Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1296 E. 2022/822 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1296
KARAR NO : 2022/822

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2017 (Dava) – 07/05/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/1284 Esas-2019/457 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 25/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/05/2019 tarihli 2017/1284 Esas ve 2019/457 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … A.Ş.’nin davacı şirkete 2907402 poliçe nolu sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe ve zeyilnamenin dava dilekçesi ekinde sunulduğu, 20/03/2017 tarihinde … Mah. … Sok. No:… …/… (… ada, … parsel) adresinde bulunan villanın iç kısmında su çıkması sonucu hasar meydana geldiğini, temiz su hattında kaçak olduğunu, parke ve duvar kağıtlarının kabardığını, duvarlarda ıslaklık bulunduğunu, birkaç günlük su kaçağının evin tamamına zarar verdiğini, söz konusu hasarın dış cephe kaplaması yapılması sırasında teras temiz su tesisatının almış olduğu fiziki hasar sonrası tesisata verilen temiz suyun basıncı etkisi ile sıva altındaki tesisat borusunun patlaması ile oluştuğunu, olayda davalının kusurlu olduğunu, ekspertiz raporunun bu doğrultuda bulunduğunu, binanın dış cephe kaplama işleminin davalı şirket tarafından yapıldığını, sigortalı ile aralarında bu hususta sözleşme bulunduğunu ve sözleşmenin sunulduğunu, hasar fotoğraflarının dava dilekçesi ekinde olduğu, hasar nedeni ile 82.726,68 TL’nin 03/08/2017 tarihinde sigortalıya ödendiğini, Türk Ticaret Kanunu 1472. maddesi gereğince davacının sigortalıya halef olduğunu, hasar miktarı ve kusur oranı hususunda inceleme yapılmasını ve davalı aleyhine hasarın ödemesi için açılan İzmir 24. İcra Dairesi’nin 2017/12443 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın haksız olduğunu, takibe devam etmek istediklerini belirterek itirazın iptaline ve takibin devamı ile %20 icra inkar tazminatının davalı aleyhine hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … tarafından davalı aleyhine davacının dış cephe kaplama işlerini yaptığı dava dışı … A.Ş.’e ait … Mah. … Sok. No:… …/… adresindeki villanın iç kısmında temiz su hattında oluşan kaçak nedeniyle meydana gelen 82.726,68 TL hasar bedelinin dava dışı sigortalıya ödendiği ve sigortalının halefi olarak ödenen hasar bedelinin kusurlu olduğu bildirilen davalıdan rücuen talep edildiği, davalı şirketin kusuru ve olayla illiyet bağı bulunmadığını, söz konusu villada taşeronların çalıştığını, hasarın sebebinin bu taşeronlar olabileceğini, hasarın davacıya yüklenmesinin varsayımsal rapora dayandığını, davalı şirketin dış kaplama işinin terasta yer alan temiz su borusu ile bağlantısı ve ilişkisi bulunmadığı, hasar iddiasını kabul etmediklerini, talep edilen miktarın da hatalı ve fahiş olduğunu bildirmiş ve konunun araştırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “…davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz ederek yeniden inceleme talebinde bulunmuş ise de yapılan keşif, alınan tanık beyanları ve fiziki tespitleri değerlendirildiğinde yeniden inceleme yapılmasına gerek olmadığı, fiziki tespitlerin olayı yeterince aydınlattığı kanaatine varıldığından yeniden inceleme talebi reddedilmiş ve davacı talebi subut bulmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine, “…davalının kötüniyet tazminatına yönelik talebinin davacının sigorta eksper raporuna göre dava ve takip yaptığı, davalıyı zarara uğratmak kastının bulunmadığı dolayısıyla kötüniyetin subut bulmadığının saptandığı…” gerekçesiyle bu husustaki talebin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; davacının gerek cevabi ihtarnamelerine gerekse borca itiraz dilekçelerindeki açıklamalarına rağmen sırf sigortalısına yapmış olduğu ödemeyi birinden rücu edebilmek amacıyla kusurlu olmadığını zaten bildiği halde müvekkil şirket aleyhinde haksız ve kötüniyetli olarak iş bu itirazın iptali davasını ikame ettiğini, davanın reddine karar verilmesi nedeniyle davalı müvekkil lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedildiğini beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının yalnızca kötüniyet tazmınatı ve vekalet ücretine ilişkin kısımlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, inşaat all risk poliçesi kapsamında sigortacının dava dışı sigortalısına yaptığı ödemenin rücusuna yönelik icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, dava dışı sigortalının evinin gördüğü zararın sorumlusunun tespitinin bilirkişi incelemesini gerektirmesi karşısında davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Ancak, dava nispi harca tabi olup verilen red kararı kapsamında yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi uyarınca davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle maktu vekalet ücretine karar verilmesi doğru değil ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının davalı lehine kaldırılmasına dair aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan gerekçelerle vekalet ücreti yönünden KISMEN KABULÜ ile; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/05/2019 tarihli 2017/1284 Esas ve 2019/457 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a)Davanın REDDİNE,
b)Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
c)Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 993,45 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 912,75 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
d)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
e)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 11.554,47 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f)Karar kesinleştiğinde bakiye avansın davacıya iadesine,
ŞEKLİNDE HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının REDDİNE,
3- İstinaf yargılama giderleri yönünden;
a)Davalıdan alınan 44,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
b)İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafından yapılan 121,30-TL istinaf kanun yolu başvuru harcı, 13,50-TL posta gideri olmak üzere toplam 134,80-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
d)Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25/05/2022