Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1322 E. 2022/1429 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1322
KARAR NO : 2022/1429

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2016 (Dava) – 28/06/2019 (Karar)
NUMARASI : 2016/1523 Esas – 2019/748 Karar
DAVA : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/06/2019 tarihli 2016/1523 Esas – 2019/748 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’un malik … plakalı aracın davalı … yönetiminde iken 08/04/2016 tarihinde davacı idaresindeki … plakalı motorsiklete çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davalı aracının … Sigorta AŞ.’ye ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının olay nedeni ile ağır kemik kırığı oluştuğu kazada davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunu, Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi’nde ve Ege Üniversitesi Hastanesi Tıp Fakültesi’nde uzun süre davacının tedavi gördüğünü, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/36602 hazırlık dosyasından İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/887 esas sayılı dosyasından kamu davası açıldığını, davacının kaza tarihinde ithalat ve ihracat yapan özel bir şirkette yönetici pozisyonunda çalıştığı, iyi bir gelirinin bulunduğu, kaza sonrası zorunlu ihtiyaçlarını dahi kendi başına yapamaz hale geldiğini, kalıcı maluliyetinin bulunduğunu, üniversite öğrencisi kızının okulu bırakarak davacıya refakat etmek zorunda kaldığını, bir kısım tedavi masraflarının SGK tarafından karşılanmadığını, yoksun kalınan kazanç kaybının olduğu bildirilmiş ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000,00 TL maddi tazminatın geçici işgöremezlik, tedavi, ulaşım, bakıcı giderleri ve maluliyet için davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 30.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi gereğince sigortaya yapılan başvurunun süresinde cevaplanmaması nedeni ile tahkime başvurulabileceği veya dava açılabileceği düzenlendiğinden öncelikle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, kazada sigortalının kusur durumunun ve davacının maluliyetini tespiti gerektiğini, davacının motorsiklet sürücüsü olup kask takılmamış olmasının dahi tazminattan indirim gerektireceğini, sair maddi tazminat taleplerinin delillendirilmesi gerektiğini, faizin dava tarihinden değerlendirilmesinin içtihatlara uygun olacağı bildirilmiş ve davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; ceza davasının bekletici mesele yapılmasını, kusur oranlarının yapılacak keşif sonrası ATK trafik ihtisas dairesinin alınacak rapor ile tespiti gerektiğini, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığından davacının talep hakkı bulunmadığı, maluliyet oranının ATK raporu ile tespitinin gerektiğini, ve işçi olarak çalıştığını beyan ettiği, davacının dosyaya sunduklarını beyan ettiği maaş bordrosunun tebliğ edilmediğini, üniversite okuyan kızının okulu bırakarak kendine bakmak zorunda olduğunu beyan etmiş ise de buna ilişkin belge sunmadığı, kazadan kısa bir süre sonra çalışmaya başladığını, davacı özel şirkette yönetici olduğunu belirtmiş ise de ilkokul mezunu ve işçi olduğunu buca emniyet müdürlüğünde ifade ettiğini tutanakta yazılı olduğunu, ünv mezunlarının bile iş bulamadığını davacının yönetici olduğunu tazminat yönünden belirttiğini, ayrıca uzlaşma sırasında müvekkiline maddi yetersizlik içinde olduğunu beyan ettiğini, tazminat oranını arttırmak için bu şekilde beyanda bulunduğunu, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, ”…Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, maddi tazminata ilişkin talep yönünden feragat nedeni ile davanın REDDİNE ve neticelerine, manevi tazminat talebi yönünden davalılar … ve … yönünden davanın kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/04/2016 tarihinden yasal faizi ile bu davalılardan alınıp davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafça talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, zarar görenin zenginleşmesine, zarar sorumlusunun da fakirleşmesine sebep olmaması gerektiğini, müvekkili davalılar aleyhine 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, manevi tazminatın huzurdaki dava ve kusur/maluliyet oranları göz önüne alındığında çok yüksek olduğunu, bu manevi tazminatın müvekkillerini fakirleştireceği, davacıyı da zenginleştireceğini, bu nedenle hukuka ve kanuna aykırı manevi tazminatın kabulünün mümkün olmadığını belirterek kararın istinaf incelemesi sonucunda bozulmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı yaralanma nedeniyle, kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatı ile tedavi giderlerinin tahsiline yönelik maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup; davacı vekilinin, maddi tazminat talebi yönünden davadan feragat ettiği ve manevi tazminat yönünden taleplerinin devam ettiği anlaşılmıştır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle reddine; manevi tazminat yönünden kabulüne karar verilmiş olup, karar davalılar … ve … vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda, …’un maliki olduğu … plakalı aracın davalı … yönetiminde iken 08/04/2016 tarihinde davacı idaresindeki … plakalı motorsiklete çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekili 10/12/2018 tarihli dilekçe ekinde 01/12/2018 tarihli sulh ve ibraname başlıklı belge sunarak, maddi tazminat ve ferileri bakımından davalı sigortanın ibra edildiği belirterek davanın feragat nedeniyle reddini talep etmiştir.
Davacı vekili 11/12/2018 tarihli dilekçe ile, davalı … yönünden maddi tazminat talebi için tüm davalılar yönünden feragat ettiklerini, manevi tazminat talebi yönünden davalı … ve … aleyhine davaya devam ettiklerini bildirimiştir.
Ege Ünv. Adli Sağlık Kurulunun 08/11/2017 tarihli ve 1881 sayılı raporunda, davacının maluliyet tespit işlemleri yönetmeliğine göre maluliyet oranının %31 olduğu, iyileşme süresinin 6 ay olduğu belirtilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinin 30/11//2018 tarih ve 11048 sayılı raporunda özetle; Çalışma Gücü ve ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre, meslekte kazanma gücünün %20 oranında azaldığı ve iyileşme süresinin olay tarihinden 6 aya dek uzayabileceği bildirilmiştir.
Kaza tespit tutanağında davalı sürücüye tam kusur izafe edilmiş; Savcılık aşamasında 2016/36602 soruşturma dosyasında alınan 04/05/2016 tarihli kusur raporunda davalı sürücünün asli kusurlu, davacı ise tali kusurlu olduğu belirtilmiş; İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/887 esas, 2017/465 karar sayılı kararı ile davalı sürücünün taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan 6.000,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, kararın istinaf edilmiş olması nedeniyle kesinleşmediği, yargılama aşamasında alınan 03/03/2017 tarihli kusur raporunda, davacının tali kusurlu, davalı sürücünün asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
1- Mahkemece davacı vekilinin manevi tazminata dair isteminin tarafların kusur durumu netleştirildikten sonra yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden, hükmedilecek manevi tazminat tutarının belirlenmesinde nazara alınması gereken hususlardan olan tarafların kusur durumunun tespiti bakımında kusur raporu alınması gerektiği halde, kusur raporu alınmaksızın manevi tazminata ilişkin karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
2- Ayrıca, mahkemece re’sen dikkate alınması gereken müterafik kusur durumu bakımından da, her ne kadar kaza tutanağında motosiklet kullanmakta olan davacının kask takıp takmadığı veya diğer koruyucu ekipmanı (kolluk, dizlik vs.) kullanıp kullanmadığı belirtilmemiş ise de; davacının yaralanmasının niteliğine göre, koruyucu ekipmanları kullanma konusunda davacının müterafik kusuru olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacının kaza sırasında motosiklet sürücüsü olmasına ve yaralanma şekline göre kask ve koruyucu ekipman kullanıp kullanmadığı, kullanmış olmasının veya kullanılmamış olmasının zararın artmasına sebebiyet verip vermeyeceği hususunun değerlendirilerek, gerekirse bu konuda araştırma yapılarak sonucuna göre müterafik kusur indirimi şartlarının oluşup oluşmadığı hususunun kararda tartışılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle; davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355/1 ve 353/1-a-6 maddeleri gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın kaldırılma şekli ve sebebine göre davalılar vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … ve … vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/06/2019 tarihli 2016/1523 Esas – 2019/748 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edenlere iadesine, istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın kaldırılma şekline ve sebebine göre davalılar … ve … vekilinin vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 29/09/2022