Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1323 E. 2022/914 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1323
KARAR NO : 2022/914

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2017 (Dava) – 15/05/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/548 Esas-2019/525 Karar
DAVA : İtirazın İptali

BAM KARAR TARİHİ : 02/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/05/2019 tarihli 2018/548 Esas ve 2019/525 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın sigorta aracılık hizmetleri alanında faaliyet gösterdiği, davalı borçlu adına 10/02/2016 tarihinde davalı şirket adına tescilli … plakalı aracın ZMMS sigortasının … Sigorta’nın 9717679 nolu poliçe ile yapıldığı, 1.466,18 TL primin şirket yetkilisi …’e ait … Bankası … numaralı kredi kartı ile ödendiği, yine 10/02/2016 tarihinde … plakalı davalı şirket aracının 9717806 nolu poliçe ile ZMMS poliçesinin düzenlendiği, 1.466,80 TL primin aynı kredi kartından ödendiğini, 02/04/2016 tarihinde davalı şirket adına tescilli … plaka sayılı aracın 10900416 nolu ZMMS poliçesinin düzenlendiği ve 1.693,27 TL primin aynı kredi kartından tahsil edildiği, güven ilişkisi ile poliçe primlerini kendi kredi kartı ile ödeyen davacının sözlü taleplere rağmen borcu ödemeyen davalı şirket hakkında Seferihisar İcra Müdürlüğü 2017/290 esas sayılı dosyası ile 4.625,63 TL alacağa ilişkin olarak takip açıldığı, davalı borçu tarafında kötüniyetli takibe itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu, her ne kadar davalı tarafından ödemeye ilişkin makbuz ibraz edilmiş olsa da söz konusu makbuzun sahte olduğunu belirterek, itirazın iptali ile %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının husumet ehliyetinin bulunmadığını, zira iddia edilen poliçe pirim ödemelerinin …’in kredi kartıyla ödendiğini, davanın görevli mahkemede açılmadığı, sigorta piriminden kaynaklanan alacak için Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, davalı şirketin herhangi bir talep ve talimatı olmadan poliçelerin düzenlendiği, davacının iddia ettiği poliçe pirim bedellerini … Sigorta A.Ş.’ den talep edebileceğini, TTK 1294 ve 1295 maddelerde prim ödeme hükümlerinin düzenlendiğini, davacı tarafından iddia edildiği şekilde sigorta ilişkisinin kurulmuş olması halinde ancak pirimlerin davalı şirket tarafından ödenmesi gerekeceğini, ayrıca davacının … Sigorta adına prim tahsilatı yapmaya yetkili olup olmadığının araştırılması gerektiğini, ZMS sigortası genel şartları C1 maddesi gereğince sigorta ücretinin sözleşme yapılması ile ödeneceği hükmünü içerdiğinden taraflar arasında sözleşme bulunmadığından davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının takipte talep ettiği 357,00 TL kar payı talebinin sebebinin anlaşılamadığını belirterek, haksız davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,’…Davacının davasının kabulü ile, Seferihisar İcra Dairesi’nin 2017/290 esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına, 4.982,63 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; poliçe prim ödemelerinin …’in kredi kartı ile gerçekleştirildiğini, işbu davacının husumet ehliyeti bulunmadığını, davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkili ile davacı arasında sigorta ve sözleşme ilişkisi kurulmadığından davacının ödemiş olduğunu iddia ettiği poliçelerin bedel iadesini talep edeceği tarafın … A.Ş. olduğunu, 6762 sayılı TTK 1294. ve 1295.maddesinin sigortalının primleri ödeme hükümlerini düzenlediğini, şayet davacının iddia ettiği gibi sigorta ilişkisi kurulmuş olsa idi ödemelerin müvekkili şirketçe gerçekleştirileceği açık olup, acente yetkilisinin kendi kredi kartı ile ödeme gerçekleştirmeyeceğinin de açık olduğunu, davacının sözleşme ilişkisinin varlığını ispat etmesi gerektiğini, davacının … A.Ş.adına prim tahsilat yapmaya yetkili olup olmadığının da araştırılması gerektiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası genel şartları C1 maddesi sigorta ücretinin sözleşme yapılması ile ödeneceği hükmünü içerdiğini, müvekkili ile davacı arasında sözleşme bulunmadığını, bu bağlamda müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu da bulunmadığını, ayrıca davacının takipte talep ettiği 357,00-TL’ nin sebebi anlaşılamadığı gibi bu talebinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davaya konu uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi raporu aldırılmış olup, bilirkişinin tespitlerinin hatalı olduğunu, söz konusu maillerde yalnızca teklif alınmasından söz edilmekte olup, teklifin hukuki anlamda bir sözleşme kurulması neticesini doğurmayacağı, karşılıklı rızanın gerekli olduğu, ayrıca da TTK hükümleri gereği de zımnen sözleşme kurulamayacağını, kabul beyanının açık olması gerekmekte olup susmanın “kabul”ün hüküm ve sonuçlarını doğurmayacağını, bu nedenle 3 araç için düzenlenen poliçelerin hiçbir şekilde müvekkilini bağlamadığını, nitekim poliçelerde imzasının da bulunmadığını, bu yöndeki bir çıkarımın genel borçlar ve sözleşmeler hukuku ve ticaret hukuku mantığına da tamamen aykırı olduğunu, sigortanın türünün zorunlu olması, müvekkilinin illa ki davacı yan ile sözleşme kurmak zorunda olduğu anlamına gelmemekte olup, müvekkilinin piyasada fiyat araştırması yaparak uygun gördüğü herhangi bir şirketle anlaşmakta özgür olduğunu, aksinin kabulünün sözleşme özgürlüğü ilkesine de aykırı olduğunu, ayrıca, rapordaki faiz hesabının öncelikle fahiş olup kabulünün mümkün olmadığını, sigorta ilişkisinin doğması için sigortacı ile sigorta ettirenin sözleşmenin zorunlu unsurları üzerinde anlaşmaları gerektiğini, bütün sözleşmeler gibi sigorta sözleşmelerinin de iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile meydana geldiğini, yalnızca konu ile ilgili bilgi alma mahiyetindeki mail yazışmaları ve teklif sunulması ile tarafların sözleşmenin zorunlu unsurları üzerinde anlaştıklarının kabul edilemeyeceğini, bu doğrultuda rapora yapmış oldukları itirazlarının Mahkemece değerlendirilmediğini, tek bir rapor esas alınarak işbu hükmün kurulduğunu belirterek, ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ZMMS poliçe pirim alacağının tahsiline yönelik başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda, davacı taraf davalı şirketin işleteni olduğu üç araç için düzenlenen ZMMS poliçesi düzenlendiğini ancak davalının sigorta poliçe prim bedellerinin ödemediğini iddia etmiş; davalı ise davacı taraf ile müvekkili şirket arasında sözleşme ilişkisinin kurulmadığını, bu nedenle davacının talep ettiği alacaktan herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını belirterek talep etmiştir.
Seferihisar İcra Dairesi’nin 2017/290 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 16/02/2017 tarihinde başlatılan ilamsız takip icra takibinde, 4.625,63-TL asıl alacak, 357,00.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.982,63 TL alacağa ilişkin ödeme emrinin borçluya 22/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı- borçlunun 01/03/2017 tarihli dilekçesi ile alacaklı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu; davanın İİK.’nın 67. maddesinde belirlenen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde 28/11/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Sigorta uzmanı bilirkişinin düzenlediği 30/01/2019 tarihli raporda özetle; davalı … Şti nin işleten olduğu, … plakalı aracın 10/02/2016-2017 tarihleri arasında geçerli süre için, … plakalı aracın 10/02/2016-2017 tarihleri arasında geçerli süre için, … plakalı aracın 02/04/2016-2017 tarihleri arasında geçerli süre için, Karayolları Trafik Kanunu m.91 gereği, işletenlerin, KTK’nun 85. Maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırmaları zorunlu kılınan Karayolları Zorunlu ZMMS sigorta poliçesi teminatlarına … Sigorta A.Ş tarafından alındığı, iş sigorta poliçelerinin …Sigorta A.Ş nin acentesi olan sigortacı/davacı … Şti aracılığı ile akdedildiği, sigorta poliçesi ile verilen teminatlar karşılığında sigortalı tarafından ödenecek toplam sigorta priminin 4.625,63TL olarak belirlendiği, bu halde sigortalı tarafından 4.625,63 TL’si sigorta primini ödeme sorumluluğu olduğu, davalı şirketin işleteni olduğu 3 kamyonet nitelikli araç için toplam 4.625,63 TL’si sigorta priminin davacı … acentası … Şti ne ait …bank A.Ş. kredi kartı ile ödendiği, davacı … acentası tarafından ödenen 4.625,63 TL sigorta priminin tahsili için Seferihisar İcra müdürlüğünün 2017/290 esas sayılı ilamsız takip yoluna başvurarak 3 adet araç için toplam 4.625,63 TL’sına, poliçe tarihleri olan 10/02/2016 ve 02/04/2016 tarihleri ile takip tarihi 16/02/2017 arasında işleyen yasal faiz oranında 357,00 TL faizi ile talep ettiği, ödenmesi gereken tarihler ile takip tarihi arasında işleyen faizin 401 TL hesap edildiği bu halde davacı şirket tarafından takipte daha az faiz talebinde bulunulduğu belirtilmiştir.
Dosya içerisindeki imza sirkülerinden anlaşıldığı üzere davacı şirketin münferiden yetkili temsilcisi … olup, … bankasının 15/03/2018 tarihli cevabi yazısında ZMMS poliçe primlerinin ödemesinde kullanılan kartın … Şti. adına kayıtlı olduğu ve şirket müdürü/ortağı … tarafından kullanıldığı belirtilmiştir.
22/10/2013 tarihli 8427 sayılı Ticaret Sicili Gazetesindeki ilana göre de, davacı şirketin dava dışı …Sigorta A.Ş.’ nin acentesi olduğu ve sigorta şirketi adına sigorta sözleşmesi yapmaya, sigorta ücretlerini, pirimlerini tahsile yetkili olduğu, davacı vekili tarafından 07/01/2019 tarihli dilekçesi ekinde davalı tarafından plakası verilen araçların 10/02/2016 ve 02/04/2016 tarihinde sigortalandığına dair tramer kayıtlarının sunulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki mail yazışmalarının incelenmesinde, davalı şirketin davacıya 09/02/2016 tarihinde saat 16:27′ de tarihinde araçlar isimli doküman gönderdiği, davacı tarafça ZMMS poliçesi düzenlendiği iddia edilen araçların bu listede yer aldığı; 10/02/2016 tarihinde ise saat 15:59 da davacı şirket temsilcisi tarafından davalı tarafa poliçeler başlıklı yazıya iki adet … ve … isimli pdf formatında belge eklendiği, söz konusu yazışma ve eki poliçe pdf leri gönderildikten sonra davalı tarafından gönderiye ilişkin itirazda bulunmaksızın aynı gün saat 16:02′ de davalının davacı şirket temsilcisine hitaben yazdığı mailde araçlarının kaskoları için bir araştırma yapılmasını istediği, hangi aracın ne zamana kadar kaskosunun olup olmadığını, süresi gelen olup olmadığının araştırılarak rapor hazırlamasını, yenilenmelerini takip edilmesi hususunda talepte bulunduğu; 15/03/2016 tarihinde saat 06:47′ de ise davalı tarafından araç ruhsat fotokopileri isimli belgenin gönderildiği, 03/10/2016 tarihinde saat 11:26 ise davalı yine davacıya mail göndererek 9 uncu ay bitimli araçların sigorta teklifini almak istediği ve ekinde 3 araca ilişkin 3 adet pdf dosyası gönderdiği anlaşılmıştır. Mail içerikleri nazara alındığında, davalı tarafın 10/02/2016 tarihli mail ekinde davacı şirket yetkilisi tarafından gönderilen poliçelere itiraz etmeyerek yazışmalara devam ettiği, hatta teminat süresi dolan kasko poliçeleri konusunda yeni talep ilettiği, buradan hareketle önceki ZMMS poliçelerini kabul ederek bu seferde kasko poliçeleri için aynı şeklide mail yoluyla talepte bulunduğu, diğer taraftan davalının, davacının dosyaya sunmuş olduğu mail yazışmalarının aksini gösteren belge sunmadığı gibi, 23/02/2018 tarihli son cevap dilekçesinde de yazışmaların içeriğine de açıkça itiraz etmeyerek ve bunların teklif olduğu iddia edilmesi suretiyle içeriklerini de kabul ettiği, iki tarafın da onayı olması gerektiğini zımnen sözleşme kurulamayacağını, yazışmaların sözleşme niteliğinde olmadığını savunmuştur.
Davalı kendisinden prim alacağının talep edildiği takip tarihine kadar bahse konu mail ekinde gönderilen ZMMS poliçesine itiraz ettiğini gösterir bir belge sunmaması nedeniyle, uzunca bir süre sessiz kalmış olduğundan ve bu sürede ZMMS poliçeleri kapsamında poliçe teminatından da itiraz etmeksizin yararlanmaya devam ettiği nazara alındığında davacının davalı şirket adına düzenlediği poliçeleri benimsediğini kabul etmek gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/05/2019 tarihli 2018/548 Esas ve 2019/525 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 340,36-TL istinaf karar harcından peşin alınan 85,10-TL harcın mahsubu ile kalan 255,26 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 02/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.