Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1318 E. 2022/1587 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1318
KARAR NO : 2022/1587

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2015 (Dava) – 16/04/2019 (Karar)
NUMARASI : 2015/136 Esas – 2019/218 Karar
DAVA : Maddi-Manevi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 20/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/04/2019 tarihli 2015/136 Esas – 2019/218 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29.08.2014 tarihinde davacı müvekkilinin, köprüde karşıdan karşıya geçtiği esnada, davalı …’ın sevk idaresindeki … plakalı kamyonetin çarpması neticesinde ağır şekilde yaralandığını, davalı … hakkında kaza sebebiyle Menemen 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/542 E. sayılı dosyasında taksirle yaralanmaya sebebiyet vermek suçundan verilen 12 ay hapis cezasının ertelenmediğini, düzenlenen kaza tespit tutanağında müvekkilinin yolun sağından soluna geçerken sol şerit üzerinde davalı …’ın müvekkiline çarptığının, KTK’nun 52/1-A kuralını ihlal ettiğinin belirtildiğini, bilirkişi raporunda ise davalının asli kusurlu olduğunun, müvekkilinin ise herhangi bir kusurunun olmadığının belirtildiğini, kaza nedeniyle ağır şekilde yaralanan davacının vücudunun çeşitli bölgelerinde kırıklar meydana geldiğini, hastanede 9 gün yatarak tedavi gördüğünü, davalılar tarafından hiç aranmadığını maddi ve manevi destekte bulunulmadığını, büyük acılar çeken davacının kendisine ve ailesine bakamaz duruma geldiğini, anlaşmak zorunda kaldığı bakıcıya aylık 1.000,00-TL’dan 3 ayda 3.000,00-TL ücret ödediğini, hastaneye belli aralıklarla … isimli kişiye ait araçla gidip geldiğini, araç sahibine 750,00-TL ücret ödediğini, çalışmış olduğu iş yerinden kazadan 15 gün önce ayrıldığında resmi kayıtlarda aylık kazancının 1.186,92-TL olduğunun göründüğü, ancak elden de ödemeler aldığını, kazadan önce günlük 100,00-TL ile inşaatta demir işçisi olarak çalışmakta iken kazadan dolayı halen çalışamadığını, çevresine borçlandığını, çocuklarının eğitimini karşılayamaz hale geldiğini ileri sürerek, 29.08.2014 kaza tarihinden bu yana çalışamadığı aylara karşılık şimdilik 1.000,00-TL geçici iş gücü kaybı, 3.000,00-TL bakıcı masrafı, 750,00-TL yol masrafı, 150,00-TL sürekli iş gücü kaybı bedeli toplamı 5.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketi poliçe limitleri dahilinde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 150.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 25.02.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; 5.554,00-TL kazanç kaybı, 3.000,00 TL bakıcı masrafı, 750,00 TL yol masrafı, 67.887,00-TL iş gücü kaybı ve maluliyet tazminatının kaza tarihi olan 29.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kazayı yapan oğlu …’ın olay günü aracı izinsiz aldığını, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, davacı ile ilgilendiğini, davacıyı oğlunun hastaneye götürdüğünü, hastaneden taburcu olduktan sonra kontrollere, pansumana davacıyı kendisinin götürdüğünü, sadece en son götürülmesinde gitmediğini, davacının bakıcı tutmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bakıcının davacının yengesi olduğunu, davacının kazadan önce işten ayrıldığını, kazadan dolayı bir kazanç kaybı olmadığını, tamamen iyileştiğini, kendisinin mal varlığının olmadığını, emekli olduğunu, oğlu …’ın kazadan dolayı rahatsızlandığını ve çalışamaz durumda olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı… cevap dilekçesinde özetle; ceza kararının henüz kesinleşmediğini, kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, bilirkişi raporuna itiraz ettiğini, davacı ile ilgilendiğini, kazadan sonra hastaneye götürdüğünü, her gün hastaneye yanına gittiğini, hastaneden taburcu olduktan sonra kontrollere, pansumana babasının götürdüğünü, sadece en son götürülmesinde babasının gitmediğini, davacının bakıcı tutmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bakıcının davacının yengesi olduğunu, kazadan önce işten ayrılan davacının kazadan dolayı kazanç kaybının oluşmadığını, tamamen iyileştiğini, kendisinin mal varlığının bulunmadığını, babasının emekli olduğunu, kazadan dolayı rahatsızlandığını, çalışamaz durumda olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili 10.04.2015 tarihli dilekçesi ile; …’ın kusursuz olduğunu, kazadan sonra davacıyı hemen hastaneye götürdüğünü, emekli olan …’in davacı ile yakından ilgilendiğini, …’ın çalışmadığını, davacının manevi tazminat taleplerinin yersiz olduğunu, hayat fonksiyonlarını etkileyecek kaybın olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın Karayolları Zorunlu Trafik Poliçesi ile müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, talep edilen tazminattan müvekkili şirketin poliçe limitleri oranında sorumlu bulunduğunu, kusur oranı ile davacının maluliyet tazminatı miktarının ispat edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davanın KISMEN KABULÜNE, 73.441,00-TL iş göremezlik, 2.455,11-TL bakıcı gideri, 245,00-TL ulaşım gideri toplamı 76.141,11-TL maddi tazminatın, davalılar … ile …’dan 29.08.2014 kaza tarihinden, davalı sigorta şirketinden 06.03.2015 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 1.049,89-TLmaddi tazminat isteminin REDDİNE…, 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ile …dan 29.08.2014 kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 145.000,00-TL manevi tazminat isteminin REDDİNE…. ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınan kusur raporlarında son olarak davacı müvekkilinin %35 kusurlu olduğunu belirten 06.03.2018 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporu dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, söz konusu kusur oranını ve bu orana göre yapılan hesabı kabul etmediklerini, söz konusu kazaya ilişkin Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesinde 2014/542 Esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda müvekkiline herhangi bir kusur izafe edilmediğini ve buna istinaden hüküm kurulduğunu, söz konusu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, ceza dosyası ile hukuk dosyasında alınan raporlarda çelişki bulunması halinde bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi halinde sorumluluklara ilişkin oranlar da değişeceğinden çelişkili raporlara dayanarak alınan hesap raporunu kabul etmediklerini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun kök raporunda da ek raporunda da hesaplamalarına esas net gelir tespitinde delil olarak Yol-İş Sendikasının müzekkere cevabına göre, kaza tarihi olan 29.08.2014 tarihine isabet eden ustanın çıplak ücreti üzerinden hesaplama yapıldığını, dosyaya Betonarme ve Kalıpçılık hususlarında ustalık belgelerini ibraz etmelerine ve tanık olarak iş arkadaşı …un beyanında “2013 yılında 90-95 TL günlük yevmiye alıyorduk” denilmesine ve dava dilekçesinde günlük 100TL alındığının beyan edilmesine rağmen, tanık beyanları gözetilmeden ücret miktarına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca bakıcı giderlerinin sorumluluğu ve süre yönünden bir itirazları olmamak ile birlikte kusur izafesi hatalı yapıldığından söz konusu giderler için hesaplanan rakama yönelikte hata bulunduğunu, ulaşım giderleri bakımından yapılan hesaplamaların beyanlarında mevcut gidiş geliş 150-TL üzerinden yapılması gerekmekteyken hatalı şekilde hesaplama yapıldığını, muhtemel yaşam süresinin hesaplanmasında TRH- 2010 Yaşam Tablosunun baz alınması gerektiğini, davacının maluliyet oranı %21 olarak tespit edilmişse de bu şekilde maluliyet oranın kabulünün mümkün omadığını, davacının yaşı ve iyileşme oranı da göz önüne bulundurularak bir rapor alınması gerektiğini, maluliyet oranının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde belirlenmekte olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte; Yönetmeliğin 22. maddesinde maluliyet oranı tespitine ilişkin Ek-3’te yer alan tablo kapsamında davacının yaralanma şekli ve çalıştığı iş kolunun belirlenmesi gerektiğini, maluliyet raporu incelendiğinde davacıda %21’den daha fazla maluliyet oluşacağının açıkça görüleceğini, manevi tazminatın tutarını belirleme görevinin hâkimin takdirine bırakıldığını, hakimin Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerektiğini, miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmesi gerektiğini, mahkemenin davalı lehine takdir etmiş olduğu 5.000,00 TL manevi tazminatın oldukça düşük olduğu ve kararın bu açıdan da bozulması gerektiğini belirterek, kararda davacı lehine hükmedilen maddi zarar ve manevi zarar yönünden verilen kararın bozulmasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan maddi ve bedensel zarara dayalı kalıcı maluliyet, geçici iş göremezlik, bakıcı ücreti, ulaşım ücretinden oluşan maddi tazminat ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda; 29/08/2014 günü, saat 21:00 sıralarında davalı … adına kayıtlı kaza anında sürücüsü oğlu davalı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı kamyonet ile Mehmet Akif Ersoy Caddesi’ni takiben Asarlık istikametinden 80. Yıl Caddesi yönüne doğru seyirle olay mahalline geldiğinde, yolun sağından soluna geçmek amacı ile kaplamaya giriş yapan davacı yaya … ‘a çarpması sonucunda yayanın yaralanması ile neticelenen dava konusu kazanın meydana geldiği; … plaka sayılı aracın davalı sigorta tarafından davalı işleten … adına düzenlenen ZMMS poliçesi ile 24/04/2014-2015 tarihleri arasında kaza tarihini de kapsar şekilde teminat altına alındığı, poliçe teminat limitinin kaza tarihi itibarıyla şahıs başına yaralanma /ölüm 268.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 06/03/2018 tarihli raporunda özetle; davalı sürücü …’ın % 35 oranında, davacı yaya …’ın % 65 oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir.
Ege Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen 23/12/2015 tarihli raporda özetle; Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının meslekten kazanma gücündeki azalma oranı %22.2, tıbbi iyileşme süresinin 6 ay olduğu belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 12/12/2016 tarihli raporunda özetle; Çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre, meslekten kazanma gücündeki azalma oranı %21 tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Aktüerya uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen 26/09/2018 tarihli raporda özetle; davacının kaza nedeniyle, evli ve 2 çocuklu olarak bedensel zararının asgari ücrete göre 34.638,46-TL, asgari ücretin 1,78 katına göre 61.656,45-TL hesaplandığı, davacının 9 ay geçici iş göremez kaldığı dönemde maluliyeti % 100 kabul edildiğinden bakıcıya ihtiyacı olduğunun kabulü ve davacı ile tanığının beyanı dikkate alındığında 6 aylık bakıcı gideri zararının 2.455,11-TL olabileceği, davacının Menemen’deki evinden Tepecik Hastanesi’ne 7 kez gittiği kabul edilirse ulaşım masrafının 245,00-TL olabileceği, sürücüsü % 35 kusurlu olan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle 24.04.2014-2015 tarihleri arasında … Sigorta tarafından trafik-ZMM sigortası teminat örüntüsüne alındığı ve 2014 yılı itibariyle kişi başına 268.000,00-TL sakatlanma ve tedavi teminat limiti verildiği, geçici ve sürekli işgöremezlik zararaları ile bakıcı ve yol masraflarının teminat kapsamında olduğu kanaati açıklanmış, 17/01/2019 tarihli ek raporda özetle; davacının bedensel zararı asgari ücrete göre 41.259,32-TL, asgari ücretin 1,78 katına göre 73.441,59-TL olduğu belirtilmiştir.
1-Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 18/08/2016 tarihli kusur raporu ile davacı tarafın rapora itirazı üzerine Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi genişletilmiş kurulundan alınan 06/03/2018 tarihli kusur raporlarının dosya kapsamına, oluşa uygun ve birbiri ile uyumlu olduğu; mahkemece davacı …’ın maluliyetinin tespiti açısından Ege Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen 23/12/2015 tarihli rapora ilişkin davacı tarafın talebi üzerine alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 12/12/2016 tarihli maluliyet raporunun olay tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun olduğu; diğer taraftan davacı tarafın hükme esas alınan kök ve ek aktüer-hesap raporuna sadece tazminat hesabına esas alınan kusur raporu ve davacının hesaplamaya esas alınan ücreti ile ulaşım gideri hesabı yönünden itiraz ettiği, belirtilen hususlar dışında aktüer rapora itiraz etmediği, ayrıca bakıcı giderlerinin sorumluluğu ve süre yönünden bir itirazları olmamak ile birlikte kusur izafesi hatalı yapıldığından söz konusu giderler için hesaplanan rakama yönelik hata bulunduğunu belirterek itiraz etmiş ise de, yukarıda kusur tespiti yönünden yapılan açıklamalara göre bu husustaki itirazının yerinde olmadığı, aktüer raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşıldığından; belirtilen nedenlerle; davacı vekilinin, takdir edilen manevi tazminat yönünden yapmış olduğu itirazı dışındaki, belirtilen yönlere ilişkin itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin manevi tazminata yönelen istinaf itirazlarının incelenmesinde ise, 6098 sayılı TBK nın 56. maddesi gereğince, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olay yönünden yapılan değerlendirmede; meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur oranları, davacının manevi zararının boyutları, maluliyet oranı, olay tarihindeki paranın alım gücü dikkate alındığında hak ve nefaset kuralları çerçevesinde davacı yararına hükmedilen manevi tazminatların bir miktar az olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf itirazları kısmen yerinde görülmüştür.
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile, tarafların dosyaya yasıyan sosyal ve ekonomik durumları ve tüm dosya kapsamına göre davacı lehine hükmedilen manevi tazminat tutarının bir miktar az olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle HMK 353/1-b-2.madde uyarınca mahkeme kararının kaldırılıp Dairemizce davacı yararına 10.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesine dair yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/04/2019 tarihli 2015/136 Esas – 2019/218 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
a-73.441,00-TL iş göremezlik, 2.455,11-TL bakıcı gideri, 245,00-TL ulaşım gideri toplamı 76.141,11-TL maddi tazminatın, davalılar … ile …’dan 29.08.2014 kaza tarihinden, davalı sigorta şirketinden 06.03.2015 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine.
Davacının fazlaya ilişkin 1.049,89-TL maddi tazminat isteminin REDDİNE.
Alınması gereken 5.201,19-TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 529,41-TL peşin harç ile 1.235,00-TL ıslah harcı toplamı 1.764,41-TL harçtan mahsubu ile, eksik 3.436,78-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye ırat kaydına.
Davacı tarafından yatırılan 529,41-TL peşin harç ile 1.235,00-TL ıslah harcı toplamı 1.764,41-TL harcın davalılardan tahsil edilerek davacıya verilmesine.
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 8.725,52-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen bedel üzerinden hesaplanan 1.049,89-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine.
b-10.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ile …’dan 29.08.2014 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin 140.000,00-TL manevi tazminat isteminin REDDİNE.
Alınması gereken 683,10-TL harcın davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye ırat kaydına.
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen bedel üzerinden 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen bedel üzerinden 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine.
Davacı tarafından sarf edilen ve peşin harç haricinde kalan 27,70 TL başvuru harcı,4,60-TL vekalet harcı,750,00-TL bilirkişi ücreti, 2.120,72-TL tebligat, tanık,fatura bedelleri ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.903,02-TL yargılama giderinden davanın kabul/ret oranı nazara alınarak taktiren 1.100,70-TL kısmının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 32,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 153,80-TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20/10/2022