin de fahiş, haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı … lehine takdir edilen 3.000-TL, ve … lehine takdir edilen 10.000-TL manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, davacı … bakımından mahkemece baz alınan maluliyet oranı ile davacı …’in tıbbi şifa süresine dair değerlendirmelerin ve tesis edilen yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, davacı … lehine hüküm altına alınan bakım giderinden %50 oranında indirim uygulanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı …’in maluliyet hesabında vergi beyannamelerine göre hesaplama yapılmayıp asgari ücretin üzerinde olacak şekilde hesaplama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira davacının aylık gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğunu somut delillerle ispat edemediğini, davanın reddedilen kısımları için müvekkili davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken vekalet ücretlerinin alacak kalemleri toplanıp birleştirilerek hüküm altına alınması hukuka aykırı olduğunu…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalılar … ve … Şti. vekili ile davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davalılar vekilinin geçici ve kalıcı işgöremezlik bakımından istinaf itirazında bulunmuş olduğu görülmekte olup, bilindiği üzere, haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Somut olayda hükme esas alınan raporların usule uygun olduğu, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak düzenlendiği de anlaşılmış olup, bu yöndeki istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davalılar vekilinin kusura yönelik istinaf itirazları bakımından yapılan değerlendirmede; mahkemece makine mühendisi bilirkişiden alınan kusur raporunun, kaza tespit tutanağı ve ceza dosyası kapsamı ile de uyumlu olup, oluşa uygun şekilde davalı sürücüye asli ve tam kusur verilmiş olmasına göre bu yöndeki itirazların reddi gerekmiştir.
Davalılar vekilinin, davacı …’in bakım gideri tazminatından %50 indirim yapılmasına dair itirazı da yerinde görülmemiştir. Şöyle ki; mahkemece alınan hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi heyet raporlarına istinaden 2.043-TL bakıcı giderine hükmolunmuş olup, kazada kemik kırığı şeklinde ağır yaralanması nedeniyle 6 aylık tıbbi şifa dönemindeki bakım şartlarının ağırlığı nedeniyle davacı yakınlarının sürekli davacı yanında bulunmak zorunda kalmasının kaçınılmazlığının yanısıra, somut olayın özelliğine göre kazada karı-koca olan ve 1946 ve 1953 doğumlu olan her iki davacının da kemik kırığı ile yaralanmış olması karşısında, davalı araç sürücüsünün %100 kusuru ile gerçekleşen kaza nedeniyle zarara uğrayan davacının bu zararının giderilmesi gerektiği anlaşılmakla; somut olay bakımından zararın artmasında hiçbir müterafik kusuru bulunmayan ve dava konusu olay nedeniyle oluşan zarara katlanmak zorunda kalan davacının tazminat alacağından aile içi bakım düşüncesi ile dahi hakkaniyet indirimi yapılması talebi uygun görülmemiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay (kapatılan) 17. HD 2016/4273 E.-2019/7158 K). Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.
Araç değer kaybı ve ikame araç bakımından da davalılar vekilinin itirazı yerinde değildir. Şöyle ki, araçtaki davadan önce ödenmiş olan hasar tutarına, kaza öncesi rayiç değeri ile kaza sonrası rayiç değeri arasındaki farka göre hesap yapılmış olmasına göre ve tüm dosya kapsamına göre, denetime ve hüküm kurmaya elverişli raporlar uyarınca hükmedilen tutarlarda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı … lehine hükmedilen geçici işgöremezlik, ulaşım gideri ve tedavi giderinin, yaralanmasının niteliğine (orta derecede kırık ve 45 gün geçici işgöremezlik süresi) ve dosyadaki bilgi ve belgelere göre alınan bilirkişi raporlarında usulünce hesaplanmış olduğu görülmekle bu yöndeki istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.
Davacı … lehine hükmedilen manevi tazminata dair, her iki taraf vekili de istinafa gelmiş olup, dava dilekçesinde 10.000-TL talep edildiği, anılan davacıda da kemik kırığı olduğu, ancak sürekli bir maluliyet bulunmadığı, iyileşme süresinin 45 gün olarak belirlendiği dikkate alınarak, mahkemece hükmedilen tutarın bir miktar arttırılması gerektiği kanaatine varılmış, bu nedenle davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının kabulüne, davalılar vekilinin itirazının ise reddine karar verilmiş, aynı nedenlerle davacı …’deki yaralanmanın niteliği ve ağırlığına, sonuçlarına göre bu davacı yararına hükmedilen manevi tazminat tutarına dair davalılar vekilinin itirazının da reddi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin ve davalılar vekilinin davacı … yararına hükmedilen geçici/sürekli işgömezlik tazminatına yönelik itirazda bulundukları görülmüştür. Davacılar vekili, davacı … için 75 yerine 78 yaşına kadar hesap yapılması gerektiğini ileri sürmüş, davalılar vekili ise esas alınan gelir miktarı bakımından sözkonusu tazminat tutarını istinafa getirmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacı …’in halen avukatlık mesleğini yaptığı ileri sürülmesine rağmen, fiilen bu mesleği yapmakta olduğuna dair delil ibraz edilmiş değildir. Davacının yaşı da dikkate alındığında, baroya kayıtlı olmaya devam edilmesinin fiilen avukatlık mesleğinin yapıldığı anlamına gelmeyeceği de gözetilerek, anılan davacının halen çalışmaya devam ettiğine dair (girdiği duruşmalar, danışmanlık yapılan firmalar vs.gibi) somut delillerin temini ile bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece kök ve ek aktüer raporları alındığı, bu raporlarda belirlenen tazminatların ortalamaları alınmak suretiyle hüküm kurulduğu, son raporda asgari ücret üzerinden, önceki raporda ise asgari ücretin 2 katı üzerinden gelir hesabı yapılmış olup mahkemece bunların “ortalamasının alınması” şeklinde hesap yapılmış olmakla birlikte, bu şekilde bir hesaplama yönteminin olmadığı gözetilerek mahkeme kararının kaldırılması gerekmiştir. Çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması, tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerektiği Yargıtay’ın da yerleşmiş içtihatlarındandır. Ancak, pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücretin, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınmaması gerekir (Yargıtay (kapatılan) 17. HD 2015/7517 E.- 2018/302 K). Tazminat hesabı yapılırken, davacının kaza tarihinden hesap tarihine kadarki gelirini gösteren belgelerin temin edilmesi, bu belgeler ile saptanan gelir üzerinden hesap tarihine kadar elde edilebilecek gelirlerin belirlenmesi, belirlenen gelirler üzerinden, işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek dönem hesabında ise davacının hesap tarihinde bilinen son gelirinin uygulanması hususlarına dikkat edilmelidir (Bu yönde Yargıtay (kapatılan) 17 HD 2020/4189 E.- 2020/7819 K). Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, mahkemece taraf itirazlarını da karşılayacak şekilde aktüer raporu alınması, bilinen dönem ve bilinmeyen dönem ayrımına göre yeniden değerlendirme yapılması, ancak bunun öncesinde davacının fiilen çalışma durumunun ve gelir durumunun somut delillerle tespiti, bu kapsamda davacının resmi kurumlara zarar beyan ettiği hususunun da netleştirilmesi, gelirin tespit edilemediği durumda ise asgari ücret üzerinden yukarıda belirtilen şekilde hesaplama yapılması gerekmekte olup, kararın bu yönüyle her iki taraf vekillerinin itirazının kabulü suretiyle kaldırılması gerekmiştir.
Davalılar vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazı bakımından ise; reddedilen tutarlarda mahkeme kabulündeki gibi red sebepleri ortak olduğunda tek bir vekalet ücretine hükmedileceği açık olmakla, bu istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacılar vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜNE, davalılar … ve … Şti. vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ İLE, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak -kazanılmış haklara dikkat edilmek suretiyle- davanın yeniden görülüp yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜNE, davalılar … ve … Şti. vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/992 Esas – 2019/136 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalılar vekilinin sair itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-Davacılar tarafından yatırılan 88,80-TL istinaf karar harcının istek halinde davacılara iadesine,
b-Davalılar … ve … Şti. tarafından yatırılan 1.358,54-TL istinaf karar harcının istek halinde bu davalılara iadesine,
5-İstinaf aşamasında davacılar ve anılan davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 08/06/2022